Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/230 E. 2021/4 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/230
KARAR NO : 2021/4

DAVA : MARKAYA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, ÖNLENMESİ, DURDURULMASI
DAVA TARİHİ : 14/10/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin 2010 yılından itibaren “…” markasıyla tesettür giyim üretimi ve satışı işiyle iştigal ettiğini, yıllardan beri kullandığı “…” markasını 19/10/2012 tarihinde … ve … numaralı sınıflar için tescil ettirdiğini, davalının, müvekkili adına tescilli “…” markasını ; “…”, “… ” şeklinde mağazasında, https://… web sitesinde ve … … sosyal medya adreslerinde kullandığını, bu nedenle davalıya 21.08.2019 tarihinde “…” markasını kullanmamasını, kullanmakta olduğu web sitesinde ve sosyal medya sayfalarını erişime kapatmasını ve mağazasında ve diğer tanıtım malzemelerinde kaldırılması hususunda ihtarname gönderildiğini, davalı bu ihtarı tebliğ almasına rağmen marka hakkına tecavüz fiillerine devam ettiğini, bu konuda fiili örnekleri arz ettiklerini beyan ederek açıkladıkları hukuki sebeplerle, ihtiyati tedbir kararı verilerek müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil eden ve haksız rekabet fiillerini oluşturan eylemlerin ortadan kaldırılmasını, davalının web sitesinde, kataloglarında, reklamlarında müvekkilinin tescilli markası olan “…” markasının kullanılmasının önlenmesini, kullanıldığı yerlerde kaldırılmasını, tabelalardan silinmesini, tanıtım malzemelerine el konulmasına karar verilmesini, davalının belirtilen web sitesine ve sosyal medya sayfalarına erişimin engellenmesini ve bu sayfalarda … markasının kullanımının durdurulmasını, davalının filllerinin haksız rekabet olup olmadığının hükmen tespitini, haksız rekabetin men’i, fiilin marka hakkına tecavüz olup olmadığının tespitini, marka hakkına tecavüz fiillerinin önlenmesini ve durdurulmasını ve kaldırılmasını, tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünlere özellikle tabela, katalog ve tanıtım malzemelerine el konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Açılan dava ve bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, iki markanın benzer olduğunu, iltibas yaratacağını, karıştırılma ihtimali değerlendirirken markaların bir bütün halinde değerlendirilmesi ile mümkün olacağını, gözle bariz görülür şekilde markaların birbirinden çok rahat ayırt edilebilecek farklılıkta olduğunu, müvekkilinin marka ve logo tasarımını özel olarak tasarlatarak kendine özgü bir duruma getirdiğini, davacının … şeklinde marka hakkını aldığını, müvekkilinin … (Özel tasarım şeklinde) … şeklinde kullandığını, markanın yanına eklenen kelimelerin markayı diğer markadan ayıran en önemli özellik olduğunu, müvekkilinin davacıdan farklı olarak … işletmekte ve hem piyasada hem internet sitesinde hem de sosyal medyada “… ” olarak geçtiğini, markaların iltibas yaratması mümkün olmadığını, müvekkilinin kullandığı “… ” ibaresinin ilk bakışta görsel olarak kolaylıkla algılanabilir nitelikte olduğunu, bütün olarak bıraktığı izlenimle davacıya ait markadan ayırt edilmesini sağladığını, karıştırılma tehlikesi yönünden öncelikle malların birbirine benzeyip benzemediğinin tespiti gerektiğini, müvekkilinin “…” markası ve adı altında mağaza ve internet ile sosyal medya hesaplarından sunmuş olduğu ürünler ile davacının alanının çok farklı olduğunu, her ne kadar ikisi de tesettür giyim olarak görünse de müvekkilinin ürün portföyünün çok geniş ve çeşitli olduğunu, müvekkilinin ürün portföyünün “…” giyim üzerine olduğunu, zaten “…” sitesi üzerinden göründüğünü, ürünlerin birbirine benzemediğini karıştırılma tehlikesini ortadan kaldırdığını, mal ve hizmetin niteliği, pazarlama kanalı (yoğun internet ve sosyal medya kullanımı), rakip olmama durumları, ilgili tüketici kesim, ve yine coğrafi bölgeler tamamen farklı olduğunu, müvekkiline ait “… ” adlı resmi instagram hesabının görmezden gelindiğini, “…” adlı O (sıfır) takipçi ve müşterisi olan hesabı inceleme konusu yapıldığını, instagram arama sayfasına yazıldığında çıkan “gulaksaofficial” hesabının 231.000’den fazla takipçiye sahip olduğunu, müvekkiline ait ” …” markasının şekil ve yazım unsuru bakımından akılda kalıcı, kolay hatırlanan bir marka olduğunu, bütün olarak bıraktığı izlenim farklı olduğunu müvekkilinin logosu, adı, işareti, yazısı bir bütün olarak değerlendirildiğinde ayırt edici nitelik kazanmış olduğunu, marka sahibinin, işaretin, logonun, ismin tanınmışlığından, bilinirliğinden yarar sağlamak amacıyla kötü niyetli hareket ettiğinin kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nun 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
13/01/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: https://… ve https://.. alan adlarının tescil ettirildiği, https://… internet sitesine erişilmeye çalışıldığında, sitenin https://… alan adına yönlendirildiğinin görüldüğü, …alan adına ait sitenin aktif olarak e-ticaret sitesi olarak yayında olduğu, … sosyal medya hesabının aktif olarak kullanıldığının görüldüğü, … sosyal medya hesabının özel bir hesap olduğu, herhangi bir gönderi, takipçi ve takip edilen hesap sayılarına ulaşılamadığı, … sosyal medya hesabının özel bir hesap olduğu, 3 adet gönderi (paylaşım) yapıldığı, 6550 adet hesabın bu hesabı takip ettiği ve “…” hesabının takip ettiği 0 adet hesap olduğu bilgisine ulaşıldığı, davalının alan adı, sosyal medyada … marka kullanımının, davacının tescilli “…” markası ile ayırt edilemeyecek denli benzer olduğu, bu sebeple iltibas yarattığı ve haksız rekabet teşkil ettiği bildirilmiştir.
18/05/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Kök rapordaki tespit edilen teknik açıklamaları aynen tekrar ettikleri, … adlı sosyal medya hesabının … hesabından 1 Kasım 2019 tarihinde taşınarak yeni hesap oluşturulduğunun tespit edildiği, davalının alan adı, sosyal medyada … marka kullanımının, davacının tescilli “…” markası ile ayırt edilemeyecek denli benzer olduğu, bu sebeple iltibas yarattığı ve haksız rekabet teşkil ettiği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalının fiillerinin davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, önlenmesi, durdurulması, tecavüz oluşturan ürünlere, tabela katalog vs. tanıtım malzemelerine el konulması, davalının web sitesinde kataloglarında, reklamlarında, davacıya ait “…” markasının kullanılmasının önlenmesi, kullanıldığı yerlerde kaldırılması, tabelalardan silinmesi, tanıtım malzemelerine el konulması istemine ilişkindir.
Davanın açılmasını müteakip davacı ve davalının dava, cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, duruşmada hazır olanlar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, arabuluculuk kurumundan faydalanmak istenilmediğinden tahkikat duruşmasına devam olunmuş, beyanlarında geçen deliller toplanmış, taraflara ait mali kayıtlar celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, HMK 184.madde kapsamında hazır olanlardan tahkikat ile ilgili beyanları sorulmuş, HMK 186. madde kapsamında ise karar duruşmasında hazır olanlardan esas ile ile ilgili son diyecekleri sorulmuştur.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktır.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nun 7. maddesine de atıf yapılmak sureti ile 29. maddede düzenlenmiştir.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6769 sayılı SMK’nun 151.maddesine göre; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü amirdir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda haksız rekabet düzenlenmiştir.
Madde 52 ” (1) Ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
(2) Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.” hükmü yer almaktadır. Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükmü,
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.; ” hükmü,
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükmü yer almaktadır.
SMK, TTK hükümleri, mevzuat, bilirkişi kurulu kök-ek raporu ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde … numaralı “…” ibareli markanın 25. ve 35. sınıflarda davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalının … numara ile … sınıfta “…” ibareli marka başvurusu olduğu, başvurunun TPMK tarafından reddedildiği, davalı adına … numara ile … ve … sınıflarda “…” ibareli marka başvurusunun bültende ilan edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu kök-ek raporunda belirtildiği üzere: Davacının tescilli “…” markasının, davalı tarafından “…” şeklinde iki kelime ve yazı tipi değiştirilerek ayırt edilmeyecek derecede benzerinin kullanıldığı, davacının tescilli “…” markası ile davalının “…” marka kullanımlarının markaların bütünü itibariyle ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde görsel, fonetik ve anlamsal olarak benzerlik oluşturduğu ve ayırt edilemeyecek kadar benzer oldukları, her iki tarafın tesettür giyim, tekstil sektöründe faaliyet gösterdikleri, tarafların hizmet verdiği müşteri kitlesinin özel bir tüketici grubu ya da uzmanlık/ihtisas sahibi bir tüketici grubu olmadığı, bu nedenle ortalama tüketici kitlesinin dikkate alınmasının gerektiği, davalının marka kullanımlarının davacının tescilli markası ile aynı sınıflarda kullanıldığı, çağrıştırma sebebiyle bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzerlik olduğu ve iltibas yarattığı kanaatine varıldığından, davalının fiillerinin; Davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, …, https://.., … sitelerine erişimin engellenmesine, karar kesinleştiğinde Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına, mütecaviz tabela, katalog vs. tanıtım malzemelerine el konulmasına, Mahkememizce verilen 31/05/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, önlenmesine, durdurulmasına,
2-…, …, … sitelerine erişimin engellenmesine, karar kesinleştiğinde ESB ‘ne müzekkere yazılmasına,
3-Mütecaviz tabela, katalog vs. tanıtım malzemelerine el konulmasına, Mahkememizce verilen 31/05/2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının, karar kesinleşinceye kadar devamına,
4-80,70 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 36,30-TL harcın davalıdan tahsiline,
5-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yaptığı 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 peşin harç, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 133,50-TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 3.222,30 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
8-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.16/12/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır