Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/159 E. 2022/109 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/159
KARAR NO : 2022/109

DAVA : MARKA HAKKINA TECAVÜZ VE HAKSIZ REKABETİN TESPİTİ, ÖNLENMESİ, DURDURULMASI, MADDİ – MANEVİ TAZMİNAT VE ÜNVAN TERKİNİ
DAVA TARİHİ : 16/11/2018
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Maddi – Manevi Tazminat ve Ünvan Terkini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili … A.Ş.’nin 1997 yılında kurulduğunu ve jeneratör alım – satımı, kiralanması ve servis hizmetlerinin sağlanması alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin kuruluş Ticaret Sicil Gazetesi, Faaliyet Belgesi, Ticaret Sicil Kayıtları da dikkate alındığında ticari işinin faaliyet konusunun jeneratör alım-satımı, kiralanması ve servis hizmetleri olduğunun görüldüğünü, müvekkili şirketin kurulduğu tarihten bu yana 22 yıldır aynı adreste jeneratör alım satımı – kiralanması ve servisi işini yapan; Jeneratör sektöründe ismi bilinen ve ciddi bir müşteri profiline sahip köklü bir kuruluş olduğunu ve sektör lideri … firmasın 22 yılı aşkın bir süredir satış bayiliğini yaptığını, sektörde “…” olarak bilindiklerini “…” uzantılı alan adını kullandıklarını, “…” ibareli markanın TPMK nezdinde 12.07.2017 tarihinde …numaralı ve 25.12.2017 tarihinde … numara ile müvekkili adına tescil edildiğini, müvekkiline son dönemde gelen şikâyet telefonları üzerine davalıdan haberdar olduklarını ve araştırdıklarını, davalı şirketin eski unvanının … TİC. LTD. ŞTİ. iken 31.10.2018 tarihinde ticari unvan ve meşgale değişikliği yaparak davalının, müvekkiline yanaştığını, davalı şirketin, müvekkilinin uzun yıllardan beri kullandığı unvan ve … sınıflarda tescilli markasını aynı mal ve hizmetler bakımından aynılık teşkil eden derecede “…” olarak kullandığını, müvekkili … A.Ş.’nin haklarının korunması bakımından, HMK 403. maddesi gereğince davalıya tebligat yapılmaksızın delil tespiti yapılmasını, sirketin ünvanı ve markasının kullanıldığı tabela iş elbisesi basılı evrak ve her türlü iş ürünlerinin yerinde tespitive tutanak altına alınmasını, müvekkiline ait olan … alan adının birebir benzeri olarak açılan ve davalı şirket tarafından kullanılan … alan adı ve kullanımının tespitini ve tutanak altına alınması … alan adı ve kullanımının engellenmesi için iletişime kapatılması, facebook, instagram, twitter gibi sosyal medya sağlayıcılarından yapılan tanıtım, reklam ve haberlerin tespiti ve tutanak altına alınmasını, delil tespiti sonrasında, davanın etkinliğinin sağlanabilmesi için Sınai Mülkiyet Kanunun 159 ve 6100 sayılı HMK’nın 389 ve devamı maddeleri, dava dilekçesi ekinde sundukları deliller gözetilerek, takdiren teminatsız olarak, müvekkilinin marka hakkına tecavüz teşkil eden; üzerinde “…” ibaresi ve logosu bulunan tabela, iş elbisesi, makine, alet – edavat, araç üzeri baskısı, basılı evrak, malzeme, reklam, broşür, tabela ve her türlü iş ürünü üzerine yargılama kesinleşinceye kadar kullanılmaması yönünde ihtiyati tedbir konulması ,… alan adı, … sağlayıcıları bazındaki kayıtlar, internet üzerinde …” ibare ve logosuyla yapılan tanıtımlar ve haberlere yargılama kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir konulması, belirtilen kayıtlara erişimin engellenmesi, kararın ilgililerine ve sicile bildirilmesini, davalı şirkete ait ticaret unvaninda esaslı unsur olarak yer alan “…” ibaresinin silinerek ticaret sicilinden terkinine, kararın masrafi davali taraftan alınmak üzere gazetede yayınlanmasına, müvekkili ile davalının aynı sektörlerde faaliyet gösterdiği ve her ikisinin de jeneratör alim-satım ve kiralaması işini yaptığından müvekkili markasının karışıklık- illbas yaratacak derecede davalı tarafından haksız olarak kullanıldığını ve müvekkilin marka hakkına tecavüzün tespitini, …, … vb servis sağlayıcıları kayıtları, internet üzerinde “…” ibare ve logosuyla yapılan tanıtımlar, reklamlar ve haberlere sağlayıcıları bazındaki kayıtlar, internet üzerinde “…” ibare ve logosuyla yapılan tanıtımlar ve haberlere erişimin kalıcı olarak engellenmesini, davalı şirketin “…” alan adı üzerindeki hak sahipliğinin terkinini, hüküm özetinin masrafları davalı tarafa ait olmak üzere tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde yayımlanmasını, davalının marka hakkına tecavüz eylemlerinin hnüküm altına alınmasını, tecavüzün önlenmesini, durdurulmasını, kaldırılmasını, haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin hüküm altına alınmasını, men’ini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin delil ve savunmaları alınmadan tespit mahiyetinde yapılan bilirkişi raporuna itiraz etiklerini, müvekkili şirketin 2004 yılında kurulduğunu, 2014 yılından itibaren … ismiyle, her türlü elektrik üreten elektrojen grupları, her türlü elektrik ve elektronik enerji üretim cihazları, her türlü jeneratör, elektronik motor, güç panosu, transfer panosu, elektronik ve elektromekanik cihazları ve bunların montajı ve tamirinde kullanılan aksam, yedek parça ve ünitelerin üretimini, montajını, satışını, kiralamasını, servis hizmetini, ithalatını ve ihracatını yapan jeneratör sektöründe oldukça başarılı işlere imza atarak adından söz ettiren bir firma olduğunu, sektörde tanındığını ve herkesçe bilinen büyük projelerde yer aldığını, reklam ve sponsorluk anlaşmaları yaptığını, “…” alan adının 27.01.2017 tarihinden itibaren müvekkili adına kayıtlı olduğunu, davacı tarafın “…” alan adını edinme tarihinin ise 25.07.2017 olduğunu, müvekkilinin alan adı kullanımında öncelik sahibi bulunduğunu ve … sınıflarda tescilli …numaralı “…” ile … numaralı “…” markalarını …’den devir aldıklarını, … numaralı “…” marka tescilinde yer alan logo ve renklerin mevcut kullanımlarıyla aynı olduğunu, … markasının … ibaresinin kısaltması olduğunu, bu nedenle içtihatlar uyarınca da marka kullanımlarının hukuka uygun olduğunu, taraf markalarının, fiili kullanımlarının renk, logo olarak benzer olmadığını, … ibaresinin ticari alanda sık kullanıldığını, … ibareli birçok farklı şirket bulunduğunu, tarafların ana faaliyet kapsamlarının da farklı olduğunu; davacı şirketin, dava dışı …’nın bayisi olup, … marka jeneratör satışı yaptığını, üretim hatta montaj dahi yapmadığını, davacı şirketin, iş ürünlerinde, ambalaj ve etiketlerinde hatta tabelalarında dahi … markasının yer aldığını ihtilaf konusu … markasını fiilen kullanmadığını, müvekkili şirketin “… ve …” da … olarak açtığı mağazalara ilişkin faturalardan görüleceği üzere davacı şirketin tescil tarihinden çok daha evvelinde … markasını bilinen bir marka haline getirdiğini ve öncelik hakkının kendilerinde olduğunu, davacının kullanmadığı markaya dayanarak talepte bulunmasının hukuka aykırı olup. kötüniyet kapsamında olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
27/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Twitter, facebook, instagram gibi sosyal medya mecrası ile tespit mahallinin fiziki ortamında makinalar, tabelalar, bloknot kutularında, şirket çalışanlarının üniformalarında ve sair yerlerde …tarihli … başvuru numaralı davacı tarafından tescilli “…” ibaresinin kullanıldığı, bu kullanımlara ilişkin görsellere rapor içinde yer verildiği bildirilmiştir.
05/07/2021 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: a) Tarafların Marka Kullanım Tespitleri; Davacının faaliyet alanlarının 35. (Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların bir araya getirilmesi hizmetleri), 37. Jeneratör kurulumu, tamiratı, servis hizmetleri) ve 40. (Jeneratör kiralama hizmetleri) Sınıf kapsamında kaldığı ve “…” markasını ilgili sınıflarda kullandığı. Davacının … Sınıf (jeneratörler) kapsamında fiili kullanımının bulunmadığı, davalının faaliyet alanlarının O7. (Jeneratörler), 35. (Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların bir araya getirilmesi hizmetleri), 37. Jeneratör kurulumu, tamiratı, servis hizmetleri) ve 40. (Jeneratör kiralama hizmetleri) Sınıf kapsamında kaldığı ve “…” markasını ilgili sınıflarda kullandığı,
b) Önce Kullanım Tespitleri; Dosya kapsamında yapılan tespitlerde, … Sınıf (Jeneratörler) kapsamında davacının fiili kullanımının bulunmadığı, davalının … Sınıfta (Jeneratörler) marka kullanımının davacının marka tescillerinden önceye dayandığı, …. Sınıf (Jeneratörler) alanında öncelik hakkının davalıda olduğu,
4- her iki tarafın da … (Jeneratör kurulumu, tamiratı, servis hizmetleri) ve … (Jeneratör kiralama hizmetleri) sınıflarda fiili kullanım yaptığı, ilgili sınıflarda davalı kullanımlarının, davacının marka tescil tarihlerinden önceye dayandığı, fakat davacının tescil ise davalının kullanımlarından önceye dayandığı, … (Jeneratör kurulumu, tamiratı, servis hizmetleri) ve … (Jeneratör kiralama hizmetleri) hizmetlerinde öncelik hakkının davacıda olduğu,
c) Marka Tescil ve İhlal Koşulları Açısından Tespitler;
5-Davacı adına tescilli … numaralı “…” ve … numaralı “anka jeneratör” ibareli markaların ihtilaf konusu … (Jeneratörler), … (Jeneratör kurulumu, tamiratı, servis hizmetleri) ve … (Jeneratör kiralama hizmetleri) Sınıf kapsamında tescilli olduğu,
İhtilaf alanlarından … (Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların bir araya getirilmesi hizmetleri) alanında her iki tarafın da tescilinin bulunmadığı,
6-Davalı adına … (Jeneratörler) ve … (Jeneratör kiralama hizmetleri) sınıflarında tescilli .. numaralı “…” ve … numaralı “…” markaların, marka başvuru tarihlerinin, davacı marka başvuru tarihlerinden sonra yapıldığı,
7-Davalının yukarıda belirtilen marka kullanımının tüketiciler açısından ilişkilendirme ve benzerlik oluşturduğu, davalının yukarıda belirtilen kullanımı davacının marka haklarını ihlal eder nitelikte olduğu,
TTK Haksız Rekabet değerlendirmesi takdirin Mahkemenizin takdirinde olduğu tespit edilmiştir.
d) Mali Tespitler;
8- SMK 151/2-b kapsamında “Yoksun kalınan kazanç” tespitinin yapılabilmesi için “marka ihlal başlangıcı/marka başvuru tarihi ile dava tarihi dönemini kapsayan davalı mali bilgi, belge ve defterlerinin” temininin gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
24/12/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Vergi dairesinden gelen beyana ve bilgiye göre davalı tarafın 31.10.2019 tarihi itibariyle de vergi dairesi mükellefiyetinin re’sen terk olduğu, Tüm faaliyetlerinden 2017 yılında net 129.674,56-TL ve 2018 yılında net 174.346,04-TL kazanç elde ettiği, “…” markasını kullanarak …(Jeneratör kurulumu, tamiratı, servis hizmetleri) ve … (Jeneratör kiralama hizmetleri) tutarlarının ayrı ayrı tespit edilemediği, bu nedenle SMK 151/2-b maddesi kapsamında “Yoksun kalınan kazanç” tespitinin ancak, bahse konu satış tutarları ve miktarları tespit edildikten sonra ilgili yıla ait kâr marjlarına göre hesap edilebileceği, davalının 2017 yılı kâr marjının % 7,47 ve 2018 yılı kâr marjının ise % 9,29 olarak hesaplandığı, sektörel ve marka kullanım tespiti noktasında kök raporda yapılan tespit ve değerlendirmelerinde değişiklik olmadığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava: Davacı şirkete ait “…” alan adının, davalı şirket tarafından birebir benzeri olan “…” ibaresiyle alındığı iddiasına dayalı “…” alan adının terkini ve internet sitesine erişimin engellenmesi, davalının eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklara tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması, önlenmesi, davalı şirketin ticaret ünvanının terkini, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla SMK 151/2-b maddesi kapsamında belirlenmek üzere şimdilik 5.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek en yüksek avans faizi ile birlikte tahsili ile hükmün ilanına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddede düzenlenmiştir.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6769 sayılı SMK’nın 151.maddesine göre; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü amirdir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
6102 sayılı TÜRK TİCARET KANUNU
Madde 54 “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.
(2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Madde 55 “(1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek;
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanmak;
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek;
e) İş şartlarına uymamak;
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak.”
Madde 56 “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse;
a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
b) Haksız rekabetin men’ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilm esini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini,
e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini, isteyebilir. “hükümleri yer almaktadır.
Haksız rekabet, TTK 54. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. TTK 54/1 madde hükmü haksız rekabet hukukunun amacını “Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır.” şeklinde belirterek, bu kısma ilişkin hükümlerin yorumlanmasında dikkate alınacak temel ilkeyi vurgulamıştır. TTK 54/2 madde hükmünde ise Kanun Koyucu haksız rekabeti “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” şeklinde tanımlamıştır.
Görüldüğü üzere TTK 54. madde hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında”dürüstlük kuralını” temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesinde, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır.
Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, TTK 55. madde hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır. Bununla birlikte TTK 55. maddede sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, sadece TTK 54/2 maddesinde belirtilen haksız rekabet eyleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu açıktır.
TTK 55. madde hükmünde düzenlenen haksız rekabet hallerinden biri de, davanın da konusunu oluşturan TTK 55/1-a-(4) maddesi hükmüdür. Bu hükme göre “Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak”, iyi niyet kurallarına aykırı bir davranıştır ve haksız rekabet hali olarak nitelendirilir. Bu hüküm, 6762 sayılı eski TTK’nın 57/5. madde hükmünü karşılamaktadır.
Madde hükmüne göre, karışıklığa yol açabilecek benzerliklere sebebiyet vermek bir haksız rekabet halidir. Bu maddede sayılan eylemlere bakıldığında bir kişiye ait olan ürün, faaliyet veya işleri ile ilgili olarak üçüncü kişinin karışıklığa yol açacak davranışlarında bulunması hali, haksız rekabetin varlığından söz edebilmek için yeterlidir. Davranışın bilerek yapılması veya bilmeyerek yapılmış olması haksız rekabetin varlığını etkileyecek bir unsur değildir. Haksız rekabet hukuku, kişinin emeğinden haksız olarak yararlanılmasını önlemeyi amaçlamaktadır. Haksız rekabetin söz konusu olabilmesi için iktisadi rekabetin suistimal edilmiş olması gerekir.
Bu hüküm bağlamında haksız rekabetten söz edebilmek için, davaya konu uyuşmazlıkta; Davalının, davacının iş ürünleri ile karıştırılmaya yol açacak davranışlarda bulunması gerekir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 52. maddesinde: “Ticaret ünvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret ünvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir. Maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir. Mahkeme, davayı kazanan tarafın istemi üzerine, giderleri aleyhine hüküm verilen kimseye ait olmak üzere, kararın gazete ile yayımlanmasına da karar verebilir.” hükmü yer almaktadır. 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 7/3-e maddesinde: “İşaretin ticaret ünvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.” marka tescilinden doğan haklar kapsamında yasaklanmıştır.
SMK, TTK, BK hükümleri, TPMK kayıtları, bilirkişi raporları ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde … numaralı “…” ibareli markanın … sınıflarda ve … numaralı “…” ibareli markanın …sınıfta davacı şirket adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
TPMK nezdinde … numaralı “… + şekil” ibareli markanın … sınıflarda ve … numaralı “… + şekil” ibareli markanın …sınıflarda davalı şirket adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın marka tescilleri, davacı marka tescillerinden sonraki tarihte yapılmıştır.
Davacının “…” alan adını ilk olarak 25/07/2017 yılında aldığı, akabinde web sitesi oluşturduğu ve web sitesine ait ilk … kaydının 09/11/2018 yılına ait olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişiler tarafından yapılan incelemede; davacı şirketin web sitesinde sol üst köşesinde ve değişik yerlerinde “…” markasını logolu ve ayrıca düz yazı olarak kulladığı, davacının web sitesinde yer alan Jeneratör Ürünleri üzerinde ise “…” markasının yer aldığı görülmüştür.
Davalı şirkete ait “…” alan adına ait web sitesine ulaşılamamıştır.
“…” alan adının davalı tarafından ilk olarak 27/01/2017 tarihinde alındığı, akabinde web sitesi oluşturulduğu ve web sitesine ait ilk … kaydının 23/02/2017 yılına ait olduğu tespit edilmiştir.
Davalı web sitesinin arşiv kayıtları incelendiğinde: web sitesinin sol üst köşesinde ve değişik yerlerde “…” markasını logolu ve ayrıca düz yazı olarak kullandığı tespit edilmiştir.
Davalı … ŞTİ. çeşitli parçalarını temin etmek ve montaj yapmak suretiyle jeneratör montaj işini yaptığı ve montajını yaptığını jeneratörlerin satımı, kiralanması ve servis hizmetlerini verdiği anlaşılmıştır.
Bilirkişiler tarafından inceleme yapıldığı esnada: davalının web sayfasının pasif hale geldiği tespit edilmiştir. Davalının dava konusu marka ile üretime devam edip etmediği tespit edilememiştir.
Davalının Fiili Marka Kullanımları: Davalı şirket “…+ şekil” markasını Logolu ve Logosuz (Düz Yazı) olacak şekilde jeneratörler üzerinde (….sınıf), Jeneratör satış (….Sınıf), kurulum, servis (….Sınıf) ve jeneratör kiralama (40.sınıf) alanında kullanmaktadır.
DAVACI ŞİRKETİN: 15/05/1997 tarihinde “… ŞİRKETİ” unvanıyla kurulduğu 31/10/2018 tarihinde “… SAN. A.Ş.” olarak unvan değişikliği yaptığı, davacının … alan adının 25/07/2017 tarihinde alındığı ve akabinde web sitesinin kurulduğu ilk … kaydının 09/11/2018 tarihi olduğu, davacı markalarının … “…” 12/07/2017 tarihinde ve … “…+ şekil” 25/12/2017 tarihinde tescil edildiği, davacının faaliyet alanlarının …. sınıf kapsamında kaldığı ve “…” markasını ilgili sınıflarda kullandığı anlaşılmıştır.
DAVALI ŞİRKETİN: 11/06/2014 tarihinde “…LTD. ŞTİ.” unvanıyla kurulduğu 31/10/2018 tarihinde “… LTD. ŞTİ.” olarak unvan değişikliği yaptığı, davalının “…” alan adının 27/01/2017 tarihinde alındığı ve akabinde web sitesinin kurulduğu İlk … kaydının 23/02/2017 tarihi olduğu, davalı markalarının … “…” 15/02/2018 ve … “…” 15/02/2018 tarihinde tescil edildiği, davalının faaliyet alanlarının … sınıf kapsamında kaldığı ve “…” markasını ilgili sınıflarda kullandığı anlaşılmıştır.
Davacının; … Sınıf (Jeneratörler) kapsamında fiili kullanımının bulunmadığı, davalının 07. sınıfta (Jeneratörler) marka kullanımının, davacının marka tescillerinden önceye dayandığı, … sınıf (Jeneratörler) alanında öncelik hakkının davalı da olduğu, … (Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için malların bir araya getirilmesi hizmetleri) Sınıf kapsamında her iki tarafın da fiili kullanım yaptığı fakat ilgili sınıfta marka tescillerinin bulunmadığı, her iki tarafın da …. sınıflarda fiili kullanım yaptığı, ilgili sınıflarda davalı kullanımlarının, davacının tescilli markalarından önceye dayandığı, ancak davacının tescilsiz kullanımının ise davalının kullanımlarından önceye dayandığı, … (Jeneratör kurulumu, tamiratı, servis hizmetleri) ve … (Jeneratör kiralama hizmetleri) hizmetlerinde öncelik hakkının davacıda olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık konusu olan markalar yan yana konularak görsel ve işitsel olarak karşılaştırıldığında; her iki taraf markasında da “…” ortak ibaresi yer almaktadır ve markanın kullanıldığı hizmetler açısından tanımlayıcı, anımsatıcı nitelikte değildir. Dolayısıyla karşılaştırılan taraf markalarında benzer kelimelerin seçiminin tesadüf olmadığı anlaşılmıştır.
Potansiyel müşteriler daha önce denedikleri markaların hafızalarında kalan kısımlarına dayanarak tekrar marka tercihi yapacaklarından markalardaki farklı unsurlardan ziyade ortak unsurlara odaklanacaklardır.
Davaya konu markaların SMK’nın 6/1 maddesi kapsamında; Markaların ayniyeti/benzerliği, markaların üzerinde kullanılacağı mal/hizmetlerin ayniyeti/benzerliği, markaların – ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali üzerinde durulacaktır.
Davacının “…” markasını görmüş ve tanımış olan bir tüketicinin, davalının fiili kullanımında yer alan “…” markalarıyla karşılaştığında bu markaları “görsel ve işitsel açıdan benzer bulması ve karıştırması” ihtimal dâhilindedir.
Taraf markalarında “…” ve “…” ibarelerinin esaslı unsur olarak yer alması nedenleriyle markalar arasında görsel ve kavramsal yakınlık oluşmuş olup; markalar arasında tüketiciler açısından ilişkilendirme ve benzerlik oluşmaktadır.
Benzer olduğu tespit edilen ve aynı/aynı tür emtiaları kapsayan davacının markaları ile davalının fiili marka kullanımının, aynı ve benzer tür hizmetlerde kullanılması, taraf markalarında “…” ve “…” esas unsurlu markalarının farklı firmalar tarafından kullanılması halinde halkın söz konusu mal ve hizmetlerin aynı şirketten veya ekonomik olarak bağlantılı şirketlerden geldiği düşüncesine kapılma tehlikesinin ve karıştırma ihtimalinin bulunduğu, tüketicilerin iki farklı marka ile karşı karşıya olduklarını anlamaları halinde bile, her iki markanın sahibi arasında idari/işletmesel bir bağlantı bulunduğunu düşünebilecekleri tüketici/müşteri kitlesi nezdinde karışıklık yaratabileceği kanaatine varıldığından davalının eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, “…,…, … isimli internet hesaplarına erişimin engellenmesine, karar kesinleştiğinde Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına, davalının “ankajeneratör” markasını birlikte tek başına veya başka herhangi bir ibareyle birlikte her türlü yayınlar, hizmetler, mallar, ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıtlar, faturalar ve sair her türlü ticari evrak ile internet alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde Türkeye’de ya da yurtdışında kullanmasının önlenmesine, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak sureti ile mütecaviz her türlü materyalin imhasına karar verilmiştir.
Davacı maddi tazminat talebini SMK 151/2-b maddesine yani “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanca” göre talep etmiştir. Markaya tecavüz sayılan fiiller, haksız fiil niteliğinde olduğundan maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği bilinmekle; Bilirkişi heyetinin maddi tazminat miktarını net olarak belirleyemediğinden, somut olayın özellikleri ve B.K. hükümlerine göre takdiren 10.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
Markaya tecavüz sayılan fiiller aynı zamanda haksız fiil niteliğinde olduğu için Türk Borçlar Kanunun 58.maddesinde yer alan haksız fiilin kişilik hakkını zedelemesi halinde manevi tazminata hükmedileceği hükmü SMK bakımından da kabul edilmiştir. SMK kapsamında manevi tazminatın amacı markanın haksız kullanımı veya itibarının zedelenmesi sonucu marka hakkı sahibinin ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılmasıdır. Yargıtay kararlarında, markaya tecavüz fiilinin varlığında mutlaka uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinin belirtildiği, manevi tazminat miktarının tayininde bu tazminatın bir zenginleşme aracı olması ve hukuka aykırı eylemin yapılmasını istenir hale getirecek aşırı miktarlarda olması kabul edilmemekte, zarara uğrayanda manevi huzuru sağlayacak oranda, tecavüzü yapanda da caydırıcı bir etki bırakacak miktarlarda olmasına özen gösterilmesi gerektiği bilinmekle manevi tazminat talebinin kabulüne, davalı aleyhine 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 52/1. madde hükmüne göre ticaret ünvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde bir başkası tarafından kullanılması hâlinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını, haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını isteyebilir. Yine TTK’nın 45. maddesi uyarınca, bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer bir ünvandan ayırt edilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılır hükmü düzenlenmiştir.
Davalı şirket niteliği itibariyle bir limited şirkettir. Dolayısıyla tacirdir. 6102 sayılı TTK’ da tacir olmaya bağlanan hükümlerden biri de ”basiretli olma” yükümlülüğüdür. Davalı şirketin tacir olması sebebiyle, TTKm.18/2 uyarınca basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğündedir. Bu hükme göre, faaliyet alanı içerisinde tüm işlemlerini hukuka uygun olarak yerine getirmekle yükümlüdür. Basiretli tacir gibi hareket etme yükümlülüğü olan davalı şirketin, tanıtım faaliyetlerinde kullandığı ifadelerin halkı yanıltacak nitelikte olmamasına dikkat etmesi, bu konuda gereken özeni göstermesi de bu kapsamdadır.
Ticari hayatta, müşteri ve tedarikçiler arasında şirketlerin genellikte kısaca asıl ve baştaki unsuru ile anıldığı bilenen bir gerçektir. Davalının ticaret ünvanı, davacının tescilli markası olan “…” ile başlamakta olup, SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ ibaresi, ünvana bir farklılık katmamaktadır.
Davacı ve davalı ünvanlarındaki asli ibarenin “…” olduğu, aynı sektörde faaliyet gösterdikleri, davalı faaliyet alanlarının davacının tescilli markaları kapsamında olduğu bu sebeple karıştırılma ihtimali olduğu, nihai hizmet alıcıları nezdinde gerek hizmetlerin gerekse de müteşebbisinin kaynağı açısından yanlış kanaatler uyandırabileceği, ortalama tüketici/hizmet alıcıların, tarafların ünvanlarının birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen, bunların kaynağının aynı işletme olduğunu veya aralarında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanabilecekleri bunun da iltibas ihtimali yaratacağı nedenleri ile davalı tarafın… asli unsurunu barındıran ticaret ünvanı kullanımının karışıklığa yol açacağı, … ibaresinin; ticari ünvandaki esas unsur olduğundan, davalının kullanımı markasal kullanım niteliğinde olmakla ünvan terkininin yasal şartlarının oluştuğu kanaatine varıldığından, davalının ticaret ünvanından “…” ibaresinin terkinine karar vermek gerekmiştir.
Hükmün ilanında davacının menfaati olduğu gözetilerek, masrafın davalılardan alınmak suretiyle hüküm özetinin Türkiye’de yayın yapan tirajı en yüksek 1 gazetede 1 kez ilanına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına,
2-…, …, …, … isimli internet hesaplarına erişimin engellenmesine, karar kesinleştiğinde Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına,
3-Davalının “…” markasını birlikte tek başına veya başka herhangi bir ibareyle birlikte her türlü yayınlar, hizmetler, mallar, ürünler, ambalajlar, ilan, reklam, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıtlar, faturalar ve sair her türlü ticari evrak ile internet alan adları da dahil olmak üzere internet üzerinde Türkeye’de ya da yurtdışında kullanmasının önlenmesine, karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak sureti ile mütecaviz her türlü materyalin imhasına,
4-Davalı şirketin ticaret unvanınından “…” ibaresinin terkinine, karar kesinleştiğinde ticari hayattaki güven ilkesi gereği bağlı olduğu ticaret sicil müdürlüğüne kararın bildirilmesine,
5-Maddi tazminat talebinin kabulüne; Borçlar kanunu hükümlerine göre takdiren 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 16/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat talebinin kabulüne; 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 16/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
8-1.024,65 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 988,75 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
9-Marka Tescilinden Doğan Haklara Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Ünvan Terkini yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Maddi Tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Manevi Tazminat yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafın yaptığı 35,90 TL başvuru harcı 35,90 TL peşin harç 241,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 4.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.312,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 15/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır