Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/302 E. 2022/110 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/270
KARAR NO : 2022/119

DAVA : MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE SİCİLDEN TERKİNİ
DAVA TARİHİ : 07/02/2020
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Markanın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkiline ait 25.07.2012 başvuru tarihli … tescil numaralı … markasının … sınıfta “Spor, kültür ve eğlence hizmetleri”ne ilişkin olarak tescilli olduğunu, davalı tarafın, müvekkilinin tescil başvurusundan yaklaşık 2 yıl sonra 08.07.2014 tarihinde Türk Patent Kurumuna başvurarak …sınıfta ” Spor, kültür ve eğlence hizmetleri”ne ilişkin olarak … numarası ile markasını tescil ettirdiği, davalıya ait daha sonradan başvurusu yapılarak hatalı ve haksız olarak tescil edilmiş “…” ibareli marka ile müvekkiline ait “…” markasının SMK 5/ç ve 6/1 maddeleri gereğince iltibasa yol açacak şekilde ayniyet derecesinde benzer olması sebebi ile davalı markasının aynı hizmetlere ilişkin hükümsüzlüğünün gerektiğini, müvekkilinin … markası için ” Spor, kültür ve eğlence” hizmetlerine ilişkin olarak davalıdan 2 yıl önce başvuru yaparak gerçek hak sahibi olduğunu ve bu sebeple kendisinden sonra yapılan müvekkilinin markası ile iltibasa yol açacak derecede benzer tescilleri önleme veya hükümsüzlüğünü isteme hakkına sahip olduğunu, davalının, müvekkilinin kendi başvurusundan daha önce … numarası ile tescil başvurusu yaptığından haberdar olup buna rağmen müvekkilinin başvurusunun tescil süreci devam ederken daha sonra yaptığı bu başvuru ile müvekkiline ait markayı kötü niyetle tescil ettirdiğini iddia ve beyan ederek davalıya ait … numaralı markanın “Spor, kültür ve eğlence” hizmetleri bakımından hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle : Davacı …’nin, kendilerine ait … tescil numaralı “…” markasının müvekkili şirkete ait …tescil numaralı “…” markası ile benzer işarete, aynı türde hizmet sunmalarına, daha önceki tarihli tescile ve gerçek hak sahipliğine dayanarak davayı ikame ettiğini, davacı tarafın her ne kadar daha önceki tescil iddiasına dayanarak hareket etse de, dava konusu marka bakımından gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, gerçek hak sahipliğinin, kullanımın yanı sıra kendisini bu isimle piyasada tanıtan, bu ismi markalaştıran kullanıcıya ait olduğu, davacı yanın sektörde bu isim ile tanındığını veya marka ismini müvekkilinden önce kullanmaya başladığını kanıtlamaya yönelik herhangi bir delil sunmadığını, müvekkili olan şirketin dava konusu … markasını … tarih ve … sayılı ticari sicil gazetesinden anlaşılacağı üzere çok eskiden beri ticaret unvanı olarak kullanıdığını ve kendi sektörüne yıllardır bu isimle öncülük ettiğini, müvekkilinin … markasını 2003 yılından beri kullandığını, aynı yıl içerisinde markayı…tescil numarasıyla tescil ettirdiğini, müvekkilinin markasını 10 yıllık süre içerisinde koruma bitmeden yenilemediğini, ancak koruma bittikten yaklaşık 1 yıl sonra uyuşmazlık konusu marka ismini … sınıf da dahil olmak üzere tekrar tescil ettirdiğini, Sınai Mülkiyet Kanununun 25. maddesinin 6. fıkrası uyarınca, aradan yaklaşık 6 yıl geçmesine rağmen davacının herhangi bir ihtar göndermediğini, bu süre sonunda müvekkilinin kötü niyetli olduğu iddiasıyla talepte bulunamayacağını, davacının SMK 25/6.maddesine göre susma suretiyle dava açma hakkını kaybettiğini, ancak gerçeklikten uzak biçimde bu davayı lehe sonuçlandırma gayesiyle müvekkilinin kötü niyetli olduğunu destekten yoksun bir şekilde öne sürdüğünü, halbuki şu ana kadar suskun kalması ve dosyaya hiçbir delil sunulmamasının davacının kötü niyetli olduğunu göz önüne serdiğini, açıkladıkları nedenlerle haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
23/02/2021 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalının, davacının davaya mesnet 25.07.2012 başvuru tarihli … tescil numaralı … markasının tescilli olduğu … sınıfta yer alan “Spor, kültür ve eğlence hizmetleri” bakımından davacı yanın marka tescil başvurusundan önce gerçek hak sahibi olduğunu gösterir herhangi bir kullanımının dosya arasından tespit olunamadığı, davacı yana ait davaya mesnet marka ile davalı yanın davaya konu … numaralı markasının SMK 5/l-ç maddesi hükmü çerçevesinde ayniyet derecesinde benzer olmadığı, davacı yana ait davaya mesnet marka ile davalı yanın davaya konu … numaralı markasının SMK 6.maddesi çerçevesinde ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olduğu, davacı yanın uzun süre sessiz kalmak sureti ile hak kaybına uğradığından bahsedilemeyeceği, davalı yanın dava konusu marka tescil başvurusunu gerçekleştirirken kötüniyetli olduğunun ispat olunamadığı, bildirilen tüm gerekçeler ile davalı yana ait davaya konu …numaralı markanın hükümsüzlüğü talep olunan “SPOR, KÜLTÜR ve EĞLENCE” hizmetleri bakımından SMK’nın 6/1. maddesi çerçevesinde hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
22/03/2022 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Kök rapor ile Mahkemeye arz ettikleri görüşlerinde herhangi bir değişiklik olmadığı, nihai takdirin Mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: TPMK nezdinde davalı … ŞİRKET adına tescilli …numaralı “…” ibareli markanın; davacıya ait … numara ile tescilli “…” markası ile aynı hizmetlerde tescilli olması sebebi ile SMK 25.maddeye göre “spor, kültür ve eğlence hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip dava dilekçesi, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, tarafların beyanlarında geçen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı SMK.nın 5. maddesinde marka tescilinde mutlak red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
6769 sayılı SMK.nın 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
6769 sayılı SMK.nın 25. maddesinde “Marka Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir…
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
SMK hükümleri, mevzuat, TPMK kayıtları, mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu kök/ek raporları ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde … numaralı “…” ibareli markanın 41. sınıfta davacı … adına tescilli olduğu, … numaralı “… + şekil” ibareli markanın … sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın … sınıflarda davalı … LİMİTED ŞİRKETİ adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı taraf; … Sınıfta yer alan hizmetler bakımından “ilk tescil” sahibi olmakla birlikte, davalı taraf dava konusu marka bakımından “gerçek hak sahibi” olduğunu iddia etmektedir.
Marka hakkının kazanılması konusunda, iki temel sistem vardır; “ilk kullanım” ve “tescil”. Her iki sistemde de sicile tescil vardır, ancak tescilin sonuçları farklıdır. İlk kullanım sisteminde; marka hakkı, bir işaretin marka olarak seçilmesi ve kullanılması ile doğar, sicile yapılan tescil açıklayıcıdır. Tescil siteminde ise; marka hakkı, marka olarak seçilen işaretin sicile tescil edilmesi ile kazanılır, buradaki tescil kurucudur.
Hukukumuzda asıl olarak tescil sistemi benimsenmiş, ancak tescilden önce gerçekleşen kullanıma da değer atfedilmiştir. Kural olarak tescil ile marka hakkı doğar, ancak söz konusu işaret ilk tescilden önce kullanılmak suretiyle piyasada maruf hale getirilmişse, marka hakkı sahibi, işareti tescilden önce kullanarak piyasada maruf hale getirendir. Bu kişiye “gerçek hak sahibi” denilir.
SMK’nın 7/1 maddesinde yer alan “Bu kanunla sağlanan marka koruması tescil ile elde edilir” biçimindeki hüküm açıkça tescil ilkesinin kabul edildiğini gösterirken, buna karşılık SMK’nın 6/3 maddesinde tescile rağmen başkasının hak sahibi olabileceği, markayı ilk kez ihdas eden, kullanan kişinin de korunacağı düzenlenmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaf bakımından; davalı taraf, davacı adına davaya mesnet markanın tescil edildiği tarihten önce ihtilaf konusu … sınıfta yer alan “Spor, kültür ve eğlence’ hizmetleri bakımından gerçek hak sahibi olduğunu iddia etmiştir. Bilirkişi kurulu tarafından yapılan incelemede; davalı tarafından sunulan delillerden hiçbirisinde davalının ilgili hizmetlerde, davacının davaya mesnet marka tescil başvurusunu gerçekleştirdiği tarihten önce davalı tarafından markasal kullanımların gerçekleştirildiği tespit edilememiştir.
… numaralı, “… + şekil” ibareli markanın … Sınıflarda,… numaralı “…” ibareli markanın … sınıflarda davalı … LİMİTED ŞİRKETİ adına tescilli olduğu, ihtilaf konusu … sınıfta yer alan “Spor, kültür ve eğlence” hizmetlerinde hiç tescil edilmemiştir.
Davalının; … ibaresini, www…net uzantılı alan adında, davalının üçüncü kişilerle yaptığı sözleşmelerde “… TİC, LTD. ŞTİ.” şeklinde ticaret unvanı olarak kullandığı, söz konusu ibareyi markasal olarak kullandığına dair delil sunulmadığı dikkate alındığından, sadece alan adında ve ticaret unvanı ile yapılan kullanımın tek başına markasal kullanım olarak değerlendirilemeyecektir.
Sunulan bilgi ve belgelerden; davalının … sınıfta yer alan “Spor, Kültür ve Eğlence” hizmetleri bakımından, davaya mesnet marka tescil başvurusunu gerçekleştirdiği tarihten önce hak sahibi olduğunu gösterir delil sunulmadığı, bu nedenle davalının ilgili marka bakımından … sınıfta yer alan “Spor, Kültür ve Eğlence” hizmetleri bakımından gerçek hak sahibi olduğununun ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflara ait markalar karşılaştırıldığında; markaların asli unsurlarının birebir mahiyette olduğu, markaların işitsel olarak da birebir mahiyette oldukları, davalıya ait markada yer alan şekilsel unusurların ise ortalama tüketici nezdinde iltibas riskini ortadan kaldırmaya yeterli olmayacağı, bu nedenle davacıya ait … numaralı markanın tescilli olduğu “Spor, Kültür ve Eğlence Hizmetleri” bakımından davalıya ait markanın kullanımının davacıya ait marka ile iltibasa sebebiyet vereceği, bu halde davalıya ait markada yer alan ilgili hizmetlerin hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu kanaatine varılmıştır.
Taraf markaları arasında iltibas yaratacak kadar benzerlik olsa da, dikkate alınması gereken diğer husus; sessiz kalma yoluyla hak kaybı kavramıdır.
Sınai Mülkiyet Kanununun 25.maddesinin 6. Fıkrasında; “…Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez…” hükmü yer almaktadır.
Davalının, …numaralı “…” ibareli markayı 23.02.2017 tarihinde tescil ettirdiği ve davalının; ihtilaf konusu “Spor, Kültür ve Eğlence” hizmetleri bakımından markayı tescil tarihinden önce ya da sonra kullandığını ispat edemediği, bu nedenle davacının; davayı açmak bakımından uzun süre sessiz kalmak sureti ile hak kaybına uğradığı yönündeki davalı savunmalarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı; davalının kullanımlarının kötü niyetli olduğunu iddia etmiştir. Kötü niyetin tespitinde; önceki markadan haberdar olma veya bilebilecek durumda olma ciddi bir kötü niyet göstergesi iken, tek başına belirleyici değildir.
Davalının; kötü niyet nedeni ile markanın hükümsüz kılınmasında genel olarak kabul edilen olgular olan; markanın yedekleme amacı ile tescili, marka ticareti, markadan haksız olarak yararlanmak, şantaja yönelik başvuru hallerinden herhangi birini taşıdığına ilişkin delil bulunmamakla birlikte davalının, dava konusu marka tescil başvurusunu gerçekleştirirken kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Neticeten: Davalının, davacının davaya mesnet 25.07.2012 başvuru tarihli … tescil numaralı “…” markasının tescilli olduğu …. sınıfta yer alan “Spor, kültür ve eğlence hizmetleri” bakımından davacının marka tescil başvurusundan önce gerçek hak sahibi olduğunu kanıtlayamadığı, davacı adına tescilli … tescil numaralı “…” markası ile hükümsüzlüğü talep edilen davalı adına tescilli …numaralı “…” ibareli markanın SMK 5/l-ç maddesi hükmü çerçevesinde ayniyet derecesinde benzer olmadığı, ancak taraf markalarının SMK 6.maddesi hükmü çerçevesinde ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek kadar benzer olduğu, davacının uzun süre sessiz kalmak sureti ile hak kaybına uğradığından bahsedilemeyeceği, davalının; hükümsüzlüğü talep edilen 2014/57461 numaralı “…” ibareli marka tescil başvurusunu gerçekleştirirken kötüniyetli olduğunun ispatlanamadığı, bu nedenlerde TPMK nezdinde davalı … LİMİTED ŞİRKET adına tescilli … numaralı “…” ibareli markanın; “Spor, kültür ve eğlence” hizmetleri bakımından SMK’nın 6/1. maddesi hükmü çerçevesinde hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
1-TPMK nezdinde davalı adına tescilli … numaralı “…” markasının …sınıfta “spor, kültür ve eğlence hizmetleri” yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’na gönderilmesine,
3-80,70 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yaptığı 54,40 TL başvuru harcı 54,40 TL peşin harç 207,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 2.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.316,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 29/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır