Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/239 E. 2023/12 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/239
KARAR NO : 2023/12

DAVA : MARKANIN HÜKÜMSÜZLÜĞÜ – SİCİLDEN TERKİNİ, MARKA HAKKINA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, MEN’İ, REF’İ
DAVA TARİHİ : 11/11/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2023

HSK’nın 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, İstanbul 1. FSHHM’nin 2019/365 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/239 E. sırasına kaydı yapılmakla, Mahkememizde görülmekte bulunan Markanın Hükümsüzlüğü – Sicilden Terkini, Marka Hakkına Tecavüz – Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: … şirketler grubuna dahil dünyanın çeşitli bölgelerinde en az 70 şirket bulunduğunu ve … 180 yılı aşkın zamandır tıbbi ve sıhhi ürünler de dahil olmak üzere güzellik ve kişisel bakım ürünleri, temizlik ürünleri, tüketim malzemeleri, kumaş ve ev bakımı ve temizliği, bebek bakımı, havlular, kağıt mendiller, yiyecek ve içecekler gibi pek çok sahada faaliyet gösterdiğini, 180’den fazla ülkede faaliyet gösteren müvekkilinin …, …, …, …, …, …, .., …, …, …, … gibi, dünyaca meşhur ve yüksek tanınmışlık seviyesine ulaşmış pek çok markası mevcut olduğunu, kişisel bakım ürünlerinin ana ürün yelpazesine dahil olduğu müvekkilinin çok sayıdaki dünyaca tanınmış markasından birisi de, tıraş makineleri ve jiletli usturalar ile kullanılmaya elverişli jiletler üzerinde kullanılan … markası olduğunu, bu bağlamda çok tanınmış ve bir klasik haline gelmiş … markalı ürünlerin gerek müvekkilinin … markalarıyla gerekse doğrudan müvekkilinin … tarafından çok uzun yıllardır Türkiye’de ve dünya çapında yaygın olarak kullanıldığını ve pazarlandığını, müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … ibaresi için bulunduğu 8. sınıfı kapsayan, “Tıraş bıçakları ve plastik tıraş aletleri” için … sayılı …, …071 sayılı …, … sayılı …, ve … sayılı … + şekil tescilleri ile “tıraş makineleri ve tıraş bıçakları, tıraş aletleri, içinde tıraş bıçakları bulunan kutular, kasetler, kartuşlar ve bu eşyaların parçaları ve donanımları” için …sayılı … tescilin sahibi olduğunu, ülkemizde en eski … senesinde tescil edilmiş olan müvekkiline ait meşhur … markalarının, 50 yılı aşkın süredir Türkiye’de ve çok uzun yıllardır dünyada birçok ülkede fiilen ve kesintisiz olarak kullanılmakla birlikte marka tescilleri ile de koruma altında olduğunu, davaya konu olan … ve … markaları müvekkilinin özgün … ibareli markaları ile görsel, işitsel ve kavramsal olarak ayırt edilemeyecek ve iltibasa yol açacak kadar benzediğini, öyle ki davalı tarafın kullandığı markalarda yer alan esas unsur konumundaki “…” ibaresinin okunuşu ile müvekkilimizin … markasının okunuşu birebir aynı olduğunu, bunun yanı sıra görsel olarak da markalar nerdeyse birebir aynı ve ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, zira markalar arasındaki tek farkın müvekkilinin dünyaca tanınmış markasındaki … ve … ibareleri arasında yer alan “-“ işaretidir ki bu işaretin, davalı şirketin markalarını, müvekkilinin markasından farklılaştırmaya veyahut davalı tarafın markalarına herhangi bir ayırt edicilik sağlamaya yeterli olmadığını, benzer şekilde, müvekkilinin …’ye ait özgün ve tescilli … markalarının, Türkçe’de herhangi bir anlamı bulunmamakta olup, tesadüfi olarak seçilmesi oldukça güç bir ifade olduğunu, bu nedenlerle davalı şirket tarafından … ve … markalarının müvekkiline ait tanınmış … markasının toplumda yarattığı isimden yararlanmak ve satışlarını bu surette arttırmak yani kendisine haksız avantaj sağlamak gayesi ile kullanıldığı kuşkusuz olduğunu, üstelik davalının dava konusu … sayılı … markasındaki “…” ibaresi “…” ibaresi ile birlikte kullanıldığını, bu ibarenin, müvekkil şirketin toplumdaki bilindiği ve tüm ürünlerinin ambalajlarında yer alan … ibaresi ile de son derece benzer olduğunu, davalı şirketin, … markasıyla, … tarafından üretilen … (…) markasıyla doğrudan ilişki yaratmayı amaçladığını, ayrıca, dava konusu markaların … ve … sınıfa dahil malları kapsamakta olup, tescil kapsamındaki malların müvekkilinin tescilleri kapsamındaki mallar ile birebir aynı, doğrudan alakalı, ayırt edilemeyecek ve tüketici nezdinde iltibas yaratacak derecede benzer mallar olduğunu, davalı tarafın markaları tıpkı müvekkilinin tescilleri kapsamındaki ve … markalı tıraş bıçağı ürünleri ile benzer ve ilişkili ürünler olan; tıraş makineleri, tıraş aletleri ve saç kurutma makineleri, saç kesim makinesi gibi elektrikli saç şekillendirme ürünleri üzerinde kullanıldığını, davalının müvekkilinin … markalı inlerini kendi web sitesi ile sosyal medya hesabında tanıttığını ve satışa sunduğunu, karşı tarafın kullandığı ibarelerde esas unsur konumunda olan … ibaresinin müvekkilinin özgün … markaları ile görsel, işitsel ve kavramsal olarak ayırt edilemeyecek derecede ve tüketici nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibasa sebebiyet verecek derecede benzer olduğunu, müvekkilinin markaları taklit edilerek üretilen/ürettirilen … ibareli bu ürünlerin davalıyaait … adresli web sitesi ile … sayfasında satışı ve tanıtımı yapıldığını, davalının müvekkillinin ticari takdim şekli ve markalarını taklit eder fiilleri … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …D. İş dosyası ile tespit edildiğini, davalının, delil tespiti, ihtarname ve özellikle de kurum kararını müteakip dahi mütecaviz fiillerini sürdürmüş olup, halen de iyi niyetten yoksun bir biçimde bu haksız fiillerine devam ettiğini, bu durumun bilirkişi raporuyla alan adı sahibi olduğu teyit edilen davalı şirketin web sitesi ile sosyal medya hesabından alınmış mütecaviz ürünlerine ait güncel tarihli ekran görüntülerinden de açıkça anlaşıldığını, bu durumun markaya tecavüz ve haksız rekabetin yanı sıra kurum kararının da ihlali anlamına geldiğini, davalıya ait … web sitesi, … linkindeki facebook sayfası, … ve … adreslerindeki Facebook hesapları ile sair internet sitelerinin içeriğinden … ve … ibareleri de dahil olmak üzere müvekkilinin … markalarını aynen ve/veya cüz’i değişiklikler ile de olsa ihtiva eden ürün görselleri dahil müvekkilinin markasına ve fikri sınai haklarına tecavüz teşkil eden davalının tüm kullanımlarının çıkarılmasını, çıkarılması mümkün olmadığı takdirde söz konusu web sitelerine erişimin engellenmesini, … ve … ibareleri ve benzerleri de dahil olmak üzere davalı tarafından dava konusu ürünleri, aynen veya cüzi değişikliklerle dahi olsa imalat, satış, ambalajlama, depolama ve pazarlama dahil her tür ticari kullanımının önlenmesini, … ve … ibareleri ve benzerleri de dahil olmak üzere müvekkilinin … markalarını aynen ve/veya cüz’i değişiklikler ile de olsa ihtiva eden her tür ürün, tabela, etiket, kutu, koli, ambalaj, katalog, broşür, basılı evrak, yazı velhasıl her türlü ürün ambalaj ve tanıtım vasıtasının, davalıya ait işyerlerinden ve ticari amaçla bulundukları her yerden, (özellikle TTK md. 56/(4) bendi hükmü uyarınca üçüncü kişilerin elinde olsalar dahi) toplanmasını, imha edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu emtiaların aynı olmadığı gibi farklı sınıflarda tescilli olduğunu, davacının markasına bağlı emtia ile müvekkili markasına bağlı emtiaların aynı olmadığını, koruma sınıfa göre sınıf ihlal edilmediğini, davacı tarafın zımni muvafakati bulunduğunu, marka yıllardır kullanılmakta olup davacının bunca sene bu konuyla ilgili bir işlem yapmamış olması muvafakat ettiğinin göstergesi olduğunu, müvekkilinin kullanmış olduğu markanın tescil sürecinde marka, TPMK tarafından incelendiğini, müvekkilinin kullanmış olduğu markanın başka markalarla benzer olmaması nedeniyle TPMK tarafından tescil edildiğini, davanın reddini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin dahil olduğu … şirketler grubunun bugün dünya devi olarak nitelendirilen sayılı şirket grupları arasında olduğunu, dünyanın çeşitli bölgelerinde en az 70 şirketin bulunduğunu ve …’nin 180 yılı aşkın zamandır, tıbbi ve sıhhi ürünler de dahil olmak üzere güzellik ve kişisel bakım ürünleri, temizlik ürünleri, tüketim malzemeleri, kumaş ve ev bakımı ve temizliği, bebek bakımı havlular, kağıt mendiller, yiyecek ve içecekler gibi pek çok sahada faaliyet gösterdiğini, 180’den fazla ülkede faaliyet gösteren müvekkilinin …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … gibi dünyaca meşhur ve yüksek tanınmışlık seviyesine ulaşmış pek çok markasının mevcut olduğunu, müvekkilinin TPMK nezdinde … ibaresi için bulunudğu 8.sınıfı kapsayan “tıraş bıçakları ve plastik tıraş aletleri için … sayılı “…”, … sayılı “…”, … sayılı “…” ve … sayılı “ŞEKİL” tescilleri ile “tıraş makineleri ve tıraş bıçakları, tıraş aletleri, içinde tıraş bıçakları bulunan kutular, kaseler, kartuşlar ve bu eşyaların parçaları ve donanımları” için … sayılı “…” ibareli tescilinin sahibi olduğunu, ülkemizde en eskisi 1967 senesinde tescil edilmiş olan müvekkiline ait meşhur … markalarının 50 yılı aşkın süredir Türkiye’de ve çok uzun yıllardır dünyada birçok ülkede fiilen ve kesintisiz olarak kullanılmakla birlikte marka tescilleri ile de koruma altında olduğunu, müvekkilinin markalarının haksız kazanç elde etmek isteyen kişilerce çeşitli yol ve şekillerle taklit edildiğini, davalı şirketin de müvekkilinin markalarını taklit eder nitelikteki … markası ile üretip/ürettirip satışa sunduğu ürünler ile müvekkili …’nin … ibareli markalarını taklit ettiğini, davalı tarafın kullandığı markada esas unsur konumunda olan ibarenin müvekkilinin özgün markaları ile hem görsel, işitsel ve kavramsal olarak neredeyse birebir aynı ve ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalı şirketin … 1. FSHHM’nin … Esas sayılı davası kapsamında hükümsüzlüğü ile sicilden terkini talep edilen … numaralı … ve … numaralı … ibareli marka başvurusunun da kötü niyetle yapıldığını, müvekkili tarafından açılan bu davaya rağmen davalı tarafça web sitesinde ve sosyal medya hesaplarındaki kullanımların sonlandırılmadığı gibi kullanımda ısrar edildiğini, davanın öncelikle … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … E. sayılı davası ile birleştirilmesini, davalının müvekkili şirketin markalarına tecavüz ve haksız rekabeti nedeniyle 50.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafından açılan dava ile birleştirilen manevi tazminat talebini içeren davanın şartlarının oluşmamış olması ve haksız olması sebebiyle kabulünün mümkün olmadığını, talep konusu manevi tazminatın şartlarının oluşması için Borçlar Kanununda koşulların belli olduğunu, davada müvekkilinin; ilan, itiraz, itirazın değerlendirilmesi ve tescil aşamalarından oluşan marka sürecini tamamladığını ve davacının hiçbir zaman ve hiçbir şekilde kullanmadığı sınıf ve eşyalar için markasını tescil ettirdiğini ve tescillli markasını kullandığını, dolayısıyla ortada davacının markasına yapılmış bir saldırı ve bu saldırının neticesinde davacının itibar kaybı, markasının zarar görmesi gibi bir sonuç ortaya çıkmadığını, manevi tazminatın, haksız fiile maruz kalan tarafın, uğradığı acı ve elemi tazmin etmek için olduğunu, bu davada, davacının acı ve elem duymasını gerektirir ürünlerine ve eşyalarına saldırı, ürünlerinin, eşyalarının ve markasının itibar kaybı, zarar görmesi gibi durumların söz konusu olmadığını, dolayısıyla manevi tazminat şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin, davacı ile aynı eşyaları üretmediği ve kullanımının TPMK ‘ya yapılan tescile dayalı olduğu için manevi tazminatı gerektirir bir yön bulunmadığını, manevi tazminat talep edilirken talep edilen manevi tazminatın uğranılan elemi gidermekten öte sembolik bir değer taşıdığını, talep edilen bu tazminatın davalısını zor duruma düşürecek nitelikte de olmaması gerektiğini, bu yönden de manevi tazminat talebinin, temel ilkeler karşısında haksız olmakla birlikte miktar yönünden de kabul edilebilir olmadığını, neticeten; açıkladıkları ve mahkemece resen dikkate alınacak nedenlerden dolayı, yapılacak yargılama neticesinde sabit olacak savunmaları doğrultusunda; esas bakımından da haksız olan davanın reddini, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 266. maddesi gereği bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
01/03/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: … uzantılı internet sitesinin davalı şirkete ait olduğu alan adı sorgu sonucu ve site içeriklerinde geçen veriler ile sabit olduğu, söz konusu internet sitesinde ve ayrıca yukarıda anılan sosyal ağ hesaplarında; “…” marka adıyla tıraş makinesi grupları, hesap makinesi ve kalem pili ürünlerinin, “…” marka adıyla tıraş bıçakları/jiletler ürününün tanıtım ve satışlarının yapıldığı, ayrıca davaya konu edilen bir diğer “…” ibaresi ile ilgili bir kullanıma ise rastlanmadığı, davacı adına tescilli …, …, …, …, … “…” ibareli markaların … sınıfta yer alan “Tıraş makineleri ve tıraş bıçakları, tıraş aletleri; içinde tıraş bıçakları bulunan kutular, kasetler ve kartuşlar; yukarıda sayılan eşyaların parçaları ve donanımları ” ürünlerde tescilli olduğu, …, …, …, …, … numaralı “…” ibareli markaların Mart 2019 tarihinde “Birleşme” yoluyla davacıya devir işlemlerinin yapıldığı, davalı adına tescilli adına … “…” ve … “…” ibareli markaların … sınıf kapsamında “Güzellik amaçlı ve kişisel bakım için kullanılan bu sınıfa dahil aletler: tıraş, epilasyon, manikür, pedikür aletleri, saç düzleştirme ve kıvırma amaçlı el aletleri, makaslar.” ve … sınıf “saç kurutucuları ve el kurutma cihazları” alt sınıfında tescilli olduğu, davalının tespit edilen kullanımlarının; “Elektrikli/Elektriksiz tıraş makinesi”, “elektrikli burun kılı tıraş makinesi” ürünlerinde “…” markası şeklinde olduğu ve davalının … sınıfta tescilli … markası kapsamında ve uyumlu bulunduğu, “Tıraş bıçakları/Jiletler” ürünlerinde “…” markası şeklinde olduğu ve davalının … sınıfta tescilli markalarıyla uyumlu bulunmadığı. Davacı adına … sınıfta tescilli “…” markasıyla ayniyet taşıdığı, “Hesap makineleri” ürünlerinde “…” markası şeklinde olduğu, davacı ve davalının ilgili ürünlerde (…sınıf) tescilleri bulunmadığı, “Kalem Pil” ürünlerinde “…” markası şeklinde olduğu, davacı ve davalının ilgili ürünlerde (…sınıf) tescilleri bulunmadığı, Hükümsüzlük Koşulları Açısından Markaların ve Emtia Tespitleri; davalı adına tescilli … ”…” ve … “…” numaralı markaların … sınıf tescil kapsamının tamamının “Güzellik amaçlı ve kişisel bakım için kullanılan bu sınıfa dahil aletler: tıraş, epilasyon, manikür, pedikür aletleri, saç düzleştirme ve kıvırma amaçlı el aletleri, makaslar”, davacı marka tescilleriyle ayniyet derecesinde benzer olduğu, davalı adına tescilli … ”…” ve … “…” markaların … sınıf tescil kapsamının tamamının “saç kurutucuları ve el kurutma cihazları”, davacı marka tescilleriyle ilişkilendirme ve benzerlik taşıdığı, taraf markalarında “…” kelimelerinin esaslı unsur olarak yer alması nedenleriyle markalar arasında işitsel, görsel ve kavramsal yakınlık oluşmuş olup; markalar arasında tüketiciler açısından ilişkilendirme ve benzerlik oluştuğu. hükümsüzlük koşullarının tüm tescil kapsamında yer alan emtialar açısından oluştuğu, Marka İhlal Koşulları Açısından Tespitler; davalının “Tıraş biçakları/Jiletler” ürünlerinde “…” markasını kullanması, davacı adına ilgili (…) sınıflarda tescilli …” markasıyla ayniyet taşıdığı ve SMK kapsamında davacının marka haklarını ihlal eder nitelikte olduğu, davalının “Elektrikli/Elektriksiz tıraş makinası elektrikli burun kılı tıraş makinesi” ürünlerinde “…” markasını kullanması, davalının … – “…” markasıyla uyumlu olduğu fakat mevcut kullanım ile davacı adına tescilli “…” markaları arasında tüketiciler açısından ilişkilendirme ve benzerlik oluştuğu, SMK 155. madde değerlendirmenin Mahkenin takdirinde olduğu, davalının “Hesap makineleri” ve “Kalem Pil” ürünlerinde “…” markasını kullanması halinde tarafların ilgili emtialar yönünden tescili bulunmadığı, dosyaya sunulan belgeler gereğince kanaatlerinin davacı taraf markasının Türkiye’de toplumda tanınmış marka statüsüne sahip olduğu şeklinde olduğu, bu durumda farklı mal sınıfı olsa da “hesap makinesi” ve “kalem pil” emtiasında markanın kullanılmasının, davacının itibarından faydalanılması, itibarın zedelenmesi veya ayırt ediciliğinin zedelenmesi unsurlarından birine yol açıp açmadığının incelenmesi gerektiği, dosyaya mübrez belgeler arasında davacı markasının itibarının zedelendiğine ilişkin bir belge sunulmadığı, bunun dışında “kalem pil ve hesap makinesi” emtiası üzerinde markanın ayırt edilemeyecek derecede benzerini gören tüketicinin aklına davacı markasının gelmemesinin imkansız olduğu, söz konusu durumun davacı markasının itibarının aktarılması olarak değerlendirileceği ve davalı kullanımın markaya tecavüz oluşturduğu, davalı eyleminin dürüstlük kuralına ve emek ilkesine aykırı olduğu ve TTK 54 ve devamı maddeleri gereğince haksız rekabet oluşturduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
24/05/2022 havale tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davalı marka kullanımının, davacı markaları ile iltibas yaratacak mahiyette olduğu, yine davacı taraf markasının toplumda tanınmışlık düzeyine sahip olduğu, SMK 6/5 ve SMK 7/2-c maddeleri dikkate alınarak davalı kullanımındaki farklı emtialar açısından da itibarın haksız aktarılması sonucunu doğuracağı, manevi tazminat takdirinin mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
ASIL DAVA: TPMK nezdinde davalı … adına tescilli … numaralı “…” ve … numaralı “…” markaların hükümsüzlüğü, sicilden terkini ile davalının eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, men’i, ref’i, ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve hükmün ilanına ilişkindir.
BİRLEŞEN DAVA: Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği iddiasına dayalı 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ve hükmün ilanına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
6769 sayılı SMK’nın 5. maddesinde marka tescilinde mutlak red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
Madde 5- (1) Aşağıda belirtilen işaretler, marka olarak tescil edilmez:
a) 4 üncü madde kapsamında marka olamayacak işaretler.
b) Herhangi bir ayırt edici niteliğe sahip olmayan işaretler.
c) Ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç, değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği, hizmetlerin sunulduğu zamanı gösteren veya malların ya da hizmetlerin diğer özelliklerini belirten işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
ç) Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.
d) Ticaret alanında herkes tarafından kullanılan veya belirli bir meslek, sanat veya ticaret grubuna mensup olanları ayırt etmeye yarayan işaret veya adlandırmaları münhasıran ya da esas unsur olarak içeren işaretler.
(2) Bir marka, başvuru tarihinden önce kullanılmış ve başvuruya konu mal veya hizmetler bakımından bu kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez.
6769 sayılı SMK’nın 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
6769 sayılı SMK’nın 25. maddesinde “Marka Hükümsüzlük hâlleri ve hükümsüzlük talebi” aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
(1) 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.
(2) Menfaati olanlar, Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir.
(3) Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez.
(4) Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye ’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötü niyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir…
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddede düzenlenmiştir.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden; “Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
SMK, TTK hükümleri, mevzuat, TPMK kayıtları, mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu kök/ek raporu ve bütün dosya kapsamından: “…” ibareli …, …, …, … ve … numaralı markaların hak sahibinin, 2019 yılı Mart ayına kadar davada üçüncü kişi konumunda olan “… Şirketi’ne” ait olduğu, akabinde Mart 2019 tarihinde davacı … A.Ş.’ye birleşme açıklamasıyla TPMK’da devirlerinin gerçekleştirildiği anlaşılmıştır.
TPMK nezdinde: …, …, …, …, … numaralı “…” ibareli markaların davacı şirket adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
TPMK nezdinde: … numaralı “…” ve … numaralı “…” markaların … ve … sınıflarda davalı şirket adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketin; … numaralı “…” ibareli … sınıflardaki marka başvurusu itiraz üzerine reddedilmiş, idari süreç tamamlanmıştır.
ASIL DAVADA:
http://karataslarhirdavat.com.tr/ uzantılı internet sitesinin davalı şirkete ait olduğu, internet sitesinde ve sosyal ağ hesaplarında; “…” marka adıyla tıraş makinesi grupları, hesap makinesi ve kalem pili ürünlerinin, “…” marka adıyla tıraş bıçakları/jiletler ürününün tanıtım ve satışlarının yapıldığı, “…” ibaresi ile ilgili bir kullanıma rastlanmadığı, davacı adına tescilli …, …, …, …, … “…” ibareli markaların … sınıfta yer alan “Tıraş makineleri ve tıraş bıçakları, tıraş aletleri; içinde tıraş bıçakları bulunan kutular, kasetler ve kartuşlar; yukarıda sayılan eşyaların parçaları ve donanımları” ürünlerinde tescilli olduğu, …, …, …, …, … numaralı “…” ibareli markaların Mart 2019 tarihinde birleşme yoluyla davacıya devir edildiği, davalı şirket adına tescilli … numaralı “…” ile … numaralı “…” markaların … sınıf kapsamında “Güzellik amaçlı ve kişisel bakım için kullanılan bu sınıfa dahil aletler: tıraş, epilasyon, manikür, pedikür aletleri, saç düzleştirme ve kıvırma amaçlı el aletleri, makaslar.” ve … sınıf “saç kurutucuları ve el kurutma cihazları “alt sınıfında tescilli olduğu, davalının tespit edilen kullanımlarının; “Elektrikli/Elektriksiz tıraş makinesi”, “elektrikli burun kılı tıraş makinesi” ürünlerinde “…” markası şeklinde olduğu ve davalının … sınıfta tescilli … numaralı markası kapsamında ve uyumlu bulunduğu, “Tıraş bıçakları/Jiletler” ürünlerinde “…” markası şeklinde olduğu ve davalının … sınıfta tescilli markalarıyla uyumlu bulunmadığı. Davacı adına … sınıfta tescilli “…” markasıyla ayniyet taşıdığı, “hesap makineleri” ürünlerinde “…” markası şeklinde olduğu, davacı ve davalının ilgili ürünlerde (…sınıf) tescillerinin bulunmadığı, “Kalem Pil” ürünlerinde “…” markası şeklinde olduğu, davacı ve davalının ilgili ürünlerde (…sınıf) tescillerinin bulunmadığı, davalının “Tıraş biçakları/Jiletler” ürünlerinde “…” markasını kullanmasının, davacı adına ilgili 08. sınıflarda tescilli “…” markasıyla ayniyet taşıdığı ve SMK kapsamında davacının marka haklarını ihlal eder nitelikte olduğu, davalının “Elektrikli/Elektriksiz tıraş makinası elektrikli burun kılı tıraş makinesi” ürünlerinde “…” markasını kullanmasının, davalının … numaralı “…” markasıyla uyumlu olduğu fakat mevcut kullanım ile davacı adına tescilli “…” markaları arasında tüketiciler açısından ilişkilendirme ve benzerlik oluştuğu, neticeten; davalının marka kullanımının, davacı markaları ile iltibas yaratacak mahiyette olduğu, yine davacı markasının tanınmış marka olduğu, SMK’nın 6/5 ve 7/2-c maddeleri dikkate alınarak davalı kullanımındaki farklı emtialar açısından da itibarın haksız aktarılması sonucunu doğuracağı kanaatine varıldığından, asıl davanın kabulüne: Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’ine, 23/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına, dava sonunda davacının haklı çıktığı dolayısıyla hükmün ilanında davacının hukuki yararı bulunduğundan karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına karar verilmiştir.
Hükümsüzlük Koşulları Açısından: Davalı şirket adına tescilli … “…” ve … “…” ibareli markaların; … sınıf tescil kapsamının tamamının “Güzellik amaçlı ve kişisel bakım için kullanılan bu sınıfa dahil aletler: tıraş, epilasyon, manikür, pedikür aletleri, saç düzleştirme ve kıvırma amaçlı el aletleri, makaslar”, davacı marka tescilleriyle ayniyet derecesinde benzer olduğu, davalı adına tescilli … “…” ve … “…” markaların … sınıf tescil kapsamının tamamının “saç kurutucuları ve el kurutma cihazları”, davacı marka tescilleriyle ilişkilendirme ve benzerlik taşıdığı, taraf markalarında “…” kelimelerinin esaslı unsur olarak yer alması nedeni ile markalar arasında işitsel, görsel ve kavramsal yakınlık oluşduğu, markalar arasında tüketiciler açısından ilişkilendirme ve benzerlik oluştuğu, hükümsüzlük koşullarının tüm tescil kapsamında yer alan emtialar açısından oluştuğu kanaatine varıldığından, TPMK nezdinde davalı … LTD. ŞTİ. adına tescilli … ve … numaralı markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden tekinine karar verilmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA:
Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği iddiasına dayalı 50.000 TL manevi tazminat talep edilmiştir.
Türk Borçlar hukukunda objektif görüş kabul edildiğinden, şahsiyet haklarından yararlandıkları ölçüde tüzel kişilerin de TBK’nın 49 ve 58. maddeleri koşulları gerçekleştiği ölçüde manevi tazminat isteyebilecekleri, marka hakkı tecavüze uğrayan marka sahibinin manevi tazminat talep edebileceği bilinmekle, somut olayın özelliği, kullanımın niteliği, haksız rekabetin şumulü, manevi tazminatın amaç ve içeriği, hak ve nesafet kuralları gereği manevi tazminat talebinin kabulü ile 50.000 TL manevi tazminatın; dava tarihi olan 14.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava sonunda davacının haklı çıktığı dolayısıyla hükmün ilanında davacının hukuki yararı bulunduğundan karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVANIN KABULÜNE
1-TPMK nezdinde davalı …TİC. LTD. ŞTİ. adına tescilli … ve … numaralı markaların hükümsüzlüğüne ve sicilden tekinine,
2-Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’ine,
3-Mahkememizin 23/06/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
5-Alınması gereken 179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 135,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
BİRLEŞEN DAVANIN KABULÜNE,
1-50.000 TL manevi tazminatın; dava tarihi olan 14.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
3- Alınması gereken 3.415,50TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 2.561,62 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Asıl ve birleşen dava yönünden yapılan 98,80 TL başvuru harcı, 898,25 TL peşin harç, 425,30 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.422,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2023

Katip … Hakim ..
.e-imzalıdır e-imzalıdır ¸