Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/322 E. 2022/73 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/322
KARAR NO : 2022/73

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ – HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, ÖNLENMESİ, DURDURULMASI, MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 21/08/2020
KARAR TARİHİ : 13/06/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz – Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin “…” ve “…” markalarını ve ticaret unvanını 15 yıldır yayıncılık, eğitim ve öğretim alanında kullandığını, “… “nin ülke çapında tanınan bir marka olduğu, ülke çapında çok sayıda dershane ve okulla da hizmet verdiğini, “…” markasının … numarası ile TPMK nezdinde tanınmış marka olarak tespit edildiğini, davalıların … ilindeki eğitim kurumunda “…” markası ile faaliyet gösterdiğini, “…” ismi ile eğitim sektöründe faaliyet gösterdiğini, aralarında organik bağ bulunan davalıların bu ismi tabela, internet sitesi, broşür ve reklam billboardlarında kullandığını, … 1.FSHHM nezdinde … D.İş dosyası ile yapılan tespit işleminde, “…” adresinde “…” tabelasının kullanıldığını, billboardlarda “… “, “… “, “… “, “…” isimlerinin kullanıldığını, davalı şirketlerin aynı adreste faaliyet gösterdiğini, “…” alan adı ve internet sitesi içeriğinde “…”, “…”, “…” ibarelerinin kullanıldığını, bu markalar altında eğitim-öğretim hizmetleri ile kitap-broşür gibi emtialar sunulduğunu, davalıların davacı şirket ile aynı sektörde hizmet verdiğini, davalıların bu kullanımlarının müvekkiline ait marka ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, müvekkili markasına tecavüz oluşturduğu ve haksız rekabet teşkil ettiğini, davalı adına tescilli markaların “…, …, …” markaları olduğunu ve “…” markasının davalı adına tescilli olmadığını, “…” markasının davacı adına ilk olarak … numarası ile tescil edildiğini, daha sonra ” …” , “… “, ” … ” … “, “… “, … ” gibi markaların da tescil edildiğini, müvekkilinin “…” markasına büyük yatırımlar yaptığını, tanınır hale getirdiğini, davalının kullanımlarının davacının “…” markasından haksız yarar sağlayacağını, tüketicinin yanılmasına iltibasa neden olacağını, itibarına zarar vereceğini, davalıların marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden fiillerinin tespitini, önlenmesini, 10.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminat ile maddi tazminatın SMK 151/2-b maddesi kapsamında hesaplanmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili …Tic. Ltd. Şti. kolejinin taraf sıfatı bulunmadığını, ülke çapında 17 okulu ve 40’dan fazla kursu bulunan tescilli bir marka ve kuruluş olduğunu, davacıların müvekkilerine daha önceden herhangi bir ihtarname göndermediğini, müvekkili İlk …Tic. Ltd. Şti.’nin de eğitim alanında faaliyeti bulunmadığını, ne mal ne de hizmet alanında haksız rekabet ya da marka hakkına tecavüz oluşturacak bir eylemi bulunmadığını, piyasaya yönelik herhangi bir mal ve hizmetin bulunmadığının da delil tespiti raporunda tespit edildiğini, tespit raporunda pasif haldeki şirketin atıl kalmış tabelasından ve atıl haldeki internet uzantılarından başka bir şey tespit edilmediğini, kaldı ki atıl haldeki tabelanın ve internet uzantılarının da kaldırıldığını, bu hususun davacının da bilgisi dahilinde olduğunu, “…” ve “…” markalarının müvekkili adına tescilli olduğunu, “…” ibaresinin de nesnel bir kelime olduğunu ve davacının tekeline verilemeyeceğini, kaldı ki müvekkilinin “…” ibaresi üzerinde .. FSHHM’nin… E. ve …K. sayılı kararlarında da görülen kazanılmış hakları bulunduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş ve HMK’nun 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
… 3.FSHHM aracılığı ile alınan 07/09/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Tespit incelemesinin yapıldığı 06.02.2020 tarihi itibariyle, davacıya ait “…” adresinde “…” olarak faaliyet gösteren davalıya ait işletmenin tabelalarının yanı sıra broşür ve kurs kitapları üzerinde, ayrıca ilgili tarihte davalı tarafından kullanılan “…” alan adında ve bu alan adı altında faaliyet gösteren internet sitesi içeriğinde “…”, ” ..”, “… “, “…”, “… ” şeklindeki ibareler ve “…” harflerinden oluşan logonun markasal nitelikte kullanıldığı, bu kullanımların davacı adına …, …, …, …, …,…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … numaralar ile tescilli bulunan “…” esas unsurlu markalarla karıştırılacak düzeyde benzer olduğu, ayrıca davalı işletme tarafından sunulan “…” hizmetleri ile bu hizmetlerin bir parçası olarak sunulan “kitapçık ve rehber ve soru bankası gibi yayınların” davacı adına tescilli markaların tescil/koruma kapsamında bulunan “Sınıf 41: Eğitim, öğretim hizmetleri” ve “Sınıf 16: Basılı yayınlar, kitaplar, dergiler” malları ile aynı ya da aynı tür mal ve hizmetlerden olduğu, bu nedenle dava konusu bu kullanımlarla davacı adına tescilli olan “…” esas unsurlu markalar arasında, 6769 sayılı SMK’nın 7/2-b maddesinde karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğu, dava konusu kullanımların davacı adına tescilli bulunan markalardan doğan haklara tecavüz ve/veya haksız rekabet oluşturması durumunda SMK 151/2-b maddesi kapsamında tazminat tutarı 22.335,97 TL olacağı, ayrıca dava konusu bu kullanımların TTK’nın 55. Maddesi, 1. Fıkrası, (a) bendinin dördüncü alt bendi kapsamında davacı faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açacak nitelikteki kullanımlardan olduğu, bu tespit ve değerlendirmeler çerçevesinde, dava konusu kullanımların davacı adına tescilli bulunan markalardan doğan haklara tecavüz ve/veya haksız rekabet oluşturup oluşturmadığına ilişkin nihai takdirin mahkemeye ait olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… 3.FSHHM aracılığı ile alınan 06/12/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davacı tarafın SMK 151/2-c bendine göre lisans bedeline göre hesaplama yapılmasına ilişkin talebin mahkemenin 14.10.2021 tarihli celsesinde reddedildiğinden bilirkişi heyetince bu hususta bir inceleme yapılamadığı, kök raporda ulaşılan, davalıların dava konusu kullanımlarının davacı adına tescilli markalarla karıştırılma ihtimali bulunan kullanımlardan olduğu ve davalı …LTD. ŞTİ. adına tescilli markaların da bu kullanımlar için yasal bir hak sağlamadığı yönündeki kanaatlerini değiştirecek yeni bir delil ya da belgeye rastlanmadığı, davalı …TİC. LTD. ŞTİ.’ne ait 2017, 2018, 2019 yıllarına ilişkin gelir addedilen bedellerin eğitim ya da yayıncılıkla ilgili olmadığı, öncelikle bu bedellerin kaynağının irdelenerek dayanağının ortaya konulması gerektiği ileri sürülmüşse de 6769 sayılı SMK’nın 151/2-b bendine göre yapılan hesaplamalarda gelir ayırımı yapılması mümkün olmadığından, tazminat hesaplamasında toplam gelir ortalaması üzerinden hesaplama yapılarak tahmini bir bedel belirlendiğini, takdiri mahkemeye ait olmak üzere davalı iddialarının kök rapordaki kanaatlerini değiştirecek nitelikte olmadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalıların eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, durdurulması, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili, tecavüzün devamını önlemek üzere masraflar davalılara ait olmak üzere ele geçirilen tabela ve sair ürünlerin imhası ile hükmün ilanına ilişkindir.
Davacı vekili, maddi tazminat talebini 22.335,97 TL olarak ıslah etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.madde de düzenlenmiştir.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6769 sayılı SMK’nun 151.maddesine göre; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü amirdir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır
SMK, TTK hükümleri, TPMK kayıtları, mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu kök/ek raporu ve bütün dosya kapsamından : TPMK nezdinde …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … numaralı markaların davacı … YAYINCILIK REKLAMCILIK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ adına tescilli olduğu, bu markalardan …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …,…, … ve … numaralı markaların tescil kapsamında …sınıfta “Eğitim, öğretim hizmetlerinin” de yer aldığı görülmüştür.
Bu markaların yanı sıra … numaralı “…”, … numaralı “… … ”, … numaralı “…” markalarının 20.02.2020 tarihinde, … ve … Sınıflarda … 1.FSHHM’nin …D.İş dosyasında tespit işleminin yapıldığı 06.02.2020 tarihinden sonra başvurusu yapılarak davacı adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
TPMK nezdinde … numaralı “…” ve … numaralı “…+ şekil” markaların ….sınıfta davalılardan … TİC. LTD ŞTİ adına tescilli olduğu görülmüştür.
Somut olayda: Davacının tecavüz iddialarına konu olan davalı kullanımları, … 1. FSHHM’nin … D.İş dosyası ile yapılan keşif sırasında tespit edilen kullanımlardır. … 1. FSHHM’nin …D.İş dosyasına sunulan 07.02.2020 tarihli bilirkişi tespit raporunda; Davalı şirketin “…” adresinde 06/02/2020 tarihinde yapılan incelemede, iş yerinin tabelalarında, iş yerinde bulunan broşürde, iş yerinin dışında bulunan vitrindeki kitaplarda “…”, “…”, “…”, “…” ve “…” şeklindeki ibarelerle “…” harflerinden oluşan logonun markasal nitelikte kullanıldığı tespit edilmiştir.
…” şeklindeki ibarelerle “…” harflerinden oluşan logonun markasal nitelikte kullanıldığı tespit edilmiştir.
Davacı adına tescilli olan markaların tamamı … sınıfta bulunan “Basılı yayınlar, basılı evrak: kitaplar, dergiler…” ve …. sınıfta bulunan “Eğitim-öğretim hizmetlerini” kapsayacak şekilde tescillidir.
Ayrıca, davacı adına tescilli olan bu markalardan… numaralı markada “…” harfleri diğer markaların tamamında ise “…” ibaresi baskın şekilde ve asli markasal unsur olarak kullanılmaktadır. Bu markalarda “…” ve “…” ibareleri ile birlikte kullanılan “Dergisi, Dershanesi, Okulu, Lisesi, Yayınları” gibi ibarelerin ayırt edici niteliği ve markasal bir fonksiyonu bulunmamaktadır.
Tespitin yapıldığı 06.02.2020 tarihi itibariyle, “…” adresinde “dershane, eğitim kursu” olarak faaliyet gösteren davalıya ait işletmenin tabelalarının yanı sıra broşür ve kurs kitapları üzerinde, ayrıca ilgili tarihte davalı tarafından kullanılan “…” alan adında ve bu alan adı altında faaliyet gösteren internet sitesi içeriğinde “…”, “…”, “…”, “…”. “..” şeklindeki ibareler ve “…” harflerinden oluşan logonun markasal nitelikte kullanıldığı tespit edilmiştir. Davalıya ait işletme ve internet sitesindeki bu kullanımlarda da, orta düzey tüketiciler nezdinde markasal algı yaratan asli ayırt edici unsur “…” ibaresidir. Bu kullanımların bazılarında “…” ibaresinin yanında dörtgen şekil içinde yer verilen “…” harfleri logo olarak kullanılmış ve orta düzey tüketiciler nezdinde bu şekilde algı yaratılmıştır. “Temel Lisesi”, “Kurs”, “Dershaneleri” ve “Eğitim Kurumları” şeklindeki ibarelerin ise ayırt edici niteliği ve markasal bir fonksiyonu olmayan ibareler olduğundan dava konusu kullanımların tamamında “…” ibaresi asli markasal unsuru oluşturmaktadır.
Tespit incelemesinin yapıldığı 06.02.2020 tarihi itibariyle, davalıya ait işletmede ve bu işletme tarafından kullanılan “…” internet sitesinde “…” ibaresinin “dershane, eğitim kursu” faaliyetleri için markasal nitelikte kullanıldığı, bu kullanımların davacı adına …, …, …, …,…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …numaraları ile tescilli bulunan “…” esas unsurlu markalarla karıştırılacak düzeyde benzer olduğu, ayrıca davalı işletme tarafından sunulan “dershane, eğitim kursu” hizmetleri ile bu hizmetlerin bir parçası olarak sunulan kitapçık, rehber ve soru bankası gibi yayınların davacı adına tescilli markaların tescil/koruma kapsamında bulunan “Sınıf …: Eğitim, öğretim hizmetleri” ve “Sınıf 16: Basılı yayınlar, kitaplar, dergiler” gibi mallarla aynı ya da birbirini tamamlayıcı nitelikte doğrudan ilişkili mal ve hizmetlerden olduğu, bu nedenle davalının dava konusu kullanımlarının, davacı adına tescilli “…” esas unsurlu markalarla iltibasa neden olabilecek nitelikte kullanımlar olduğu, böylece davalıların eyleminin, davacının marka tescillinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varılmıştır.
Davalı adına tescili … ve … numaralı markaların asli unsurları itibariyle dava konusu kullanımlardan farklı olduğu gibi …numaralı markanın tescil kapsamında dava konusu faaliyetlerin de bulunmadığı, bu markaların dava konusu kullanımlar yönünden yasal bir hak sağlamayacağı kanaatine varılmıştır.
Davacı maddi tazminat talebini SMK 151/2-b maddesine yani “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanca” göre talep etmiştir. Talimat aracılığı ile alınan bilirkişi raporunda maddi tazminat 22.335,97 TL olarak belirlendiğinden, maddi tazminat talebinin kabulüne 22.335,97 TL maddi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı manevi tazminat talep etmiştir. Markaya tecavüz sayılan fiiller aynı zamanda haksız fiil niteliğinde olduğu için Türk Borçlar Kanunun 58.maddesinde yer alan haksız fiilin kişilik hakkını zedelemesi halinde manevi tazminata hükmedileceği hükmü, SMK bakımından da kabul edilmiştir. Marka hukukunda manevi tazminatın amacı markanın haksız kullanımı veya itibarının zedelenmesi sonucu marka hakkı sahibinin ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılmasıdır. Yargıtay kararlarında, markaya tecavüz fiilinin varlığında mutlaka uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinin belirtildiği, manevi tazminat miktarının tayininde bu tazminatın bir zenginleşme aracı olması ve hukuka aykırı eylemin yapılmasını istenir hale getirecek aşırı miktarlarda olması kabul edilmemekte, zarara uğrayanda manevi huzuru sağlayacak oranda, tecavüzü yapanda da caydırıcı bir etki bırakacak miktarlarda olmasına özen gösterilmesi gerektiği bilinmekle manevi tazminat talebinin kısmen kabülüne ve davalı aleyhine 15.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Tecavüz teşkil eden tabela ve sair ürünlerin masrafı davalılardan alınmak sureti ile imhasına, 25/08/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına, hükmün ilanında davacının menfaati olduğu gözetilerek, Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davalıların eyleminin, davacının marka tescillinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına,
2-Maddi tazminat talebinin kabulüne, 22.335,97 TL maddi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 15.000 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Tecavüz teşkil eden tabela ve sair ürünlerin masrafı davalılardan alınmak sureti ile imhasına,
5-25/08/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına,
6-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline,
7-2.550,42 TL ilam harcından peşin harcın ve ıslah harcın mahsubu ile eksik 1.818,09 TL harcın davalılardan tahsiline,
8-Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması talepleri yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-Reddedilen Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 5.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
12-Davacı tarafın yaptığı 54,40 TL başvuru harcı, 512,33 TL peşin harç, 220,00-TL ıslah harcı, 6.000 TL bilirkişi ücreti, 521,88 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 7.308,61 TL yargılama giderinden, davanın kabul/red oranına göre 6.664,28 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
13-Davacı tarafından fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 13/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır