Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/377 E. 2023/170 K. 31.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/377 Esas
KARAR NO : 2023/170

DAVA : Markanın Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 16/12/2020
KARAR TARİHİ : 30/10/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan asıl davada Markanın Hükümsüzlüğü, birleşen davada Markaya Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … yılından bu yana … unvanı altında … olarak haber, kültür, sanat, spor, hukuk, eğlence içerikli yayınlar yaptığını bunlara ek olarak hak mücadelesi anlamında … vatandaşların özel günleri, hukuki mücadeleleri ve temsiliyetini yansıtan bilinen bir televizyon kanalı ve radyo frekansının mevcut olduğunu, 15 yıldır kesintisiz yayın yapmakta ve 15 yıldır hükümsüzlüğü talep edilen markanın ayırt edilemez benzerinden ibaret logoyu ve ismi kullanmakta olduğunu, bir çalışanlarının instagram hesabı üzerinden denk geldiği bir paylaşımda 15 yıldır kullandıkları RTÜK kayıtlarında da açıkça belli olunan logolarının … isimli kişi tarafından kötü niyetli biçimde 2018 yılından itibaren 10 yıl süre ile tescil ettirildiğini fark ettiklerini, RTÜK kayıtlarında 15 yıldır aynı logoyu kullandıkları ve kendileri ile özdeş olduğunu, bununla ilgili 10 yıla ait ticaret sicil kayıtları ve logolu 10 yıllık yayın arşivlerindeki tüm kesitler CD olarak mahkemeye sunulduğunu, bu nedenlerle mahkemece resen dikkate alınacak sair hususlar nedeniyle …tescil numaralı 19.11.2018 tarihli ‘…’ markasının hükümsüzlüğüne karar verilerek sicilden terkinine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı yan asıl davaya cevap dilekçesi sunmadığı ancak 21/02/2022 havale tarihli dilekçesi ile davanın esasına ilişkin beyanda bulunduğu görülmüştür. Beyan dilekçesinde özetle; Müvekkilinin haklılığı ortaya koyacak koruma markalarına ilişkin başkanlık makamı olur özeti başlığı altında marka patent kurumu yazısını ekte sunduklarını, karşı davalının bilirkişi raporunda belirtilen tanınmışlık iddiasına rağmen TMPK ‘nin yazısının aksine davrandığını, davalının kendi markasını koruma yoluna gitmediğini, RTÜK ihtar ve uyarıları, logonun müvekkil tarafından alındıktan sonra 2 aylık itiraz süresi içerisinde itiraz süresi içerisinde koruma girişimlerinin olmadığını, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere müvekkilinin davayı açıkça usulüne uygun aldığını hiçbir itiraza uğramadığını, dava dışı … televizyonunun bildirdiği logonun aksine logo kullanmasına sessiz kaldığını, bahsi geçen tanınmışlığın usulüne aykırı kullanımdan kaynaklandığını, …’nin logosu bildirildiği logonun haricinde bir logo olduğu TPMK de beyan edilen hususta herhangi bir tanınmışlığı başvurusu olmadığını, açıklanan nedenlerle asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İSTANBUL 1.FSHHM’nin 2021/12 E. SAYILI DAVASINDA TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, radyo ve televizyon yayın hizmetleri sınıfında 19.11.2018 tarihinde “…” logosunu tescil ettirmek için Türk Patent Enstitüsü’ne başvuruda bulunduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu … numaralı başvurunun, Türk Patent Enstitüsü tarafından yapılan inceleme sonucunda 31.05.2019 tarihinde onaylanmış olduğunu, müvekkili markasının … sınıfta yer aldığını, müvekkili markasının izinsiz ve rızası dışında davalı şirket tarafından kullanılmakta ve bunun sonucunda haksız menfaat ve kazanç sağlanmakta olduğunu, davalı şirketin, müvekkili ile aynı alanda faaliyette (radyo hizmetleri) hizmette bulunmakta olduğunu ve müvekkili adına tescilli “…” logosunu marka olarak hizmetlerinde ve ürünlerinde alenen fiili olarak kullanmakta olduğunu, davalının, RTUK e bildirmiş olduğu logoyu kullanmayıp müvekkiline ait marka ve logoyu kullanmakta olduğunu, davalının radyo ve televizyon hizmetleri sınıfında tescilli markasının, müvekkilinin markası ile birebir aynı olduğundan; marka hakkını kullanamama ile karşı karşıya gelen müvekkilinin, ilgili markanın 6769 S. K. M. 29 ve ilgili yasal hükümler kapsamında marka hakkına tecavüz fiillerinin tespiti ile tecavüzün giderilmesini, davalıdan bu kapsamda maddi ve manevi tazminat talebi hususunda karar verilmesi ile zorunlu hale geldiğini dava şartı olarak arabulucuk süreci de tarafımızca başlatılmış olduğunu, davalı şirketin bu markayı ve logoyu kullanması tedbiren durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Marka hakkına tecavüzün söz konusu olamayacağını, zira markanın müvekkilince yaratılmış ve kesintisiz 15 yıldır kullanılmakta olduğunu, davacı aleyhine açılan hükümsüzlük davasının derdest olduğunu, markanın gerçek sahibinin müvekkili olduğunu, bunu ispatlamak için 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde … E. Sayısı ile açılan davanın derdest olduğunu, bu durumdan sonra davacı tarafından tazminat talepli bu davanın açılmış olduğunu, …’nun, 2005 yılından bu yana … ünvanı altında … olarak haber, kültür sanat, spor, hukuk, eğlence içerikli yayınlar yapmakta olduğunu, 15 yıldır kesintisiz yayın yapmakta ve 15 yıldır davacı tarafından haksız tazminata konu edilen markanın ayırt edilemez benzerinden ibaret logoyu ve ismi kullanmakta olduğunu, davacı …’ ın … nci sınıfta Radyo ve televizyon yayın hizmetleri, Haberleşme hizmetleri (internet servisi sağlama hizmetleri dahil), haber ajansı hizmetlerini kapsayan 18 adet marka tescili, başvurusu bulunduğunu, ancak sadece … ‘de çalıştığını öğrenebildiklerini, davalının kötü niyetli olduğunu, bir çalışanlarının instagram hesabında denk geldiği bir paylaşım ile 15 yıldır kullandıkları ve RTÜK kayıtlarında da açıkca kullandığı belli olunan logonun … isimli davacı tarafından kötü niyetli biçimde 2018 yılından itibaren 10 yıl süreyle tescil ettirilmiş olduğunu fark etmiş olduklarını ve hükümsüzlük davası açmış olduklarını, RTÜK kayıtlarında da 15 yıldır aynı logoyu kullandıklarının ve artık davacı ile özdeş olduğunun ayan beyan ortada olduğunu, son 10 yıla ait ticaret sicil kayıtlarının ve logolu 10 yıllık yayın arşivine ait kesitlerin cd biçiminde mahkemeye sunulmuş olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Asıl davanın; TPMK nezdinde davalı adına tescilli … numaralı markanın hükümsüzlüğü talebine yönelik olduğu, Birleşen davanın ise davacı adına tescilli markanın izinsiz kullanılması nedeniyle marka hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması, 1.500.000 TL maddi, 1.500.000 TL manevi tazminatın davalıdan tazmini istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Davalı adına tescilli … numaralı markanın TPMK tescil kayıtları celp ve tetkik edilmiştir.
Asıl dosya davacısının kuruluştan itibaren ticaret sicil kayıtları ile son 10 yıllık logolu yayınlarını içerir CD kaydını delil olarak ibraz ettiği görülmüştür.
Birleşen davada alınan Marka uzmanı …ve Radyo – TV alanında uzman …tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; Davacının … başvuru nolu 38. emtiada tescilli marka şekli ¸olup, davalının …başvuru nolu …emtiada tescilli (… tescil tarihli) marka şekli olduğunu, davalı fiilen ¸marka şeklini kullanmakta olduğunu, davacı markası ile davalı fiili kullanımı, “…” kelimesinin ortaklığı ile¸logosunun birebir aynılığı dikkate alındığında yüksek derecede benzerlik taşıdığını, davalı taraf ¸marka şeklini 15 yıldır kullandığını, marka şeklinin asıl sahibi olduğunu beyan ettiğini, marka şeklini tescilsiz olarak kullanmakta olan davalının marka hakkına tecavüz konulu açılan davada önceye dayalı kullanımını defi olarak ileri sürme imkanı bulunduğunu, davalı tarafça sunulan delillerden ve yapılan araştırmadan davalının ¸marka şeklini son 10 yıldır fiili olarak kullandığının anlaşılmakta olduğunu, davalı fiili kullanımının davacı tescil başvuru tarihinden daha önce olduğunu bu durumda marka hakkına tecavüz olgusunun gerçekleşmediği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Birleşen davada alınan Marka uzmanı … ve Radyo – TV alanında uzman… tarafından düzenlenen bilirkişi ek raporunun sonuç kısmında özetle; İncelenmiş olan video linkleri ve interner araştırma sonuçlarına göre davalı tarafın ¸marka şeklini kanalın kuruluş yılı olan 2005 yılından bu yana fiili olarak kullandığının anlaşılmakta olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Asıl davada marka bilirkişisi … ve , sinema – TV alanında uzman bilirkişisi…tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun sonuç kısmında özetle; Dosyadaki belgeler, Türk Patent ve Marka Kurumu yazıları, flash bellek, cd dosya içerisinde davalıya ait olan tescilli ürün ile davacının tanınmış tescilli ürününün karşılaştırılması ve değerlendirilmesi sonucunda; Nihai takdir ve değerlendirme mahkemeye ait olmak üzere, … tescil numaralı davalı ait markanın hükümsüzlüğüne dair taraflarına tevdii edilen göreve ilişkin, davacı tarafça fiilen kullanıldığı görülen logonun, davalı tarafça tescil ettirilen logo arasında … kelimesinin ortaklığı, logo üzerinde yer alan kalbi andıran şeklinin ciddi yüksek oranda benzerlik içerdiği, ortalama tüketici dikkate alındığında tarafların sektörlerindeki benzerlik de dikkate alınarak vs. nedenlerle karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğu, bu sebeple taraf marka şekillerinin ayırt ediciliğinin bulunmadığı, bu nedenlerle 6769 sayılı SMK uyarınca marka hükümsüzlük koşullarının oluştuğu tespitine varıldığı bildirilmiştir.
Asıl davada Sinema TV – Radyo uzmanı …, FSEK uzmanı… ve sektör bilirkişisi … tarafından düzenlenen 2.bilirkişi heyeti raporunun sonuç kısmında özetle; Esas dava bakımından …başvuru nolu “…” markanın SMK 6/3.maddesi kapsamında hükümsüzlük koşulları oluştuğu, davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybının söz konusu olmadığı, bu kapsamda birleşen dava bakımından tecavüz incelemesine yer olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Asıl dava dosyası kapsamında hükümsüzlüğü talep edilen davalı … adına tescilli …başvuru nolu markanın …. emtiada 19/11/2018 tarihinde koruma altına alındığı ve 31/05/2019 tarihinde tescil edildiği, marka şeklinin aşağıdaki görünümde olduğu görülmüştür. ¸
Davacı şirket adına tescilli markanın ise şekil içermediği, salt kelime markasından ibaret olduğu, … başvuru nolu olup 38. emtiada 25/02/1998 tarihinde koruma altına alındığı ve 07/10/1999 tarihinde tescil edildiği, marka kullanım şeklinin aşağıdaki şekilde olduğu görülmüştür. ¸
Davacı şirket adına tescilli … markasının ise … başvuru nolu olduğu, 38. emtiada, 25/02/1998 tarihinde koruma altına alındığı, 18/08/2000 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. Davacı tarafça CD içerisinde … kanalında yayınlanmış olan programlardan son on yıla ilişkin her yıl için birer program kesiti sunulmuş olup sunulan kayıtların bilirkişiler marifeti ile tetkikinde program kesitlerinin tamamında kanal logosu olarak aşağıdaki şekilde kullanımda olduğu saptanmıştır. ¸
Davacı şirket ile davalı gerçek kişi adına kayıtlı markaların aynı sınıfta tescilli oldukları, davalının şekil markası ile davacının kelime markasında ortak unsurun ”…” sözcüğü olduğu, davalı adına tescilli şekil markasının koyu renklerle TV ibaresi eklenmek sureti ile davacı şirket tarafından fiilen 15 senedir yayınlar kapsamında logo olarak kullanıldığı ve gerçek hak sahipliği iddiasının mevcut olduğu saptanmıştır.
Davalı … adına tescilli … numaralı şekil markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemleri yönünden yapılan incelemede tatbiki gereken Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 25/1. maddesinde marka hükümsüzlüğü halleri sayılmış olup, SMK’nın 5. ve 6. maddelerinde sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde Mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği belirtilmiştir. Dava kapsamında nispi ret nedenlerine dayanılmış olup SMK’nın 6/1. maddesinde, tescil başvurusu daha önce yapılan bir markanın tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal ve hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunması hükümsüzlük sebebi olarak belirtilmiştir. SMK’nın 6/3. maddesinde ise başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusunun reddedileceği ifade edilmiştir. İşbu yasal düzenleme gereğince gerçek hak sahipliğinden bahsedebilmek için söz konusu işaretin tescilsiz olmakla birlikte marka işlevini, dolayısıyla teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlama fonksiyonunu yerine getirmesi veya ticaret sırasında kullanılmakla mal/hizmetin kaynağını işaret edebilir olması gerekmektedir. Bu kapsamda bir işaret üzerinde hak iddia edebilmek için üçüncü kişinin tescil başvurusundan önce işaretin markasal olarak kullanılması ya da ticaret sırasında kullanılmakla bir ölçüde ayırt edicilik kazanmış olması aranmaktadır.
Anılı yasal düzenlemeler ışığında somut olaya bakılması gerekmiş olup tarafların beyan ve itirazlarının irdelendiği anılı bilirkişi raporlarındaki tespitler, çelişki içermediği gibi deliller ve dosya kapsamı ile uyumlu olmakla hükme esas alınmaya elverişli bulunmuştur. Bu kapsamda toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ile varılan vicdani kanaat ışığında; davacı yayıncı şirketin, … tv#şekil logosunu, CD içerisinde sunulan yayınlar ve internet üzerinden yapılan incelemede tespit edildiği şekilde 2005 yılından beri kesintisiz olarak, davalının 2018-2019 yılındaki marka başvuru ve tescil tarihinden öncesine dayalı olarak ayırt edici bir biçimde kullandığının saptandığı, sektörel yönden bakıldığında da TV kanalının logosunun TV kanalının yayına başladığı ilk gün kimliği niteliğine bürüneceği ve TV kanalını halk tarafından bilinir, tanınır yapan, bir kanalı diğer kanallardan ayıran en önemli unsur haline geleceği açık olup davacı yayıncı şirketin davalının tescil başvurusundan yaklaşık 13 yıl önce logoyu yayınlarında fiilen kullanmak sureti ile kanal ile özdeş hale getirdiği ve işarete ayırt edicilik kazandırdığı, bu kapsamda SMK’nın 6/3 maddesi gereğince gerçek hak sahibi olarak kabul edilmesinin kanuni düzenlemeler ile somut olay adaleti yönünden gerekli olduğu sonucuna varılması gerekmiştir. Her ne kadar davalı tarafından logonun RTÜK tarafından tescil edilmediği, davacının RTÜK’e bildirmediği logo üzerinde hak sahibi olamayacağı savunulmuş ise de 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’un 21. maddesi gereğince logo ve çağrı işaretlerinin Üst Kurul nezdinde tescilinin zorunlu olduğu düzenlenmiş ise de bu maddenin uygulanmasına dâir usul ve esasların Üst Kurulca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenmesinin öngörülmesi kapsamında idari prosedürün huzurdaki yargılama yönünden etkisinin bulunmadığı gibi …’nin aktif olarak yayınlarına devam ettiği ve logonun yayın tarihinden itibaren kullanılamaya devam ettiğinin bilirkişiler marifeti ile saptanması karşısında SMK hükümleri kapsamında davacının hak sahipliğine üstünlük tanınması gerekmiştir. Tüm bu gerekçeler ışığında, SMK’nın 25/1 ve 6/3 maddeleri gereğince asıl davanın kabulü ile TPMK nezdinde davalı … adına tescilli … numaralı markanın hükümsüzlüğüne, hüküm kesinleştiğinde sicilden terkinine ilişkin hüküm kurulması gerekmiştir.
Asıl davanın hükümsüzlük istemi yönünden kabul edilmesi kapsamında, birleşen dosyada davacı adına tescilli markaya yönelik hükümsüzlük kararı geriye etkili şekilde hüküm ifade edeceğinden, davacı tarafın marka tescilinden kaynaklanan öncelik hakkının bulunmadığı sonucuna varılması gerekmiş olup sübut bulmayan birleşen … 1. FSHHM’ nin …esas sayılı dava dosyasının reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulması gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın KABULÜ ile
TPMK nezdinde davalı … adına tescilli … numaralı markanın hükümsüzlüğüne, hüküm kesinleştiğinde sicilden terkinine,
Kararın kesinleşmesine müteakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK na gönderilmesine,
A- Alınması gereken 269,85 TL ilam harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile eksik 215,45 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
B-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 25.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C-Davacı tarafın yaptığı 54,40 TL başvuru harcı, 54,40 peşin harç, 292,75 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 8.500 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.901,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
D Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
2-Birleşen İstanbul 1 FSHHM’ nin 2021/12 esas sayılı dava dosyasının REDDİNE,
A -Alınması gereken 269,85 TL ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik 210,55 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
B Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
C -Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
D -Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair; taraf vekillerinin, davalı birleşen davada davacı …’ın yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 30/10/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır