Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/207 E. 2023/10 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/207
KARAR NO : 2023/10

DAVA : FİKİR VE SANAT SANAT ESERİ SAHİPLİĞİNDEN KAYNAKLANAN HAKLARA TECAVÜZÜN REF’İ, MEN’İ, MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 27/06/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Men’i, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin yalnızca sergilenmesi amacıyla teslim ettiği, müvekkiline ait 3 adet tablonun rızası olmaksızın davalı sitesinde sergilendiği ve katalogdan da görüleceği üzere satışa arz edildiği, bu nedenle tecavüzün refi ile FSEK 68. maddesi gereğince şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ve 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının iddiasının aksine söz konusu tabloların davacı tarafından müvekkiline teslim edilmediğini, müvekkilinin bu tabloları dava dışı …’den konsinye tesellüm sözleşmesi ile teslim aldığını ve 3 adet tablodan … ve…’in müzayedede satılarak alıcılara teslim edildiğini, diğer …’in ise satılmadığından …’ye iade edildiğini, müvekkilinin müzayede şirketi olduğunu, herhangi bir hak ihlalinin söz konusu olmadığını, davanın reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
24/01/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Dava konusu uyuşmazlıktaki 3 adet tablonun FSEK 4/1. maddesi anlamında güzel sanat eseri olduğu, davacının FSEK 11. maddesindeki karine çerçevesinde eser sahibi sayılabileceği, davaya kanu tabloların davalıya tesliminin dava dışı … tarafından davacıdan izin alınmaksızın teslim edilmesi halinde FSEK 22, 23 ve 24. maddeleri kapsamında mali hakların ihlal edilmiş sayılacağı, dosyada mübrez davalının davaya konu tabloları da içeren müzayede kataloğuna göre davaya konu tabloları 14.000 TL ile 19.000 TL aralığında satışa arz ettiği, iki tablonun satışının gerçekleştiği üçüncü tablonun ise dosyadaki teslim tesellüm belgesine göre dava dışı …’ye iade edildiği, satışı gerçekleşen tablolardan birinin 19.000 TL’ye diğerinin ise komisyon bedeli dahil 58.500 TL’ye satıldığı dikkate alındığında davacının 2 tablo için ihlal edilen mali hakların karşılığı olarak 77.500 TL talep edebileceği bu bedelin FSEK 68.maddesi çerçevesinde 3 katına hükmedilip hükmedilmeyeceğinin takdirinin Mahkemeye ait olacağı, davaya konu iki tablo satılmakla bu tablolar için tazminat hesaplaması yapıldığından satışı yapılan tablolar için ref talebinin takdiri Mahkemeye ait olmak kaydıyla şartlarının oluşmadığı kanaatine varıldığı, satışı yapılmayan tablo için ise satışın önlenmesi yönünden men ve ref talebinde bulunulabileceği, FSEK 14. maddesi çerçevesinde eser sahibinin eserinin umuma arz etme yetkisinin ihlali (eseri umuma sunup sunamama, umuma sunmanın tarz ve şeklini tespit etme) nedeniyle davacının manevi tazminat talep hakkının olduğu, manevi tazminatın türü ve miktarını tayin hakkının Mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
01/12/2020 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Kök rapordaki değerlendirmelerin aynen geçerli olduğu, dava konusu uyuşmazlıktaki 3 adet tablonun FSEK 4/1. maddesi anlamında güzel sanat eseri olduğu, davacının FSEK 11. maddesindeki karine çerçevesinde eser sahibi sayılabileceği, davaya konu tabloların davalıya tesliminin dava dışı … tarafından davacıdan izin alınmaksızın teslim edilmesi halinde FSEK 22, 23 ve 24.madde kapsamında mali hakların ihlal edilmiş sayılacağı, dosyada mübrez davalının davaya konu tabloları da içeren müzayede kataloğuna göre davaya konu tabloları 14.000 TL ile 19.000 TL aralığında satışa arz ettiği, iki tablonun satışının gerçekleştiği üçüncü tablonun ise dosyadaki teslim tesellüm belgesine göre dava dışı …’ye iade edildiği, satışı gerçekleşen tablolardan birinin 19.000 TL’ye diğerinin ise komisyon bedeli dahil 58.500 TL’ye satıldığı dikkate alındığında davacının 2 tablo için ihlal edilen mali hakların karşılığı olarak 77.500 TL talep edebileceği, bu bedelin FSEK 68.maddesi çerçevesinde 3 katına hükmedilip hükmedilmeyeceğinin takdirini Mahkemeye ait olacağı, davaya konu iki tablo satılmakla bu tablolar için tazminat hesaplaması yapıldığından satışı yapılan tablolar için ref talebinin takdirinin Mahkemeye ait olmak kaydıyla şartlarının oluşmadığı kanaatine varıldığı, satışı yapılmayan tablo için ise satışın önlenmesi yönünden men ve ref talebinde bulunulabileceği, FSEK 14. maddesi çerçevesinde eser sahibinin eserinin umuma arz etme yetkisinin ihlali (eseri umuma sunup sunamama, umuma sunmanın tarz ve şeklini tespit etme) nedeniyle davacının manevi tazminat talep hakkının olduğu, manevi tazminatın türü ve miktarını tayin hakkının Mahkemeye ait olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosunun … numaralı dosyası istenmiş, incelendiğinde: Müştekinin …, şüphelinin; davalı …’nin yönetim kurulu başkanı ve yetkilisi olan …, suçun Manevi veya Mali Haklara Tecavüz, suç tarihi ve yerinin 03/04/2019 … olduğu, “şikayete konu eserleri satın almak suretiyle elinde bulunduran … tarafından, müzayede yoluyla satılmak üzere … isimli firmaya teslim edildiği, müzayede firmasının 5846 Sayılı Yasanın 40. madde kapsamında satışa arz ettiği anlaşılmakla, atılı suçun yasal unsurları bulunmadığından” CMK 172/1 maddesi gereğince Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce … tanık sıfatıyla dinlenmiş:”…Tarihi tam olarak hatırlayamıyorum. Tahminen 2013 ya da 2014 yıllarında 2015 yılı da olabilir … davacı olan ressam …’e ait 3 tane resim satın aldım. Galerinin yetkilisi … resimleri Almanyada olan ve resimleri yapan …’den satın aldığını söyledi. Bunları bir müddet evimde tuttum. Sonra başka bir galeriden yeni resimler satın aldım. Yeni resimler alınca daha önce … satın aldığım 3 adet resmi satmak üzere davalı … A.Ş. ye götürdüm. Bu resimler davalı tarafça bir katalog dahilinde satıldı. Şu an ne kadar fiyata satıldığını hatırlayamıyorum. Davalı şirket sattığı resimlerin parasını bana ödedi. Ne kadar ödediğini şu an hatırlayamıyorum. Ancak Mahkemece bu miktar davalı şirketten sorulabilir…Benim … A.Ş.’ ye satmak için verdiğim 3 resimden, 2 tanesi müzayedede satıldı. O müzayedede bir resim satılmadı. Ancak daha sonra yine davalı şirket tarafından geriye kalan 3. Resim de satıldı…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacıya ait “…”, “…” ve “…, …” adlı 3 adet tabloya yönelik tecavüzün men’i, refi, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile FSEK 68.maddesi gereği rayiç bedelin 3 katından şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ve 20.000 TL manevi tazminatın tahsiline ilişkindir.
FSEK hükümleri, mevzuat, Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu kök/ek raporu, … Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosunun … numaralı dosyası, tanık beyanı ve bütün dosya kapsamından: FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Doktrinde, bu unsurlardan İlkine “sübjektif unsur” veya “esasa İlişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart’ denilmektedir. Subjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün taşıması”, eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; İlim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
FSEK 4/1.maddesi hükmüne göre yağlı ve sulu boya tablolar, her türlü resimler güzel sanat eseridir. Bir ürünün güzel sanat eseri olarak nitelendirilebilmesi için, öncelikle her eserde bulunması zorunlu ve yukarıda belirtilen “objektif” ve “subjektif” koşulu haiz olmasının yanında bu koşullara ilave olarak “estetik değeri haiz olması” da gereklidir. Bir ürün eğer bunları yaratanın hususiyetini taşıyorsa ve estetik bir değere de sahipse güzel sanat eseridirler. Ancak bu estetik değer kıstasından maksat güzel sanat ürününün güzel olup olmaması değil, estetik iddia taşımasıdır. Bu çerçevede davaya konu üç tablonun; estetik değeri haiz, fırça işçiliği, yağlı boya fırça dokunuşu, desen elemanları ile çizgisel desen unsurlarının güzel bir şekilde yansıtıldığı bu özellikleriyle FSEK 4/1.maddesi anlamında güzel sanat eseri olduğu kanaatine varılmıştır.
Davaya konu tablolara ilişkin davacının ibraz ettiği katalog, davalının kataloğu ile tablolara ilişkin satış faturalarında; tabloların eser sahibi olarak davacının isminin belirtilmesi dikkate alındığında, davaya konu tabloların FSEK 11. maddesindeki karine çerçevesinde davacının eser sahibi olduğu kanaatine varılmıştır.
Bir eserin müzayedede sergilenmesi eser sahibinin mali haklarından FSEK 24.maddesinde düzenlenen temsil hakkının kapsamına girer. FSEK 24/1 maddesi hükmüne göre; “Bir eserden doğrudan doğruya yahut işaret, ses veya resim nakline yarayan aletlerle umumi mahallerde okumak, çalmak, oynamak ve göstermek gibi temsil suretiyle faydalanma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. Eser sahibi tarafından izin verilmedikçe eserin müzayedede sergilenmesi temsil hakkının ihlali sayılır. Davacı taraf; sergilenmek üzere davaya konu tablolları davalıya teslim ettiğini iddia etmiş, davalı taraf ise tabloları davalıdan değil dava dışı … konsinye tesellüm sözleşmesi ile teslim aldığını beyan etmiştir.
Davalı taraf, FSEK 40. maddesi çerçevesinde temsil hakkının ihlal edilmediğini beyan etmiştir. FSEK 40/2 maddesi hükmüne göre; “Üzerlerine, sahibi tarafından sarahaten men edici bir kayıt konulmuş olmadıkça güzel sanat eserleri, malikleri veya bunların muvafakatıyla başkaları tarafından umumi mahallerde teşhir edilebilir.”
Davacı tarafından sunulan katalogdan ve davalının ikrarından; davaya konu tabloların katalogda satışa arz edildiği anlaşılmıştır. FSEK 40/3 maddesi hükmüne göre; “Açık artırma ile satılacak eserler umuma teşhir olunabilir. Umumi mahallerde teşhir edilen veya açık arttırmaya konulan bir eseri sergi veya arttırmayı tertip eden kimseler tarafından bu maksatlarda çıkarılacak katalog, kılavuz veya bunlara benzer matbualar vasıtasıyla çoğaltma ve yayma caizdir.” Bu maddede açık arttırma ile satılacak eserler için, katalog düzenlenmesinin internette satışa arz yapılmasının çoğaltma ve yayma hakkının ihlali sayılmayacağı belrtilmiştir. Bu maddedeki serbestinin geçerli olabilmesi için eserlerin, eser sahibi veya hak sahibi tarafından davalıya teslim edilmesi gerekir.
… Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosunun … numaralı dosyasında: Şikayete konu eserleri satın almak suretiyle elinde bulunduran … tarafından, müzayede yoluyla satılmak üzere Beyaz Müzayede isimli firmaya teslim edildiği, müzayede firmasının 40. madde kapsamında satışa arz ettiği anlaşılmakla, atılı suçun yasal unsurları bulunmadığından CMK 172/1 maddesi gereğince Kovuşturma Yapılmasına Yer Olmadığına karar verildiği ve Mahkememizce tanık sıfatıyla dinlenen …’nin beyanının da bu yönde olduğu görülmüştür.
… Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosunun … numaralı dosyası ve tanık …’nin beyanından: Dava konusu, davacıya ait “…”, “…” ve “…, …” adlı tabloların; tanık … tarafından, … satın alındığı ve tanığın bu tabloları davalı şirkete teslim ettiği, davalı şirket tarafından tabloların müzayede yoluyla satıldığı anlaşılmıştır.
Bir eserin umuma arz edilip edilmemesini, yayımlanma zamanını ve tarzını münhasıran eser sahibi tayin edebilir. Umuma arzdan kasıt; eserin ülkenin bütününde veya bir yöresinde dar veya geniş 3. kişiler çerçevesinde aleniyete kovuşturması, herhangi bir şekilde tanıtılması veya hakkında bilgi verilmesidir. Umuma arz gerçekleştikten sonra artık geri alınamaz. Bir ressamın eserini herhangi bir kişiye satması, umuma arzdır. Eseri satın alan kişi, tabloyu istediği gibi sergileyebilir, örneğin; evine asabileceği gibi bir galeride veya müzayedede satış için teşhir de edebilir. Alenileşme anından itibaren eserden, sahibinin rızası olmadan genel ve özel menfaat için yararlanabilir. (Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku 154.sayfa) FSEK 7. maddesinde ise hak sahibinin rızası ile umuma arz edilen bir eserin alenileşmiş sayılacağı belirtilmektedir.
Dava konusu eserlerin; daha önce başkalarına satışının yapıldığı, tanık …’ nin bu tabloları “…” satın alarak davalı şirkete satılmak üzere teslim ettiği, bu nedenle dava konusu eserlerin önceden alenileştiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN REDDİNE,
1-179,90 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 135,50 TL harcın davacıdan tahsiline,
2-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır