Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/392 E. 2023/28 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/392
KARAR NO : 2023/28

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ – HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, DURDURULMASI, ÖNLENMESİ, MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ
DAVA TARİHİ : 19/01/2021
KARAR TARİHİ : 16/02/2023

HSK’nın 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, İstanbul 1. FSHHM’nin 2021/11 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/392 E. sırasına kaydı yapılmakla, taraflar arasında Markaya Tecavüz – Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Markanın Hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…” ibareli markaların sahibi olduğunu, ilgili markaların … sınıf kapsamında tescilli olduğunu, müvekkilinin bu markaları kendi web sitesinde ve sosyal medya hesaplarında kullandığını, davalı tarafın “…” ve “…” ibareli markalara başvuru yaptığını, yapılan itiraz sonucunda markaların reddedildiğini, kendileri tarafından davalıya ihtarname göndererek müvekkili markasıyla benzer kullanımları durdurmasını istediklerini, davalı tarafın cevabi ihtarında, müvekkilinden haberdar olunduktan sonra “…” olarak faaliyetlerine devam ettiğini bildirdiğini, yine davalının müvekkiliyle aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, … sitesindeki ve sosyal medya hesaplarındaki marka kullanımlarının renk ve tasarım olarak müvekkili markasıyla karıştırılmaya yol açtığını, davalı marka kullanımlarının iltibas yarattığını, aynı zamanda haksız rekabete yol açtığını, yine davalının … tescil numaralı markayı …. sınıfta kendi adına tescil ettirdiğini, bu markanın da hükümsüz kılınması gerektiğini, bu nedenlerle; davalıya tebligat yapılmaksızın dosyadaki mevcut delillerin eşliğinde ya dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasını ya da gerekirse davalının adresi olan “…” adresinde delil tespiti işlemi de yapılarak davalının müvekkiline ait … ve … tescil numaralı markalara tecavüz teşkil eder şekilde markasal kullanımda bulunup bulunmadığının tespitini, davalının, müvekkiline ait … ve … tescil numaralı markaların aynısı yahut ayırt edilmeyecek derecede benzeri şeklinde olan “sule aydın hair transplant” şeklindeki kullanımının dava sonuna kadar önlenmesini ve durdurulmasını, marka hakkına tecavüz teşkil eden evrak, broşür, tabela, basılı tüm dokümanlara Türkiye sınırları içinde bulundukları her yerde elkonulmasını ve bunların saklanılmasını, karar kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesini, yine davalıya ait internet sitesi ve sosyal medya hesaplarında müvekkilinin markasına tecavüz teşkil eden sayfalara erişimin engellenmesi kararı verilmesini, tecavüz davasının kabul ile davalının, müvekkiline ait … ve … tescil numaralı markalara tecavüzün tespitine önlenmesine, durdurulmasına ve kaldırılmasına, tecavüz oluşturan ürünlere el konulmasına, tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınmasına, özellikle masrafları tecavüz edene ait olmak üzere el konulan ürünlerin şekillerinin değiştirilmesi, üzerindeki markaların silinmesi, veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi kaçınılmaz ise imhasına karar verilmesini, masrafları davalıya ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesine, hükümsüzlük talepleri yönünden davalıya ait … numaralı markanın tüm emtialar bakımından hükümsüzlüğüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili tarafından 04.01.2019 tarihinde TPMK nezdinde yapılan başvuruda tescili talep edilen … numaralı başvurunun davacı tarafın markasına benzerlik gösterdiği gerekçesi ile reddedildiğini, red kararının 07.01.2019 tarihinde verildiğini, ardından davacı tarafından müvekkiline bu markanın kullanılmaması gerektiği aksi halde yasal yollara başvuracağını içeren bir ihtarname gönderildiğini, ihtarname tebellüğ ettiğinde müvekkilinin davacı tarafı daha önce tanımadığını ve markasından haberdar olmadığı için iletişime geçerek, kendi adının da … olduğunu söyleyerek kendi markasını yaratma gayesi olduğunu beyan ettiğini, davacının ise .. ismine, soyadını ve herhangi bir ismi ekleyerek kullanabileceği noktasında bir fikir ileri sürdüğünü, bu ihtar ve konuşma üzerine müvekkilinin iyiniyet gösterip, ihtara konu markayı kullanmayı bırakarak yeni bir marka tasarladığını ve TPMK’ ya …sayılı başvuru numarası ile yeni bir marka başvurusu yaptığını, başvuruya konu tasarımın davacının fikir verdiği gibi müvekkilinin ismi ve önceki soy ismi olduğunu, müvekkilinin saç olarak nitelendirdiği 3 adet yay, turkuaz renk, başvurusunda açık olarak yazan “…” ünvanını kullandığını, …’ın müvekkilinin adı olduğunu, kötüniyetin söz konusu olmadığını, müvekkilinin başvurusunda kullanmış olduğu … rengini makalelerde okuduğu yazı üzerine tercih ettiğini, müvekkilinin müşterilerinin, davacının bahsettiği gibi isim benzerliği sanarak müvekkiline gelen tüketiciler olmadığını, aksine verilen kaliteli hizmetten dolayı çoğunlukla referans gösterilerek portföyüne katılan kişiler olduğunu, bu sebeple davacının iddia ettiği gibi bir müşteri kandırma politikasının ve markaya tecavüzün söz konusu olmadığını zira başvurunun tescil edildiğini, tescil edilen bir markanın başka bir markaya, marka tecavüzünde bulunmasının söz konusu olamayacağını, davacının iddia ettiği gibi “…” olarak Google’da aratıldığında; müvekkiline ait internet sitesinin ilk sıralarda çıkmadığını, asıl kötü niyetlinin müvekkiline zarar vermek adına bu davayı açan davacının olduğunu, bu nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın, ihtiyati tedbir talebinin reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
22/09/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalı tarafın … web adresinde, instagram hesabında ve facebook hesabında “…” şeklinde markasal kullanıma rastlanmadığı, davalının kullanmış olduğu instagram hesabından davaya konu olan görsel ile ilgili son paylaşımın 9 Ekim 2019 tarihinde yapıldığı, bu tarihten sonraki tüm paylaşımlarda davaya konu olan görsel kullanılmadığı, davalının facebook hesabından davaya konu olan görsel ile ilgili paylaşım 27 Temmuz 2019 tarihinde yapıldığı, o tarihten sonraki paylaşımlarda bu görsel kullanılmadığı, davalının facebook profil resminin 3 Şubat 2021 tarihinde güncellenerek “…” ibaresinin kaldırılarak “…” ibaresinin kullanılmaya başlandığını, taraflarına verilen görev çerçevesinde, ihtiyati tedbir talebine esas teşkil edecek şekilde gerekli incelemelerin yapılması gerektiğinden bu aşamada davalının eskiye dönük “…” ibareli marka kullanımının, davacı markaları ile iltibas yaratıp yaratmadığı, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz edilip edilmediği ve davalının tescilli “…” ibareli markasının hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı hususları değerlendirilmediği, bu hususlardaki değerlendirmeler yargılamanın devamında görüleceğinden bu husustaki takdirin mahkemede olduğu, davalı tarafın tescilsiz olarak “…” şeklindeki marka kullanımı, davacı markalarının tescili kapsamında olduğu, ancak taraf markaları arasındaki sadece kısmi ses benzerliğinin bulunması sebebi ile davalının “…” şeklindeki marka kullanımının, ortalama hizmet alıcıları açısından karışıklığa sebebiyet vermeyeceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
05/07/2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davalı tarafın hali hazırda yayında ve erişilebilir olan facebook hesabındaki 5 Ocak 2019 tarihinde yayınlanan … URL uzantısında ve 9 Ocak 2019 tarihinde yayınlanan … URL uzantısında bulunan video paylaşımlarındaki “…” ibaresinin davacı markalarıyla benzer olduğu, aynı hizmetleri kapsamasından kaynaklı, davalı marka kullanımının marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnalarını belirleyen 6769 sayılı SMK’nın 7/3(d).maddesi kapsamında sayılacağından, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz edildiği, davalının facebook, İnstagram ve web sitesindeki “…” ve “…” şeklindeki kullanımlarının, davalı markasıyla görsel, işitsel ve kavramsal farklılık arz etmesi nedeni ile davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil etmeyeceği, bununla beraber “…” markasının davalının adı olmasından kaynaklı, davalı marka kullanımının marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnalarını belirleyen 6769 Sayılı SMK 7/5-a maddesi kapsamında olduğu, davacı markaları ile davalıya ait “…” markasının 6769 sayılı SMK 6/1.maddesi kapsamında halk tarafından ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunmadığından takdiri mahkemeye ait olmak üzere hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz-haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması, önlenmesi ile TPMK nezdinde davalı adına tescilli … numaralı markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı SMK’nın 5. maddesinde marka tescilinde mutlak red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
6769 sayılı SMK’nın 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
6769 sayılı SMK’nın 25. maddesinde “Marka Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir…
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nun 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.madde de düzenlenmiştir.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
Haksız rekabet TTK 54. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 54/1 madde hükmü haksız rekabet hukukunun amacını “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.” şeklinde belirterek, bu kısma ilişkin hükümlerin yorumlanmasında dikkate alınacak temel ilkeyi vurgulamıştır. TTK 54/2 madde hükmünde ise Kanun Koyucu haksız rekabeti “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde tanımlamıştır.
Görüldüğü üzere TTK 54. madde hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında “dürüstlük kuralını” temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesinde, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır.
Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra TTK 55. madde hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır. Bununla birlikte TTK 55. maddede sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, sadece TTK 54/2 maddesinde belirtilen haksız rekabet eyleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu açıktır.
TTK 55. madde hükmünde düzenlenen haksız rekabet hallerinden biri de, davanın da konusunu oluşturan TTK 55/1-a-(4) maddesi hükmüdür. Bu hükme göre “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak”, iyi niyet kurallarına aykırı bir davranıştır ve haksız rekabet hali olarak nitelendirilir. Bu hüküm, 6762 sayılı eski TTK’nın 57/5. madde hükmünü karşılamaktadır.
Madde hükmüne göre, karışıklığa yol açabilecek benzerliklere sebebiyet vermek bir haksız rekabet halidir. Bu maddede sayılan eylemlere bakıldığında bir kişiye ait olan ürün, faaliyet veya işleri ile ilgili olarak üçüncü kişinin karışıklığa yol açacak davranışlarında bulunması hali, haksız rekabetin varlığından söz edebilmek için yeterlidir. Davranışın bilerek yapılması veya bilmeyerek yapılmış olması haksız rekabetin varlığını etkileyecek bir unsur değildir. Haksız rekabet hukuku, kişinin emeğinden haksız olarak yararlanılmasını önlemeyi amaçlamaktadır. Haksız rekabetin söz konusu olabilmesi için iktisadi rekabetin suistimal edilmiş olması gerekir.
SMK, TTK hükümleri, TPMK kayıtları, mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu kök/ ek raporu ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde … numaralı “… + şekil” ve … numaralı “… + şekil” markalarının, davacı … adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
TPMK nezdinde … numaralı “…” markasının, davalı … adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere : Davalının facebook hesabında 05/01/2019 tarihinde yayınlanan … URL uzantısında ve 09/01/2019 tarihinde yayınlanan …URL uzantısında bulunan video paylaşımlarındaki “…” ibaresinin; davacı markalarıyla benzer olduğu, aynı hizmetleri kapsamasından kaynaklı davalı marka kullanımının marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnalarını belirleyen 6769 sayılı SMK’nın 7/3-d.maddesi kapsamında sayılacağından, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği kanaatine varıldığından, davalının Facebook hesabında 05/01/2019 tarihindeki video paylaşımlarında bulunan “…” ibaresinin kullanılması nedeni ile davalının eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine karar verilmiştir.
Davalının facebook, İnstagram ve web sitesindeki “…” ve “…” şeklindeki kullanımlarının, davalı markasıyla görsel, işitsel ve kavramsal farklılık arz etmesi nedeni ile davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil etmeyeceği, bununla beraber “…” markasının davalının adı olmasından kaynaklı, davalı marka kullanımının marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnalarını belirleyen 6769 sayılı SMK 7/5-a maddesi kapsamında olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacı markaları ile davalıya ait “…” markasının; 6769 sayılı SMK’nın 6/1.maddesi kapsamında halk tarafından ilişkilendirme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı, hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığından; TPMK nezdinde davalı adına tescilli …numaralı markanın hükümsüzlüğü, hükmün ilanı ve diğer taleplerin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının Facebook hesabında 05/01/2019 tarihindeki video paylaşımlarında bulunan “…” ibaresinin kullanılması nedeni ile davalının eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine,
2-TPMK nezdinde davalı adına tescilli …numaralı markanın hükümsüzlüğü, hükmün ilanı ve diğer taleplerin reddine,
3-179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 120,60 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Marka Tescilinden Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Önlenmesi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5- Hükümsüzlük talebinin reddi nedeniyle; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacının yaptığı 59,30 TL başvuru harcı, 59,30 TL peşin harç, 97,70 TL tedbir talebi harcı, 456 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.772,30 TL yargılama giderinden; davanın kısmen kabul/kısmen reddi nedeniyle 1.386,50 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır