Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/363 E. 2022/189 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/357
KARAR NO : 2022/180

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ – HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, ÖNLENMESİ, DURDURULMASI, ÜNVAN TERKİNİ, MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 17/04/2019
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

İstanbul 1. FSHHM’nin 2019/131 E.-186 K. ve 24/04/2019 tarihli kararının, Yargıtay 11. HD’nin 2019/4851 E. 2020/2732 K. ve 10/06/2020 tarihli ilamı ile BOZULDUĞU, Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı ile İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 11/11/2021 tarihi itibariyle faaliyete geçirilmesine, İstanbul 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, İstanbul 1. FSHHM’nin 2020/349 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/357 E. sırasına kaydı yapılmakla, Markaya Tecavüz – Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Ünvan Terkini, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili adına tescilli “…” markasına davalı tarafından “…” markası ile tecavüz edildiğinin tespiti, tecavüz teşkil eden her türlü fiilin önlenmesi, durdurulması, toplanan ürünlerin imhası, davalının ticaret ünvanından “…” kelimesinin çıkartılması, “…” isimli instagram hesabının kullanımının durdurulmasını, davalılar tarafından marka başvuru bulunulmuş olduğundan dava sonuçlanıncaya kadar marka hakkının 3.kişilere devrinin önlenmesini, şimdilik 30.000 TL Manevi 1.000 TL maddi tazminata hükmedilmesini, maddi tazminat talebinin tespiti amacı ile SMK 159/2-c uyarınca lisans bedelinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Taraflara ait markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin hiçbir şekilde söz konusu olmadığını, markalar arasında görsel ve işitsel benzerlik bulunmadığını, markalara bakıldığında markaların görsel olarak benzerlik teşkil etmediğinin açık olduğunu, markalar karşılaştırıldığında müvekkiline ait markanın yazılış stili ve formu ile davacı markalarının yazılış stili/formunun birbirinden tamamen farklı olduğunu, müvekkiline ait markanın siyah fon üzerine beyaz renk ile oluşturulmuş olup, davacı markasında sadece siyah renk kullanıldığını, müvekkiline ait markanın yuvarlak şekil unsurunun içinde yer alırken, davacı markasının düz yazı şeklinde oluşturulduğunu, davacıya ait … numaralı markada yer alan şekil unsuru ile müvekkiline ait markada yer alan şekil unsurunun tamamen farklı olduğunu, müvekkiline ait marka ile davacıya ait markaların imaj transferlerinin de oldukça farklı olduğunu, davanın esasını çözecek mahiyette tedbir kararı verilemeyeceği gibi, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması ya da tamamen imkansız hale gelmesi ve mezkur durumun güçlü deliller ile ortaya konması gerektiğini, huzurdaki davada bu şartların hiçbirinin gerçekleşmemiş olup, tedbir kararının mahkemece kaldırılması gerektiğini, davacı tarafın talep etmiş olduğu maddi ve manevi tazminat için zorunlu olan tecavüz şartının bulunmadığını, bu nedenle davacının taleplerinin tümüyle reddini, her türlü dava, talep ve şikâyet hakları saklı kalmak kaydı ile haksız ve hukuka aykırı ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını ve davanın reddini talep etmiştir.
… 1. FSHHM’nin… E. … K. ve 24/04/2019 tarihli kararında: “…1-Dava konusunun niteliği gereği huzurdaki uyuşmazlıkta zorunlu olarak Arabulucuya başvurması dava şartı olduğundan ve bu şart yerine gelmeden dava açıldığı anlaşıldığından; 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanunun 18/A, HMK 115/2 maddeleri gözetilerek DAVA DİLEKÇESİNİN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 44,40 TL ilam harcının peşin karar harçtan mahsubu ile yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine…” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili İSTİNAF yasa yoluna başvurmuştur.
İstanbul BAM 16. HD’nin 2019/1868 E. 2019/2012 K. ve 07/10/2019 tarihli ilamı ile: İSTİNAF isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili TEMYİZ yasa yoluna başvurmuştur.
Anılan karar, Yargıtay 11. H.D’nin 2019/4851 E. 2020/2732 K. ve 10/06/2020 tarihli ilamı ile: “… Dava, marka hakkına istinaden unvan terkini, markaya tecavüzün tespiti, men’i, buna bağlı olarak da maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir. İlk Derece mahkemesince, dava türü itibariyle dava açılmadan önce arabulucuya müracaat edilmesinin dava şartı olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş; davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu da Bölge Adliye Mahkemesince aynı gerekçeyle esastan reddedilmiştir. Davanın 7115 sayılı Yasa’nın 20. maddesi ile TTK’na eklenen 5/A maddesinin yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Bahse konu maddeye göre, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut olayda, 6100 sayılı HMK’nın 110. maddesiyle düzenleme altına alınan “davaların yığılması” durumu söz konusu olup, uyuşmazlık, marka hakkına dayalı olarak unvan terkini, markaya tecavüzün tespiti, meni ve tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davalarını içermektedir. Konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat istemlerine ilişkin davalar arabuluculuğa tabi ise de, unvan terkinine, markaya tecavüzün tespiti ve menine ilişkin davalar, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan bir alacak ya da tazminat davası olmadığından arabuluculuğa tabi değildir. Bu durumda, arabuluculuğa tabi olmayan bir dava ile birlikte açılan tahsil davası da arabuluculuk dava şartına tabi olmayacağından aksi yöndeki mahkeme gerekçesi isabetli görülmemiştir. Bu itibarla, işin esasına girilerek, taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararının bozularak kaldırılması gerekmiştir…” gerekçesiyle bozulmuştur.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
TPMK kayıtları ve … 2. FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyası istenimiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
13/12/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalılardan … Ltd. Şti’nin, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası üzerinden tespite konu kullanımlarının davacı adına tescilli … ve … numaralı markalardan kaynaklanan haklarına tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu, diğer davalı … tarafından Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde yapılan “…” ibareli … numaralı marka başvurusu, davacı adına tescilli markalar ile aynı ve benzer sınıflarda tescile konu etmekle birlikte söz konusu marka başvurusunun Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından reddedildiği, dosyada yer alan bilgi ve belgelerden … tarafından “…” ibareli markanın şahsi olarak kullanıma konu edildiğine ilişkin bir bilginin yer almadığı, bununla birlikte … 1. Fikri Sinai Haklar Hukuk Ceza Mahkemesi …Esas … karar sayılı dosyasında davalı yan … Tic. Ltd. Şti’nin sahibi olduğu beyanında bulunmuş olduğu, bu minvalde davalı …’ün şahsi herhangi bir markasal kullanımının dosya arasından anlaşılamadığı yönünde tespitlerinin tekrarla, ilgili davalının şahsi olarak hukuki sorumluluğunun doğup doğmayacağının takdirinin mahkemeye ait olduğu, dosyada yer alan bilgi ve belgeler çerçevesinde davacı taraf adına tescilli markaların tanınmış marka olarak değerlendirilemeyeceği, SMK 7/3 hükmü uyarınca davalı yanın ticaret unvanından “…” ibaresini kullanmasının yasaklanabileceği, markaya tecavüz edildiği iddia edilen dönemlerin toplamına bakıldığında SMK 151/2-c kapsamında 116.721,19 TL tazminat hesap edildiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
31/08/2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Kök raporda arz edilen görüşlerini değiştirmelerini gerektirecek herhangi bir durumun var olmadığı bildirilmiştir.
… 1.FSHCM’nin … E. …K. ve 17/06/2021 tarihli kararı incelendiğinde: Davacının K.H, katılanın …, sanığın … , suçun Başkasına Ait Marka Hakkına İktibas Veya İltibas Suretiyle Satışa Arz Etmek Veya Satmak, suç tarihinin 20/03/2019 olduğu, sanığın 6769 sayılı kanunun 30/1.maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın 08/09/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalıların eyleminin davacının “…” ibareli marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, durdurulması, davalı şirketin ticaret ünvanındaki “…” ibaresinin terkini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla SMK 159/2-c maddesi uyarınca şimdilik 1.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili 28/12/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminatı 116.721,19 TL olarak talep etmiştir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.madde de düzenlenmiştir.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden; “Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini, Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6769 sayılı SMK’nun 151.maddesine göre; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü amirdir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
SMK 7/3-d maddesi uyarınca işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde yasaklanabilecektir.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
SMK, TTK hükümleri, TPMK kayıtları, … 2. FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyası, … 1.FSHCM’nin … E. …K. ve 17/06/2021 tarihli kararı,
mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu kök/ek raporu ve bütün dosya kapsamından : TPMK nezdinde …numaralı “…” markasının .. ve …sınıflarda, … numaralı “… + şekil” markasının …sınıfta davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı …’ün, … numaralı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğu, marka başvurusunun TPMK tarafından reddedildiği anlaşılmıştır.
… 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit sonrası düzenlenen bilirkişi raporu ve mahkememizce alınan bilirkişi raporunda: Davalı şirketin kullanımlarının, davacı adına tescilli… ve … numaralı markalardan kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespit edildiği, yine davalı … ‘ün … 1.FSHCM’nin … E. … K. ve 17/06/2021 tarihli kararı ile; Başkasına Ait Marka Hakkına İktibas Veya İltibas Suretiyle Satışa Arz Etmek Veya Satmak, suçundan 6769 sayılı SMK’nın 30/1.maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın kesinleştiği görülmekle, davalıların eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına karar verilmiştir.
Davacı SMK 151/2-c maddesi, yani “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli” kapsamında maddi tazminat talep etmiştir. Bilirkişiler tarafından; 116,721,19 TL maddi tazminat hesaplandığından, maddi tazminat talebinin kabulüne; 116.721,19 TL maddi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı manevi tazminat talep etmiştir. Türk Borçlar hukukunda objektif görüş kabul edildiğinden şahsiyet haklarından yararlandıkları ölçüde tüzel kişilerin de TBK’nun 49 ve 58. maddeleri koşulları gerçekleştiği ölçüde manevi tazminat isteyebilecekleri bilinmekle, somut olayın özelliği, kullanımın niteliği, haksız rekabetin şumulü, manevi tazminatın amaç ve içeriği, hak ve nesafet kuralları gereği manevi tazminat talebinin kabulü ile 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
6769 Sayılı Yasanın 7/3-e maddesi hükmünce marka sahibinin “İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasını” yasaklayabileceği, 61102 sayılı TTK’nın 50 ve 52.maddelerin hükümleri ile tescilli ticaret ünvanının korunduğu, davacı adına tescilli markaların “…” ibarelerinden oluştuğu, davalı şirketin ticaret unvanının ise …Tic. Ltd. Şti şeklinde olduğu, davalı şirketin ticaret unvanının esas unsurunun “…” ibaresi olduğu, davacı adına tescilli “…” ibaresi ile davalı şirketin ticaret unvanın esas unsuru olan “…” ibarelerinin benzer olduğu, davalı şirketin ticaret unvanının devamında yer alan “… Ltd. Şti” kısmının şirket faaliyet konusu ve şirket türüne ilişkin olduğu ve unvana ayırt edicilik kazandırmadığı; yine davacı adına tescilli markaların mal ve hizmet sınıflandırmasının … ve …. sınıflarında tescilli olduğu, … Ticaret Odası kayıtlarında davalı şirketin faaliyet konusunun “GIDA; -Her türlü un ile undan mamul, künefe, baklava, kadayıf, pasta ve pasta çeşitleri, tatlı gıda maddeleri ve benzeri un ve unlu mamullerin üretimi, ambalajlanması, pazarlanması, toptan ve perakende satışı ile ithalatını ve ihracatını yapmak, -Her türlü gıda ürünlerinin imalatı, alım-satım, ithali, ihracı, toptan ve perakende ticaretini yapmak, -Un ve undan mamul gıda maddelerinin üretiminde kullanılacak her çeşit maya, susam, şeker, şekerleme ve benzeri yardımcı maddelerin imalatı, ithalatı, ihracatı, toptan ve perakende ticaretini yapmak ve anasözleşmesinde yazılı olan diğer işler.” olduğu, bütün bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde: Davacı adına tescilli markalar ile davalı şirketin ticaret unvanının ve faaliyet alanlarının benzer olmasının taraflar arasında ticari ilişki ve bağlantı olduğu zannını uyandırabileceği, SMK’nın 7/3 maddesi uyarınca davalı şirketin ticaret unvanından “…” ibaresinin terkini şartlarının oluştuğu kanaatine varıldığından; davalı şirketin ticaret unvanından “…” ibaresinin terkinine, karar kesinleştiğinde ticari hayattaki güven ilkesi gereği bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğüne kararın bildirilmesine karar verilmiştir.
“…” isimli instagram hesabına erişimin engellenmesine, karar kesinleştiğinde Erişim Sağlayıcıları Birliğine bildirilmesine, … 2.FSHHM nin …D.İş sayılı dosyasında 29/03/2019 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına, mütecaviz ürünlerin karar kesinleştiğinde ve masrafı davalılardan alınmak sureti ile imhasına, dava sonucunda davacının haklı çıktığı dolayısıyla ilan talebinde hukuki menfaat bulunduğu gözetilerek, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalıların eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına,
2-Maddi tazminat talebinin kabulüne; 116.721,19 TL maddi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Manevi tazminat talebinin kabulüne; 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı şirketin ticaret unvanından “…” ibaresinin terkinine, karar kesinleştiğinde ticari hayattaki güven ilkesi gereği bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğüne kararın bildirilmesine,
5- “…” isimli instagram hesabına erişimin engellenmesine, karar kesinleştiğinde Erişim Sağlayıcıları Birliğine bildirilmesine,
6-… 2.FSHHM nin …D.İş sayılı dosyasında 29/03/2019 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına,
7-Mütecaviz ürünlerin karar kesinleştiğinde ve masrafı davalılardan alınmak sureti ile imhasına,
8-10.022,59 TL ilam harcından peşin ve ıslah harcı toplamı 2.020,63 TL’nin mahsubu ile eksik 8.001,96 TL harcın davalılardan tahsiline,
9-Marka tescilinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması talepleri yönünden ; Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 18.508,18 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafın yaptığı 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç, 1.976,23 TL ıslah harcı, 528,25 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.593,28 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
13-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde YARGITAY TEMYİZ yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır