Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/206 E. 2022/96 K. 18.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/206
KARAR NO : 2022/96

DAVA : FSEK – TECAVÜZÜN TESPİTİ, MEN’İ, MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 26/06/2019
KARAR TARİHİ : 18/07/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK – Tecavüzün Tespiti, Men’i, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin … tiyatro-müzikal eserinin tüm dünyada hak sahibi olduğunu, Victor Hugo’ya ait eserin işlenerek oluşturduğu eserin ilk kez 1985 yılında İngiltere’de sergilendiğini, tüm dünyada 70 milyonun üzerinde seyirciye gösterildiğini, müzikalin 2012 yılında filminin de çekildiğini, müvekkilinin yapımcılığını üstlendiği filmin …’a aday olduğunu ve bazı dallarda kazandığını, Türkiye’de filmin yayınlandığını, afişlerle görsellerinin yer aldığını, davalı tarafından ise söz konusu Müzikalin Türkiye’de kopyalanarak tiyatro eseri olarak sergilendiğini, tiyatronun afiş görsellerine yer verildiğini, bunun üzerine tespit dosyasında gösterinin tamamının bilirkişi vasıtasıyla kayda alındığını, zira eser adının yanı sıra liriklerin, eserin konsept olarak ve görsellerin birebire varan düzeyde taklidinin söz konusu olduğunu, gösteriye ait biletlerin internet üzerinden de satıldığını, afiş görsellerinde dahi kopyalama olduğunu, kullanılan müziklerin orijinal müzikalle aynı olduğunu, sözlerinde büyük oranda benzer olduğunu, açık bir mali ve manevi hak tecavüzü olduğunu bu nedenlerle davalı tarafından müvekkilinin eser sahipliğine ait mali ve manevi haklarına tecavüzün tespitini, FSEK 68/1 gereğince tespit edilen rayiç bedelin üç katı kadar maddi tazminat olarak şimdilik 1.000,00 İngiliz Sterlini ya da fiili ödeme günündeki TL karşılığının ve manevi tazminat olarak 10.000,00 İngiliz Sterlini ya da fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalıdan tahsilini ve tecavüzün menine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirkete usule uygun tebligat yapılmış, davaya cevap verilmemiştir.
HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
30/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davaya konu … müzikali ibrettosunun hem FSEK 2/1.maddesi kapsamında ilim edebiyat eseri vasfına hem de FSEK 3.maddesi kapsamında musiki eseri vasfına haiz olduğu, aynı isimli 2012 yılı sinema filminin FSEK 5.maddesi kapsamında sinema eseri olduğu, davaya konu sinema filmi afişinin ise FSEK 4/6.maddesi kapsamında grafik eser olduğu, … (…) müzikal sahne eserini uyarlayan ve şarkı sözlerini yazan …ve …ile müzik bestelerini yapan … birlikle eser sahibi oldukları, davacıların … isimli müzikal sahne eseri, sinema eseri ve grafik eseri niteliğindeki film afişinin hak sahibi oldukları, davacıların hak sahibi olduğu müzikal sahne eserinin bestesinin ve şarkı sözlerinin esinlenme sınırını aşacak şekilde aynı veya yüksek oranda benzer bir şekilde intihale varan düzeyde kullanılmış olduğu, sektörel uygulama ve teamüllerde müzikal sahne eserlerinde eser sahiplerine her bir temsilin brüt gişe veya satış hasılatı üzerinden %15 ile %25 oranına kadar pay verilebildiği, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı dikkate alındığında somut olayda %25 oranının davalılarca sahnelenmiş her bir temsil açısından eser veya hak sahiplerine verilecek pay olarak belirlenebileceği, davaya konu … isimli müzikal sahne eserini 21/01/2019 ile 06/04/2019 tarihleri arasında …, …, …, … ve …’ndeki çeşitli mekanlarda en az 20 defa sahnelemiş oldukları, davalı firmanın defterleri üzerinde yapılan incelemede, davaya konu oyunun farklı tarihlerde sahnelenmesine ilişkin düzenlenmiş 8 adet fatura örneğindeki oyun biletlerinin yalnız … isimli bilet satış kanalı üzerinden satılmış bilet bedellerine ilişkin satış bedelinin 8 oyun için KDV hariç toplam 42.902,82 TL, her bir oyun için en düşük tutarın KDV hariç 5.362,75 TL olduğu tespit edildiği, davalılarca sahnelendiği tespit edilen 20 oyundan her biri için yukarıda ifade edilen oyun başına 5.362,75 TL üzerinden 20 temsil için toplam bedel 107.225,00 TL olarak; anılan bedelin %25’ine karşılık gelen 26.813,75 TL tutarın işbu davada müzikal eserin hak sahiplerinin alabileceği asgari telif bedeli olarak belirlenmesinin uygun olabileceği, … satış kanalının tek bilet satış kanalı olmaması ile sektörel teamül ve uygulamalar da dikkate alındığında anılan sahnelemelere ilişkin tiyatroların gişelerinden de aracılık firması ile online bilet satış bedelleri dikkate alındığında, davalı tarafça sahnelendiği tespit edilen 20 oyundan her biri için yukarıda ifade edilen oyun başına 6.500,00 TL rayiç bedel üzerinden 20 temsil için toplam bedelin 130.000,00 TL olarak belirlenmesinin anılan KDV hariç toplam brüt bedelin %25’ine karşılık gelen 32.500,00 TL’nin somut olayda müzikal eserin hak sahiplerinin alacağı telif bedeli olarak belirlenmesinin uygun olabileceği, dava konusu olayda haksız kullanımın niteliği, sayısı, sürekliliği, pek çok ilde geniş ve yaygın bir coğrafi alanı kapsayacak şekilde sahnelenmiş olması, eser sahiplerinin adının belirtilmemesi ile sanatsal ve sektörel teamüller dikkate alındığında, mahkeme tarafından takdir edilecek müzikal eserin hak sahiplerine ödenmesi gereken telif bedeli tutarının 3 katına kadar maddi tazminatın FSEK 68.maddesi çerçevesinde talep edilebileceği, davalılarca intihal edilerek sahnelenen müzikal oyunun afiş ve ilanlarında eser sahiplerinin adlarının belirtilmesi nedeniyle eser sahibinin manevi haklarından olan “eser sahibi olarak tanıtılma hakkının” FSEK 15.maddesinin ihlal edildiği, ancak manevi hakların ancak eser sahibi açısından ileri sürülebilmesi, mali hakların devri ile eser sahibinin manevi haklarının devrinin söz konusu olamayacağı ve mali hakka sahip olan şirketin manevi hakların devri kabil olmadığından davacı firmanın manevi hakları kullanma hakkı bulunmadığı, birlikte eser sahibi olan kişilerin işbu davada taraf olmadığı göz önüne alındığında davacı firmanın manevi tazminat talebinde bulunamayacağı ve manevi tazminat talebinin haksız olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalı tarafından davacının FSEK’den kaynaklı eser sahipliğine ait mali ve manevi haklarına tecavüzün tespiti, men’i, geçmiş tecavüz eylemleri nedeni ile FSEK 68.maddesinde belirtilen “rayiç bedelin 3 katı” oranında tazminattan şimdilik 1.000,00 İngiliz Sterlini ya da fiili ödeme günündeki TL karşılığının ve manevi tazminat olarak 10.000,00 İngiliz Sterlini ya da fiili ödeme günündeki TL karşılığının davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili 03/02/2022 havale tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 13.278,1 İngiliz Sterlini olarak ıslah etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
FSEK hükümleri, mevzuat, Mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporu ve bütün dosya kapsamından: FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Doktrinde, bu unsurlardan İlkine “sübjektif unsur” veya “esasa İlişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart’ denilmektedir. Subjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün taşıması”, eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; İlim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
Bilindiği üzere dil ve yazı ile ifade olunan eserler geniş bir fikir alanını kapsarlar. Bu eserler; Hikaye, roman, şiir, skeç ve tiyatro oyunları gibi dramatik eserleri ile müzikal ve opera gibi dramatik müzik eserleri, koreografik eserleri, gösteri eğlenceleri, sözlü veya sözsüz Müzikal kompozisyonlar, bilimsel konferansları, araştırmaları, monografileri, siyasi nutukları, eğlendirici sohbet tarzında konuşmaları, çocuk hikayelerini ve benzerlerini kapsar (1886 tarihli Bern Sözleşmesi 2/1.maddesi). Bu tür fikir ve sanat ürünlerinin ilim ve edebiyat eseri sayılabilmesi için, onların mutlaka yazı ile tespit edilmiş olmaları gerekmez. Başka bir ifade ile duygu ve düşünceleri ifade için kullanılan araç veya olanağın hiçbir önemi yoktur. Bu araç veya olanak yazı, çizgi, rakam, formül veya söz olabilir. Örneğin şifahen söylenmiş bir şiir, hikaye, masal da hususiyet taşıyorsa, kamuya sunulduğu andan itibaren eser olarak korunur. Yine dil ve yazı ile ifade olunan eserlerde konunun mutlaka bilimsel veya edebi olması da şart değildir. Siyasal, sosyal ve dinsel düşünce ve fikirler de ilim ve edebiyat eseri sayılırlar. Yine kullanılan dilin yabancı veya ölü bir dil oluşu da önem taşımaz. Ayrıca bunların yapıldığı mekanın önemi de yoktur. Dil ve yazı ile ifade olunan eserlerin korunabilmesi için, hususiyet taşımaları gerekir.
Müzik eserleri ise ensttüman müzikleri ve sözlü müzik olarak iki ana grupta toplanmaktadır. FSEK 3. maddesi kapsamındaki sözsüz müzik eserlerinde sadece besteler, sözlü müzik eserlerinde ise hem beste hem güfteler musiki eser olarak korunmaktadır. Ancak, bir Müzik eserinin güftesi, başlı başına edebi bir niteliğe haiz ise FSEK 2/2. maddesi uyarınca dil ve yazı ile ifade edilen bir eser olarak korunması da ayrıca mümkündür. Müzikal ve opera eserinde beste, güfte ve mizansen içeren … ise hem müzik hem de ilim edebiyat eseri olarak FSEK kapsamındaki korumaya haiz olacaktır. Ayrıca müzikal sahne eserlerinde dans, sahne düzeni, mizansen vb. hareket ve koreografiye dayalı bölümler bulunuyorsa, bunlar da müzikalin beste ve güftesinden ayrıca FSEK 2/2. maddesi hükmü gereğince sözsüz sahne eseri kapsamında ilim edebiyat eseri olarak korunacaktır.
Bern Sözleşmesi 2/3 maddesinde özgün eser üzerindeki haklara zarar vermeksizin özgün eser gibi korunacağı belirtilmiştir. FSEK 1/B-c maddesinde işlenme eser, “diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan fikir ve sanat mahsulleri” olarak tanımlanmıştır. Yine FSEK 6/1. maddesi uyarınca diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan ve Kanunda yazılı fikir ve sanat mahsulleri işleme eserdir. Aynı maddenin son fıkrasında ise “işleyenin hususiyetini taşıyan işlenmeler, bu kanuna göre eser sayılmıştır” ifadesi yer almaktadır. FSEK 8. maddesinde ise bir eserin sahibinin onu meydana getiren kişi, bir işlenmenin sahibinin ise, asıl eser sahibinin hakları mahfuz kalmak şartıyla onu işleyen kişi olduğu açıklanmıştır. FSEK 6/1. maddesine göre “tercümeler”, 6/2. maddesine göre “roman, hikaye, şiir ve tiyatro piyesi gibi eserlerden birinin bu sayılan nevilerden bir başkasına çevrilmesi” sureti ile ortaya konulan fikir ve sanat ürünleri ile 6/3. maddesine göre “Musiki, güzel sanatlar, ilim ve edebiyat eserlerinin filim haline sokulması veya filime alınmaya ve radyo ve televizyon ile yayıma müsait bir şekle sokulması” ile meydana getirilen fikir ve sanat eserlerinin de işleme eser olacağı hükme bağlanmıştır. Ayrıca, FSEK 4/6. maddesinde sinema ve tiyatro afişlerini kapsayan grafik eserlerin güzel sanat eserleri olduğu hükme bağlanmıştır.
Davacı taraf, hak sahibi olduğu … isimli müzikal sahne eserinin davalı şirket tarafından izinsiz ve kanuna aykırı olarak kullanıldığı ve davalının tiyatro afişinde de davacının hak sahibi olduğu … sinema eserine ait sinema filmi afişinden grafiklerin intihal edilmiş olduğunu iddia etmiştir. Bu kapsamda öncelikle … isimli müzikal sahne eseri ile aynı isimli sinema filmi afişinin FSEK kapsamında eser vasfına haiz olup olmadığının, eser vasfına haiz ise davacının hak sahipliğinin bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
… metni bilirkişi heyetince incelenmiş; ABD Telif Hakları Ofisi tescil bilgilerinde 1985 yılında Victor Hugo’nun 1862 ilk yayımlanma tarihli … isimli kamusal maiyetteki romanından uyarlanıp adapte edilerek meydana getirilmiş bir müzikal sahne metni olduğu, perde ve sahnelere bölünmüş olarak kurgulanmış bir hikaye akışı içerdiği, karakterlerin tek başına veya koro olarak söyleyecekleri şarkıların sözleri ve ezgiler ile dramatik hikayenin ve iletilmek istenen duyguların anlatıldığı, şarkı sözleri, uyarlamanın dramatik yapısı kapsamında uyarlamayı yapan işleyen eser sahiplerinin hususiyetini taşıdığı, dosyada mübrez CD ve DVD içeriklerinde icra edilen librettodaki şarkılara eşlik eden müzik ezgilerinin şarkı sözlerindeki ifade, ibare ve duyguların iletilmesini sağlayan bir müzikal beste yapısında olduğu ve bestecisinin hususiyetini içerdiği, ilgili müzikal eserin 1985 yılında ilk sergilenmesinden bu yana pek çok ülkede farklı dillere çevrilerek temsillerinin geniş ve yaygın bir izleyici sayısına ulaşmış olarak alenileşmiş olduğu, anılan müzikal sahne eserinin 2012 tarihinde aynı isimle sinema eseri olarak işlendiği ve anılan sinema eserinin … ve … gibi tüm dünyada önem arz eden yarışmalardan ödüller kazandığı, bu kapsamda dünyaca tanınırlığının arttığı ve anılan tüm özellikleri bağlamında … hem FSEK 2/1. maddesi kapsamında ilim edebiyat eseri vasfına, hem de FSEK 3. maddesi kapsamında musiki eseri vasfına haiz olduğu kanaatine varılmıştır.
… sinema filmi afişi bilirkişi heyetince incelenmiş; Sinema filmindeki hikaye ve duyguyu yansıtan, filmin tanıtımına katkı sunacak estetik ve bedii mahiyetteki fotoğraf, çizim ve kompozisyonun bulunduğu ve eser sahibinin fikri çabası ile meydana gelerek hususiyet içerdiği, ilgili afışın dünya ölçeğinde yaygın bir şekilde kullanılarak alenileşmiş olduğu ve anılan tüm özellikleri bağlamında sinema afişi olan grafik eserin FSEK 4/6.maddesi kapsamında güzel sanatlar eseri vasfına haiz olduğu kanaatine varılmıştır.
ESER SAHİPLİĞİ VE HAK SAHİPLİĞİ YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
… isimli müzikal sahne eserine ait … metni, ABD Telif Hakları Ofisi kayıt tescil bilgileri, … isimli müzikal oyun kitapçığı, müzik albümleri, DVD kayıtları, sinema filmi afiş görseli ve mali hak hak devir sözleşmeleri bilirkişi heyetince incelenmiş; … müzikal sahne eserini uyarlayan ve şarkı sözlerini yazan …ve … ile müzik bestelerini yapan …’in hem FSEK 2/1.maddesi kapsamında ilim edebiyat eseri vasfına hem de FSEK 3.maddesi kapsamında musiki eseri vasfına haiz … isimli müzikal sahne eserinin birlikte eser sahibi oldukları görülmüştür. Anılan eser sahipleri ile davacı arasında imzalanmış 03/06/1985 tarihli sözleşme gereği davacının davaya konu esere ilişkin mali hak sahibi olduğu görülmüştür. 16/08/1988 ve 21/10/2011 tarihli sözleşmeler incelendiğinde; davacının 2012 yapımı … sinema eseri ile bu esere ait güzel sanatlar eseri mahiyetindeki film afişine ilişkin mali hak sahibi oldukları görülmüştür.
HAK İHLALİNİN BULUNUP BULUNMADIĞI YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME
Davacının hak sahibi olduğu … isimli müzikal sahne eseri ile davalı tarafından sahnelenen … isimli müzikalin izinsiz şekilde, eser sahiplerinin adı belirtlmeksizin sahnelenmesi ve davacının hak sahibi olduğu … sinema filmi afişindeki figürlerin davalı tarafından sahnelemiş olduğu müzikal tiyatro afişinde intihal edilerek hak ihlalinde bulunulduğu iddiasının değerlendirilebilmesi için öncelikle dosyada mübrez oyun ve sinema afişlerinin incelenerek künye bilgileri ile grafik tasarımın intihal iddiasına ilişkin bir değerlendirme yapılması ve ardından davalıların sahnelediği oyunun video kayıtları ile davacının dosyaya sunmuş olduğu video ve albüm kayıtları ile … metninin şarkı sözleri, Müzik bestesi ve hareket düzeni açısından ayrı ayrı ele alınıp incelenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda, dosyada mübrez …müzik albümü 2 adet CD, … müzik albümü 3 adet CD, … video kaydı 1 adet DVD, … 21. Yıl Galası video kaydı 1 adet DVD, … sinema filmi afişi, … metni ve davalı tarafından sahnelenmiş oyunun video kaydı bilirkişi heyetince incelenmiştir.
… 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … Değişik İş ve … E. sayılı dava dosyası kapsamında tespit edilmiş, davalı tarafından sahnelenmiş oyuna ait afiş ve tanıtım yazısı incelenmiştir.
Davalının oyun afişinde çevirmen ve söz yazarı olarak ifade edilen …’ın hangi asıl eseri tercüme ettiği bilgisine afişte yer verilmediği görülmüştür. Davacı vekilnin 12/02/2020 tarihli dilekçesinde sunduğu internet sitelerindeki bilgiler incelendiğinde pek çoğunda …’ın … yazarı olarak ifade edildiği görülmüştür. Oyunun afişinde tercüme edilen asıl eser ile asıl eser sahibinin ismine yer verilmemesi ve internet haberlerinde de … tarafından özgün eser olarak meydana getirilmiş gibi sunulması nedenleriyle davalının eserinin özgün veya tercüme eser olup olmadığının oyun ilan ve afişlerinden net olarak anlaşılamamasına yol açtığı görülmüştür. Bilindiği üzere, oyunun şarkı sözlerinin bir eserden çevrilmesi durumunda özgün eserin adının ve özgün eserin eser sahibinin adının belirtilmesi kanun kapsamında zorunludur. Ancak eserin özgün bir eser olarak … tarafından meydana getirildiği ihtimalinde de …’nun … isimli eserinden bu özgün uyarlamanın kim veya kimler tarafından yapıldığının ve müzikal oyunun bestelerinin kime ait olduğunun afişte ifade edilmesi gerekmektedir. Ancak, dosyada mübrez oyun afişinde oyunu uyarlayan ve müzik bestelerini yapan eser sahiplerinin adı ve soyadına hiç yer verilmediği görülmüştür. Davalının, aynı isimli tüm dünyada yaygın olarak tanınan ve bilinen bir müzikal eser mevcut iken, sahnelemiş olduğu müzikalin bestecisinin adını ve tercüme edilen asıl eserin adı ile asıl eserin eser sahibinin adını afişe koymayarak eseri sahnelemesinin kanuna, sanatsal teamül ve uygulamalara aykırı olduğu kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi heyetince afişte tercüman ve söz yazarı olarak internet üzerinden yapılan incelemede; Davalının sahnelediği … müzikali künyesinde … yazarı, çevirmen ve söz yazarı olarak ifade edilen …’ın, … Üniversitesi öğretim üyesi olduğu ve anılan üniversitenin resmi web sitesinde özgeçmişinin sunulduğu görülmüştür. Bahse konu özgeçmişteki “Çeviri ve Yazarlık” başlıklı kısımda “2018-2019, … Müzikali, eserin orijinali …”den çeviri” şeklindeki ifade ve ibarenin yer aldığı ve bunun umuma ilan edilmiş olduğu görülmüştür. Anılan ifadeden de, davalı tarafından sahnelenen eserin librettosunun davacının hak sahibi olduğu eserin orijinal librettosundan … tarafından tercüme edilip edilmediği veya özgün bir eser olup olmadığı anlaşılamamıştır. Bu nedenle bilirkişi heyetince iki eserin karşılaştırması yapılmıştır.
Filmi afişi ve oyun afişi benzerliği yönünden yapılan incelemede: Davacının hak sahibi olduğu … sinema filmi afişi ile davalı tarafından sahnelenen aynı adlı müzikal oyunun afişlerindeki grafiklerdeki kimi kısımların intihal edilmiş olduğu iddia etmiştir. Bu kapsamda, davalı vekilinin 12/02/2020 tarihli dilekçesinde sunmuş olduğu afişler incelenmiştir. Buna göre; davacının hak sahibi olduğu eser vasfına haiz … sinema filmi afişindeki kimi grafiklerin, kompozisyonun ve özellikle her iki afişte bayraklı insanların yer aldığı görüntü gurubunun bayrağı tutan adamın duruş pozisyonu, bayrakların sayısı, konumları, duruşları, kıvrımları, birbirlerine yakınlıkları, at arabası tekerleğinin kullanıldığı konum, fonda şafağın doğuşunu gösterir gök yüzünün kullanılması ile her iki afişte ortadaki en büyük iki oyuncu siluetinin ifadeleri ve birbirlerine olan konumları dikkate alındığında, davacının afişindeki grafik, görüntü, kompozisyon ve hususiyetin davalı tarafından kendi afişlerinde yüksek oranda intihal edilmiş olduğu kanaatine varılmıştır.
Şarkı sözleri benzerliği yönünden yapılan incelemede: Davaya konu olan müzikal eserin dosya içerisindeki CD/DVD kayıt ortamlarında bulunan, ses ve görüntüleri bilirkişi heyetince incelenmiş, metinler ile delil olarak sunulmuş olan görsel-işitsel dosyaların karşılaştırmalı incelenmesinden, sahnelenen eserde kullanılan dil ve üslup yönüyle aslına benzerliği, herhangi bir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde anlaşılmıştır.
Müzik bestesi benzerliği yönünden yapılan incelemede: Dosyada mübrez davacının hak sahibi olduğu albüm kayıtları ile davalı tarafından sahnelenmiş oyunun video ve ses kayıtlarının yüksek oranda aynı ve/veya benzer olduğu, benzeşmenin esinlenme sınırını aşarak intihale yol açtığı kanaatine varılmıştır.
Koreografi ve mizasen benzerliği yönünden yapılan incelemede: Davacı tarafından sunulan DVD içeriklerinde … müzikal sahne eserinin sahnede tam olarak temsil edilmesine ilişkin video görüntülerinin bulunmadığı, ancak, davacı vekili tarafından sunulan … müzikali … metni incelendiğinde, karakter isimleri ile şarkı sözlerinin dışında oyun kişilerinin duygu ve hareketlerini belirten sözlerin de parantez arasına alınmak suretiyle metin örgüsüne işlenmiş olduğu görünmüştür. Tiyatro, opera, müzikal, opera metinleri ile sinema senaryolarında sıklıkla kullanılan ve didaskali terimiyle ifade edilen parantez arası açıklamaları, sahnenin geçtiği mekan, zaman ve durum ile karakterlerin duygu ve hareketlerine ilişkin yazar tarafından yönetmen ve icracı sanatçılara sunulmuş ara sözlerdir. Dosyada mübrez…müzikali … metnindeki parantez arası açıklamalar incelendiğinde davacının eserindeki şarkıların arasında kısa bilgiler şeklinde sunulan durum ve harekelerin, davalı tarafından sahnelenmiş olan oyunun video kaydında sahne üzerinde aynı veya çok benzer şekilde uygulanmış olduğu görülmüştür.
Mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere: Davaya konu … müzikali ibrettosunun hem FSEK 2/1.maddesi kapsamında ilim edebiyat eseri vasfına hem de FSEK 3.maddesi kapsamında musiki eseri vasfına haiz olduğu, aynı isimli 2012 yılı sinema filminin FSEK 5.maddesi kapsamında sinema eseri olduğu, davaya konu sinema filmi afişinin ise FSEK 4/6.maddesi kapsamında grafik eser olduğu, … müzikal sahne eserini uyarlayan ve şarkı sözlerini yazan …ve … ile müzik bestelerini yapan …’in birlikle eser sahibi oldukları, davacının … isimli müzikal sahne eseri, sinema eseri ve grafik eseri niteliğindeki film afişinin hak sahibi oldukları, davacının hak sahibi olduğu müzikal sahne eserinin bestesinin ve şarkı sözlerinin esinlenme sınırını aşacak şekilde aynı veya yüksek oranda benzer bir şekilde intihale varan düzeyde kullanılmış olduğu, sektörel uygulama ve teamüllerde müzikal sahne eserlerinde eser sahiplerine her bir temsilin brüt gişe veya satış hasılatı üzerinden %15 ile %25 oranına kadar pay verilebildiği, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı dikkate alındığında somut olayda %25 oranının davalı tarafından sahnelenmiş her bir temsil açısından eser veya hak sahiplerine verilecek pay olarak belirlenebileceği, davaya konu … isimli müzikal sahne eserini 21/01/2019 ile 06/04/2019 tarihleri arasında …, …, …, … ve …’ndeki çeşitli mekanlarda en az 20 defa sahnelemiş olduğu, davalı şirketin defterleri üzerinde bilirkişi heyetince yapılan incelemede: Davaya konu oyunun farklı tarihlerde sahnelenmesine ilişkin düzenlenmiş 8 adet fatura örneğindeki oyun biletlerinin yalnız Biletix isimli bilet satış kanalı üzerinden satılmış bilet bedellerine ilişkin satış bedelinin 8 oyun için KDV hariç toplam 42.902,82 TL, her bir oyun için en düşük tutarın KDV hariç 5.362,75 TL olduğu, davalı tarafından sahnelendiği tespit edilen 20 oyundan her biri için oyun başına 5.362,75 TL üzerinden 20 temsil için toplam bedel 107.225,00 TL olarak anılan bedelin %25’ine karşılık gelen 26.813,75 TL tutarın müzikal eserin hak sahiplerinin alabileceği asgari telif bedeli olarak belirlenmesinin uygun olduğu, … satış kanalının tek bilet satış kanalı olmaması ile sektörel teamül ve uygulamalar da dikkate alındığında anılan sahnelemelere ilişkin tiyatroların gişelerinden de aracılık firması ile online bilet satış bedelleri dikkate alındığında, davalı tarafça sahnelendiği tespit edilen 20 oyundan her biri için oyun başına 6.500,00 TL rayiç bedel üzerinden 20 temsil için toplam bedelin 130.000,00 TL olarak belirlenmesinin anılan KDV hariç toplam brüt bedelin %25’ine karşılık gelen 32.500,00 TL’nin somut olayda müzikal eserin hak sahiplerinin alacağı telif bedeli olarak belirlenmesinin uygun olabileceği, dava konusu olayda haksız kullanımın niteliği, sayısı, sürekliliği, pek çok ilde geniş ve yaygın bir coğrafi alanı kapsayacak şekilde sahnelenmiş olması, eser sahiplerinin adının belirtilmemesi ile sanatsal ve sektörel teamüller dikkate alındığında, müzikal eserin hak sahiplerine ödenmesi gereken telif bedeli tutarının 3 katına kadar maddi tazminatın FSEK 68.maddesi çerçevesinde talep edilebileceği kanaatine varıldığından: Davalı eyleminin davacının FSEK ten kaynaklı haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, FSEK 68.maddesi uyarınca belirlenen 13.278,1 İngiliz Sterlinin, TCMB’nın döviz kuru üzerinden fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının dava tarihi olan 26/06/2019 tarihinden itibaren yürütülecek devlet bankalarının bir yıl vadeli İngiliz Sterlinin uyguladığı faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı tarafından intihal edilerek sahnelenen müzikal oyunun afiş ve ilanlarında eser sahiplerinin adlarının belirtilmemesi nedeniyle eser sahibinin manevi haklarından olan “eser sahibi olarak tanıtılma hakkının” FSEK 15. maddesi hükmü gereğince ihlal edildiği, manevi hakların eser sahibi tarafından talep edilebileceği, ancak mali hakların devri ile eser sahibinin manevi haklarının devrinin söz konusu olamayacağı bilinmekle davacının manevi hakları kullanma hakkı bulunmadığı, birlikte eser sahibi olan kişilerin davada taraf olmadığı göz önüne alındığında, manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-Davalı eyleminin davacının FSEK ten kaynaklı haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, men’ine
2-FSEK 68.maddesi uyarınca belirlenen 13.278,1 İngiliz Sterlinin, TCMB’nın döviz kuru üzerinden fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının dava tarihi olan 26/06/2019 tarihinden itibaren yürütülecek devlet bankalarının bir yıl vadeli İngiliz Sterlinin uyguladığı faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Manevi tazminat talebinin reddine,
4- 19.003,58 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 16.018,07 TL harcın davalıdan tahsiline,
5-FSEK’ten kaynaklanan haklara tecavüz edildiğinin tespiti, men’i talepleri yönünden Avukatlık Ücret Tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 27.923,73 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafın yaptığı 44,40 TL başvuru harcı, 1.425,83 peşin harç, 1.539,66 TL ıslah harcı, 398 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 4.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.427,91 TL yargılama giderinden, davanın kabul/red oranına göre 5.594,11 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 18/07/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır