Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/142 E. 2023/42 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/142
KARAR NO : 2023/42

DAVA : MARKAYA TECAVÜZÜN TESPİTİ, MEN’İ, REF’İ, MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 10/08/2018
KARAR TARİHİ : 09/03/2023

HSK’nın 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, İstanbul 1. FSHHM’nin 2018/359 E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek 2021/142 E. sırasına kaydı yapılmakla, Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i, Ref’i, Maddi-Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin Türkiye’ye çeşitli sektörlerde yatırım getirmek amacıyla Katarlı iş adamı … tarafından 08.10.2014 tarihinde kurulmuş bir anonim şirket olduğunu. Türkiye’de gıda üretim ve hizmetleri alanında faaliyette bulunmak için 31.03.2015 tarihinde … A.Ş” unvanlı dava dışı yavru şirketi kurmuş olduğunu, Gıda Üretim ve Hizmetleri amacıyla kurulmuş olan yavru şirketin asıl yatırımlarını “..” üzerinde yoğunlaşmış olduğunu, bu nedenle nedenle; ….Sınıfta 29.05.2015 koruma tarihli ” …”, ….ve … sınıfta 02.05.2016 koruma tarihli “…” … ve …. Sınıflarda 02.05.2016 koruma tarihli ” …” markalarının müvekkili şirket olan … A.Ş adına tescil edilmiş olduğunu. müvekkilinin … isimli ilk …29.05.2015 tarihinde …’te, ikinci …20.05.2016 tarihinde …’te, üçüncü pide restoranı ise 14,02.2017 tarihinde …’ da açtığını, şirket müdürü …’nın görüşü ve 01.03.2018 tarihli talimatı ile … adresinde bulunan … şubesinin (…) kapatılması için işlemlere başlandığını, 08.05.2018 tarihinde de şube kapanış kararı Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmış olduğunu, müvekkili şirketinin … adresinde bulunan … Şubesi’ni kapattıktan sonra aynı adreste açılan … ismi ile faaliyette bulunan … Davalı …Ticaret Limited Şirketi tarafından kurulduğunu, bu çerçevede “…” marka başvurusunun … ve … sınıflarda …Ticaret Limited Şirketi adına yapıldığını ancak vergi mükellefiyetinin …’ya ait olan … ‘de çalışan davalı …adına olduğunu, davalılar tarafından … adı altında müvekkili şirketin iştiraki olan …A.Ş tarafından … restoranları için geliştirilen ve 29.05.2015 tarihinden beri bütün … Restoranlarında bir fiil kullanılan menü, menü içeriğinde yer alan ürün reçeteleri ve ürün adları, menülerde kullanılan görseller, yazı fontu, genel görünüş ile kimlik ve genel menü aynen kopyalanarak kullanıldıklarını, davalıların hukuka aykırı olarak kopyaladıkları menü içerisinde yer alan müvekkil şirketinin ticaret unvanının ayırt edici kısmı olan “…” ibaresini barındıran “…” isimli ürünü bile menülerinde hukuka aykırı bir şekilde kullandıklarını, müşteki şirketlere ait …restoranlarının… şubesi hala faaliyette olup, … üyeliğinin devam ettiğini ve web sitesine de erişilebilindiğini, davalıların 29.05.2015 koruma tarihli ve … sınıfta müvekkili şirket adına tescilli “…” markasının esas unsuru olan “…” işaretini, müvekkil şirkete ait markanın tanınmışlığından faydalanarak tüketiciler nezdinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde hem internette hem de basılı menülerinde kullanarak müşteki şirketin marka hakkına tecavüz ettiğini, müvekkili şirketine ait … markası, davalılardan önce ve şu anda faaliyette “…” adresinde 2 yıl boyunca … markası ile ve davalılar ile aynı sınıf kapsamındaki ürün ve hizmetlerde (.. Sınıf,…) faaliyette bulunmuş ve tüketiciler tarafından…olarak tanınmıştır, davalılar tarafından hukuka aykırı bir şekilde kopyalanan menülerde “…” adlı bir ürün bulunduğunu, bu ürün adının, orijinal … menüsüne ait bir içerik olduğunu, müvekkili şirketi adına … sınıfta tescilli …. markasından geldiğini, davalılar hakkında, marka tecavüzü ve haksız rekabet sebebiyle … Cumhuriyet Başsavcılığının … S. Numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, ayrıca davalı …şirketi aleyhine, haksız rekabet teşkil eden başkaca eylemleri de olması sebebiyle hukuk davası açılarak dosya numarası bilahare bildirileceğini, davalı … Dış Ticaret Limited Şirketi’nin kurucuları ve pay sahipleri … ve …, müvekkili şirketin eski çalışanları olduğunu, müvekkili şirketinin kuruluşundan itibaren yönetici pozisyonunda çalışmış olduklarını, 18.03.2016 tarihinde dava dışı … Hizmetleri A.Ş unvanlı yavru şirketin yönetim kurulu üyesi olarak…, müdürü olarak da … atanmış olduğunu, şirket Yönetim Kurulu üyesi ve davalı şirketin pay sahibi …’nın görevi 20.01.2018’de, …’nın görevi ise 18.05.2018 tarihinde sona ererek müvekkili şirket ile ilişiklerinin kesilmiş olduğunu, davalı Beyzanur İpek, resmi kayıtlarda …Restoranının sahibi olarak görünmekte ise de, esasında davalı … Limited Şirketi’nin pay sahiplerinden …’ya ait …firmasında sigortalı çalışanlarından biri olduğunu, davalıların, müvekkili şirketten dava konusu markadan, hazır iş ve reklam ürünlerinden haberdar olmamaları hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, … Şube kapanış İşlemlerine görev süresi sona ermeden önce …’nın talimatları üzerine başlanması müvekkili şirketin … Şubesi kapatıldıktan hemen sonra davalıların aynı adreste … adı ile faaliyete geçmesi, bu adreste aynı faaliyeti (…) yürütmeleri, … adı altında müvekkil şirketin iş ürünlerini, reçetelerini ve menülerini kopyalamaları bu menülerin içinde müvekkil şirketin ticaret unvanını kullanmaları, marka hakkına tecavüz etmeleri tüketiciler nezdinde müvekkili şirkete ait … restoranı isim değiştirmiş gibi bir intiba yaratılması davalıların kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu, diğer davalı Karra şirketi’nin müvekkili şirketten daha önce kurulmuş olması veya … hissedarları olan …ve…’nın müvekkili şirketin yetkilisi oldukları dönemde herhangi bir tasarrufta bulunmadığı iddiası da mesnetsiz olup marka hakkına tecavüzü ortadan kaldırmadığını, müvekkili şirkete ait … isimli pide restaurantının … Şubesi davalı … Şirketi hissedarlarından …’nın o tarihte müvekkili şirkette yönetici olması sebebiyle 01.03.2018 tarihli talimatıyla gerçekleştiğini, … tarafından müvekkil şirketi avukatına gönderilen 01.03.2018 tarihli e-postada, aynen şu ifadelerin yer aldığını; “… selam Su anda çalıştırdığımız … caddesindeki dükkanı boşaltacağız. Mal sahibi ile konuştuk. Bir problem çıkarmayacak. Ancak yine de resmi bir bildirim gönderelim. Sanırım mayısta kontrat tarihimiz. Şimdiden yapalım ki başımız ağrımasın. …” …Şubesi …’nın yukarıda bahsi geçen talimatıyla kapatıldıktan hemen sonra, aynı adreste “…” isimli bir restaurant açılmış ve bu restaurantın kullandığı “…” isimli marka için bu talimattan sadece bir ay sonra 07.04.2018 tarihinde davalılardan … şirketi adına marka tescil başvurusunda bulunulmuştur. Öyle ki müvekkil şirketin Şube kapanış kararının bile tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığı düşünüldüğünde, davalıların henüz şube kapanışı yapılmadan … markası için marka tescil başvurusunda bulunduğunu, dolayısıyla cevap dilekçesinde geçen, şubenin mülk sahibinin bu işi yaptığını, …’nın ilgisi olmadığı iddiaları doğru olmadığını, … Restoranına ait menülerin toplatılması … Restoranının varsa web sitesine erişimin engellenmesine, … Restoranının … üzerinden tüketici erişimine kapatılması veya eşdeğer bir önleme tedbirinin alınmasına, … Restoranının telefon siparişlerinin durdurulmasını, müvekkili şirkete ait marka hakkına tecavüzün tespitini, ve tecavüzün kaldırılması talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili …’in iddia edildiği gibi dava dışı …’ya ait mali müşavirlik firmasında çalışmadığı gibi hiçbir ilgisi olmadığını, diğer davalı müvekkili şirketinin, davacı şirketten dahi çok önce kurulmuş ve faaliyetlerine kurulduğu günden beri devam ettiğini, davacı tarafın müvekkil şirket hissedarları … ve … ile ilgili iddialarının tamamı da gerçek ışı olduğunu,…nın…A.Ş nin Eski imza yetkilisi … nün şirketten ayrılamsı üzerine davacı şirketin ricası üzerine ve geçici olarak imza yetkilisi yapılmış ancak bahse konu şirket adına hiçbir işleme imza atmadığını, … da bu hususta hiçbir tasarrufta bulunmadığını, davacı şirkete ait zikredilen … Şubesi zarar etmesi nedeniyle davacı şirketin kararı doğrultusunda kapatılmış olup bu hususta müvekkili şirketinin hissedarı …’nın hiçbir dahli olmadığını, davacı şirkete ait şubenin zarar ettiği ticari defter incelemesi sonucu ortaya çıkacağını, davacı şirkete ait şube kapatıldıktan sonra şubenin mülk sahibi başka bir marka adı altında restaurant olarak devam etmek istemiş ve müvekkillerden …’e bu teklifi sunduğunu, bir süre şubenin mülk sahibi işletmeye ortak olmuş ancak daha sonra ayrılmış olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği gibi kendisi adına tescilli marka müvekkilleri tarafından kullanılmamış olduğunu, davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu menü ve diğer çıktıların nereden temin edildiği belli olmadığı gibi bu hususta bir tespitte mevcut olmadığını, nereden temin edildiği belli olmadığı gibi bu hususta bir tespitte mevcut olmadığını, müvekkili kendi markası ile üretim ve satış yaptığını, müvekkili tarafından işletilen işletme menülerinde kullanıldığı iddia edilen davacıya ait hiçbir marka söz konusu olmadığını, işletmenin ilk açıldığı tarihte kabul anlamına gelmemekle birlikte böyle bir yanlışlık yapılmış olma ihtimali olsa bile şu anda böyle bir durum söz konusu olmadığını, müvekkilinin davacıya ait markayı hiçbir ürününde kullanmadığını, taklit etmediğini, satmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının tescil ettirdiği marka ile menüde yazılı olan ibareler tamamen farklı olduğu gibi tescil edilen markanın hiçbir ayırt edici özelliği de menüdeki yazıda olmadığını, davacı tarafın, … isimli siteden aldığını iddia ettiği menünün müvekkil şirket tarafından kullanıldığını iddia ettiğini, davacının bu iddiasının doğru olmadığını, … güncel menüsü ve … isimli siteden alınan resmi satış rakamları incelendiğinde davacı tarafın iddialarının tamamen asılsız olduğu görüleceği gibi … isimli hiçbir ürünün bugüne kadar satılmadığı ve … markası ile hiçbir maddi menfaat temin edilmediğini, müvekkil şirketine ait … menü basımı ile ilgili fatura da daha sonra Mahkemeye ibraz edileceklerini, davacı tarafın iddia ettiği gibi kendisi adına tescilli marka müvekkilleri tarafından kullanılmadığını, … markasının sunulan marka tescil belgesinden de anlaşılacağı gibi 2011 yılında bir başkası tarafından tescil edilmiş olup davacıya ait olmadığını, davacı taraf, … markasını gida alanında değil konaklama alanında tescil ettirdiğini, davacı tarafın, 2011 yılındaki tescil nedeniyle … şeklinde marka tescilini yaptıramadığını, bu nedenle davacının iddia ettiği gibi “…” ibaresi davacı tarafa ait olmadığı gibi markanın ayırt edici özelliği olduğu iddiası da gerçek dışı olduğunu, açıklanan nedenlerle açılan davanın reddini talep etmiştir.
HMK’nın 266. madde kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
11/07/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalı tarafından işyerinde ve internet ortamında kullandığı menülerinde “…” ibarelerine yemek ismi olarak yer vermesinin davacı tarafın marka haklarını ihlal ettiği, incelemenin yapıldığı tarihte … isimli internet sitesinde davalı kullanımlarının mevcut olmadığı, davalı tarafın kullanmalarının SMK 7/5 bendi kapsamında “dürüst ve ticari hayata uygun bir kullanım” olarak değerlendirilemeyeceği, emsal lisansın tespiti konusunda heyette bu konuda uzman bilirkişi olmadığından değerlendirme yapmanın uygun olmadığı, davalı tarafın menülerinde “…” ibaresini kullandığı süre ve faaliyete başlama tarihlerinin emsal lisansın tespitinde uzman bilirkişice incelenmesi gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
21/08/2021 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Davalı …Şti. “nin 10.04.2013 tarihinde kurulduğu ve … “İşletme ve Diğer İdari Danışmanlık Faaliyetleri’ nace koduyla faaliyet gösterdiği, 2018 yılına ait verilerin dosyada bulunmadığı ve bilirkişi talebine rağmen incelemeye sunulmadığı, dava konusu tecavüzden kaynaklı gelir tespiti yapılamadığı için maddi tazminatın hesaplanamadığı ve manevi tazminat takdirinin mahkemeye ait olduğu, davalı …’in vergi mükellefiyetinin TERK nedeniyle sona erdiği, dava konusu tecavüz nedeniyle maddi tazminat hesaplanabilmesi için dosyada veri bulunmadığı, bilirkişi talebine rağmen incelemeye evrak sunulmadığı bu nedenler maddi tazminat hesabının yapılamadığı, manevi tazminat takdirinin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
15/08/2022 tarihli bilirkişi kurulu 2.ek raporunda özetle: Davacının ‘…” markasının bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun olarak kullanılması halinde ödenmesi gereken lisans bedeli ve her halükarda şirketin uğradığı zararlara ilişkin maddi tazminat ve manevi tazminat talebi olduğu, davalı Beyzanur İpek’in vergi mükellefiyetinin TERK nedeniyle sona erdiği, dava konusu tecavüz nedeniyle maddi tazminat hesaplanamadığı, manevi tazminat takdirinin mahkemeye ait olduğu, diğer davalı …Şti.’nin faaliyet kodu (Nace) nedeniyle elde ettiği gelir unsurunun dava konusu tecavüzden kaynaklı gelir olup olmadığının tespiti yapılamamakla beraber 2018 yılı cirosu üzerinden %10 oranında emsal belirlenmesinin mahkemece uygun görülmesi halinde davacının talep edebileceği maddi tazminat tutarının 139.745,69-TL olabileceği, 2018 yılı cirosu üzerinden %15 oranında emsal belirlenmesinin mahkemece uygun görülmesi halinde davacının talep edebileceği maddi tazminat tutarının 209.618,53-TL olabileceği, dava konusu marka tescilinin davacı …Ş. adına olmasına rağmen bu markanın kullanım alanının davacının iştiraki olan 31.03.2015 tarihinde kurulan… Hizmetleri A.Ş. unvanlı şirket olduğu, mahkemenin OT Food Aş. nin 2018 yılında gerçekleşen cirosu üzerinden hesap yapılmasını takdir etmesi halinde; cironun %10 “u emsal olarak kabul edilmesi halinde; 930.971,21 %10 olabileceği cironun %15’i emsal olarak kabul edilmesi halinde; 930.971,21 %15 = 139.645,68-TL olabileceği, mahkemenin …Aş. nin 2018 yılında muhtemel cirosu üzerinden hesap yapılmasını takdir etmesi halinde Cironun %10 “u emsal olarak kabul edilmesi halinde; 1.233.518,93 %10 = 123.351,89-TL olabileceği, cironun %15’i emsal olarak kabul edilmesi halinde; 1.233.518,93 %15 = 185.027,84 olabileceği, manevi tazminat takdirinin mahkemeye ait olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davalıların eyleminin, davacının marka tescilinden kaynaklanan haklarına tecavüz oluşturduğunun tespiti, men’i, ref’i, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla SMK 151/2-c maddesi kapsamında şimdilik 5.000 TL maddi tazminat, 10.000 TL manevi tazminatın tahsili ve hükmün ilanına ilişkindir.
Davacı vekili 24/11/2022 tarihli talep arttırım dilekçesi ile: 209.618,53 TL maddi tazminat talep etmiş, gerekli harcı yatırmıştır.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nun 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.madde de düzenlenmiştir.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı ” şeklinde talepte bulunabilir.
6769 sayılı SMK’nun 151.maddesine göre; “(1) Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2) Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır:
a) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir.
b) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç.
c) Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4) Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5) Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır.
(6) Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükmü amirdir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
SMK, TTK hükümleri, TPMK kayıtları, bilirkişi kurulu kök / ek raporları ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde … numaralı “…” ibareli markanın …sınıfta … numaralı ” …” ibareli markanın …sınıflarda ve …. “…” ibareli markanın … ve …sınıflarda davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı …’nin : … numaralı “…” ibareli markanın … ve …sınıflarda tescil için TPMK na müracaat ettiği, başvurunun kabul edildiği, ancak tescil işlemlerinin tamamlanması için gerekli tescil ücreti ve diğer evraklar tamamlanmadığından tescil işleminin yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davalılar tarafından işyerinde ve internet ortamındaki menülerde “…” ibarelerini yemek ismi olarak yer vermelerinin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiği kanaatine varıldığından, tecavüzün tespitine, meni’ne, ref’ine karar vermek gerekmiştir.
Davacı SMK 151/2-c maddesi, yani “Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli” kapsamında maddi tazminat talep etmiştir. Bilirkişiler tarafından maddi tazminat miktarı tam olarak tespit edilemediğinden, markanın tescil tarihi, davalıların kullanım yoğunluğu, somut olayın özellikleri ve B.K. 50 – 51. maddesi hükümlerine göre maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne; 100.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 10/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüd faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davacı manevi tazminat talep etmiştir. Türk Borçlar hukukunda objektif görüş kabul edildiğinden, şahsiyet haklarından yararlandıkları ölçüde tüzel kişilerin de TBK’nın 49 ve 58. maddeleri koşulları gerçekleştiği ölçüde manevi tazminat isteyebilecekleri bilinmekle, somut olayın özelliği, kullanımın niteliği, haksız rekabetin şumulü, manevi tazminatın amaç ve içeriği, hak ve nesafet kuralları gereği manevi tazminat talebinin kabulüne; 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 10/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Dava sonucunda davacının haklı çıktığı, dolayısıyla ilan talebinde hukuki menfaat bulunduğu gözetilerek, karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına, masrafın davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-Davalıların eyleminin; davacının marka tescilinden kaynaklanan haklarına tecavüz oluşturduğunun tespitine, men’ine, ref’ine,
2-Maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne; Borçlar Kanunu hükümlerine göre takdiren 100.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihi olan 10/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüd faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Manevi tazminat talebinin kabulüne; 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihi olan 10/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalılardan tahsiline,
5-7.514,10 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 3.763,55 TL harcın davalılardan tahsiline,
6-Marka Tescilinden kaynaklanan haklara tecavüzün tespiti, men’i, ref’i talepleri yönünden: Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 16.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Reddedilen maddi tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 16.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
10-Manevi tazminat talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafın yaptığı 35,90 TL başvuru harcı, 256,17 TL peşin harç, 3.494,38 TL tamamlama harcı, 553,20 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 4.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.339,65 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre 4.176,49 TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davacı tarafça fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.09/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır