Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/291 E. 2022/147 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/291
KARAR NO : 2022/147

DAVA : MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE SİCİLDEN TERKİNİ
DAVA TARİHİ : 22/06/2020
KARAR TARİHİ : 27/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı tarafından 11/09/2018 tarihinde, TPMK nezdinde… numaralı “…” ibareli markanın tescili için başvuru yapıldığını, markanın 25/01/2019 tarihinde markanın tescil edildiği, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 25/VI. fıkrasında belirtilen düzenlemeye uygun olarak davanın açıldığını, müvekkilinin dünyaca tanınmış markaları ile dava konusu marka arasında benzerlikten kaynanklanan iltibas ihtimalinin mevcut bulunması, müvekkilinin markalarının tanınmış olması ve müvekkilinin ticaret unvanının da … ibaresini barındırması nedenleriyle… numaralı markanın hükümsüzlüğü ve marka sicilinden terkinini talep ettiklerini, Çin merkezinde bulunan müvekkili firmanın 2000 yılında 1 milyon yuan sermayeli olarak kurulduğunu, profesyonel fotoğraf makinası ve profesyonel fotoğraf çekimi için gerekli tüm teçhizatları üreten bir şirket olduğunu, kurulduğu yıldan beri de … markasını kullandığı ve ticaret unvanında da bu ibareye yer verdiğini, müvekkilinin yüksek çaplı satış yaptığı yerlerin başında da Türkiye, Hindistan, İran, Amerika, Japonya, Almanya ve Rusya’nın geldiğini, birçok farklı ülkede fuarlara katılarak ürünlerini tanıtan, iç pazarlarda satış yapan ve tüketici ile kendi ülkesinde buluşan müvekkili firmanın, 27/05/2019 yılında Avusturalya, Fransa, Almanya, Rusya, Singapur, İngiltere ve Amerika gibi bir çok ülkede tescilli olan markasını, Türkiye’de de koruma altına almak için Türk patent ve Marka Kurumu’na 9.sınıf için … ibaresi ile … sayılı tescil başvurusunda bulunduğunu, işbu dava konusu olan markanın gerekçe gösterilmesi sureti ile müvekkilinin başvurusunun reddedildiğini, 25/11/2019 tarihinde TPMK’nin re’sen ret kararına itiraz ettiklerini, diğer yandan 23/12/2019 tarihinde TPMK’nin … sayılı YİDK kararı ile karara itirazın ret olduğunu, dolayısı ile müvekkilinin bu davayı açmakta hukuki yararının da bulunduğunu, nitekim haklı bir biçimde 2000 yılından beri kullandığı ve Türkiye pazarında da faaliyet göstermekte olduğu markasının kötüniyetle önünün kesildiğini, bu davanın davalısının, müvekkiline ait olan markayı taklit etmek suretiyle kötü niyetli davrandığını ve kötü niyet ile müvekkili markasının Türkiye pazarında kalmak istiyorsa bundan kendi lehine menfaat sağlamayı hedef tuttuğunun çok açık olduğunu, buradan hareketle bu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, davalı adına tescilli … numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğünü talep ettiklerini, müvekkili markası ile dava konusu marka arasındaki tek farkın; müvekkilinin markasının büyük harflerle, davalıya ait dava konusu markanın ise küçük harflerle yazılmış olduğunu, bunun dışında her iki markanın da yazıldığı gibi telaffuz edildiğini ve aynı işitsel tonlamaya sahip olduğunu, dava konusu markanın tescilli olduğu 9. sınıf , müvekkili markasının iştigal alanının ve tescil talep ettiği … sınıf ile birebir aynı olduğunu, müvekkilinin markasının eskiye dayalı kullanım hakkının mecut olduğunu, mahkemece bilindiği üzere marka başvurusu ya da rüçhandan önce söz konusu ibare için hak elde edilmiş olması ve bu işaretin sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama yetkisi vermesi durumunda tescilsiz marka sahibinin de eskiye dayalı kullanımını ve önceye dayalı hak sahipliğini kullanarak hükümsüzlük talep edebildiği, müvekkilinin 2000 yılından beri “…” ibaresini kullandığını ve 2012 yılından beri de ticaret ünvanı içeriğinde kullandığını, söz konusu markanın üzerinde yer aldığı ürünlerin de Türkiye pazarında yer aldığını, tıpkı somut olayda da yer aldığı üzere her ne kadar müvekkili adına tescilli değilse de piyasada uzun süredir kullanılması ve TTK’nin ilgili maddesi uyarınca korunan bir ticaret ünvanını teşkil etmesi nedenleri ile davalıya ait… numaralı “…” markasının hükümsüzlüğünün gerektiğini, davalıya ait marka tescilinin kötü niyetli olduğu ve hakkın kötüye kullanımının korunamayacağı, 6769 sayılı SMK kapsamında Medeni Kanunun 2. maddesinden de yola çıkılarak hakkın kötüye kullanımı nedeni ile elde edilmiş olan marka haklarının da korunamayacağının düzenleme altına alındığını, kötüniyete ilişkin açıkladıkları nedenler gözetilerek somut olay incelendiğinde; sondan başlayarak gerekli kriterlerin tamamının davalı hakkında ve bu dava konusu marka hakkında söylenmesinin mümkün olduğunu, çoklu ve gerekçesiz marka tescili, çok iyi ve inandırıcı açıklama gerektiren özgün marka taklidi, Türkiye pazarında mevcut ürünlerin davalı tarafından bilinmesi gerekliliği, müvekkili ticaret ünvanında yer alan ayırt edici unsurunun marka olarak tescil edilmiş olması, kullanma girişimi, davalının iki senelik süre içerisinde 23 tane marka tescilinde bulunmuş olması ve müvekkilinin ticaret ünvanını birebir tescil ettirmiş olması nedenleri ile “…” ibareli markaya yönelik herhangi bir kullanım girişimi olup olmadığına dair delillerin davalı tarafından sunulması gerektiğini, birebir aynı markayı aynı sınıfta tescil ettirerek, aynı ibareyi doğrudan aynı emtia için tescil ettirmiş olan davalının, müvekkilinin markasını bilmemesinin olanaksız olduğundan kötüniyetli olduğunun kabulünün gerektiğini, pazara girişin önlenmesi, … davalının söz konusu tescil nedeni ile müvekkilinin yıllardır pazarında olduğu Türkiye’de markasını tescil edemediğini, bu nedenlerle TPMK nezdinde davalı adına tescilli … numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının yabancı uyruklu olması sebebiyle teminat göstermeksizin davayı açması hukuka aykırı olduğunu, zira MÖHUK 48. maddesi: “Türk mahkemesinde dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır.” hükmü gereğince, davacının davasını açarken teminat göstermek zorunda olduğunu, davacı tarafça iş bu teminatın gösterilmemiş olması sebebiyle teminatın tamamlattırılmasını, aksi durumda davanın reddine karar verilmesini, usul ve esas bakımından itiraz ettiklerini, ivedi olarak tedbirlerin kaldırılmasını, olmaz ise teminata hükmedilmesini, davanın reddi ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
12/07/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: … tescil numaralı … markasının hükümsüzlüğü talebinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
11/04/2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davacı … markasının, Türkiye’de ve dünya çapında eskiye dayalı kullanımı ve tanınmışlığı iddia etmiş ise de; dosyaya sunulan delillerin incelenmesi ve ayrıca yapılan incelemeler neticesinde … markasının “sektörel tanınmışlığı” olduğuna dair kanaat oluşmadığı; Paris Sözleşmesi’ne taraf Çin’de, davacının bahse konu … markasını, davalının hükümsüzlüğe konu markasından önceki tarihte tescil edilmiş olduğu anlaşılmış olmakla birlikte; Türkiye’de aynı markanın, aynı veya benzer mal grubunda “tanınmış marka” kriterini taşımaması nedeniyle bu yöndeki hükümsüzlük talebinin yerinde olmadığı yönünden, kök rapordaki kanaat ve sonucu değiştirecek bir husus tespit edilemediği, davacı tarafın, “kötüniyet” gerekçesi ile davalı markasının hükümsüzlüğüne yönelik iddia ve talebi tekrar incelendiğinde; kök rapor sonrasında dosyaya sunulan delil tercümelerinden, davacının işbu davalı markasıyla birebir aynı … markasını taşıyan aynı sınıftaki (… nice sınıfı kapsamındaki) mallarla, davalının hükümsüzlüğe konu işbu … marka tescil başvurusundan önceki tarihlerde uluslararası bazı fuarlara katıldığı tespit edilmiş, davacının, birebir aynı marka ile internet sitelerinde tanıtım ve de ürün satışları olduğu ve tarafların ayını sektörde faaliyetleri de dikkate alındığında, davalının işbu bahse konu davacı markasından haberdar olma ihtimali bulunduğu kanaatine varıldığı ayrıca davacının, hükümsüzlüğe konu marka … ibaresinin, çok yaygın kullanımlı, anlamı olan bir ibare olmadığı yönündeki iddiasının yapılan inceleme ve araştırmalarla haklılık içerdiğinin anlaşıldığı, diğer yandan davalının tescil aldığı işbu hükümsüzlük konusu markayı, davacıya satma niyeti ile tescil ettirdiği, davalının, davacının Türkiye’deki ticari faaliyetini engelleme niyetiyle hareket ettiğine yönelik iddialar soyut olup, dosya kapsamında bu iddiaları doğrular nitelikte ispat bulunmadığı, işbu nedenlerle davalının… numaralı markasının “kötüniyet” kapsamında hükümsüz kabul edilip edilmeyeceğinin tamamen mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
01/09/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacının yurtdışı fuarlara katılarak markasını sektörde tanıttığı ve aynı sektörde faaliyette bulunan firmaların birbirinden haberdar olmasının beklendiği, … ibaresinin Türkçe’de anlamı olan, anlaşılır bilinir anlamlı bir kelime olmadığı, davalının bu ibareyi rastlantısal olarak seçmesinin pek olası olmadığı, davalının, davacının sektörüne yönelik 9. sınıftaki tescil ile bu sektörde iştigal ettiğinin anlaşıldığı ve davacının markasından haberdar olduğu kanaati oluştuğu, yine bu noktada markanın davalı tarafından markasal kullanılmamış olmasının, haberdar olduğu bu markayı daha sonra davacıya satma maksatlı kötü niyetli bir tescil olduğu izlenimini uyandırdığı, hükümsüzlük halleri ve hükümsüzlük talebi başlıklı SMK 25/1 ve SMK 6/9 maddeleri kapsamında kötü niyetin olup olmadığının mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce 11/04/2022 tarihli ek bilirkişi raporu ile 01/09/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporuna itibar edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: TPMK nezdinde… tescil numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkinine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı SMK.nun 5. maddesinde marka tescilinde mutlak red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
6769 sayılı SMK.nun 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
6769 sayılı SMK.nun 25. maddesinde “Marka Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir…
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
Marka hakkının kazanılması konusunda, iki temel sistem vardır; “ilk kullanım” ve “tescil”. Her iki sistemde de sicile tescil vardır, ancak tescilin sonuçları farklıdır. İlk kullanım sisteminde; marka hakkı, bir işaretin marka olarak seçilmesi ve kullanılması ile doğar, sicile yapılan tescil açıklayıcıdır. Tescil siteminde ise; marka hakkı, marka olarak seçilen işaretin sicile tescil edilmesi ile kazanılır, buradaki tescil kurucudur.
Hukukumuzda asıl olarak tescil sistemi benimsenmiş, ancak tescilden önce gerçekleşen kullanıma da değer atfedilmiştir. Kural olarak tescil ile marka hakkı doğar, ancak söz konusu işaret ilk tescilden önce kullanılmak suretiyle piyasada maruf hale getirilmişse, marka hakkı sahibi, işareti tescilden önce kullanarak piyasada maruf hale getirendir. Bu kişiye “gerçek hak sahibi” denilir.
SMK’nın 7/1 maddesinde yer alan “Bu kanunla sağlanan marka koruması tescil ile elde edilir” biçimindeki hüküm açıkça tescil ilkesinin kabul edildiğini gösterirken, buna karşılık SMK’nın 6/3 maddesinde tescile rağmen başkasının hak sahibi olabileceği, markayı ilk kez ihdas eden, kullanan kişinin de korunacağı düzenlenmiştir.
SMK hükümleri, TPMK kayıtları, mevzuat, Mahkememizce itibar edilen 11/04/2022 tarihli ek bilirkişi raporu ile 01/09/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve bütün dosya kapsamından: Davacının, … numaralı “…” ibareli markanın …sınıfta tescili için 27/05/2019 tarihinde TPMK’na başvurduğu, başvurunun 23/08/2019 tarihinde resen reddedildiği, davacının ret kararına karşı itirazda bulunduğu, YİDK tarafından ret kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davacının itirazının 29/11/2019 tarihinde ret edildiği anlaşılmıştır.
Davacı, … markasının Türkiye’de ve dünya çapında eskiye dayalı kullanımı ve tanınmışlığını iddia etmiş ise de: Bütün dosya kapsamından, … markasının; “sektörel tanınmışlığı” olduğuna dair kanaat oluşmadığı, Paris Sözleşmesi’ne taraf Çin’de davacının, bahse konu … markasının davalının hükümsüzlüğe konu markasından önceki tarihte tescil edilmiş olduğu anlaşılmış ise de; Türkiye’de aynı markanın, aynı veya benzer mal grubunda “tanınmış marka” kriterini taşımaması nedeniyle bu yöndeki hükümsüzlük talebinin yerinde olmadığı, davacının; hükümsüzlüğü talep edilen davalı markasıyla birebir aynı … markasını taşıyan aynı sınıftaki ( … nice sınıfı kapsamındaki) mallarla, davalının hükümsüzlüğe konu … marka tescil başvurusundan önceki tarihlerde uluslararası bazı fuarlara katıldığı, davacının, birebir aynı marka ile internet sitelerinde tanıtım ve ürün satışları olduğu ve tarafların aynı sektörde faaliyette bulunduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde; davalının, bahse konu davacı markasından haberdar olduğu kanaatine varıldığı, ayrıca … ibaresinin; çok yaygın kullanımlı, anlamı olan bir ibare olmadığı hususu dikkate alındığında: Davalının… numaralı markayı kötü niyetle tescil ettiği kanaatine varıldığından, davanın kabulü ile TPMK nezdinde davalı adına tescilli… numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜNE,
1-TPMK nezdinde davalı adına tescilli… numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
2-Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’na gönderilmesine,
3- 80,70 TL ilam harcından, 54,40 TL peşin harcın mahsubu ile eksik 26,30 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yaptığı 54,40 TL başvuru harcı, 54,40 TL peşin harç, 244,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 7.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.853,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 27/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır