Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/283 E. 2023/52 K. 21.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/283
KARAR NO : 2023/52

DAVA : MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ VE SİCİLDEN TERKİNİ
DAVA TARİHİ : 05/05/2020
KARAR TARİHİ : 21/03/2023

HSK’nın 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, İstanbul 1. FSHHM’nin 2020/145 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/283 E. sırasına kaydı yapılmakla, Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü ve Sicilden Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin uzun yıllardır … ilinde turizm sektöründe faaliyet gösterdiğini, “…” (MARKA olarak anılacaktır) ibaresi ile kısaltılmış haliyle “…” (KISA-MARKA olarak anılacaktır) ibarelerini ilgili alanda kullanmak suretiyle umum içinde bilinir bir marka haline getirdiğini, “…” (… olarak anılacaktır) ve “…” (… olarak anılacaktır) internet alan adlarının sahibi ve 22.05.2013 tarihinden itibaren aktif bir içerik sağlayıcı olduğunu, MARKA ve KISA-MARKA için Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 30.10.2012 tarih ve …başvuru numarasıyla tescil başvurusu yaptığını, kurumca tesciline karar verildiğini, fakat bedelinin yatırılmaması nedeniyle sicil kaydının gerçekleşmediğini, sektöründe MARKA ve KISA-MARKA’yı kullanmaya devam ettiğini, MARKA ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer …” (DAVALI-MARKA olarak anılacaktır) ibaresinin davalı yan tarafından kullanıldığını tespit ettiğini, … 7. Noterliğinden davalı yana … tarih … yevmiye numaralı ihtarname gönderdiğini ve müvekkili tarafından açılan … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dava ile marka hakkına tecavüzün tespiti ile davalı tarafından geçekleştirilen ve tecavüz teşkil eden eylemlerin men’i, ref’i ve tecavüz sebebiyle uğranılan zararın tazmininin talep edildiğini, söz konusu davada, davalı tarafından verilen cevap dilekçesiyle, … başvuru numarası ile “…” ibaresi için Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde başvuru yapıldığı ve ilgili işaret için tescil işleminin gerçekleştirildiğinin müvekkili tarafından öğrenildiğini, bilindiği üzere; markanın gerçek sahibinin o markayı ilk kez ortaya koyan ve onun gerçek bir marka haline gelmesini sağlayan kişi olduğunu, marka Hukukunda kabul edilen genel ilkeye göre, bir markayı ilk defa kullanan ve ona ayırt edicilik niteliğini kazandıran kişinin, markanın ”gerçek hak sahibi” olduğunu, davalı tarafından haksız bir şekilde kullanılan “…” ve “…” markaları, müvekkile ait “…” ile “…” ve “…” markaları ile her yönden ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, izah edilen nedenlerle TPMK nezdinde davalı şirket adına tescilli … numaralı “…” markasının tescilli olduğu … sınıf emtialara ait hizmetlerin tümü bakımından Sınai Mülkiyet Kanununun 5/1-ç., 6/1., 6/3., ve 6/9. maddeleri uyarınca hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin yaklaşık 9 yıldır hizmet sektöründe tescilli “…” markası ile faaliyet gösterdiğini, İstanbul Sirkeci’de yeni bir şube açarak unvanını “…” olarak belirlediğini ve TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, aynı davanın daha önce açıldığı ve halen devam ettiğini, TPMK nezdinde ücreti yatırılmadığı için sicile işlenmeyen …başvuru numaralı KISA-MARKA “… logo tasarımı ile … başvuru numaralı … logo tasarımının birbirinden farklı olduğunu ve davanın hangisi için açıldığının belli olmadığını, davacıya ait marka ile müvekkilinin markası arasında görsel veya işitsel bir benzerlik bulunmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
26/05/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: İnternet kaynaklarına göre teknik-analitik incelemede; MARKA ve KISA-MARKA’nın dosyada tanımlanan form ve ibarelerle ilk kullanımlarının, tespit olunan 23.10.2009 tarihinden yeni olmamak üzere; günümüze kadar davacı yanca, umuma yayınlanmakta olduğu ve davacının dosya ile uyumlu faaliyette daimi bulunduğu; buna karşın DAVALI-SİTE ilk tescilinin 06.11.2018’de yapıldığı gözleminden bahisle; anılan tarihten sonraki bir tarihte internet üzerinden DAVALI-SİTE ile umuma yayına başlandığı, davacı şirketin web sitesi kayıtları, internet arama sonuçları, ticaret unvanı tescil tarihi, dava dosyasına sunmuş olduğu iş evrakları, davacının “…” ibaresini aktif olarak markasal kullandığını gösterdiği, davacının web sitesi geçmiş kayıtlarında, … alan adlı web sitesi için 23.10.2009 tarihli çıkan görüntü kaydında, davacının … şekilli kullanımları görülmekte olup davacı markasal kullanımlarının, davalı marka tescilinden önce olduğunun kabulü gerektiği, davacının fiilen kullandığı markası “…” ile davalının tescilli “…” marka ibarelerinin yüksek oranda benzer olduğu, markaların benzerliği ve tarafların faaliyet alanları dikkate alındığında somut olayda ortalama tüketicinin, mal ve hizmetlerin aynı işletmeden ya da ekonomik olarak bağlı işletmelerden kaynaklandığını düşünme ihtimallerinin olduğu, markaların ortalama tüketici üzerinde yarattığı genel izlenimde iltibas tehlikesinin olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
01/11/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davacının dava dosyasına sunmuş olduğu tanıtım broşürü, poster, web sitesi görsellerinde tarih yer almamakta ise de davacının web site içerisinde yer alan görselleri, sosyal medya paylaşımları, alan adı ve ticaret unvanı ile … alan adlı web sitesi ıçınde 23.10.2009 tarihli çıkan … ve … şekilleri birlikte değerlendirildiğinde davacı markasal kullanımlarının davalı marka tescilinden önce olduğunun kabulü gerektiği tespit edildiği, davalı taraf, alan adının markasal kullanım olarak değerlendirilemeyeceğini belirterek itirazda bulunmuş ise de değerlendirmede yalnızca alan adına bağlı kalınarak inceleme yapılmamış, davacı web sitesi geçmiş kayıtları, sosyal medya paylaşımları ve davalı tarafça sunulmuş olan tanıtım broşürü, poster, web sitesi görselleri birlikte incelenmiş ve kök raporda da belirtildiği, davalı tarafça, … adına …başvuru numarası ile başvurusu yapılmış olan markanın da değerlendirmeye esas alınarak tek bir marka gibi değerlendirildiği beyan edilmiş ise de kök raporda davacıya ait marka bilgileri arasında … marka başvurusuna yer verilmediği, kök raporda belirtilmiş olduğu üzere, davacının fiilen kullandığı markası “…” ile davalının tescilli “…” marka ibareleri yüksek oranda benzerlik taşımakta olup iki marka da turizm acentesi faaliyet alanlarında kullanıldığı, markaların benzerliği ve tarafların faaliyet alanları dikkate alındığında somut olayda ortalama tüketicinin mal ve hizmetlerin aynı işletmeden ya da ekonomik olarak bağlı işletmelerden kaynaklandığını düşünme ihtimallerinin olduğu, markaların ortalama tüketici üzerinde yarattığı genel izlenimde iltibas tehlikesinin olduğu ve somut olayda hükümsüzlük şartlarının oluştuğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
23/06/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacı yana ait … alan adı üzerinde yapılan incelemelerde, … üzerinden ulaşılabilen en eski kaydının 23.10.2009 tarihi olduğu, söz konusu arşiv kaydında “…” ibareli … ve … şeklinde markasal kullanımların bulunduğu, davalı yana ait … alan adında 06.07.2019 tarihli arşiv kaydında “…” ibareli … şeklinde markasal kullanımının bulunduğu, söz konusu markasal kullanımın geçmişe dönük tespit edilebilen en eski tarihli kullanım olduğu, davacı ve davalı yana ait olarak belirtilen alan adlarının sahiplikleri yönüyle yapılan incelemelerde; … alan adının 22.05.2013 tarihinde tescil ettirildiği, alan adının davacıya ait olduğu anlaşıldığı, … alan adının 28.05.2009 tarihinde tescil ettirildiği, alan adının davacıya ait olduğu anlaşıldığı, … alan adının 06.11.2018 tarihinde tescil ettirildiği, alan adının … adına kayıt olduğu, …’ın davalı … şirketinin ortağı ve yetkilisi olduğu, SMK’nın 6/1. maddesi kapsamında dava konusu markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, SMK’nın 6/3. maddesi kapsamında dava konusu markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, SMK’nın 6/9. madde hükümleri çerçevesinde hükümsüzlük koşullarının oluştuğunun değerlendirilebileceği, konu hakkında nihai takdirin yalnızca mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
29/08/2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davacı yanın kök rapora itiraz dilekçeleri ekinde sunmuş olduğu evrakın delil mahiyetinin, ilgili evrakın davanın bu aşamasında dosyaya sunulmasının uygun olup olmadığı kanaatinin yalnızca Mahkemeye ait olduğu bildirimi ve ilgili evrakın doğruluğu / gerçekliği ve dosyaya usule uygun olarak sunulduğu kanaatinin mahkeme nezdinde oluşması ihtimalinde; dava konusu markanın SMK’nın 6/3 maddesi hükmü çerçevesinde hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğunun değerlendirilebileceği, sair hususlar bakımından kök rapordaki görüşlerinin devam ettiği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: TPMK nezdinde davalı şirket adına tescilli … numaralı “…” ibareli markanın, hükümsüzlüğü ve sicilden terkini ile “…” alan adına erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı SMK’nın 5. maddesinde marka tescilinde mutlak red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
6769 sayılı SMK’nın 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
6769 sayılı SMK’nın 25. maddesinde “Marka Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir…
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
SMK hükümleri, mevzuat, bilirkişi kurulu kök/ek raporları ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde … numaralı “…” ibareli markanın … sınıflarda davacı şirket adına, … numaralı “…” ibareli markanın …. sınıflarda davalı şirket adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan bilirkişi incelemesinde: Davacı şirketin web sitesi kayıtları, internet arama sonuçları, ticaret unvanının tescil tarihi, sunulan iş evrakları birlikte değerlendirildiğinde, davacının; “…” ibaresini aktif olarak markasal kullandığını, davacının web sitesi geçmiş kayıtlarında, “…” alan adlı web sitesi için 23.10.2009 tarihli görüntü kaydında, davacının … ve … şekilli kullanımlarının olduğunun görüldüğü, davacı markasal kullanımlarının, davalı marka tescilinden önce olduğu, davacının fiilen kullandığı “…” markası ile davalının tescilli “…” marka ibarelerinin yüksek oranda benzer olduğu, markaların benzerliği ve tarafların faaliyet alanları dikkate alındığında: Ortalama tüketicinin, mal ve hizmetlerin aynı işletmeden ya da ekonomik olarak bağlı işletmelerden kaynaklandığını düşünme ihtimallerinin olduğu, markaların ortalama tüketici üzerinde yarattığı genel izlenimde iltibas tehlikesinin olduğu ve bu nedenle hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatine varıldığından davanın kabulüne; TPMK nezdinde davalı şirket adına tescilli …numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’na gönderilmesine, “…” alan adına erişimin engellenmesine, bu hususta Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜNE,
1-TPMK nezdinde davalı şirket adına tescilli …numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
Kararın kesinleşmesini mütakip kesinleşmiş karar örneğinin ilgili sicile işlenmek üzere TPMK’na gönderilmesine,
2-“…” alan adına erişimin engellenmesine, bu hususta Erişim Sağlayıcıları Birliğine Müzekkere yazılmasına,
3-179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 158,75 TL harcın davalıdan tahsiline,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yaptığı 50,35 TL başvuru harcı ve 21,15 TL peşin harç olmak üzere toplam 71,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yaptığı 408,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı ile 5.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.908,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafın yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır