Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/352 E. 2022/185 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/352
KARAR NO : 2022/185

DAVA : MENFİ TESPİT – PATENTE TECAVÜZÜN BULUNMADIĞININ TESPİTİ
DAVA TARİHİ : 27/10/2020
KARAR TARİHİ : 27/12/2022

HSK’nın 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, İstanbul 1. FSHHM’nin 2020/337 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/352 E. sırasına kaydı yapılmakla, taraflar arasında Menfi Tespit – Patente Tecavüzün Bulunmadığının Tespiti davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin Türkiye’nin Profesyonel Temizlik Makina üreticileri arasında bulunduğunu, üretimde 15 yıllık bilgi ve tecrübe sonunda … 2000’li yıllarda profesyonel temizlik makinaları üretimine başladığını ve müşterilerine elektrikli süpürge ve halı yıkama alanlarında geniş ürün yelpazesiyle hizmet verdiğini, müvekkili şirketin müşterisine özel ürün ve renk çeşitleriyle dünya çapında pek çok ülkeye ihracat yaptığını, profesyonel vakum ve halı makineleri üretimi yaptığını, müşterileri arasında hastane, okul, ibadethane, fabrika, havalimanı, AVM ve birçok yer bulunduğunu, bugün gelişmiş metadolojileri, çeşitli sektörlerde elde ettiği deneyimleri ve güçlü danışman ekibi ile müvekkilinin Türkiye’nin önde gelen kuruluşları arasında yer aldığını, davalı şirket adına … (…), … (…) … (…) numaralı ürünleri TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, ancak davalı ile muvekkili şirkete ait ürün arasında üretim sisteminin davalı adına tescilli patent belgesindeki istemler ile örtüşmediğini, bunun için iki ürünün karşılaştırılmasının …LTD. ŞTİ. tarafından yapıldığını, “…ÜRÜNÜ … NUMARALI PATENTE TECAVUZ ETMEMEK’TEDİR” görüşüne varıldığını, davalı şirket tarafından müvekkiline gönderilen ihtarname ile “davalının patent haklarını ihlal eden … isimli makinenin üretim, satışa arz, depolama ve herhangi bir suretle ticari sahaya çıkarımına derhal son verilmesi” yönünde ihtarda bulunduğunu, ancak bahsi geçen patentin Almanya menşeine sahip olmasına rağmen Hollanda menşeili bir firmadan bu ihtamamenin gönderildiğini, ancak ihtarnamenin teknik ve hukuki olarak sonuç doğuracak nitelikte olmadığını, iki urun incelendiginde müvekkili şirketin ürününün, davalı şirketin ürününün üretim sisteminde yer alan “en azından dönebilen bir takımın zemin parçası üstünde zemin bakım makinesinin çalışması esnasında en azından dönebilen bir takımının sürekli lineer bir itici gücü zemin parçasına uygulayacak şekilde düzenlenmiş olması” unsurunu içermediğini, ayrıca müvekkili şirketin makinesinin; zemin parçasında zemin parçasını egik bir taşıma veya depolama pozisyonunda statik olarak zemin üzerinde destekleyen en azından bir destek elemanının öngörülmesi unsuru ile ilgili olarak iki ayrı yapılanmaya sahip olduğunu, … (…) … (…) … (…) numaralı ürünün korunmak istenen karakteristik özelliklerinin, “En azından dönebilen zemin parçası ustunde zemin bakım makinesinin çalışması sırasında en azından dönebilen bir takımının surekli lineer bir itici gucu zemin parçasına uygulayacak şekilde duzenlenmiş olması, zemin bakım makinesinin bir ıslak temizleme makinesi olarak özellikle fırçalama emme makinesi olarak uygulanmış olması ve itici güc yönünde bakılınca dönebilen takımın arkasında duzenlenmiş çalışması sırasında zemin uzerinde bulunan bir emme şeril düzenine sahip olması zemin parçasında zemin parçasını egik bir taşıma veya depolama pozisyonunda statik olarak zemin uzerinde destekleyen en azından bir destek elemanının öngörülmesi şartlarını ihtiva etmektedir.” şeklinde olduğunu, ancak müvekkiline ait ürünün bu özellikleri ihlal etmediğinin açık olduğunu, bu nedenle müvekkil şirket tarafından geliştirilen el ile kumanda edilen zemin temizleme ürününü geliştirme, üretim, satışa arz, depolama ve ticari sahaya çıkarımına devam edilmesini, davalı şirketin … (…) … (…) … (…) numaralı patent belgesine sahip olduğu ürün ile müvekkil şirketin geliştirmek istediği ürününün ayırt edici unsur bakımından davalının sahip olduğu patent haklarının dışında kaldığının, bu sebeple müvekkili şirket ürününün; davalı şirketin patent hakkına tecavüzde bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu ürünlerin dava dilekçesinde açıkça belirtilmediğini, davacıya daya dilekçesine konu ürünlerin hangi ürünler olduğunun mahkeme tarafından acıklattırılması gerektiğini, dava dilekçesi eklerinin HMK 121. maddeye aykırı surette dosyaya ibraz edilmediğini ve müvekkilinin savunma hakkının mevzuata aykırı surette davacı tarafından kısıtlandığını, müvekkili şirketin sicilde kayıtlı hak sahibi olmayıp, huzurdaki dava ile müvekkiline husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, davacının 2019 yılında üretmiş olduğu ürünlerin patent tecavüzü oluşturduğunu, neticeten; maddi ve mancvi tazminat davası açına hakkı olmak üzere başkaca her türlü talep ve dava hakları saklı tutularak usul ve yasaya aykırı ikame edilen davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı 1- … adına çıkartılan yurtdışı tebligatının adres yetersizliğinden iade edildiği, davacı vekiline HMK 119/b maddesi uyarınca davalının adresini bildirmek üzere süre verildiği, ancak davacı vekilinin 1- …’nin adresini bildirmediği, bu nedenle davalıya tebligat yapılamadığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacı şirket tarafından, TPMK nezdinde davalı …. adına tescilli … (…), … (…) ve … (…) numaralı patentlere tecavüzde bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.
TPMK nezdinde: … (…), … (…), … (….) numaralı patentlerin davalı I- … adına tescilli olduğu anlaşıldığından, davalı… aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir.
HMK 119/1-b maddesi; gereği davalının ad ve adresinin dava dilekçesinde belirtilmesinin usuli zorunluluk olduğu, dava dilekçesinde bu bilgiler yer almıyor ise HMK 119/son maddesi gereğince davacıya 1 haftalık kesin süre verilmesi gerektiği bilinmekle: Davalı 1- … adına çıkartılan yurtdışı tebligatının adres yetersizliğinden iade edildiği, davacı vekiline HMK 119/b maddesi uyarınca davalının adresini bildirmek üzere süre verildiği, ancak davacı vekilinin 1- …’nin adresini bildirmediği anlaşıldığından, davalı 1- … aleyhine açılan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davalı 1- … aleyhine açılan davanın usulden reddine,
2-Davalı … aleyhine açılan davanın reddine,
3-80,70 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 26,30 TL harcın davacıdan tahsiline,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … verilmesine,
5-Davacı tarafın yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı …vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/12/2022

Katip … Hakim …
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır