Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/179 E. 2022/86 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ
HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/179
KARAR NO : 2022/86

DAVA : FSEK – TELİF HAKKINA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, MEN’İ, REF’İ, MADDİ – MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 01/11/2013
KARAR TARİHİ : 23/06/2022

(Kapatılan) İstanbul 3. FSHHM’nin 2013/233 E. 2016/10 K. ve 26/01/2016 tarihli kararı, Yargıtay 11. H.D’nin 2017/381 E. 2018/5990 K. ve 03/10/2018 tarihli ilamı ile bozulmakla, İstanbul 1. FSHHM’nin 2019/65 E. sırasına kaydı yapılmış, HSK’nun 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, İstanbul 1. FSHHM’nin 2019/65 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/179 E. sırasına kaydı yapılmakla, FSEK – Telif Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i, Maddi – Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili …’in diğer müvekkili şirkete verdiği 03/03/2012 tarihli muvafakatname ve 01/09/2012 tarihli eser sahipliğinden kaynaklanan hakların devrine ilişkin sözleşme ile “tüm maçlara ilişkin her türlü mecrada yaptığı futbol yorumlarının” FSEK 21. madde uyarınca yazılı mecrada ve internet ortamında yayınlanma, işleme, çoğaltma, yayma, temsil, umuma yayın, yeniden yayın ve umuma iletim haklarını devrettiğini, buna karşılık davalı şirketin sahibi olduğu … ‘nin … internet sitesinde … tarihli “…” başlıklı yazıda müvekkilinin … yaptığı yorumları izin almaksızın adeta köşe yazısı gibi kullandığını, bu şekilde FSEK ve TTK’dan doğan haklarına açıkça tecavüz ettiğini, bu nedenle FSEK 68. madde gereğince 3 katı dahil olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla mevcut telif hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, şimdilik her bir müvekkili için ayrı ayrı 25.000 TL maddi ve 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini, tazminatın ilk yayın tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek ticari faizle tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Öncelikle haksız rekabet iddiası sebebiyle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı şirketin aldığı muvafakatnamede varsa eser adları tek tek belirtilmediğinden FSEK 52. madde şartlarını ihtiva etmediğinden davacı şirketin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu, iddanın aksine davacının yorumlarının davalı gazetenin bir köşe yazarı ya da yorumcusu şeklinde değil, haber amaçlı kısa bir kesit şeklinde ikame edildiğini, ayrıca dava konusu yayının FSEK kapsamında eser niteliğinde olmadığını, hususiyet taşımadığını, …’in televizyon programı yaptığı kanalın davacı şirket ve onun imtiyaz hakkı sahibi olduğu yayınlar ile hiçbir ilgisinin olmadığını, davacılar arasında akdedilmiş sözleşme kapsamında bir ihlal olarak nitelendirilemeyeceğini sözleşmeyle korunan haklar kapsamında değerlendirilemeyeceğini, haber amaçlı kullanılan alıntıda yorumun yapıldığı yayın ve program isminin belirtildiği, bu nedenle haksız rekabetin söz konusu olmayacağı, tam tersine bu yolla davacı ve programının reklamının bile yapıldığını, bir haber sitesinin alenileşmiş bir yorumu haber amaçlı kullanmasının FSEK kapsamında değerlendirilecek bir hak ihlali olmadığını, davacının yayın nedeniyle bedel talep etmesi için dava konusu olaya ilişkin menfi veya müsbet zararını ispat etmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
(Kapatılan) … 3. FSHHM’nin … E. … K. ve 26/01/2016 tarihli kararı ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.
Anılan karar, Yargıtay 11. H.D’nin 2017/381 E. 2018/5990 K. ve 03/10/2018 tarihli ilamı ile: “…Mahkemece, davacı yorumcunun beyanlarını içerir köşe yazısının eser niteliğinde olmadığına yönelik tespitler yerinde ise de, bir yazının eser niteliğinde olmadığı tespit edildiği halde, söz konusu yazının izinsiz olarak çoğaltılması eyleminin, eserden doğan hakların istisnaları arasında sayılan FSEK 36 ve 37. maddeleri kapsamında görülmesi doğru olmamıştır.
Öte yandan, 5846 sayılı FSEK’de sadece FSEK 1/B anlamında “sahibinin hususiyetini yansıtan” eserlerin korunması söz konusu olmayıp, haksız rekabet koruması da bulunmaktadır. Bu meyanda, davacı tarafça eylemin haksız rekabet niteliğinde olduğu da ileri sürüldüğüne göre, mahkemece yayın hakkının sözleşmeyle davacı tarafa devredilmiş olduğu, diğer davacı spor yorumcusu …’in günlük spor olaylarına ilişkin olarak yaptığı yorumların yer aldığı TV kanalındaki açıklamalarının davalı gazetenin internet sayfasında resim ve yorumlarıyla birlikte ticari maksatla yer almasının 5846 sayılı FSEK 84. ve 6102 sayılı TTK 54 vd. maddeleri kapsamında haksız rekabete yol açıp açmadığının kararda tartışılmaması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle davacılar lehine bozulması gerekmiştir…” gerekçesi ile bozulmuştur.
Usul ve yasaya uygun Yargıtay bozma ilamına uyulmuştur.
HMK’nun 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
19/01/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davaya konu maç yorumlarını içerir köşe yazısının eser niteliğinde olmadığı, ancak 5846 sayılı FSEK’nun 84, TTK’nun 54, 55/1/a/4 maddeleri hükümleri çerçevesinde davalının fiilinin haksız rekabete yol açtığının kabulünün mahkemenin takdirinde bulunduğu bildirilmiştir.
05/10/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davaya konu futbol yorumlarının davalıya ait sitede yer almasının haber verme, kamuoyunu aydınlatma maksadı taşımadığı, davalı tarafından ticari bir maksatla davacıya ait yorumların web sitesinde yayınladığı, davacıya ait iş ve/veya faaliyetin, davalı tarafından ticari amaçlarla yayımlanması, TTK 55/1-a-4 hükmü gereğince haksız rekabet olarak değerlendirilebileceği, heyette basın yayım alanında uzman bilirkişi olmadığı için tazminat hesabının yapılamadığı, heyete bu alanda bir uzman eklenmesi halinde sektör uygulamaları çerçevesinde bir tazminat hesabının yapılabileceği bildirilmiştir.
20/04/2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davaya konu futbol yorumlarının davalıya ait sitede yer almasının haber verme, kamuoyunu aydınlatma maksadı taşımadığı, davalı tarafından ticari bir maksatla davalıya ait yorumların web sitesinde yayınladığı, davacıya ait iş ve/veya faaliyetin, davalı tarafından ticari amaçlarla yayımlanması, TTK 55/1-a-4 hükmü gereğince haksız rekabet olarak değerlendirilebileceği, davaya konu … tarafından yapılan yorumların davalı tarafça izin alınmış olsaydı davacının kullanımın gerçekleştiği 2013 yılı için talep edebileceği bedelin sektör bilirkişi ve basin yayın uzmanı bilirkişilerinin sektörel uygulama da dikkate alarak kullanımın tarzı şekli ve içeriği dikkate alınarak 7.500 TL olabileceği kanatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacılardan …’in maç yorumları ile ilgili yazılı medyada geçen yorumlarına ilişkin eser niteliğinde olduğu iddia olunan bilgilerin davalı tarafından spor gazetesinde yayınlanması sebebiyle eserden kaynaklanan haklara tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i, FSEK 68.maddedeki haklar saklı kalmak kaydıyla haksız rekabete dayalı olarak şimdilik her bir davacı için ayrı ayrı 25.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 150.000 TL tazminatın davalıdan yayın tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline ve hükmün ilanına ilişkindir.
FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise ” kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması” dır. Doktrinde, bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Subjektif ursur gereğince bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; İlim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinama eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
5846 sayılı kanunun 1/B maddesinin a bendinde sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri 2/1-a bendinde de herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada programın sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımlarının ilim ve edebiyat eseri olduğu, FSEK 68. maddesi izin alınmamış eser sahibinin sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya emsal veya rayiç bedel itibariyle uğradığı zararın en çok üç kat fazlasını isteyebileceği, FSEK 70. maddesinde ise birinci bendinde manevi haklara haleldar edilen kişinin uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat davası açabileceği, mahkemece bu hususta para yerine veya buna ek olarak başka bir manevi tazminat şekline de hükmedilebileceği, ikinci bendinde mali hakları haleldar edilen kimsenin kusuru varsa haksız fiillere müteallik hükümler dairesinde tazminat talep edebileceği hükmü yer almaktadır.
5846 sayılı FSEK 84. maddesinde: Bir işareti, resim veya sesi, bunları nakle yarıyan bir alet üzerine tespit eden veya ticari maksatlarla haklı olarak çoğaltan yahut yayan kimse, aynı işaretin, resmin veya sesin 3. bir kişi tarafından aynı vasıtadan faydalanılmak suretiyle çoğaltılmasını veya yayımlanmasını men edebilir.
Tecavüz eden tacir olmasa bile birinci fıkra hükmüne aykırı hareket edenler hakkında haksız rekabete mütaallik hükümler uygulanır.
Eser mahiyetinde olmayan her nevi fotoğraflar, benzer usullerle tespit edilen resimler ve sinema mahsulleri hakkında da bu madde hükmü uygulanır hükmü yer almaktadır.
Davacı yorumcu … tarafından; Oynanan maç, futbolcular, takımlar yönünde var olanın aktarılması ile yorumlara günlük dilde yer verildiği görülmekle FSEK bağlamında bir hususiyet içermediği, diğer yandan FSEK 84.maddesinde eser niteliği taşımayan işaret, resim ve seslerin çoğaltılması ve yayımlanması durumunda haksız rekabet hükümlerinin uygulanacağı belirtilerek TTK hükümlerine atıfta bulunmaktadır.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet hükümlerinin amacı yasada “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” şeklinde tanımlanmıştır. Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin uygulanması açısından varlığı gereken iyi niyet kurallarına aykırılık kriteri kaynağını Türk Medenî Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenmiş olan dürüstlük kuralından almaktadır. Bu iyiniyet kuralına aykırı hareketler iktisadi rekabetin kötüye kullanımıdır.
Genel anlamdaki haksız rekabet veya özel yasalar gereğince korunan haklara tecavüz nedeniyle bir zarar doğmuşsa veya henüz zarar doğmamış olmakla beraber doğabilecek ise hatta hiçbir zarar söz konusu olmamakla beraber, haklara tecavüz eden kişi bir kazanç elde etmiş ise hakları tecavüze uğrayanın tazminat hakkı vardır. Bu tazminat, T.T.K. 58. maddesinde açıklandığı üzere haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi veya diğer iktisadi menfaatleri bakımından uğranılan zarar veya zarara uğrama tehlikesi varsa, tecavüz edenin elde etmesi mümkün görülen menfaatlerin karşılığı olarak verilebilir. T.T.K. 58/d. bendinde de açıkladığı gibi, haklara tecavüz eden, haksız rekabet sonucunda hak sahibinin esasen hiçbir zarara uğramadığını ileri sürerek tazminattan kurtulamaz. Asıl olan bir hakka tecavüzdür. Bu tecavüz varsa, tecavüze uğramayanın bundan ötürü mütecavizin eyleminin durdurulması, sonuçlarının önlenmesi ve zararının somut olaya göre incelenmesi ve takdir edilmesi gereklidir.
6102 Sayılı TTKnın 54.maddesi ile, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
FSEK-TTK hükümleri, mevzuat, bilirkişi kök-ek raporları ve bütün dosya kapsamından: Davaya konu futbol yorumlarının davalıya ait sitede yer almasının haber verme, kamuoyunu aydınlatma maksadı taşımadığı, davalı tarafından ticari bir maksatla davacı …’e ait yorumların web sitesinde yayınladığı, davacıya ait iş ve/veya faaliyetin, davalı tarafından ticari amaçlarla yayımlanmasının, TTK 55.maddesi gereğince haksız rekabet teşkil ettiği, davaya konu … tarafından yapılan yorumların davalı tarafça izin alınmış olsaydı davacının kullanımın gerçekleştiği 2013 yılı için talep edebileceği bedelin sektörel uygulamalar dikkate alınarak; Kullanımın tarzı, şekli ve içeriği dikkate alınarak 7.500 TL olabileceği kanaatine varıldığından davanın kısmen kabulüne, davalı eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 7.500,00 TL maddi tazminatın ilk yayın tarihinden itibaren bankaların uyguladığı en yüksek ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, koşulları oluşmadığından manevi tazminat ve diğer taleplerin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalı eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, men’ine,
2-Maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 7.500,00 TL maddi tazminatın ilk yayın tarihinden itibaren bankaların uygulanadığı en yüksek ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Manevi tazminat ve diğer taleplerin reddine,
4-512,33 TL ilam harcının peşin harçtan mahsubu ile fazla 2.049,32 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde davacılara iadesine,
5-Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Kabul edilen Maddi Tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Reddedilen Maddi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.500,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
8-Reddedilen Manevi tazminat talebi yönünden Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacıların yaptığı 24,30 TL başvuru harcı, 512,33 TL peşin harç, 447 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 10.600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 11.583,63 TL yargılama giderinden, davanın kabul/red oranına göre 579,10 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
10- Davalı tarafça yapılan 45 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
11-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde YARGITAY YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 23/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır