Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/398 E. 2022/19 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/398
KARAR NO : 2022/19

DAVA : FSEK-TECAVÜZÜN TESPİTİ, MEN’İ, REFİ, MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 05/07/2012
KARAR TARİHİ : 03/03/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK – Markaya Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Maddi-Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili tarafından … 28. Noterliği’nden … tarihinde keşide edilen … yevmiye numaralı ihtarname ile, davalılardan … ve …’ın sorumluluğu altında … isimli derginin 358. sayısı ana kapağındaki …’sine ait tam sayfa renkli fotoğrafa ait projenin müellifi olarak diğer davalı …’in adının yazılmasının, müvekkilinin müelliflik haklarına tecavüz olduğu belirtilerek, tecavüzün maddi ve manevi telafisinin gerektiği, aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtaren bildirildiğini, aynı ihtarnamede, belirtilen eserin/projenin tek başına davalılardan …’e ait olmadığı, bir ortak eser olduğu, davacının eser üzerindeki haklarının diğer davalılar… sorumluları tarafından ihlal edilmiş olduğu ve bu ihlalin iyi niyet ölçülerini aştığının da açık ve net olarak görüldüğü hususlarının da vurgulandığını, müvekkilinin dergide yayınlanan projenin ortak eser olmasına rağmen, adının yazılmaması nedeniyle manevi şahsiyet ve fikri haklarının rencide olduğunu iddia ederek, davalıların FSEK’e göre müvekkilinin müelliflik haklarına tecavüzlerinin varlığının tespitini, ref ve men’ini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, davalıların tecavüzleri nedeniyle müvekkilinin manevi haklarının ihlal edilmiş olması sebebiyle 30.000,00 TL. manevi tazminata hükmedilmesini ve davalıların tecavüzleri nedeniyle müvekkilinin mali haklarını ihlal etmeleri nedeniyle 20.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin Oda Genel Kurulu ile yapılan seçim sonucunda Yönetim Kurulu ve Başkanının değişmesi halinde derginin künyesinin değiştirilmesi uygulaması nedeniyle göreve geldiği tarihten sonra, …’nin ilk defa 358. sayısının künyesinde adı geçtiğini, derginin sahibinin Mimarlar Odası tüzel kişiliği olduğunu ve yayınlanmaya başladığı 1963 yılından itibaren de bu durumun hiç değişmediğini, dava konusu edilen derginin kapağındaki fotoğraf nedeniyle herhangi bir hak ihlalinin söz konusu olduğu kabul edilmemekle birlikte, işbu davanın yayın sahibi olan Mimarlar Odası aleyhine açılması gerektiğini ve yayın sahibi olmayan müvekkili hakkındaki davanın öncelikle husumetten reddedilmesi gerektiğini, müvekkili hakkındaki davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili yönünden hüküm kurulmasının Basın Kanunu’nun 13. maddesinde açıkça düzenlendiği üzere mümkün olmadığını, derginin sorumlu Yazı İşleri Müdürü olarak görev yapan müvekkili yönünden davanın bu hüküm çerçevesinde husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, diğer davalı … ‘ın adının …’nin mimarı olarak ilk kez bu dergide yer almadığını, 1976 yılından itibaren çeşitli dergi ve yayınlarda, dava konusu fotoğrafta yer alan binanın tek mimarı olarak …’ın isminin yer aldığını, davacının daha önce yayınlanan bu yayınlara, bugüne kadar herhangi bir itirazda bulunmadığını ve dava konusu etmediğini, dava konusu fotoğrafın Mimarlar Odası bünyesinde çıkarılan … tarafından yayınlanması dolayısıyla, açılan dava … Odası yönünden ancak haksız fiil hükümlerine dayandırılabileceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının söz konusu dönem içinde yaratılan mimari proje ve eserler üzerinde herhangi bir eser sahipliği hakkının olmadığını, davacının söz konusu eserlerin yaratılmasındaki rolünün teknik yardımdan ibaret olduğunu, zaten davacının da talep edene yardım ettiğini ve özellikle teknik yardımda bulunduğunu dava dilekçesinin 8. paragrafında ifade ettiğini, plan ve projeleri ile birlikte söz konusu eserlerin tasarımları tamamen müvekkilinin yaratıcı fikri çabaları ile meydana geldiğini ve bu eserlerin tamamının müvekkilinin … anlayışını yansıttığını, müvekkiline bağımlı olarak çalışan davacısının ise, kendisinden talep edildiğinde teknik destek vermiş ve mimari anlayışı müvekkiline ait tasarımların teknik çizimlerine katkıda bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nun 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
01/12/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle: … Müdürlüğü Yapısı’nın FSEK 4.madde kapsamında mimari eser ve projelerinin de FSEK 2.madde kapsamında ilim ve edebiyat eseri olduğu, davacı mimar …’in mimar … ile birlikte … Yapısı üzerinde ortak eser sahibi olduğu yönündeki iddiasının sabit bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
02/11/2015 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Dava konusu eserleri oluşturan … tesislerinin hem mimari proje alarak FSEK 2.madde f1 b.3 kapsamında olduğu hem de mimari eser olarak FSEK 4.madde f.1 b.3 kapsamında olduğu, bu eserler üzerinde davacı …’in ortak eser iddiasında bulunduğu, cevaba cevap dilekçesi ile “dava dilekçesinde ve dilekçe eklerinde bahsedilen bütün eserler hakkında” karar yerilmesi istenmişse de, … dışındaki eserler bakımından geçmiş tarihlerdeki yayınlarda davacının haklarını ihlal seviyesinde bir yayın olmadığı; bilakis bu eserler bakımından davacının ismine yer verildiği; bu nedenle bir ihlal ve zarar da bulunmadığı, davacının haklarının ihlal edildiğini ortaya koyan delilinin de olmadığı, davacının talebiyle dava dışı diğer eser sahiplerinin eser sahipliği hakları konusunda karar verilmesinin husumet ehliyeti (sıfat) bakımından mümkün olup olmadığının takdirinin Mahkemeye ait bulunduğu, FSEK anlamında eserin, eser sahibinin fikri emeğiyle oluşacağı ve sahibinin hususiyetini taşıması gerektiği, 1977 yılında “…” başlıklı dergi makalesinden sanraki bir tarihte yayımlanan 1979 tarihli (davacının Ek-22 nolu delili) bir tek dergi makalesinden başka dosyaya sunulan hiçbir yayında …’in adı ile anılmadığı, FSEK m 11’deki eser sahipliği karinesi ternelinin ispat edilemediği (HMK m. 1904. 2), eser sahipliğinin her türlü delille ispat edilebileceği, dosyadaki diğer delil ve karineler, özellikle …aslında “…” ibaresinin bulunması, Galeri sahibi …’nın beyanları, davalı …’ın … tasarım sürecine ilişkin dergilerde vardiği ayrıntılı bilgiler karşısında davacının fikri çaba ve hususiyetini ispat eden herhangi bir delilinin olmadığı, davacının eser sahipliği iddiasını ispatlayamadığından eser sahipliğine bağlı haklara sahip olmadığı, …Projesi ile ilgili olarak davacı …’in adının çeşitli yayınlarda bazen tek başına bazen başka diğer mimarlarla beraber davalı …’in adının yanında ysyımlandığı. davacının FSEK m.11’deki eser sahipliği karinesine dayandığı, eser sahipliğinin her türlü delille ispat edilebileceği, ancak gdavalı … tarafından Karayolları Genel Müdürlüğünden temin edilen, resmi mühür ve imzaları havi 22 adet projede eser sahibi olarak davalı …’in göründüğü, davacının ise sadece çizen veya kantrol eden olarak gösterildiği, ayrıca Karayolları Genel Müdürlüğü’nün 25 Kasım 2005 tarihli yazısında “proje müellifi’nin davalı … olduğunun belirtildiği, davalının mimari anlayışı ve kariyerindeki diğer eserlerinin de ilgili eserdeki gibi sahibi davalı …’in belirgin hususiyetini yansıttığı, davalı …’in söz konusu eserle ilgili kendi özgün el çizimlerini de sunduğu, dolayısıyla bütün bu delilleriyle davalırın söz konusu eser üzerindeki hak sahipliğini ispat ettiği, buna karşılık davacı …’in dergi makalelerinden başka herhangi bir belge veya özgün çizim sunmadığı, herhangi bir tanık dinletmediği görülmekle, davacının bu mimari projeye ilişkin iddialarını ispatlayamayıp, eser sahibi olduğunu ortaya koyamadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 2012/180 E. 2016/2 K. ve 19/01/2016 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11 HD’nin 2016/6001 E. 2018/247 K. ve 15/01/2018 tarihli ilamı ile : “… 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, dava konusu Maçka Sanat Galerisi ve Karayolları 17. Bölge Müdürlüğü binalarının mimari projeleri üzerinde müşterek eser sahipliği iddiasının kanıtlanamamış olmasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava, 5846 sayılı FSEK’in 15/3. maddesi uyarınca dava konusu edilen yapıların mimari projeleri üzerinde müşterek eser sahipliğinin tespiti ile muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı tarafından dava dilekçesinde, … binası dışında …Tesisleri, …, …İşletmeleri Yerleşim Merkezleri, …Tesisleri, … A.Ş. …Tesisleri, …, … de dava konusu içinde gösterilmiş, müteakip dilekçelerde de tüm bu yapılar üzerinde müşterek hak sahibi olunduğu ileri sürülmüştür. Her ne kadar 02.11.2015 tarihli bilirkişi raporunda, dosyaya sunulan yayınlarda …binaları dışındaki yapılarda davacının isminin, davalı …’in isminin yanında zikredildiği, dolayısıyla bu eserler bakımından davacının hakkına yönelik güncel bir ihlalin bulunmadığı yönünde görüş belirtilmişse de, davalı … vekili tarafından bu değerlendirmeye itiraz edilerek davacının hiç bir eserde hak sahibi olmadığı ileri sürülmek suretiyle anılan projeler hakkında da muarazanın devam ettirildiği anlaşılmaktadır. Bu bakımdan, mahkemece …Yapıları, …, …, …, … A.Ş. …Tesisleri, …, …’ne ait mimari projeler hakkında da değerlendirme yapılarak ulaşılacak sonuç çerçevesinde davacının 5846 sayılı FSEK’in 15/3. maddesi uyarınca müşterek eser sahibi olup olmadığı hususunda bir karar verilmek gerekirken sadece … binalarının mimari projeleri değerlendirilerek her iki eserde davacının müşterek eser sahipliğini ispatlayamadığı gerekçesiyle diğer projeler yönünden de davanın reddi sonucunu doğuracak şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu yönden davacı yararına bozulmasını gerektirmiştir …” gerekçesiyle bozulmuştur.
Yargıtay 11 HD’nin 2016/6001 E. 2018/247 K. ve 15/01/2018 tarihli bozma ilamına uyulmuştur.
HSK’nun 02/08/2017 tarih ve 1071 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 08/08/2017 tarihi itibarıyla faaliyetlerinin durdurulmasına, 3. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan dava, iş ve arşiv dosyalarının … 1. FSHHM’ne devrine karar verildiğinden, bozma sonrası dava … 1. FSHHM’ne tevzi edilerek … E. sırasına kaydı yapılmıştır.
… 1. FSHHM’nin … E. – … K. ve 20/12/2018 tarihli kararı ile : “… 1- 5846 sayılı FSEK’in 15/3. maddesi uyarınca dava konusu edilen …binası yönünden hüküm kesinleşmiş olmakla davanın reddine dair verilen karar bu yönden doğru bulunduğundan ve mahkemizce bozmaya uyulduğundan bu iki projeye dair yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
2- Dava …Tesisleri, …,… Merkezleri, …, … A.Ş. …Tesisleri, …, … yapıları yönünden eser sahipliğinin tespiti davası olmayıp, tazminat istemli açılmış bir dava olduğundan ispat edilemeyen davanının REDDİNE …” şeklinde karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay 11 HD’nin 2019/1529 E. 2020/4315 K. ve 21/10/2020 tarihli ilamı ile: “… Dava, 5846 sayılı FSEK’in 15/3 maddesi uyarınca dava konusu edilen yapının mimari projeleri üzerinde müşterek eser sahipliğinin ve tecavüzün tespiti, meni, refi ve tazminat istemlerine ilişkindir.
Her nekadar mahkemece Dairemizin 15.01.2018 tarihli ilamına uyularak devam olunan yargılamaya göre, davacının …, …,… Merkezleri, …, … A.Ş. …, …, … mimari projelerinde de müşterek eser sahipliği iddiası olduğunun kabulü ile değerlendirme yapılmış ve davanın bu eserler yönünden de reddine karar verilmiş ise de; dava dilekçesinde davacının talebinin yalnızca … yönelik olduğu, dilekçede sayılan diğer eserlerin müşterek eser sahipliği hususunda örnek kabilinden sayılarak davalı ile çalışılan ortak projeler anlamında delil olarak sunulduğu ve dava konusu yapılmadığı anlaşılmıştır.
Dairemizce verilen bozma ilamında, davacının … binası, …, …,…, …, … A.Ş. …, … projelerininde dava konusu içinde gösterildiği ve bu projeler hakkında da murazaanın devam ettiği şeklindeki tespitlerin esasen maddi hataya dayalı olduğu ve maddi hataya dayanan bozma kararına uyulması ile usulü kazanılmış hakkın doğmayacağı aşikardır. O halde, sadece dava konusu …yönünden usulü müktesep hakkın doğduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda, Dairemiz bozma ilamının maddi hataya dayalı olduğu gözetildiğinde, dava konusu olmayan …, … Tesisleri, …, …, …, …A.Ş. …, …, …mimari projelerinde eser sahipliğine dair mahkemece hüküm kurulması doğru olmamış ve bu yönden kararın bozulması gerekmiştir …” gerekçesiyle bozulmuştur.
Yargıtay 11 HD’nin 2019/1529 E. 2020/4315 K. ve 21/10/2020 tarihli bozma ilamına uyulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: … ait … isimli derginin …. sayısının ana kapağındaki … ait renkli fotoğrafla ilgili projenin müellifinin davacı olduğu iddiasıyla davacının müelliflik haklarına davalıların tecavüzlerinin tespiti ile men ve ref’i, mali hakların ihlalinden dolayı 20.000,00 TL maddi tazminat ile manevi hak ihlalinden kaynaklanan 30.000,00 TL manevi tazminatın, davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay 11 HD’nin 2019/1529 E. 2020/4315 K. ve 21/10/2020 tarihli bozma ilamında belirtiltiği üzere : İstanbul 1. FSHHM’nin 2018/133 E. -542 K.ve 20/12/2018 tarihli kararı ile Yargıtay 11 HD’nin 2016/6001 E. 2018/247 K. ve 15/01/2018 tarihli ilamına uyularak yapılan yargılamada; Davacının …, …, …, …, …A.Ş. …, …,… mimari projelerinde de müşterek eser sahipliği iddiası olduğunun kabulü ile değerlendirme yapıldığı ve davanın bu eserler yönünden de reddine karar verilmiş ise de, dava dilekçesinde davacının talebinin yalnızca “…” yönelik olduğu, dilekçede sayılan diğer eserlerin müşterek eser sahipliği hususunda örnek kabilinden sayılarak davalı ile çalışılan ortak projeler anlamında delil olarak sunulduğu ve dava konusu yapılmadığı, Yargıtay 11 HD’ nin 2016/6001 E. 2018/247 K. ve 15/01/2018 tarihli bozma ilamında, davacının …, …, …, …,…A.Ş. …, …, … mimari projelerininde dava konusu içinde gösterildiği ve bu projeler hakkında da murazaanın devam ettiği şeklindeki tespitlerin esasen maddi hataya dayalı olduğu ve maddi hataya dayanan bozma kararına uyulması ile usulü kazanılmış hakkın doğmayacağı, sadece dava konusu … yönünden usulü müktesep hakkın doğduğu anlaşıldığından, dava konusu “…” hakkında verilen ret kararı, Yargıtay 11. H.D nin 2016/6001 E. 2018/247 K. ve 15/01/2018 tarihli ilamı ile kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Dava konusu “…” hakkında verilen ret kararı, Yargıtay 11. H.D nin 2016/6001 E 2018/247 K ve 15/01/2018 tarihli ilamı ile kesinleştiğinden YENİDEN KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-80,70 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile artan 661,80 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Tecavüzün Tespiti, Men’i, Ref’i talepleri yönünden Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4- Maddi Tazminat talebi yönünden Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Manevi Tazminat talebi yönünden Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca 7.375 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Davacı tarafça bozma öncesi ve bozma sonrası yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde YARGITAY TEMİZ YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 03/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır