Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/213 E. 2022/72 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/213
KARAR NO :2022/72

DAVA:SMK VE FSEK’ TEN KAYNAKLI HAKLARATECAVÜZ-HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ MEN’İ, REF’İ, ERİŞİMİN ENGELLENMESİ
DAVA TARİHİ: 18/07/2019
KARAR TARİHİ: 08/06/2022

HSK’nın 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, İstanbul 1. FSHHM’nin … E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/213 E. sırasına kaydı yapılmakla, taraflar arasında SMK ve FSEK’ ten Kaynaklı Haklara Tecavüz-Haksız Rekabetin Tespiti Men’i, Ref’i, Erişimin Engellenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: … Medya Grubunun birçok ulusal gazete, televizyon, dergi ve radyo kanallarını bünyesinde barındıran, Türkiye’nin önde gelen medya kuruluşlarından birisi olduğunu, başta “…”, “…” olmak üzere birçok yüksek tanınmış markaların sahibi olduğunu, müvekkili …’nin “…” esas unsurlu markalar üzerinde 38. ve 41. sınıf başta olmak üzere münhasıran hak sahibi olduğunu, (97/… başvuru numaralı … + şekil ibareli markanın TÜRKPATENT kaydının Değişik İş dosyasına EK-1 olarak sunulmuş olduğunu), müvekkili …’nin www…com.tr alan adının da sahibi olduğunu, müvekkilerinin tanınmış güçlü markaları ile yüksek izlenme oranına sahip yayınlarının kötüniyetli 3. kişilerce sık sık hukuka aykırı surette kullanıldığını, sınai haklarının korunma öneminin farkında olan müvekkilerinin ise kötüniyetli 3. kişilere karşı hukuki haklarını daima kullandığını, bu minvalde dava dilekçesi ekinde sunulan kararlardan görüleceği üzere, hem hukuk hem ceza mahkemeleri tarafından müvekkileri lehine erişim engelleme kararları verildiğini, kararların huzurdaki davanın esası açısından emsal teşkil etmekte olduğunu,
“www…com.tr” internet alan adının hak sahibi olduğu, “http://…”,”http://…”,”http://…/…”, “http://…com”,”https://….com/tr1″,”https://…”, “http://…..com/…/”,”https://…/p”,”https://…/n/1/”, “https://….net”,”https://…/o/”,”https://….com”, “https://…”,”https://…”,”https://…”,”https://…”,”https://…” ile bu sitenin yönlendirildiği “https://…”, “https://…”,”https://…”,”https://…”,”https://…”,”https://….com”,”https://…”,”https://…/tr” ve “https://…/tv” web sitelerinin müvekkilerinin markalarını ve hak sahibi olduğu televizyon programları ile eserlerini içerdiğini, davaya konu internet siteleri sahiplerinin müvekkli … Haberleşme’ye ait internet sitesinde (www…com.tr) de yayınlanan ve öncelikle “…” kanalında milyonlarca izleyici ile buluşan yayınları; “…”, “…”, “…”, “…’da”, “…” ve “…” kendi sitelerinde yayınlayarak, müvekkilerinin marka ve eserden kaynaklanan haklarını ihlal ettikleri ve bu surette haksız rekabete neden olduğunu, bu durumun hem 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayıldığı hem de bağlantılı hak sahibi olan müvekkilinin eserden kaynaklanan haklarına da tecavüz teşkil ettiğini, davalıların müvekkilerine ait markayı, logolarını ve yayınlarını kendi internet sitelerinde kullanarak müvekkili şirketin yayın organı gibi davranmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağını ve bu kuralın özel bir düzenlemesi niteliğinde olan haksız rekabet teşkil edeceğini, her türlü dava, talep, şikayet ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin … D. İş. dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararının “https://www.adanaajans.net” ve “https://…” siteleri hariç olmak üzereverilecek nihai karar kesinleşinceye kadar devamına, taraf teşkili sağlanamayacağı sübuta erdiğinden HMK 382 ve devamı maddelerinde düzenlenen çekişmesiz yargı hükümlerine göre yapılacağına dair karar oluşturularak davanın kabulüne,
davalıların, müvekkilleri adına TPMK nezdinde tescilli markaları aleyhinde yarattığı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca tespitine, menine ve ref’ine, davalıların, müvekkillerine ait olan yayınları kullanmaları suretiyle eserlerden kaynaklı haklarına tecavüz teşkil eden eylemlerin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu uyarınca tespitine, menine ve ref’ine, belirtilen internet sitelerine Değişik İş dosyasındaki gibi tüm site bazında erişimin nihai olarak engellenmesine, aksi halde http ile başlayan URL’ler için URL bazında erişimin engellenmesine, https ile başlayan belirtilen siteler için tüm site bazında alan adlarına erişimin nihai olarak engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, dijital pazarlama alanında müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik faaliyet gösteren, portal içerik yönetimi, SEO, sosyal medya yönetimi, strateji ve reklam hizmetleri veren Türkiyenin önde gelen şirketlerinden olduğunu, tüm faaliyetlerini ilgili mevzuata uygun olarak yürüttüğünü, bu amaçla “…” adlı internet sitesinin de sahibi olduğunu, … sitesinin tamamı ile kullanıcıları, diziler ve oyuncular konusunda bilgilendirmeyi amaçlayan ve tamamı ile daha önce kamuya sunulmuş bilgileri içeren bir platform olduğunu, … sitesi içerisinde hiçbir şekilde FSEK’e aykırı bir bilgi, imaj, görsel kullanılmadığını, bütün bu hususlara rağmen davacılar tarafından başvurularak ve de bilirkişi raporu alınarak … sitesinin FSEK’e aykırı uygulamalar içerdiği iddiasıyla İstanbul 1.FSHHM’nin … Değişik İş dosyasında ihtiyati tedbir yolu ile erişime kapatılmış olduğunu, bilirkişi raporunda yanlış değerlendirme yapılarak müvekkili şirketin, davacıların sahibi olduğu dizileri izinsiz yayınlıyormuş gibi bir tespitte bulunulduğunu, müvekkili şirketin hiçbir zaman “dizi” yayınlayan bir site olmadığını, … sitesinin, sundukları domain yenileme faturasında da görüleceği üzere müvekkiline ait olup, tamamı ile mevzuata uygun olarak kurulduğunu, sahibi belli bir internet sitesi olduğunu, davacıların, müvekkili şirkete hiçbir şekilde taleplerini iletmediğini, iletmeden ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını, verilen ihtiyati tedbir kararının müvekkilini oldukça zarara uğrattığını, ihtiyati tedbirin amacının söz konusu olayda hasıl olmadığı, ihtiyati tedbirin amacını aşmış olduğunu, bilirkişi incelemesinde müvekkiline ait internet sitesinde davacı yana ilişkin hiçbir veriye rastlanmadığının tespit edildiğini, 20/08/2019 tarihinde yapılan 2. celsede dosyanın, ihlal oluşturduğu iddia edilen yayınların kaldırılıp kaldırılmadığı, sitedeki ve yayınlardaki yönlendirici kodlar ve tüm içeriklerin tespit edilebilmesi için bilişim uzmanı bilirkişiye tevdii edilmesine karar verildiğini, 28/08/2019 tarihinde müvekkili şirketin bulunduğu yerde bilirkişi …, davacılar vekili ve kendisinin katılımıyla yerinde inceleme yapıldığı, 28/08/2019 tarihli Yerinde İnceleme Tutanağından da görüleceği üzere; Değişik İş dosyasında alınan bilirkişi raporunda, dava dilekçesinde ve davacının sunduğu 01/08/2019 tarihli dilekçe ekinde yer alan tüm linklere ait içeriklerin müvekkil şirkete ait … web sitesinde yer alıp yer almadığının kontrol edildiği ve davacı yana ilişkin herhangi bir bilgiye rastlanmadığının davacı vekilinin de imzasının yer aldığı tutanakta belirtilmiş olduğunu, yerinde inceleme sonucunda tanzim edilen 29/08/2019 tarihli bilirkişi raporunun 13. ve 14. sayfasında; … kontrol paneli üzerinde web sitesi içerisinde bulunan tüm alanların kontrol edildiğini, 01/08/2019 tarihli dilekçe eki, dava dilekçesinde müvekkili ile ilgili yer alan linkler ve bilirkişi Değişik İş raporunda müvekkili ile ilgili yer alan linklerin, … kontrol panelinde ve online olarak internet üzerinde kontrol edildiği, taraf vekillerinin onayları ile herhangi bir bilgiye rastlanmadığının tespit edildiği sonucuna varıldığını, bu durumun davacının müvekkili şirkete karşı açmış olduğu davada haksız olduğunu açıkça gösterdiğini, öncelikle ihtiyati tedbir kararına itirazlarının kabulü ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, yapılacak yargılama sonucunda haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini, huzurdaki dava konusu olayda ise Değişik İş dosyasından alınan bilirkişi raporuna dayanarak ihtiyati tedbir kararı verilmişse de müvekkili şirketin internet sitesinde davacıya ait verilerin yer almadığının yapılan bilirkişi incelemesi sonucu açıkça tespit edildiği ve yerinde inceleme tutanağında bu durumun davacı vekilince de kabul edildiğini, ayrıca yargılamanın başından beri belirttikleri üzere sadece müvekkili şirketin 1 günlük zararını dahi karşılamayan bir bedelde olan teminatla tüm davalılar açısından ihtiyati tedbir kararı verilmiş olmasının ve anılan kararın bilirkişi incelemesinde dahi müvekkili açısından aykırılık olmadığı sonucuna varılmasına rağmen halen kaldırılmamış olmasının hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati tedbir kararı sebebiyle müvekkil şirketin uğradı zararın günden günde arttığını, bu sebeple ihtiyati tedbir kararının ivedilikle kaldırılmasını, ayrıntılarıyla açıkladıkları üzere müvekkili şirket tarafından davacının FSEKten kaynaklanan haklarının ihlal edilmediğini, bu durumun yapılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim edilen bilirkişi raporunda sabit olduğunu, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı olarak gösterilen “…” web sitesi dışındaki internet sitelerinin sorumlu/sorumluları tespit edilememiştir.
Dava dilekçesinde … dışındaki davalı/davalıların açık kimliğinin belirtilmediği, HMK 119/1-b maddesi gereği davalı/davalıların ad ve adresinin dava dilekçesinde belirtilmesinin usuli zorunluluk olduğu, dava dilekçesinde bu bilgiler yer almıyor ise HMK 119/son maddesi gereğince davacıya 1 haftalık kesin süre verilmesi, kesin süreye riayet edilmez ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği bilinmekle birlikte, internet ortamında gerçekleşen hak ihlalleri yönünden taraf teşkilinin bazı hallerde mümkün olmadığı, değişken IP kullanımı ve ihlalin gerçekleşmesinden itibaren aradan geçen süre nedeniyle IP numarası üzerinden site sahibine ulaşılmasının imkânsız hale geldiği, bu tür sitelerin genellikle sahte isim ve adres bilgileri kullanılarak oluşturulduğu bu nedenle davalının ad ve adres bilgilerinin tespitinin imkânsız olduğu, bu kapsamda ilan yapılmasının pratik sonucu olmadığı bu durumda HMK’ nın 119/son maddesinin uygulanmasının adil olmayacağı ve ihlallerin durdurulmasını engelleyemeyeceği, buna karşılık internet sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesinin icap ettiği, taraf teşkili sağlanmasının neredeyse imkansız olduğu bu gibi hallerde site sahibinin araştırılmasının, davaların çok uzun yıllar boyunca derdest kalmasına ve gereksiz zaman ve emek kaybına yol açacağı, bunun usul ekonomisi ilkesine de aykırı olacağı, dolayısıyla bu gibi ihlâl hallerinde çekişmesiz yargı benzeri bir usul düzenlemesinin yapılmasının icap edeceği, böyle bir yasal düzenleme yapılıncaya kadar yargılamanın çekişmesiz yargı biçiminde yapılmasının amaca uygun olacağı, site sahibinin mahkememize müracaatı durumunda ise durumun yeniden gözden geçirilebileceği gözetilerek ve Değişik İş dosya kapsamına göre davalı olarak gösterilen internet siteleri yönünden yargılamaya devam edilmiştir.
İstanbul 1.FSHHM’nin … D.İş dosyası istenmiş, HMK’nun 266.maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
29/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: 28/08/2019 saat 10:30’da davalı taraf … … A.Ş. merkezi olan … Mah. … Sok. No:6/2 …/ … adresinde davacı vekili Av. …, davalı vekili Av. …, bilişim bilirkişisi …, firma yetkilisi … katılımıyla yerinde inceleme gerçekleştirildiği, …/admin kontrol panelinin doğru kontrol paneli olup olmadığı ile ilgili kontroller yapıldığı, … web sitesi içerisinde anasayfada gönen resimlerden birinin yeri değiştirildiği, güncellemenin … üzerinde gerçekleştiği görüldüğün, kontrol paneli üzerinden arama yapıldığında arama yapılan kelime veya cümle içerisinde büyük/küçük harf, türkçe karakter ayrımı yapılmaksızın arama yapılan kelime/cümle ile ilgili web site içerisinde bulunan bütün bilgilerin getirildiği görüldüğü, yerinde inceleme esnasında zeus…./admin linki/adresi üzerinden … kontrol paneli üzerinde site içerisinde bulunan tüm alanlar kontrol edildiği, 01/08/2019 tarihli dilekçe eki, dava dilekçesinde davalıyla ilgili yer alan linkler ve bilirkişi değişik iş raporunda davalı ile ilgili yer alan linkler, … kontrol panelinde ve online olarak internet üzerinde kontrol edildiği, “…” dizisiyle alakalı bilginin olduğu, herhangi bir video ya da fragman bulunmadığı sadece açıklama bulunduğu, … logosunun bulunduğu görüntünün olduğu, tespit üzerine davacı ve davalı vekllleri onayları ile davalı tarafından bu içeriğin de kaldırıldığı, sonuç olarak herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı, diğer linkler de kontrol edildiği, linklerin kaldırıldığı / bulunmadığı, içeriklerinde herhangi bir bilginin bulunmadığı “Aradığınız Sayfa Bulunamadı” ibaresinin olduğu, … anasayfası ve diziler menüsü altında bulunan menülerde sayfa kaynağı kısmında, (kaynak kodlar, anahtar kelimeler vb.) kontrol edildiği, …, …, …, …, …, … aramaları yapıldığı, herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı, 01/08/2019 tarihli dilekçe ekinde sunulan ve google aramaları dışında bulunan link sayısı çok fazla olmasından dolayı arşivden diziler başlığı altında bulunan linkler her iki tarafın da onayıyla ekran görüntüleri alınmadığı, kontrol edildiği, sadece davacı taraf ile ilgili veri bulunan ve belirtilen dizilerin kontrol panelinde yapılan arama sonuçları ekran görüntüsü alındığı, web sitesinden silinen bilgiler/linkler google arama motorunda hemen kalkmadığı, google sistemi ilgili web sitesini tarayıp ilgili bilgiyi/linki bulamadığı taktirde ilgili bilgiyi linki kaldırdığı, bu nedenle web sitesinde silinen bilgiler bir süre daha google arama motoru arama sonuçlarında çıkabildiği, … alan adı sahibi/yetkilisi bilgileri kontrol edildiği, alan adının 25/02/2003 tarihinde alındığının görüldüğü bildirilmiştir.
05/05/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dava konusu “…” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, alan adının whois (sahip) bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının 25/03/2003 tarihinde kayıt olunduğu ve alan adı sahibinin davalı “… … REKLAM PAZ. VE TIC. A.Ş.” ait olduğu ve davalı tarafça da dosyaya alan adı sahibi olduğuna dair domain faturası sunmuş olduğunun görüldüğü, dosya kapsamında yapılan iddia ve savunmalar ve bilirkişi tarafından 28.08.2019 tarihinde davacı ve davalı vekilleri katılımıyla yerinde yapılan inceleme sonucunda dosyaya sunulan bilirkişi raporunda yerinde inceleme esnasında dava konusu davacıya ait olduğu belirtilen “…, …, …, …, …, … aramaları yapılmış olup, herhangi bir bilgiye rastlanılmamış olunduğu” ve yine yerinde inceleme esnasında “… kontrol panelinde ve online olarak internet üzerinde kontrol edilmiş olup, … dizisiyle alakalı bilginin olduğu görülmüş olup, herhangi bir video ya da fragman bulunmadığı sadece açıklama bulunduğu” tespit ve sonuçlarına varıldığı ve bu durumun yerinde inceleme tutanağı ile davacı, davalı ve bilirkişi tarafından imza altına alındığı, bahsi geçen “…” internet web sitesi incelendiğinde söz konusu sitede dizi bölümleri, fragmanları, videoları yayınlandığı, davacıya ait olduğu belirtilen diziler hakkında güncel olarak tekrardan davalıya ait “…” internet sitesinde inceleme yapılmış olup dava konusu dizilerin davalının sitesinde dizi bölümleri, video veya fragmanlarına rastlanılmadığı, davaya konu dizilerin FSEK m.5 kapsamında “sinema eseri” niteliğinde olduğu, davacının dosya içeriğinden FSEK 80 maddesi bağlamında bağlantılı hak sahibi olduğunun tespit edilemediği, ancak varsayımsal olarak davacının medya hizmet sağlayıcısı olarak nitelendirildiği … kanalında halen ilgili dizilerin yayında oluşu nedeniyle mali hak sahibi olduğu, yapılan teknik incelemede davalıya ait “…” internet sitesinde davaya konu dizi bölümleri, video veya fragmanlarına rastlanılmadığından mali haklara tecavüzün tespit edilemediği, internet siteleri doğaları gereği sürekli güncellenebildiği gerçeği ve davalının raporda resim-1 gösterilen “…” internet web sayfasında TAM BÖLÜMLER şeklinde bir başlık olması nedeniyle tespitlerden önce davaya konu dizilerin FSEK bağlamında çoğaltma ve yayma hakkına tecavüz edilerek yayınlandığı veya daha sonra yayınlanabileceğine yönelik şüphe oluşturduğu, dizi isimlerine konu, 2017/… numaralı “… ” ibareli markası dışında, dava dilekçesinde yer verilen sair markaların, davacılardan … … ANONİM ŞİRKETİ adına tescilli olduğu ve markaların güncel koruma süresi içerisinde bulunduğu, “…” internet web sitesi güncel olarak tekrardan teknik değerlendirmeye tabii tutulduğunda, dava konusu dizilerin davalının sitesinde rastlanılmadığı dolayısıyla halihazırda dizi isimlerine yönelik mevcut bir marka hakkına tecavüz ihlalinin tespit tarihinde söz konusu olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
26/10/2020 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Dava konusu “…” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, alan adı sahibinin davalı “… … REKLAM PAZ. VE TIC. A.Ş.” ait olduğu ve davacı tarafından dosyaya bilirkişilere karşı beyan dilekçelerinde belirtilen linkler üzerinden yapılan incelemelerde; davalının “…” internet sitesinde davacı tarafından yayınlanmış olan “…” isimli dizinin davalının sitesinde güncel olarak, dizi ile ilgili bilgi ve görsellerin yer almaya devam ettiği ve bu görsellerin bazılarında “…” logosunun bulunduğu, bölümler kısmına dizinin müziği ile ilgili video dahi eklenmiş olduğu, davalının “…” internet sitesinde reyting sonuçları başlığı altında kullanılmış olduğu sayfa linki güncel olarak, “…” dizisi hakkında reyting detayların bulunduğu ve dizinin fragmanı için … üzerinden izlenebileceğine dair bilgi bulunmakta olduğunu, hatta bu video görselinin içerisinde davacının “…” logosu da yine yer almakta olduğu, davalının “…” internet sitesinde “…” isimli dizinin güncel olarak, bu diziye ait ilgili açıklama bölümü ve dizi ile ilgili görselin kullanımının yer almaya devam ettiği, davacının bilirkişilere karşı beyan dilekçesinde sunmuş olduğu ve davalıya ait olan dava konusu bahsi geçen “…” internet sitesinin geçmiş arşiv kayıtları detaylıca incelendiğinde “…” , “…” , “…” ve “…” isimli dizilere ait videoların davalının internet sitesinde yayınlanmış olduğu ve görsellerinin içerisinde davacıya ait “…” logosu da yer almakta olduğu, kök raporda davalı ile bağlantılı olmadığı düşünüldüğü için inceleme ve değerlendirme yapılmayan fakat davacı tarafından tespiti için bahsi geçen davalı tarafın ilgili “…” internet web sitesinin dışında kalan diğer web sitelerine ilişkin incelemelerin de yapılması gerekmekte olduğunu belirtilmesi üzerine davalı dışında kalan diğer “24 farklı web siteleri” hakkında belirtilen linkler üzerinden yapılan araştırma ve incelemeler doğrultusunda “21 adet” web sitesinde belirtilen sayfa linklerinin güncel olarak yayında olmadığı(X), geri kalan “3 adet’ web sitesinde belirtilen sayfa linklerinin güncel olarak yayında olduğu ve linklerin raporun 32.sayfasında belirtildiği, davaya konu bahsi geçen “….com” internet sitesi için davacı tarafından belirtilen bu site için 13 adet link olduğu, belirtilen linkler incelendiğinde 11 adet sayfa linkinin güncel olarak yayında olmadığı, 2 adet sayfa linkinin güncel olarak yayında olduğu ve video içerisinde davacıya ait “…” logosu da yer almakta olduğu, davaya konu bahsi geçen “….net” internet sitesine güncel olarak girildiğinde “….com” alan adına yönlendirildiği ve dosyaya sunulan 2 adet sayfa linkinin “….com” sitesine bağlı url link adresine yönlendirildiği, sayfa linklerinin güncel olarak yayında olduğu ve video içerisinde davacıya ait “…” logosu da yer almakta olduğu, davaya konu bahsi geçen “…” internet sitesine güncel olarak girildiğinde “….izle.info.tr” alan adına yönlendirildiği ve dosyaya sunulan 1 adet sayfa linkinin “….izle.info.tr” sitesine bağlı url link adresine yönlendirildiği, sayfa linkinin güncel olarak yayında olduğu ve video içerisinde davacıya ait “…” logosu da yer almakta olduğu, eser sahipliği ve mali hak sahipliğine ilişkin kök rapordaki açıklamaları saklı kalmak kaydıyla, yukarıda “…” URL adresi ve bahsi geçen diğer internet site adresleri üzerinde yapılan inceleme ve tespitler doğrultusunda “…” “https:/….com” “….net” ve “….izle.info.tr” davaya konu dizi müziği, bölümleri ve fragmanları yayınlamakla mali hak sahiplerinin çoğaltma ve umuma iletim haklarının ihlal edildiği, diğer siteler açısından ise davaya konu içeriği içermemeleri, yayında olmamaları, telif hakları veya kanal talebiyle siteden kaldırılmış olmaları nedeniyle hak ihlali tespit edilemediği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
23/08/2021 tarihli (sehven 23/08/2020 yazılmıştır) bilirkişi kurulu raporunda özetle: …’nin İçerik Sağlayıcı olduğu değerlendirilen “…” internet alan adlı web sitesinde her ne kadar güncel halde, iddia olunan içeriğe rastlanmamış olsa da anılan web sitesinin tasarım unsurlarının dizi bölümlerine yer vermek üzere tasarlandığının, akıcı görsel içeriklerin sair diziler de dahil olmak üzere kaldırıldığının, önceki tarihlerde kayda geçmiş olmasına rağmen tüm dosya konusu dizilerin her yönüyle içerikten silindiğinin, web arşiv sisteminden “hariçlendiğinin” tespiti ile erişilen bulguların bilirkişi heyetince şüpheli durum olarak etiketlendiği ve anılan davalının geçmişte dava konusu yayınları yapmış olabileceği ile gelecek zamanda da yapabileceği değerlendirildiği, sair web sitelerine yönelik tespit, detay ve analizleri yukarıda sunulmakla, önceki uzman raporları tespitleri muvacehesinde genelinin içerik yayınlarına son verdiklerinin veya erişimlerinin adli kararla engellendiklerinin görüldüğü, “….com” internet alan adlı web sitesinde yapıldığı tespit edilen detaylarına yer verilmiş olan kullanımların davacı yana ait olmakla detayları bildirilen
2015/… kod numaralı “…” ibareli
2017/… kod numaralı “…” ibareli
2008/… kod numaralı “…” ibareli
97/… kod numaralı … görselini ihtiva eden markaların tescilli oldukları sınıfları kapsar biçimde kullanım konusu edildiği, ilgili kullanımların ise davacı yana ait ilgili markalara tecavüz teşkil eder mahiyette olduğu, dosyada yer alan sair alan adları ve URL’lerde yapılan kullanımlar teknik olarak tespit edilemediğinden marka tecavüzü hususunda da inceleme konusu yapılamadığı, bilirkişi heyeti tarafından da belirtildiği üzere ilgili sitelerde dosyada yer alan sair alan adları ve URL’lerde yapılan kullanımların an itibari ile heyetce tespit edilememiş ise de yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği üzere bu sitelerin kurulum amacının zaten dizilerden yararlanma ve bu dizilerin tanıtımı vasıtası ile ticari değer kazanma olduğundan somut olayın özelliğine göre takdirin mahkemeye bırakıldığı bildirilmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalıların eyleminin, TPMK nezdinde davacılar adına tescilli markalardan doğan haklara tecavüz – haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, men’i, ref’i, davalıların davacı şirketlere ait yayınları kullanmak suretiyle eserden kaynaklı haklara tecavüz teşkil eden eylemlerinin FSEK uyarınca tespiti, men’i, ref’i ve dava dilekçesinde belirtilen internet sitelerine erişimin engellenmesine ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nun 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddede düzenlenmiştir.
Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli
marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen
aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması” dır. Doktrinde, bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Subjektif ursur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için bu ürünün onu meydana getiren kişinin ” hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; İlim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinama eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
SMK, TTK, FSEK hükümleri, mevzuat, bilirkişi kurulu raporları ve bütün dosya kapsamından: 2015/… numaralı “…” ibareli markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğin 35/ 38 /41. sınıflarında, 2017/… numaralı “…” ibareli markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğin 16/ 35/ 38/ 41. Sınıflarında, 2008/… numaralı “…” ibareli markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğin 38/ 41. Sınıflarında, 2018/… numaralı “…” ibareli markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğin 16 / 35 / 38 / 41. Sınıflarında, 97/… numaralı “…” görselinin ihtiva eden markanın Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına İlişkin Tebliğin 16 / 35 / 38 / 41. Sınıflarında davacılardan … … ANONİM ŞİRKETİ adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Marka hakkına tecavüz teşkil eden fiiller 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. maddesinde düzenlenmiş olup mezkûr kanunun 29. maddesinde; “Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek…” marka hakkına tecavüz sayılan fiiller olarak sayılmıştır.
6769 sayılı SMK’nın 7. maddesi ile marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları düzenlenmiş olup; Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması, Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması fillerinin marka sahibi tarafından önlenebileceği hükmünü içermektedir.
Bu kapsamda davalının tespit edilen kullanımlarının, davacı adına tescilli markalar ile ayırt edilemeyecek derece benzer olup olmadığının, davacı adına tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerde kullanılıp kullanılmadığının ve halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekmektedir.
26/10/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda belirtildiği üzere: Davaya konu internet sitelerinden “…” sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, alan adının whois (sahip) bilgileri kontrol edildiğinde 25.03.2003 tarihinde kayıt olunduğu ve alan adı sahibinin davalı … … REKLAM PAZ. VE TIC. A.Ş. olduğu, 28.08.2019 tarihinde davacı ve davalı vekilleri katılımıyla yerinde yapılan inceleme sonucunda tanzim edilen 29/08/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Yerinde inceleme esnasında dava konusu davacıya ait olduğu belirtilen “…, …, …, …, …, … aramalarının yapıldığı, herhangi bir bilgiye rastlanılmadığı ve yine yerinde inceleme esnasında … kontrol panelinde ve online olarak internet üzerinde yapılan kontrolde, “…” dizisiyle alakalı bilginin olduğunun görüldüğü, herhangi bir video ya da fragman bulunmadığı sadece açıklama bulunduğu” tespit ve sonuçlarına varıldığı, bu durumun yerinde inceleme tutanağı ile davacı, davalı ve bilirkişi tarafından imza altına alındığı anlaşılmıştır.
Davalı … … REKLAM PAZ. VE TIC. A.Ş.’ne ait “…” internet sitesinde davacı tarafından yayınlanmış olan “…” isimli dizinin güncel olarak, dizi ile ilgili bilgi ve görsellerin yer almaya devam ettiği, bu görsellerin bazılarında “…” logosunun bulunduğu, bölümler kısmına dizinin müziği ile ilgili videonun eklenmiş olduğu, “…” internet sitesinde reyting sonuçları başlığı altında kullanılmış olduğu sayfa linki güncel olarak, “…” dizisi hakkında reyting detayların bulunduğu ve dizinin fragmanı için … üzerinden izlenebileceğine dair bilgi bulunduğu, bu video görselinin içerisinde davacının “…” logosunun da yer aldığı, “…” internet sitesinde “…” isimli dizinin güncel olarak, bu diziye ait ilgili açıklama bölümü ve dizi ile ilgili görselin kullanımının yer almaya devam ettiği, “…” internet sitesinin geçmiş arşiv kayıtlarının bilirkişi heyeti tarafından incelendiğinde; “…”, “…”, “…” ve “…” isimli dizilere ait videoların davalının internet sitesinde yayınlanmış olduğu ve görsellerinin içerisinde davacıya ait “…” logosunun yer aldığı, “…” internet web sitesinin dışında kalan davaya konu 24 farklı web siteleri incelendiğinde; “21 adet” web sitesinde belirtilen sayfa linklerinin güncel olarak yayında olmadığı, geri kalan “3 adet’ web sitesinde belirtilen sayfa linklerinin güncel olarak yayında olduğu, “….com” internet sitesi için davacı tarafından belirtilen bu site için 13 adet link olduğu, belirtilen linkler incelendiğinde 11 adet sayfa linkinin güncel olarak yayında olmadığı, 2 adet sayfa linkinin güncel olarak yayında olduğu ve video içerisinde davacıya ait “…” logosunun yer aldığı, davaya konu “….net” internet sitesine güncel olarak girildiğinde “….com” alan adına yönlendirildiği, sunulan 2 adet sayfa linkinin “….com” sitesine bağlı url link adresine yönlendirildiği, sayfa linklerinin güncel olarak yayında olduğu ve video içerisinde davacıya ait “…” logosunun yer aldığı, davaya konu “…” internet sitesine güncel olarak girildiğinde “….izle.info.tr” alan adına yönlendirildiği ve sunulan 1 adet sayfa linkinin “….izle.info.tr” sitesine bağlı url link adresine yönlendirildiği, sayfa linkinin güncel olarak yayında olduğu ve video içerisinde davacıya ait “…” logosunun yer aldığı, dava konusu dizilerin FSEK 5. maddesi kapsamında “sinema eseri” olduğu, tüm dosya kapsamından davacının FSEK 80.maddesi bağlamında bağlantılı hak sahibi olduğunun tespit edilemediği, ancak davacının medya hizmet sağlayıcısı olarak nitelendirildiği … kanalında halen ilgili dizilerin yayında oluşu nedeniyle mali hak sahibi olduğu, davalı … … REKLAM PAZ. VE TIC. A.Ş.’ne ait “…” URL adresi ve dava konusu diğer internet sitelerinde yapılan inceleme ve tespitler doğrultusunda “…”,“https:/….com”,”….net”ve“….izle.info.tr” web sitelerinde davaya konu dizi müziği, bölümleri ve fragmanlarının yayınlandığı görüldüğünden, davanın kısmen kabulü ile davalı şirket tarafından mali hak sahipleri olan davacıların FSEK’ ten kaynaklı çoğaltma ve umuma iletim haklarının ihlal edildiğinin tespitine, men’ine, diğer siteler açısından Değişik İş dosyasındaki tespit ve bilirkişi raporu dikkate alındığında; Davacıların FSEK’ten kaynaklı çoğaltma ve umuma iletim haklarının ihlal edildiğinin tespitine, men’ine, diğer taleplerin reddine, İstanbul 1. FSHHM’nin … D. İş dosyasında 27/06/2019 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalı …. A.Ş. ve diğer internet sitesi sorumlularının, davacıların FSEK’ ten kaynaklı çoğaltma ve umuma iletim haklarını ihlal ettiklerinin tespitine, men’ine,
2-Diğer taleplerin reddine,
3-İstanbul 1. FSHHM’nin … D. İş dosyasında 27/06/2019 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararının karar kesinleşinceye kadar devamına,
4-80,70 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 36,30 TL harcın davalı … … REKLAM PAZ. VE TIC. A.Ş.’den tahsiline,
5-Davanın kısmen kabulü nedeni ile Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalı … … REKLAM PAZ. VE TIC. A.Ş.’ den alınarak davacılara verilmesine,
6-Davanın kısmen reddi nedeni ile Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … … REKLAM PAZ. VE TIC. A.Ş.’ ye verilmesine,
7-Davacıların yaptığı 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç, 338,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 5.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.426,80 TL yargılama giderinden davanın kabul ve ret oranına göre 2.713,40 TL ‘sinin davalı … … REKLAM PAZ. VE TIC. A.Ş.’den alınarak davacılara verilmesine,
8-Davalı … … REKLAM PAZ. VE TIC. A.Ş.’nin yaptığı bilirkişi ücreti olan 4.000 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 2.000 TL sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
9-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair davacılar vekili ve davalı …. A.Ş. vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 08/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır