Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/165 E. 2023/118 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/165
KARAR NO : 2023/118

DAVA : MARKAYA TECAVÜZÜN TESPİTİ, MEN’İ, REF’İ, MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 07/12/2018
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

HSK’nın 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince İstanbul 3.ve 4. FSHH Mahkemelerinin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, İstanbul 1. FSHHM’nin 2018/539 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/165 E. sırasına kaydı yapılmakla, Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i, Ref’i, Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin “meyve ve sebze satışı” alanında faaliyet gösterdiğini, … ve … numaralı “…” ibareli tescilli markaların sahibi olduğunu ve markaları 2010 tarihinden bu yana kullandığını, davalıların restoran yani “yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri” alanında “…” markasıyla faaliyet gösterdiğini, davalıların eyleminin; müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil etmesi sebebiyle tecavüzün tespiti, men’i, ref’i ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla SMK 151/2-b maddesi kapsamında şimdilik 20.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsilline, hükmün kesinleşmesinden sonra mahkeme kararının masrafı davalılardan alınmak suretiyle Türkiye’de traji en yüksek 3 büyük gazetede ilanına, yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkili şirketin merkezinin … ilinde olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemelerin … mahkemeleri olduğunu, esas yönünden ise müvekkilinin, “…” ibaresini, “restoran hizmeti” sınıfında kullandığını, davacının ise markayı farklı bir sınıfta kullandığını, bu nedenle markaya tecavüzün söz konusu olmadığını, davacının fahiş tazminat taleplerinin neye göre istendiğinin belirsiz olduğunu, davacının somut bir zararının mevcut olmadığını, müvekkilinin marka tescil başvurusunun reddi kararına karşı açtıkları … 2. FSHHM’nin … E. sayılı davasının Yargıtay incelemesinde olup kesinleşmediğini, öncelikle … 2. FSHHM’nin … E. sayılı davasında verilen kararın kesinleşmesinin beklenmesini, tarafların işletmelerinin faaliyet alanlarının birbirinden farklılık gösterdiğini, davanın haklı bir gerekçesinin bulunmadığını, haksız ve kötü niyetli davanın ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, “…” ibaresini restoran hizmeti sınıfında kullanan şirkette yer alan hisselerini 2017 yılında devrettiğini, husumetin müvekkiline yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin … numara ile “…” ibaresinin restoran sınıfında tescili için başvuruda bulunduğunu, davacının aynı sınıftaki başvurusunun daha sonraki bir tarih olduğunu, markalarının red kararına karşı açtıkları davanın Yargıtay’da olduğunu, “…” markasını restoran sınıfında ilk ihdas eden kişinin müvekkili olduğunu, marka emtialarının farklı olduğunu, müvekkilinin markaya tecavüz teşkil eden herhangi bir fiil/faaliyetinin olmadığını, davanın reddin karar verilmesini talep etmiştir.
… 2. FSHHM’nin … E. … K ve 10/11/2016 tarihli kararı incelendiğinde: Davacının …, davalıların … ve TPMK, davanın; Marka Tescil Başvurusunun Reddine Dair YİDK Kararının İptali, dava tarihinin 27/11/2015 olup davanın reddine karar verildiği, kararın 19/12/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
04/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle: 2 Ocak 2018 saat 11:00’de incelenen web sitesi ekran görüntüleri ve içerikleri raporda sunulduğu, …, …, …, …, … adresli web sayfalarında “…” ibaresinin kullanıldığının tespit edildiği bildirilmiştir.
… 3. AHM aracılığıyla alınan 29/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Dava dosyası ile davalı … Ltd. Şti’nin sunulan ticari defterleri ve Kurumlar Vergisi Beyannameleri üzerinde yapılan incelemelerde; davacı şirket tarafından, “…” ibareli … sınıf hizmetleri içeren tescilin 28.11.2013 tarihinde yapıldığı, bu nedenle davalının marka tescil başvurusunun reddedildiği, mahkemece davalının açmış olduğu davanın reddedildiği ve huzurdaki davanın 07.12.2018 tarihinde açıldığı dikkate alındığında, davalı şirketin sunulan ticari defterleri ile Kurumlar Vergisi Beyannamelerinin incelendiği, davalı … Ltd. Şti’nin ticari defterleri ve Kurumlar Vergisi Beyannameleri üzerinde yapılan incelemelerde, davalı şirketin, davacının marka tescilini yaptırdığı 2013 yılında ve tescilden sonraki dava tarihine kadarki dönem olan 2014 ve 2016 yıllarında zarar ettiği ve 2015- 2017- 2018 yıllarında toplam 63.580,67 TL kar ettiği, takdirin mahkemeye ait olmak üzere, davacının işletmesinin İstanbul’da ve davalının işletmesinin Antalya’da olması, dava konusu markanın ulusal anlamda çok fazla tanınır ve bilinir bir marka statüsü olmaması hususu gözetilerek, tescilli markanın talep edebileceği maddi tazminat miktarının %5 oranı olması kanaati ile yapılan hesaplamaya göre, davacının 2014- 2018 yılları arası talep edebileceği maddi tazminat miktarının 3.179,03 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
… 3. AHM aracılığıyla alınan 03/05/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacının …ve … numaralı … + şekil ibareli marka tescilleri ve fiili kullanımı ile davalılar tarafından kullanılan … markasının aynı/yakın sınıflarda kullanıldığı ve ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olduğu, yoksun kalınan kazanç miktarının 21.193,56 TL olduğu, manevi tazminat takdirinin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
… 3. AHM aracılığıyla alınan 19/07/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Taraflarına verilen görev dâhilinde, dosya münderecatı kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davacının … ibaresi üzerinde ve belirtilen sınıflarda hem tescilden hem de kullanımdan kaynaklanan gerçek hak sahipliğinin olduğu ve marka sahibinin marka üzerindeki haklara münhasıran sahip olması gerektiği, davalı kullanımlarının davacı markasına ayniyet derecesinde benzer olduğu ve aynı hizmetlerde gerçekleştiği, karıştırılma ihtimalinin kaçınılmaz olduğu, bu haliyle davalı kullanımlarının, marka hakkına tecavüz niteliğinde olduğu, tazminat miktarının son üç yıllık kar ortalaması olan 63.580,67 TL ye; mahkemenin, %l0 oranını benimsemesi halinde 6.358,067 TL, %5 oranını benimsemesi halinde 3.179,03 TL maddi tazminat hesaplanabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacının “…” ibareli tescilli markalarının olduğu, davalıların ise “…” ibareli markayı tescilsiz olarak kullandığı, bu nedenle davalıların eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespiti, men’i, ref’i ile SMK 151/2-b maddesi kapsamında şimdilik 20.000 TL maddi ve 30.000 TL manevi tazminatın tahsili ile hükmün ilanı ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddede düzenlenmiştir.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6769 sayılı SMK’nun 151.maddesine göre; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü amirdir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
SMK hükümleri, mevzuat, TPMK kayıtları, bilirkişi raporları ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde … numaralı “…” ibareli markanın …sınıflarda, … numaralı “…” ibareli markanın … sınıflarda davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı … adına tescilli markanın bulunmadığı, davalı … tarafından yapılan “…” ibareli marka başvurularının ise itirazlar sonucu reddedildiği anlaşılmıştır.
Davacı şirketin; “…” ibaresini 2013 yılından beri tescil, aktif ve markasal kullanım ile koruma altına aldığı, bu bağlamda “…” ibaresi üzerinde davacının korunması gereken üstün ve gerçek hak sahipliğinin olduğu, marka sahibinin marka üzerindeki haklara münhasıran sahip olması gerektiği, davalı kullanımlarının; davacı tescilleri ile aynı hizmetler kapsamında … esas ibaresi ile gerçekleştirdiği, davalıların kullanımlarında yer alan “…” ibarelerinin, “…” ibaresinin altında ve çok daha küçük puntolarla yazılması ve hizmetleri işaret etmesi sebebiyle tanımlayıcı/yardımcı unsur olduğu, davacının tescilli markası ile davalıların kullandığı ibarelerin ayniyet derecesinde benzer oldukları, tescilli marka ile aynı veya benzer olan, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasının, marka hakkına tecavüz fiilini oluşturduğu, gerek marka hukuku gerekse haksız rekabet hukuku, ayniyet/benzerliğe hukuki sonuç bağlamamakta, benzerliğin karıştırma ihtimaline yol açmasına hukuki sonuç bağlamakta ve markaya tecavüze veya hükümsüzlüğe yol açtığı kabul edilmektedir. Markalar arasındaki ayniyetin/benzerliğin hukuki sonuç doğurabilmesi için markalar arasında karıştırılma ihtimalinin bulunması gerekmektedir. Markaların ayniyet derecesinde benzerliğinin yanında aynı hizmetlerde tescilli/kullanılıyor olması sonucu karıştırılma ihtimaline yüksek olduğu, bu haliyle davalıların kullanımlarının; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği kanaatine varıldığından tecavüzün tespitine, men’ine, ref’ine karar verilmiştir.
Davacı maddi tazminat talebini SMK 151/2-b maddesine yani “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanca” göre talep etmiştir. Bilirkişiler tarafından maddi tazminat miktarı tam olarak tespit edilemediğinden, markanın tescil tarihi, davalıların kullanım yoğunluğu, somut olayın özellikleri ve B.K. 50 – 51. maddesi hükümlerine göre maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne; 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 07/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davacı manevi tazminat talep etmiştir. Türk Borçlar hukukunda objektif görüş kabul edildiğinden, şahsiyet haklarından yararlandıkları ölçüde tüzel kişilerin de TBK’nın 49 ve 58. maddeleri koşulları gerçekleştiği ölçüde manevi tazminat isteyebilecekleri bilinmekle, somut olayın özelliği, kullanımın niteliği, haksız rekabetin şumulü, manevi tazminatın amaç ve içeriği, hak ve nesafet kuralları gereği manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne; 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 07/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar kesinleştiğinde davalılara ait “…” isminin kullanıldığı tüm tabelaların kaldırılmasına, davalılara ait …




… internet sitelerinin kullanıma kapatılmasına, internet sitelerinin erişime engellenmesine, bu hususta Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına, davalıların … ibaresini kullandığı menü, broşür, afiş vs. tanıtım materyallerinin toplanmasına karar verilmiştir.
Dava sonucunda davacının haklı çıktığı, dolayısıyla ilan talebinde hukuki menfaat bulunduğu gözetilerek, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına, masrafın davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalıların eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, men’ine, ref’İne,
2-Maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne; Borçlar Kanunu 50. – 51.madde hükümlerine göre takdiren 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 07/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne; 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 07/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Karar kesinleştiğinde davalılara ait “…” isminin kullanıldığı tüm tabelaların kaldırılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde davalılara ait





… internet sitelerinin kullanıma kapatılmasına, internet sitelerinin erişime engellenmesine, bu hususta Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına,
6-Davalıların .. ibaresini kullandığı menü, broşür, afiş vs. tanıtım materyallerinin toplanmasına,
7- Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline,
8-Alınması gereken 1.366,20 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 512,32 TL harcın davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
9- Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i, Ref’i talepleri yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Maddi Tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.000 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-Manevi Tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.000 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
12-Maddi Tazminat talebinin kısmen reddi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
13-Manevi tazminat talebinin kısmen reddi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine,
14-Davacı tarafın yaptığı başvuru harcı ve peşin harç toplamı olan 889,78 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
15-Davacı tarafın yaptığı 614,60 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 6.615,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.229,60 TL yargılama giderinden; davanın kısmen kabul/kısmen ret edilmesi nedeniyle taktiren 2.891,84 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
16-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır