Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/370 E. 2023/115 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/370
KARAR NO : 2023/115

DAVA : MARKA HAKKINA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, MEN’İ, REF’İ
DAVA TARİHİ : 11/12/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin 12/10/2009 tarihinde kurulmuş olup, ticari faaliyetlerini gerek tüketiciler gerek sektör çapında yüksek bilinirliğe sahip “…” internet sitesi üzerinden sürdürdüğünü ve ticari faaliyetinin bir parçası olarak ürettiği veya 3. kişilerden temin ettiği ürünleri internet sitesi aracılığı ile satışa sunduğunu, müvekkilinin “…” markasının TPMK nezdinde tescilli olarak korunduğunu, müvekkilinin… numaralı “…” ve … numaralı “…” markalarının, tanınmış marka statüsünde korunduğunu, davalının halihazırda internet ortamında devam eden ve müvekkili şirketin marka tescillerinden doğan haklarına tecavüz teşkil eden eylemlerde bulunduğunu, … 2. FSHHM’nin … D.iş sayılı dosyası kapsamında davalının “…” adlı internet sitesine Türkiye’de erişimin engellenmesi kararı verildiğini, davalı tarafından müvekkili şirketin marka tescillerinden doğan haklarının ihlal edilmesinin ve gerçekleştirilen eylemler sonucu meydana gelen haksız rekabetin önüne geçilebilmesi adına davayı açma zorunluluğunun doğduğunu, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, önlenmesini, durdurulmasını ve ortadan kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili tarafından … alan adının alındığını, ancak müvekkilinin bu alan adının herhangi bir kullanımının bulunmadığını, ticari etki yaratılmasının söz konusu olabilmesi için müvekkilinin söz konusu … adlı web sitesinde davacı tarafın markasına zarar verecek biçimde kendi ürettiği veya 3. kişilerden temin ettiği ürünleri … adlı web sitesinde reklamını/tanıtımı yapması ve satışa sunması gerektiğini, müvekkili tarafından alınan davaya konu … adlı web sitesinin bugüne kadar hiçbir şekilde ticari amaçlarla kullanılmadığını, ayrıca davacı tarafın hak sahibi olduğu ve birtakım ticari faaliyetlerinde kullandığı … adlı web sitesinin, Türkiye’de birçok kişi tarafından bilindiğini, dolayısıyla davacı tarafa ait … markası ve … adlı web sitesi ile müvekkilinin sadece almış olduğu … adlı web sitesinin ortalama tüketiciler tarafından karıştırılmasının mümkün olmadığını, marka hakkına tecavüzün söz konusu olabilmesi için tüketiciler tarafından karıştırılma ihtimalinin söz konusu olması gerektiğini, davacının ….com alan adı ile müvekkilinin … alan adının karıştırmaya mahal verecek şekilde görsel, işitsel ve kavramsal bir benzerlik bulunmadığını, internet üzerinden yapılan alışverişlerde tüketicilerin bir dükkandan yaptığı alışverişe göre daha dikkatli davranacağının açık olduğunu, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddiasıyla açılan haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
… 2.FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyası ve TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
08/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Esas unsuru “…” olan markaların muhtelif sınıflarda davacı adına tescil edildiğini ve davacının “…” markasının TPMK nezdinde tanınmış marka olarak korunduğunu, dava konusu … alan adlı internet sitesi içeriğinde halihazırda ticari etki yaratacak bir kullanım tespit edilmemiş olmakla, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin durdurulması ve ortadan kaldırılması koşullarının bu aşamada oluşmadığı, dava konusu … alan adlı internet sitesinin halihazırda ticari etki yaratacak şekilde kullanılmadığı tespit edilmişse de site içeriğinde “sitemiz yapım aşamasındadır… lütfen en kısa sürede tekrar ziyaret ediniz…” açıklamasına yer verilmiş olması ve alan adının esas unsuru olan “…” ibaresinin davacının tanınmış “…” markası ile görsel ve işitsel olarak ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğu göz önüne alınarak marka hakkına muhtemel tecavüz ve haksız rekabetin önlenmesi koşullarının olduğunun kabul edilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
14/03/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle: Davacı ve davalı tarafların kök rapordaki açıklamalara karşı beyan ve itirazların değerlendirildiği, söz konusu itirazların kök raporda vardıkları sonuçlarda değişiklik yapılmasını gerektirecek nitelik taşımadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, men’i, ref’i ve hükmün ilanına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nun 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.madde de düzenlenmiştir.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen
aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet, TTK 54. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 54/1 madde hükmü haksız rekabet hukukunun amacını “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.” şeklinde belirterek, bu kısma ilişkin hükümlerin yorumlanmasında dikkate alınacak temel ilkeyi vurgulamıştır. TTK 54/2 madde hükmünde ise Kanun Koyucu haksız rekabeti “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde tanımlamıştır.
Görüldüğü üzere TTK 54. madde hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında”dürüstlük kuralını” temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesinde, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır.
Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, TTK 55. madde hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır. Bununla birlikte TTK 55. maddede sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, sadece TTK 54/2 maddesinde belirtilen haksız rekabet eyleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu açıktır.
TTK 55. madde hükmünde düzenlenen haksız rekabet hallerinden biri de, davanın da konusunu oluşturan TTK 55/1-a-(4) maddesi hükmüdür. Bu hükme göre “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak”, iyi niyet kurallarına aykırı bir davranıştır ve haksız rekabet hali olarak nitelendirilir. Bu hüküm, 6762 sayılı eski TTK’nın 57/5. madde hükmünü karşılamaktadır.
Madde hükmüne göre, karışıklığa yol açabilecek benzerliklere sebebiyet vermek bir haksız rekabet halidir. Bu maddede sayılan eylemlere bakıldığında bir kişiye ait olan ürün, faaliyet veya işleri ile ilgili olarak üçüncü kişinin karışıklığa yol açacak davranışlarında bulunması hali, haksız rekabetin varlığından söz edebilmek için yeterlidir. Davranışın bilerek yapılması veya bilmeyerek yapılmış olması haksız rekabetin varlığını etkileyecek bir unsur değildir. Haksız rekabet hukuku, kişinin emeğinden haksız olarak yararlanılmasını önlemeyi amaçlamaktadır. Haksız rekabetin söz konusu olabilmesi için iktisadi rekabetin suistimal edilmiş olması gerekir.
Bu hüküm bağlamında haksız rekabetten söz edebilmek için, davaya konu uyuşmazlıkta; Davalının, davacının iş ürünleri ile karıştırılmaya yol açacak davranışlarda bulunması gerekir.
SMK, TTK hükümleri, TPMK kayıtları, … 2.FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyası, bilirkişi kök/ek raporları ve bütün dosya kapsamından: Davacının “…” adlı e-ticaret sitesinin sahibi olduğu, internet üzerinden kıyafetten takıya, ev eşyalarından ayakkabılara kadar geniş bir yelpazede çok çeşitli ürünleri internet üzerinden kullanıcılarının beğenisine sunarak e ticaret yaptığı, “…” ibaresinin davacı adına TPMK nezdinde bir çok emtia sınıfında tescilli olduğu, ayrıca davacının kendi adına tescilli … alan adında kullandığı, davacının … sınıflarda 18.10.2010 tarihli … numara ile tescilli “…”,… sınıflarda 18.10.2010 tarihli … numara ile tescilli “…” markasının sahibi olduğu, … markasının TPMK’nın …numaralı kararı uyarınca tanınmış marka olarak korunduğu, davacının … sınıfta “…” markasının … numarası ile .. ve … sınıfta, “… alışverişin yeni yolu” markasının … numarası ile … sınıfta, “…” markasının … numarası ile … sınıfta, “…” markasının … numarası ile … ve … sınıflarda, “…” markasının … numarası ile … sınıflarda, “…” markasının … numarası ile … sınıfta, “…” markasının … numarası ile tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 sayılı SMK’nun 7/3-d ve 29/1-a maddeleri dikkate alındığında: Davalıya ait “…” isimli internet sitesinin, davacı şirketin tescilli ve tanınmış “…” markasına karıştırılmaya yol açacak biçimde yakınlaştırmak/benzetmek suretiyle oluşturulduğu, bu alan adının tesadüfen bulunduğunun ileri sürülemeyeceği, davacının markasının tanınmış marka olduğu ve … alan adlı internet sitesinin bulunduğu, dava konusu “…” internet sitesi; henüz ticari etki yaratacak şekilde kullanılmamış ise de, kullanılmaya başlandığında davacının markası ve internet sitesi alan adı ile karışıklığa yol açma ihtimali bulunduğu kanaatine varıldığından, davalının eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’ine, … 2.FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyasında 20/11/2020 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına, davanın mahiyeti dikkate alındığında hükmün ilanı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının eyleminin; Davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’ine,
2-… 2.FSHHM nin … D.İş sayılı dosyasında 20/11/2020 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına,
3-İlan talebinin reddine,
4-179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 125,50 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacının yaptığı 54,40 TL başvuru harcı, 54,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 108,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacının yaptığı 126,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 1.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.126,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır