Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/253 E. 2022/159 K. 18.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/253
KARAR NO : 2022/159

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ – HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, DURDURULMASI, ÖNLENMESİ
DAVA TARİHİ : 31/12/2019
KARAR TARİHİ : 17/11/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz – Haksız Rekabetin Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: 1949 yılında kurulan müvekkili şirketin, dünyanın önde gelen yüksek kaliteli uzman inşaat malzemeleri geliştirip üreten firmalarından biri olduğunu, ürün gruplarının seramik ve fayans yapıştırıcıları, yalıtım malzemeleri, derz dolguları, silikonlar, zemin kaplama ürünleri, parke yapıştırıcıları ve çeşitli onarım ürünleri olduğunu, müvekkili şirketin, 2006 yılında ülkemizde …Şti’ ni kurduğunu ve 29 adet bayisinin mevcut olduğunu, müvekkili şirketin dünya çapındaki ticari faaliyeti sonucunda, … markasının dünya çapında tescil ettirdiğini, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde kayıtlı bulunan ve sahibi olduğu markalardan olduğunu, …’ın, davalı şirketin sahibi ve yetkilisi olduğunu, aynı zamanda …. sınıftaki hizmetler için tescili talep edilen … numaralı ve … İnşaat ibareli marka tescil başvurusunun sahibi olduğunu, Türk Patent nezdinde müvekkili şirket adına 12.06.2017 tarihli itirazın sunulmuş olduğunu, itiraz üzerine anılan başvurunun kısmen reddedildiğini, Türk Patent tarafından başvuru sahibine, geriye kalan hizmetler bakımından tescil ücreti yatırması için 03.10.2018 günü bildirim yapıldığını ancak tescil ücreti yatırılmadığından, itiraza konu markanın hükümden düştüğünü, itiraza ilaveten, davalı şirketin, … 30. Noterliğinin …gün ve … yevmiye nolu ihtarname ile … markasını izinsiz ve haksız olarak kullanımı nedeniyle gerçekleştirmekle olduğu marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan fiillere son vermesi ve ticaret unvanından … ibaresinin terkin edilmesi için ihtar edildiğini, davalı şirketin eski ticaret unvanının … Şirketi olduğunu, davalı şirketin ticaret unvanını … davalının, ticaret unvanından … ibaresini terkin etmiş olmasına rağmen web sitelerinde … ibaresini unvan olarak kullanmaya devam ettiğini, davalı şirketin … ibaresini alan adında ve web sitesi üzerinde müvekkili şirketin faaliyet alanıyla aynı olacak şekilde markasal kullanımının söz konusu olduğunu, … markasının davalı firma tarafından, çeşitli web sitelerinde ve Facebook, Instagram, Twitter gibi sosyal medya hesapları kapsamındaki kullanımları ile internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanım da dahil olmak üzere, kullanma, reklam ve tanıtımının yapıldığını, mal ve hizmetlerin satışa sunulduğunu, davalı Şirketin fiili kullanımlarının, müvekkili şirkete ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini, müvekkili şirketin sektörde ciddi bir itibar ve güven duygusu oluşturmuş iken davalının kullanımı sebebiyle müvekkilinin itibarının zedelenmesi, unvan ve markasının sulandırılması, tüketicinin yanılması ve zarar görme ihtimali bulunduğunu ve davalının, müvekkilinin tanınmışlığından haksız fayda görmesi kesin olduğunu, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabete ilişkin iddiaların somut dayanağını oluşturan görseller ve bilgiler içerdiğinden, davalı tarafından idare edilen ve işletilen “…” alanı adlı web sitesinde yer alan linklerin içeriklerinin tespitini, müvekkiline ait marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturan davaya konu fiil ve işlemlerinin tespit edilmesi mümkün olduğundan ve davalı fiillerinin devam etmesinin müvekkiline çok ciddi zararlar vereceği somut olmakla, HMK 389 (1) maddesi uyarınca müvekkili şirkete ait … markası ile aynı ve/veya benzer nitelikteki her türlü unvan, marka ve işaret kullanımının durdurulmasına, ayrıca bu kullanımların gerçekleştirildiği her türlü araç, ambalaj, tabela, etiket, kutu. iş evrakı, katalog ve sair iş, tanıtım ve promosyon araçlarına el konulmasını, davalı şirket tarafindan işletilen ardexinsaat.com alan adlı web sitesine erişimin engellenmesine dair teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı yerilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davayı kabul etmediklerini, davaya konu … İnşaat markasının müvekkilinin daha evvel kurduğu … Ltd. Şti. adına… numara ile müvekkili adına tescil edilmiş bir marka olduğunu, müvekkilinin tescilli markası ile davacının markası arasında isim benzerliği olsa da görseller ve iş kolu bakımından farklılık olduğundan davacının markasına tecavüzün söz konusu olmadığını, dava dilekçesini ve bilirkişi raporunun aleyhe hususlarını kabul etmediklerini, müvekkilinin 15-20 yıldır inşaat işi ile iştigal ettiğini, daha öncesinde şahıs şirketi iken kurumsallaşarak … adlı bir şirketi kurduğunu, kurulan bu şirket ile ilgili olarak Ticaret Odasında yaptığı araştırmada ve başvuruda “…” olarak kayıtlı tescilli herhangi bir marka olmadığından ve buna bağlı internet adresinin kimse tarafından alınmadığından davalının başvurusunun kabul edildiğini ve … internet sitesinin satın alındığını, sitenin davacı ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, …Şirkeli unvanının da müvekkiline ait olduğunu, davacıların daha önce 07.12.2017 tarihinde Ardex İnşaat markasının kendilerine ait olduğunu ve haksız rekabet oluşturulduğunu ileri sürerek TPMK’ye ilirazda bulunmuşlarsa da bu itirazın reddedilerek kesinleştiğini, davalının tescil ettirdiği markasını kullanmaya başlayınca davacı ihtarname çekerek markanın kendilerine ait olduğunu ihtar etmeleri üzerine müvekkili şirketin bunu kabul etmemekle beraber tescilli markalarının olmasına rağmen davalarla uğraşmamak adına şirket unvanlarını … olarak değiştirdiklerini, internet sitesine erişimi engellediklerini, dolayısıyla hiçbir markaya tecavüz etmediklerini, açılan davanın haksız olduğu ve reddinin gerektiğini, davalı şirketin unvanını değiştirmesinin ve siteyi kaldırmasının davayı kabul anlamına gelmediğini, markaya tecavüzün söz konusu olmadığını, davanın haksız olduğunu, davanın konusuz kaldığını, davanın açılmasına davalı müvekkilinin secbebiyet vermediğini, internet adresinin müvekkiline ait bir adres olduğunu, müvekkilinin tescilli bir markasının olduğu ancak markanın kullanılmadığını, … Ticaret Sicil Müdürlüğü izin verdiği için müvekkilinin söz konusu unvanı kullandığını, bunda kusurunun bulunmadığını, davacının markaya yönelik itirazlarının reddedildiğini, davanın reddi talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
18/01/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dosya içeriğindeki belgeler ve talep konusu intemet alan adı/sayfaları ile sınırlı olarak yapılan değerlendirme neticesinde, ardexinsaat.com ve eslaninsaat.com internet siteleri üzerinde yapılan incelemede: İnternet sitelerinin hali hazırda aktif durumda olduğu “…” internet sitesinin “…” isimli firmanın kurumsal internet sitesi olduğu, “…” unvanının ise davalının eski ticaret unvanına (… LTD. ŞTİ’ye) karşılık geldiği, “…” intemet sitesinin davalı “…” isimli firmanın kurumsal internet sitesi olduğu, “…” unvanının ise davalının yeni ticaret unvanına (… ŞİRKETİ’ne) karşılık geldiği, “…” internet sitesi üzerinde farklı alanlarda/sayfalarda ve firma logosu üzerinde davacı adına tescilli marka olan “…” ibaresinin kullanılıyor olduğu, “…” internet sitesi üzerinde “Müteahhitlik” ve “Kat Karşılığı Projeler” sayfalarında davacı adına tescilli marka olan “…” ibaresinin kullanılıyor olduğu, davalıya ait …sayfasında davacı adına tescilli “…” markasının “…” fotoğrafının içinde kullanıldığı, davacının SMK 7/3-d maddesi bendi kapsamında davalının söz konusu kullanımlarını önlemesinin mümkün olduğu hususlarının tespit edilmiş olup, hukuki durumun takdirinin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
06/12/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Kök raporda da ifade edildiği üzere davacının dava konusu “…” ibaresi üzerinde gerek ticaret unvanı açısından gerekse marka açısından davalıya kıyasen öncelik hakkına sahip olduğu, davalının kullanımlarının SMK 7/3-d maddesi bendi kapsamında hukuka aykırı olduğu, davacının Ardex asli unsurlu marka tescilinin davalının 2017 tarihli (sonrasında müddete bırakılan) marka başvurusundan önce olduğu, kök rapordaki bu tespitleri değiştirecek mahiyette hiçbir delilin davalı tarafından dosyaya sunulmadığı, işbu ek raporun hazırlandığı tarihte “eslaninsaat.com”internet sitesi üzerinde “Müteahhitlik” ve “Kat Karşılığı Projeler”sayfalarında davacı adına tescilli marka olan “…” ibaresinin kullanılıyor olduğu, internet sitelerinin hali hazırda aktif olmadığı ancak kök raporun hazırlandığı tarihlerdeki kullanımlarda “…” internet sitesinin “…” isimli firmanın kurumsal internet sitesi olduğu, “Ardex İnşaat” unvanının ise davalının eski ticaret unvanına (… ŞTİ’ye) karşılık geldiği, “…” internet sitesinin davalı “…” isimli firmanın kurumsal internet sitesi olduğu, “…” unvanının ise davalının yeni ticaret unvanına (…TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ne) karşılık geldiği, kök raporun hazırlandığı tarihte “…” internet sitesi üzerinde farklı alanlarda/sayfalarda ve firma logosu üzerinde davacı adına tescilli marka olan ”…” ibaresinin kullanılıyor olduğu ancak ek raporun hazırlandığı tarihte söz konusu internet sitesine erişimin olmadığı ancak bu durumun kök raporun hazırlandığı tarihte davalının bu siteyi kullandığı ve bu kullanımın marka hakkı ihlali vasfı taşıdığı gerçeğini değiştirmeyeceği, ek raporun hazırlandığı tarihte “…” internet sitesi üzerinde “Mütcahhitlik” ve “Kat Karşılığı Projeler” sayfalarında davacı adına tescilli marka olan “…” ibaresinin kullanılıyor olduğu, … internet sayfasında davacı adına tescilli “…” markasının davalı tarafından “…” fotoğrafının içinde kullanıldığı, davacının SMK 7/3-d maddesi kapsamında davalının söz konusu kullanımlarını önlemesinin mümkün olduğu, kök rapordan farklı herhangi bir sonuca varılmasının mümkün olmadığı hususlarının tespit edildiği, hukuki değerlendirme ve takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalının eyleminin, TPMK nezdinde davacı adına tescilli “…” ibareli markadan doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespiti, durdurulması, önlenmesi, “…” alan adlı web sitesi ve sosyal medya hesaplarına erişimin engellenmesi ile hükmün ilanına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.madde de düzenlenmiştir.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen
aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet, TTK 54. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 54/1 madde hükmü haksız rekabet hukukunun amacını “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.” şeklinde belirterek, bu kısma ilişkin hükümlerin yorumlanmasında dikkate alınacak temel ilkeyi vurgulamıştır. TTK 54/2 madde hükmünde ise Kanun Koyucu haksız rekabeti “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde tanımlamıştır.
Görüldüğü üzere TTK 54. madde hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında”dürüstlük kuralını” temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesinde, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır.
Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, TTK 55. madde hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır. Bununla birlikte TTK 55. maddede sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, sadece TTK 54/2 maddesinde belirtilen haksız rekabet eyleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu açıktır.
TTK 55. madde hükmünde düzenlenen haksız rekabet hallerinden biri de, davanın da konusunu oluşturan TTK 55/1-a-(4) maddesi hükmüdür. Bu hükme göre “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak”, iyi niyet kurallarına aykırı bir davranıştır ve haksız rekabet hali olarak nitelendirilir. Bu hüküm, 6762 sayılı eski TTK’nın 57/5. madde hükmünü karşılamaktadır.
Madde hükmüne göre, karışıklığa yol açabilecek benzerliklere sebebiyet vermek bir haksız rekabet halidir. Bu maddede sayılan eylemlere bakıldığında bir kişiye ait olan ürün, faaliyet veya işleri ile ilgili olarak üçüncü kişinin karışıklığa yol açacak davranışlarında bulunması hali, haksız rekabetin varlığından söz edebilmek için yeterlidir. Davranışın bilerek yapılması veya bilmeyerek yapılmış olması haksız rekabetin varlığını etkileyecek bir unsur değildir. Haksız rekabet hukuku, kişinin emeğinden haksız olarak yararlanılmasını önlemeyi amaçlamaktadır. Haksız rekabetin söz konusu olabilmesi için iktisadi rekabetin suistimal edilmiş olması gerekir.
SMK, TTK hükümleri, TPMK kayıtları, mevzuat, Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kök/ek raporları ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde …. numaralı “…” markasının 19/04/2001 tarihinden itibaren …sınıflarda, … numaralı “…” markasının 08/04/2012 tarihinden itibaren …. sınıfta davacı … adına tescilli olduğu, davalı şirket adına tescilli marka olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı …ŞTİ.’nin; 18.01.2017 tarihinde … Ticaret Odasına kaydolduğu, konut inşaatı meslek grubunda faaliyet gösterdiği, davalı şirketin iş konusunun inşaat olduğu, davalı şirketin önceki “… LİMİTED ŞİRKETİ” olan ticaret unvanının “…ŞTİ.” olarak değiştiği, bu değişikliğin ticaret siciline 17.10.2019 tarihinde tescil edildiği ve unvan değişikliğinin 23.10.2019 tarihli 9936 sayılı ticaret sicil gazetesinin 461. sayfasında ilan edildiği görülmüştür.
Davacının: Dava konusu “…” ibaresi üzerinde gerek ticaret unvanı açısından gerekse marka açısından davalı şirkete kıyasen öncelik hakkına sahip olduğu, davalının kullanımlarının SMK 7/3-d maddesi kapsamında hukuka aykırı olduğu, davacının … asli unsurlu marka tescilinin davalının 2017 tarihli (sonrasında müddete bırakılan) marka başvurusundan önce olduğu, bilirkişi heyetince yapılan incelemede:”…”internet sitesi üzerinde “Müteahhitlik” ve “Kat Karşılığı Projeler”sayfalarında davacı adına tescilli marka olan “…” ibaresinin kullanıldığı, internet sitelerinin hali hazırda aktif olmadığı ancak dava açıldığı tarihdeki kullanımlarda “…” internet sitesinin “… ” isimli firmanın kurumsal internet sitesi olduğu, “…” unvanının ise davalının eski ticaret unvanı olan …ŞTİ’ye karşılık geldiği, “…” internet sitesinin davalı şirketin kurumsal internet sitesi olduğu, “…” unvanının ise davalı şirketin yeni ticaret unvanı olan … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’ne karşılık geldiği, kök raporun hazırlandığı tarihte “..” internet sitesi üzerinde farklı alanlarda/sayfalarda ve firma logosu üzerinde davacı adına tescilli marka olan ”…” ibaresinin kullanıldığı ancak ek raporun hazırlandığı tarihte söz konusu internet sitesine erişimin olmadığı kök raporun hazırlandığı tarihte davalının bu siteyi kullandığı ve bu kullanımının davacının marka tescilinden doğan hakkına tecavüz teşkil ettiği, “…” internet sitesi üzerinde “Mütcahhitlik” ve “Kat Karşılığı Projeler” sayfalarında davacı adına tescilli marka olan “…” ibaresinin kullanıldığı, … sayfasında davacı adına tescilli “…” markasının davalı tarafından “…” fotoğrafının içinde kullanıldığı görülmekle, davalının eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, … isimli hesaplara erişimin engellenmesine, bu hususta Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına, Mahkememizin 02/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının; karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.
Davalının eyleminin davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, dava sonucunda davacının haklı çıktığı dolayısıyla ilan talebinde hukuki menfaat bulunduğu gözetilerek karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına, masrafın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-…
– …isimli hesaplara erişimin engellenmesine, bu hususta Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına,
3-Mahkememizin 02/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının; karar kesinleşinceye kadar devamına,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
5-80,70 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 36,30 TL harcın davalıdan tahsiline,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafın yaptığı 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç, 207,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.295,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 17/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır