Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/145 E. 2022/43 K. 25.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/145
KARAR NO : 2022/43

DAVA : FSEK- MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 29/08/2018
KARAR TARİHİ : 25/04/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK-Maddi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin “…” isimli eserin eser sahibi olduğunu, müvekkiline ait eserin … isimli dizide “…” adı altında işleme farkı ile ve farklı bir isimle kullanılarak diziye özgülenmiş bir musiki eseri görünümü kazandığını bu nedenle müvekkilinin uğradığı net zararın FSEK 68 ve 70.maddesi uyarınca ayrı ayrı tespiti ile şimdilik 5.000 ‘TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, ihtiyati tedbir kararı verilerek devam etmesi muhtemel tecavüzün men’ine, hüküm özetinin ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davacının iddiasının aksine herhangi bir kullanımının olmadığını, müvekkili şirketin yapımcılığında vücuda getirilen SÖZ adlı dizide kullanılmış bulunan “…” adlı müzik eserinin enstrümantal olduğunu ve davacı eseri ile ilgisinin bulunmadığını, bu sebeplerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
İhbar olunan vekili cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu eserin bizzat müvekkili tarafından oluşturulduğunu, müvekkiline ait eser ile davacıya ait eser arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığını, davacının genel hükümler dairesinde maddi ve manevi tazminat istemi söz konusu ise bu istemin reddi gerektiğini, … raporunun bu dava bakımından esas alınabilmesinin mümkün olmadığını, FSEK 68.maddesi uyarınca tayin edilecek tazminatın miktarının alt sınırdan tayin edilmesi gerektiğini, ihtiyati tedbir talebinin reddini ve davalı yanında davaya katılma taleplerinin kabulü ile haksız ve mesnetsiz davanın reddini talep etmiştir.
HMK’nun 266.maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
30/10/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: “…” isimli şarkının gerek güfte gerekse beste açısından birlikte şekillendirme, seslerin birbirini izlemesindeki uslup, birbirine bağlanış ve ritminin hususiyet taşıdığı bu çerçevede FSEK 3 anlamında musiki eseri olduğu, FSEK 11’deki karine çerçevesinde “…” isimli müzik eserinin eser sahibinin davacı olduğu, dava konusu olayda da vaki kullanımın FSEK 22 ve 23 maddelerinde düzenlenen çoğaltma ve yayma haklarının ihlal olabileceği, dosyada herhangi bir emsal bedel, sözleşme ve sair delil bulunmadığından, Meslek birliği …’dan davaya konu kullanım için kullanımın şekli, süresi, eserin niteliği gibi özellikleri de dikkate alınarak rayiç bedelin ne olduğunun sorularak FSEK 68 çerçevesinde maddi tazminatın değerlendirilmesinin uygun olacağı, davalının davacıya ait musiki eserden davacının ismi ve eseri belirtilmeksizin yararlanmasının ve büyük kısmını aynen kullanmasının davacının eser sahipliğinden doğan manevi haklarından biri olan FSEK 15.maddesindeki eser sahibi olarak belirtilme ve FSEK 16.maddesindeki eserde değişiklik yapılmasını men hakkının ihlali olabileceği, bu nedenle davacının manevi tazminat talep etme hakkının olabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
17/09/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: “…” “isimli şarkının gerek güfte gerekse beste açısından birlikte şekillendirme, seslerin birbirini izlemesindeki uslup, birbirine bağlanış ve ritminin hususiyet taşıdığı bu çerçevede FSEK 3 anlamında musiki eseri olduğu, FSEK 11’deki karine çerçevesinde “…” isimli müzik eserinin eser sahibinin davacı olduğu, dava konusu olayda da vaki kullanımın FSEK 22 ve 23.maddelerinde düzenlenen çoğaltma ve yayma haklarının ihlal olabileceği, dava konusu eserin sözsüz kısmının kullanılması ve dolayısıyla vokal yorumcunun mevcut olmaması nedeniyle kullanımın süresi, şekli, tüm kullanım mecraları dikkate alındığında emsal telif bedelinin 8.000 TL olabileceği, her ne kadar davalı taraf kök rapora itirazında kullanım sona erdiğinden FSEK 68.maddesi uygulanamayacağını belirtmiş ise de kullanımın sona ermesinin önceki kullanım olgusunu değiştirmeyeceği dikkate alındığında FSEK 68 maddesi çerçevesinde emsal telif bedelinin 3 katına hükmedilip hükmedilemeyeceği hususundaki takdirinin Mahkemeye ait olacağı, davalının davacıya ait musiki eserden davacının ismi ve eseri belirtilmeksizin yararlanmasının ve büyük kısmını aynen kullanmasının davacının eser sahipliğinden doğan manevi haklarından biri olan FSEK 15.madde eser sahibi olarak belirtilme ve FSEK 16.madde eserde değişiklik yapılmasını men hakkının ihlali olabileceği, bu nedenle davacının manevi tazminat talep etme hakkının olabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Söz ve müziği davacıya ait “DOST BULAMADIM” isimli eserin, davalı şirketin yapımcısı olduğu “…” dizisinde jenerik müziği olarak kullanıldığı, dizinin … yayınlandığı, eserin izinsiz kullanıldığı iddiasına dayalı FSEK 68.maddesine göre şimdilik 5.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili, ihtiyati tedbir kararı verilerek devam etmesi muhtemel tecavüzün men’i ve hüküm özetinin ilanına ilişkindir.
Davacı vekili 05/10/2021 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 24.000,00 TL olarak ıslah etmiş ve ıslah harcını yatırmıştır.
FSEK hükümleri, mevzuat, Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kök – ek raporu ve bütün dosya kapsamından: FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması” dır. Doktrinde bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Subjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün eser olarak kabul edilebilmesi için bu ürünün onu meydana getiren kişinin “ hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratarı zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; İlim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinama eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
“…” isimli şarkının gerek güfte gerekse beste açısından birlikte şekillendirme, seslerin birbirini izlemesindeki uslup, birbirine bağlanış ve ritminin hususiyet taşıdığı, bu çerçevede FSEK 3.maddesi anlamında musiki eseri olduğu kanaatine varılmıştır.
FSEK kapsamındaki uyuşmazlıklarda, “eser sahipliği” sıfatının da re’sen gözetilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla uyuşmazlık konusu fikri ürünlere ilişkin “eser sahipliği” sıfatının re’sen irdelenmesi gerekmektedir.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 11 ve 12. maddelerinde eser sahipliğine ilişkin karinelerin neler olduğu düzenlenmiştir. FSEK 11.maddesi hükmüne göre; “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eseriniri aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyorı aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır, meğerki birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın”.
FSEK 11.maddesi çerçevesinde “…” isimli müzik eserinin, sahibinin davacı olduğu anlaşılmıştır.
Davacı FSEK 68.maddesi çerçevesinde rayiç bedelin 3 katı tutarında maddi tazminat ve manevi tazminat talep etmiştir.
FSEK 68. maddesi hükmüne göre: (Değişik: 23/1/200S-5728/137 md.) “Eseri, İcrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.”
FSEK 68.maddesi kapsamında bu taleplerin ileri sürülebilmesi için mütecavizin kusurunun olması ya da zararın gerçekleşmiş bulunması şart değildir. Yargıtay İçtihatlarına göre; “…Eser sahibinin mali hakları korunurken sadece bu tecavüzün haksız fiil olduğu varsayımından hareket edilmeyecektir. Somut olayın özelliğine göre varsayımsal sözleşme bedeli tayin edilirken eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi gibi sübjektif nitelikleri, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi,,ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı gibi objektif kriterler dikkate alınarak eser sahibi izinsiz yayın yapanla sözleşme yapması halinde, bu sözleşme uyarınca isteyebileceği bedel, bunun faizi 68. madde uyarınca açılacak davada dikkate alınacaktır.” Ayrıca rayiç bedelin tespitine ilişkin taraflar arasında daha önceden yapılmış bir sözleşme, teklif var ise başka bir deyişle rayiç bedel somuta indirgenmiş ise rayiç bedelin tespiti taraflar arasındaki sözleşme, teklif vs. ile tespit edilecektir.
Dava konusu “…” isimli eserin, FSEK 3.maddesi anlamında musiki eseri olduğu ve davacının eser sahibi olduğu, davacının verdiği herhangi bir izin bulunmadığından dava konusu olayda vaki kullanımın FSEK 22 ve 23.maddelerinde düzenlenen çoğaltma ve yayma haklarını ihlal ettiği, dava konusu “…” isimli eserin sözsüz kısmının kullanılmasının ve dolayısıyla vokal yorumcunun mevcut olmaması nedeniyle kullanımın süresi, şekli tüm kullanım mecraları dikkate alındığında emsal telif bedelinin 8.000 TL olabileceği, FSEK 68. maddesi çerçevesinde davacının bu bedelin 3 katı olan 24.000 TL talep edebileceği kanaatine varıldığından maddi tazminat talebinin kabulüne, davalı tarafça; Davacıya ait musiki eserden davacının ismi ve eseri belirtilmeksizin yararlanmasının ve büyük kısmını aynen kullanmasının davacının eser sahipliğinden doğan manevi haklarından biri olan FSEK 15.maddesindeki eser sahibi olarak belirtilme hakkının ihlal edildiği, bu nedenle davacının manevi tazminat talep etme hakkı olduğu kanaatine varıldığından manevi tazminat talebinin kabulü ile 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, karardan sonraki davalı kullanımlarının men’ine, hükmün ilanına ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1-FSEK 68.maddesi uyarınca belirlenen rayiç bedel olan 8.000 TL nin 3 katı (8.000 x 3 = 24.000TL) 24.000 TL ‘nin dava tarihi olan 29/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2- 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 29/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karardan sonraki davalı kullanımlarının men’ine
4-Hükmün ilanına ilişkin talebin reddine,
5- 2.322,54 TL ilam harcından peşin harç ve ıslah harcın mahsubu ile eksik 1.741,89 TL’nin davalıdan tahsiline,
6-Maddi Tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Manevi Tazminat talebi yönünden, Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacının yapmış olduğu 35,90 TL başvuru harcı, 256,17 TL peşin harç, 324,48 TL ıslah harcı, 494,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 3.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.111,05 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Davalı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
10-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde İSTİNAF YASA YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 25/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır