Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/327 E. 2022/132 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/327
KARAR NO : 2022/132

DAVA : MARKA HAKKINA TECAVÜZ – HAKSIZ REKABETİNİN TESPİTİ, ÖNLENMESİ, SONUÇLARININ ORTADAN KALDIRILMASI, TİCARET ÜNVANININ TERKİNİ
DAVA TARİHİ : 07/09/2020
KARAR TARİHİ : 13/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüz – Haksız Rekabetinin Tespiti, Önlenmesi, Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması, Ticaret Ünvanının Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin mimar olduğunu, 1993 yılından 2012 yılına kadar sektörün önde gelen firmalarına hizmet verdiğini ve 2012 yılında kendi isminin baş harflerinden oluşan “… ” adlı firmayı kurduğunu, müvekkilinin, aynı zamanda … Üniversitesi ve … Üniversitesinde misafir öğretim görevlisi olarak faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin sektörde birçok önemli projeye imza attığını, jüri üyeliği yaptığını, birçok ödüle layık görüldüğünü, müvekkilinin, 21.03.2014 tarihinde “…” ibareli markasını … sınıfta Türk Patent nezdinde tescil ettirdiğini, müvekkilinin, “…” ibareli markasının hizmet kalitesinin haklı bir üne kavuşarak, bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini, davalı, “… Ltd. Şti.” adlı firmanın ise 2019 yılında kurulduğunu ve … Ticaret Odasına kayıtlı olduğunu, davalı yanın, müvekkilinden çok sonra kuruluşunu gerçekleştirmesine rağmen, müvekkili ile aynı sektörde faaliyet göstererek müvekkili adına tescilli “…” ibaresini birebir aynı şekilde kullandığını, davalı yanın bu kullanımının, müvekkilinin markası ile iltibas yaratır nitelikte olduğunu ve müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiğini, bu sebeplerle, davalı yanın, müvekkiline ait markayı haksız kullandığının, davalı yana ait … adresinde tespitini, tecavüzün önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını ve davalı unvanının sicilden terkin edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete T.K. 35. maddeye göre tebligat yapılmış, davaya cevap verilmemiştir.
TPMK kayıtları istenmiş ve HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
19/10/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalı yana ait olduğu bildirilen adresin …ŞTİ. tarafından işletildiği, işyerinin sanal ofis olarak farklı kişi ya da kurumlara kiraya verildiği, mahalde davalı yanın herhangi bir kullanımına (dava konusu markasal ya da dava dışı) rastlanılmadığı, … ŞTİ. çalışanı tarafından dosya arasına sunulan kira kontratı ve vergi levhasının dosya arasına alındığı bildirilmiştir.
22/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacının; davalı yanın … adresinin kullanımının, tescilli markasından kaynaklanan haklarını ihlal eder mahiyette olduğunu beyan etmekte ise de, ilgili mail adresinin aktif olarak kullanılıp kullanılmadığına, kullanımı var ise ilgili kullanımların ticari etki yaratacak biçimde olup olmadığına taraflarınca erişilebilme ihtimalinin bulunmadığı, taraflarınca yalnızca davalının taraf olduğu iddia olunan bir kira kontratında davalının … şeklindeki mail adresinin sahibi olduğu iddialarının tespit olunduğunu; ilgili mail adresinden kullanım yapılıp yapılmadığı, yapılıyor ise ilgili kullanımların SMK 7. madde çerçevesinde “ticari etki yaratacak biçimde olup olmadığı”nın taraflarınca anlaşılamadığı, bu sebeple ilgili hususta başkaca bir inceleme ve değerlendirme yapılamadığı bildirilmiştir.
01/07/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: “… ” ibaresi ile Google Arama Motoru kullanılarak yapılan sorgulamada davacı tarafa ait olduğu görülen “…” alan adındaki internet sitesi, sosyal medya sayfaları ve genel olarak muhtelif internet sitelerinde davacı … ve/veya … ibarelerinin yer aldığı sonuçlar bulunduğu, bu sorgulamada Davalı … Ltd. Şti. ibaresinin bulunduğu bir sonuç olmadığı, “…” alan adında bulunan internet sitesinde davacıya ait … tescil numaralı … markası şekilde yer alan “…” ibareli logonun kullanıldığı, internet sitesinde genel olarak mimarlık hizmeti ve bu alanda yapılan işlerin yer aldığı, internet sitesinin “Ekip” bölümünde davacı …’in isminin geçtiği tespit edildiği, “… ” ibaresi ile Google Arama Motoru kullanılarak yapılan sorgulamada az sayıda sonuç bulunduğu, bu sonuçlar arasında muhtelif “Firma Rehberi” amaçlı websiteleri ile … Ticaret Odası (…) ve …(…) websitelerinde davalı tarafın firma ünvanın yer aldığı, “Firma Rehberi” amaçlı internet sitelerinde davalının adresinin “…” olarak görüldüğü ancak bu adresin yer aldığı internet sitelerinin yayınladıkları bilgilerin kaynağı veya doğruluğu tespit edilemediği. …’nın (İTO) websitesin de (…) davalı firmanın sicil numarası …, semtinin … ve … Kodunun 71.11.01 olduğu, …İhracatçıları Birliğinin (…) websitesine (…) yüklenmiş olduğu görülen “…”* adlı “2021 YILI İHRACAT ÖDÜL ALAN FİRMA LİSTESİ” başlıklı dökümanda davalı firmanın ilgili listede 1150. sırada “Gümüş” ödül ibaresi ile yer aldığı, “…” ibaresi ile Google Arama Motoru kullanılarak yapılan sorgulamada sonuç bulunamadığı, e-posta adresinin servis sağlayıcısının Gmail (Google) olduğu, Gmail üzerinde verilen e-posta hesaplarının askıya alınması/erişime engellenmesi/silinmesi hizmeti sağlayan Google tarafından yapılabileceğinin tespit edildiği, Gmail üzerinde … kullanıcı adının yeni hesap oluşturma aşamasında kullanılabilir olmadığı, hesap adının hali hazırda kullanımda olduğunun görüldüğü ancak bu hesabın ne amaçla ve kim tarafından kullanıldığının belirlenemediği, davalı yanın davacı yana ait tescilli markaya tecavüz teşkil eder ve davacı yan ile haksız rekabet teşkil eder herhangi bir markasal kullanımının dosya münderecatından tespit edilemediği, davacı adına tescilli… numaralı “…” ibareli …+şekil görselini ihtiva eden marka ile davalı yanın ticaret unvanının ve faaliyet alanlarının benzer olmasının, tüketiciler tarafından taraflar arasında ticari ilişki ve bağlantı olduğu zannını uyandırabileceği, bu nedenle SMK 7/3 madde hükmü uyarınca davalı yanın ticaret unvanından “…” ibaresinin kullanılmasının engellenebileceğinin takdirinin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce 01/07/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporuna itibar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalının eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması, davalının, “…” ibaresini kullandığı alan adlarının ve e-posta uzantılarının kullanılmasının yasaklanması ve iptali, davalının “… LTD. ŞTİ.” unvanının sicilden terkini, davalının “… ” ibaresini taşıyan tüm tanıtıcı dokümanlarının, kurumsal evraklarının, fatura, irsaliye ve benzeri belgelerinin toplatılması, “… ” ibareli tabelalarının indirilmesi, web sitelerinden “… ” ibarelerinin çıkartılması ve hükmün ilanına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nun 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.madde de düzenlenmiştir.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
SMK 7/3-d maddesi uyarınca işareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde yasaklanabilecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükmü yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
SMK, TTK hükümleri, mevzuat, TPMK kayıtları, Mahkememizce itibar edilen 01/07/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde …numaralı “…” ibareli … görselini ihtiva eden markanın, mal ve hizmetlerin sınıflandırılmasına ilişkin tebliğin 42. sınıfında davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı; davalı şirketin … adresinin kullanımının marka tescilinden kaynaklanan haklarını ihlal ettiğni iddia etmiş ise de, bilişim uzmanı tarafından yapılan incelemede: İlgili mail hesabı üzerinden, ya da başkaca bir veriden davalının markasal kullanımını gösterir herhangi bir unsura rastlanmadığı, davalının, davacının herhangi bir markasal hakkına tecavüz ya da davacı ile haksız rekabet teşkil eder kullanımının saptanamadığı, bu nedenle davalının; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Davacı; … tescil numaralı “…” ibareli … görselini ihtiva eden markanın; Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğin … sınıfında “Mühendislik hizmetleri, Mimarlık hizmetleri; İç-mimari hizmetleri; Bilgisayar hizmetleri; Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; Grafik sanat tasarım hizmetleri.” hizmetleri bakımından adına tescilli olması nedeni ile davalının, “…” şeklindeki ticaret unvanının terkini koşullarının oluştuğunu iddia etmiştir.
Davalı “…”nin 17.04.2019 tarihinde kurulduğu, “Mimarlık faaliyetleri ve mimari danışmanlık faaliyetleri. İkamet amaçlı binaların inşaatı (müstakil konutlar, birden çok ailenin oturduğu binalar, gökdelenler vb.nin inşaatı) (ahşap binaların inşaatı hariç). Peyzaj mimarisi faaliyetleri ve peyzaj konusunda mimari danışmanlık faaliyetleri” alanlarında iştigal ettiği, 6769 Sayılı Yasanın 7/3-e maddesi hükmünce marka sahibinin “İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılmasını” yasaklayabileceği, davacı adına tescilli … numaralı “…” ibareli … görselini ihtiva eden markanın, Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğin … sınıfında “Mühendislik hizmetleri, Mimarlık hizmetleri; İç-mimari hizmetleri; Bilgisayar Hizmetleri; Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri; kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; Grafik sanat tasarım hizmetleri.” bakımından tescilli olduğu, davalının ticaret unvanının ise “…” şeklinde olduğu, ticaret unvanının esas unsurunun “..” ibaresi olduğu, ticaret unvanının devamında yer alan “… ŞİRKETİ” kısmının ise firmanın iştigal alanlarını belirttiği, bu minvalde davacı adına tescilli “…” ibaresi ile “…” asli unsurlu ticaret ünvanının aynı “…” ibaresini ihtiva ettiği, davalının ticaret ünvanında yer alan “…” ibaresinin, davacı markasının tescilli olduğu ve davalı şirketin iştigal alanı olan mimarlık hizmetleri bakımından zayıf unsur olduğu, bu nedenle davacı markası ile davalı şirketin ticaret unvanın benzer olduğu, yine davacı adına tescilli markaların, mal ve hizmet sınıflandırmasının … Sınıfında “Mühendislik hizmetleri, Mimarlık hizmetleri; İç-mimari hizmetleri; Bilgisayar Hizmetleri; Bu sınıfa dahil olup mühendislik, mimarlık, bilgisayar hizmetleri; kapsamına girmeyen her türlü tasarım hizmetleri; Grafik sanat tasarım hizmetleri.” bakımından tescilli olduğu ve davalının da ilgili hizmetler ile benzer alanlarda ticaret unvanının tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı adına tescilli … numaralı “…” ibareli … görselini ihtiva eden marka ile davalının ticaret unvanının ve faaliyet alanlarının benzer olmasının; tüketiciler tarafından taraflar arasında ticari ilişki ve bağlantı olduğu zannını uyandırabileceği, bu
nedenle SMK’nın 7/3 maddesi hükmü uyarınca davalının ticaret unvanından “…” ibaresinin terkin koşulları oluştuğu kanaatine varıldığından, davanın kısmen kabulüne; davalı şirketin ticaret unvanınından “…” ibaresinin terkinine, karar kesinleştiğinde ticari hayattaki güven ilkesi gereği bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğüne kararın bildirilmesine, davalının “…” ibaresini birlikte, tek başına veya başka herhangi bir ibare ile birlikte kullandığı; her türlü yayın, hizmet, mal, ürün, ambalaj, ilan, tabela, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kâğıt, fatura ve sair her türlü ticari evrak ile internet alan adları da dâhil olmak üzere internet üzerinde, Türkiye’de ve yurtdışında kullanmasının önlenmesine, mütecaviz ürünlerin toplatılarak hükmün kesinleşmesini müteakip her türlü materyalin masrafı davalıdan alınmak sureti ile imha edilmesine, davalının, “…” ibaresini alan adlarında ve sair alanlarda kullanılmasının yasaklanmasına, davalıya ait “…” e-posta adresindeki “…” ibaresinin kaldırılmasına ve “…” ibaresini kullanımının önlenmesine, davalının “…” ibaresini taşıyan tüm tanıtıcı dokümanlarının, kurumsal evraklarının, fatura, irsaliye ve benzeri belgelerinin toplatılmasına, “… ” ibareli tabelalarının indirilmesine, web sitelerinden “…” ibarelerinin çıkartılmasına ve hükmün ilanında davacının hukuki yararı bulunduğundan; karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalının “…” ibaresini birlikte, tek başına veya başka herhangi bir ibare ile birlikte kullandığı; Her türlü yayın, hizmet, mal, ürün, ambalaj, ilan, tabela, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kâğıt, fatura ve sair her türlü ticari evrak ile internet alan adları da dâhil olmak üzere internet üzerinde, Türkiye’de ve yurtdışında kullanmasının önlenmesine,
2-Mütecaviz ürünlerin toplatılarak hükmün kesinleşmesini müteakip her türlü materyalin masrafı davalıdan alınmak sureti ile imha edilmesine,
3-Davalının, “…” ibaresini alan adlarında ve sair alanlarda kullanılmasının yasaklanmasına
4-Davalıya ait “…” e-posta adresindeki “…” ibaresinin kaldırılmasına ve “…” ibaresini kullanımının önlenmesine,
5-Davalı şirketin ticaret unvanınından “…” ibaresinin terkinine, karar kesinleştiğinde ticari hayattaki güven ilkesi gereği bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğüne kararın bildirilmesine,
6-Davalının “… ” ibaresini taşıyan tüm tanıtıcı dokümanlarının, kurumsal evraklarının, fatura, irsaliye ve benzeri belgelerinin toplatılmasına, “… ” ibareli tabelalarının indirilmesine, web sitelerinden “… ” ibarelerinin çıkartılmasına,
7-Diğer taleplerin reddine,
8-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
9- 80,70 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
10-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafın yaptığı 54,40 TL başvuru harcı, 54,40 TL peşin harcı, 178,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 4.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.287,30 TL yargılama giderinden; davanın kabul ve ret oranına göre 2.858,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafından fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 13/10/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır