Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/122 E. 2022/178 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/122
KARAR NO : 2022/178

DAVA : FSEK- MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 06/04/2018
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

HSK’nın 04/11/2021 tarih ve 1111 sayılı kararı gereğince İstanbul 3. ve 4. FSHH Mahkemelerinin 11/11/2021 tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmesine, 1. FSHH Mahkemesinde görülmekte olan tek esaslı dava, iş ve arşiv dosyalarının Mahkememize devrine karar verildiğinden, İstanbul 1. FSHHM’nin 2…E. sayılı davası Mahkememize tevzi edilerek… E. sırasına kaydı yapılmakla, taraflar arasındaki FSEK- Maddi ve Manevi Tazminat talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin, “…” isimli sinema filminin proje sahibi, yaratıcı yapımcısı ve film yazarı sıfatıyla eser sahibi olduğunu, … televizyonu tarafından yapılan “….” isimli belgeseli izledikten sonra bu hikayeyi geliştirdiğini ve bu proje için davalı ile anlaştıklarını, sözlü anlaşmada bu projenin senaryo bedeli olarak 150.000 TL net telif bedelinin müvekkiline ödeneceğini, senaryo yazarlığı mesaisi dışında yaratıcı yapımcı olarak ödeme yapılmayacağının kararlaştırıldığını, bunun akabinde yazılı sözleşmenin müvekkili tarafından tek taraflı olarak imzalandığını, ancak davalının sözleşmeyi imzalayıp vermekten imtina ettiğini, sözleşmenin mailler dikkate alındığında taraflar arasında kurulmuş sayılacağını, müvekkiline 150.000 TL telif bedelinin geç de olsa ödendiğini, müvekkilinin filmin son güncel tretman yazımını da yapıp davalı şirkete 30 Nisan 2016 tarihinde senaryoyu teslim ettiğini, sözleşmeyi imzalamayan davalının müvekkiline Kültür Bakanlığından destek almak için tarihsiz muvafakatname imzalattığını, bu muvafakatnamenin henüz … filminin çekimlerine başlanılmadan imzalatıldığını, daha sonra filmin yapımının gerçekleştirildiğini, davalının; müvekkilinin haklarını ihlal ettiğini, öncelikle müvekkilinin imzalayıp davalıya gönderdiği ancak davalının imzalı nüshasını göndermekten ısrarla imtina ettiği 24/07/2015 tarihli sözleşme uyarınca müvekkiline 150.000 TL telif bedeline ek olarak sözleşmenin 4.4, 4.5, 4.6 maddeleri gereğince filmin izleyici sayısına göre de ek telif bedeli ödemesi gerektiğini, filmin manevi haklarından umuma arz hakkının davalıya devredilmemesine rağmen davalının filmi yayınlaması nedeniyle manevi tazminat talep ettiklerini, davalının; müvekkilinin eser sahiplerinden birisi olmasına rağmen eser sahipliğini gereği gibi belirtmeyerek FSEK 15. maddesi çerçevesinde müvekkilinin manevi hakkının da ihlal edildiğini, ayrıca müvekkilinin çekimlere katılmasının engellenmesi, filmin son halinin izletilmemesi, törenlere davet edilmemesi ve proje sahibi olarak müvekkili yerine davalı şirket yetkilisinin gösterilmesi nedeniyle de genel hükümler çerçevesinde manevi tazminat talebinde bulunduklarını, neticeten; müvekkilinin senarist sıfatıyla hak sahibi olduğu sinema yapımının toplam gişesi temel alınarak 75.000 TL sözleşme bedelinin ve toplam 75.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının … yapımı “…” isimli belgeseldeki görüntüleri, …’den izin almaksızın sunum dosyası haline getirdiğini, hikayede hayatı anlatılan …’nden izin almaksızın müvekkiline senaryoyu getirdiğini, müvekkilinin gerekli izinleri kendisinin aldığından proje sahibinin müvekkili olduğunu, davacı ile senaryonun filme dönüştürülmesi hususunda anlaşıldığını ve kendisine telif bedeli olarak net 150.000 TL ödendiğini, davacının bedelin tamamını almasını takiben sinema filminin gösterime girebilmesi için gerekli kayıt/tescil belgesinin alınabilmesi ve gösterimi için gerekli muvafakatnameyi imzalayarak müvekkiline teslim ettiğini, davacının ismine afişlerde ve filmin künyesinde yeterince yer verildiğini, davacı ile imzalanmış herhangi bir yazılı sözleşmenin bulunmadığını, bu nedenlerle ek telif bedeli talepleri ile manevi tazminat taleplerinin haksız olduğunu, davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
… Telif Hakları Ve Sinema Müdürlüğü’ nden; “…” isimli filme ilişkin eser işletme belgeleri ile mali hak devrine ilişkin kayıtlar istenmiştir.
… 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ nin … Esas sayılı dava dosyası incelenmiş: Davacıların; …, … ŞİRKETİ, … ŞİRKETİ, davalıların: …ŞİRKETİ, … ŞİRKETİ, …, davanın; Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi ve Tazmini, dava tarihinin 18/10/2016 olduğu ve 30/12/2016 tarihinde feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
… Cumhuriyet Başsavcılığının … numaralı soruşturma dosyası istenmiş, incelendiğinde: Müştekinin …, şüphelinin …, suçun Özel Belgede Sahtecilik olduğu, 24/01/2019 tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığı Sahtecilik ve Dolandırıcılık Bürosunun … numaralı soruşturmasında yetkisizlik kararı verilerek, gereğinin takdir ve ifası için evrakın … Cumhuriyet Başsavcılığa gönderilmesine karar verildiği görülmüştür.
HMK’ nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
24/07/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davacının sahibi olduğunu iddia ettiği senaryonun belgesel filmdeki hikaye ve örgüye bağlı kalınarak farklılık ve hususiyet te katılarak işlenip geliştirildiği ve geliştirilen hali ile davaya konu senaryonun FSEK 6.maddesi hükmü çerçevesinde işlenme eser sayılacağı, davacının davaya konu senaryonun FSEK 11.maddesindeki karine çerçevesinde işlenme eser sahibi olduğu, dava dosyasında bulunan senaryonun “…” isimli filmle örtüştüğü, dava konusu filmin, davacı tarafın kaleme aldığı senaryonun gerçekleştirilmiş hali olduğu, maddi tazminat talebi yönünden; dosyada 24.07.2017 tarihli sözleşmenin davalı tarafından imzalanmış haline rastlanmadığı gibi deliler arasında, maillerde sözleşmenin davalı tarafça kabulüne dair herhangi bir delile rastlanmadığı, Mahkemece davacının iddia ettiği şekliyle taraflar arasında 24.07.2017 tarihli sözleşmenin kabulü kanaatine varılması ihtimalinde davacının 75.000 TL ek telif bedeli talebinde bulunabileceği, mahkemece davacının iddia ettiğinin aksine 24.07.2017 tarihli sözleşmenin kurulmadığı kanaatine varılması ihtimalinde ise davacının maddi tazminat talebinin söz konusu olamayacağı, manevi tazminat talebi yönünden; FSEK 14.maddesine ilişkin herhangi bir ihlalin söz konusu olmadığı, FSEK 15.maddesinde belirtilen manevi hakkın ihlal edildiği, bu çerçevede manevi tazminat talebinin FSEK 70.maddesi dikkate alındığında yerinde sayılacağı, manevi tazminatın türü ve miktarını tayin hakkının mahkemeye ait olacağı, davacının proje sahibi olduğunun dosyaya ibraz edilen filme ilişkin Türkçe teaser afişlerde, filme ilişkin katalogda ve filmin Facebook hesabında belirtilmesi dikkate alındığında davacının proje sahibi olmasına rağmen dosyada mübrez davalı şirket yetkilisinin yaptığı gazete röpartajlarında proje sahibi olarak davacıyı değil kendisini belirtmesinin kişilik hakkının ihlali sayılabileceği ve bu çerçevede manevi tazminat talebinin TBK genel hükmü dikkate alındığında yerinde sayılacağı, manevi tazminatın türü ve miktarını tayin hakkının mahkemeye ait olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Sunulan CD nin çözümü için bilgisayar mühendisi bilirkişiden rapor alınmış, 01/07/2021 tarihli rapor ibraz edilmiştir.
01/09/2022 tarihli bilirkişi kurulu ek raporunda özetle: Taraflarca müştereken imzalanmış olan tarihsiz, tek sayfalık Sözleşme başlıklı metnin, FSEK 52. ve TBK.m.1-2 maddesi anlamında sözleşmenin esaslı noktalarını ve tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarını içeren yazılı sözleşme nitetiğinde olduğu, bu sözleşmede ve davalı şirketin davacıya gönderdiği 28.02.2017 tarih ve 00900 yevmiye numaralı cevabi ihtarnamede, taraflar arasında mali haklara ilişkin başka bir sözleşmenin bulunduğunun iki tarafın kabulünde olduğu, 01.07.2021 tarihli teknik bilirkişi raporu ile taraflar arasında, davacı tarafça imzalanıp davalıya tesfim edilen sözleşme taslağının, dava konusu olan gişe sayılarına göre ek ödemelere ilişkin 4.4, 4.5 ve 4.6 maddelerinin sözleşmeye davalı tarafça eklenerek davacıya gönderildiği, onun tarafından da açıkça kabul edilerek, taraflar arasında müzakere edilerek kabul edilmiş olduğu, eser sahibinin mali haklarına dair sözleşmelerin yazılı şekle tabi olduğu ve taraflar arasında eser sahibinin mali haklarını içeren müştereken imzalanmış bir yazılı sözleşmenin bulunmadığının kabulü halinde dahi, dava konusu edilen filmin gişe/izlenme sayılarına göre davacıya ödenecek ek ücretlere dair konuların, sözleşmenin “ikinci derecedeki” noktalarına ilişkin olup, sonradan tamamlanabileceği, davalı tarafın da kabulünde olan, yalnızca davacı tarafça imzalanmış olan sözleşme metninin ve dava konusu edilen 4.4, 4.5, 4.6 maddelerinin taraflarca müzakere edilerek benimsendiği, böylece tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarının örtüştüğü teknik bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden, yazılı sözleşme metni sonuçta davalı tarafça hiç imzalanmamış olsa dahi, tarafların sözleşmeden doğan ana edimlerinin karşılıklı olarak ifa edilmiş olması, senaristi davacı olan filmin davalı tarafça çekilmesi, davacıya esas telif ücretinin ödenmiş otması, filmin vizyona girmesi ve beş milyonu aşan gişe sayısına ulaşması ve nihayet gişe/izlenme sayılarına bağlı ücretlere ilişkin sözleşme maddelerinin taraflar arasında yeniden müzakere edildiğine veya bunlara dair bir irade bozukluğuna dair iddianın bulunmaması karşısında, güven teorisi ve dürüstlük kuralı çarçevesinde, davacı tarafın sözleşmenin 4.4, 4.5, 4.6 maddeleri konusunda taraflar arasında anlaşma sağlandığını varsaymasının beklenebileceği, dava konusu senaryonun eser niteliğine, davacının eser sahipliğine, … filminin senaryo ile örtüştüğüne, davacı tarafın maddi ve manevi tazminat taleplerine dair 24/07/2019 tarihli kök bilirkişi raporunun sonuç kısmında ulaşılan tespit ve kanaatlerin aynen muhafaza edildiği bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacının “…” isimli sinema filminin proje sahibi, yaratıcı yapımcı ve film yazarı sıfatı ile eser sahibi olduğu, davacının bu projeyi …nin üstlendiği “…” isimli belgeseli izledikten sonra bu hikayeyi geliştirdiği bu proje için davalı ile anlaştıkları, sözlü anlaşmada bu projenin senaryo bedeli olarak 150.000 TL net telif bedelinin davacıya ödeneceği, senaryo yazarlığı mesaisi dışında yaratıcı yapımcı olarak davacıya ödeme yapılmayacağının kararlaştırıldığı, bunun akabinde yazılı sözleşmenin davacı tarafından tek taraflı olarak imzalandığı ancak davalının sözleşmeyi imzalayıp davacıya vermekten imtina ettiği, sözleşmenin mailler dikkate alındığında taraflar arasında kurulmuş sayılacağı, davacıya 150.000 TL telif bedelinin geç de olsa ödendiği, davacının; filmin son güncel tretman yazımını da yapıp davalı şirkete 30/04/2016 tarihinde senaryoyu teslim ettiği, sözleşmeyi imzalamayan davalının, davacıya Kültür Bakanlığından destek almak için tarihsiz muvafakatname imzalattığı, bu muvafakatnamenin henüz “…” filminin çekimlerine başlanılmadan imzalatıldığı, daha sonra filmin yapımının gerçekleştirildiği, davalının; davacının haklarını ihlal ettiği İDDİASINA dayalı, öncelikle davacının imzalayıp davalıya gönderdiği ancak davalının imzalı nüshasını göndermekten ısrarla imtina ettiği 24/07/2015 tarihli sözleşme uyarınca davacının 150.000 TL telif bedeline ek olarak sözleşmenin 4.4, 4.5, 4.6 maddeleri gereğince filmin izleyici sayısına göre davacıya ek telif bedeli ödemesi gerektiği, filmin manevi haklardan umuma arz hakkının davalıya devredilmemesine rağmen davalının filmi yayınlaması nedeniyle sözleşmeye aykırı davranarak davacıyı maddi ve manevi zarara uğrattığı, bu kapsamda ihtiyati tedbir talepleriyle birlikte yapımın toplam gişesine göre 75.000 TL’ nin senarist sıfatıyla sözleşme bedelinin tahsili, FSEK 14. maddenin ihlali nedeniyle 25.000 TL manevi, FSEK 15. maddenin ihlali nedeniyle 15.000 TL manevi, kişilik hakların ihlali nedeniyle TBK 58. maddesine göre 25.000 TL, proje sahibi olarak davacının adının yer verilmemesine dayalı 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile hükmün ilanına ilişkindir.
FSEK hükümleri, mevzuat, Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kök/ek raporu ve bütün dosya kapsamından: FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Doktrinde, bu unsurlardan İlkine “sübjektif unsur” veya “esasa İlişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart’ denilmektedir. Subjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün taşıması”, eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; İlim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
5846 sayılı kanunun 1/B maddesinin a bendinde; sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri 2/1-a bendinde de herhangi bir şekilde dil ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada programın sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımlarının ilim ve edebiyat eseri olduğu bilinmektedir.
Bilindiği üzere dil ve yazı ile ifade olunan eserler geniş bir fikir alanını kapsarlar. Bu eserler, hikaye, roman, şiir, bir şarkının güftesi, skeç, tiyatro oyunlarını kapsadığı gibi, bilimsel konferansları, monografileri, siyasi nutukları, eğlendirici sohbet tarzında konuşmaları, çocuk hikayelerini ve benzerlerini kapsar. Bu tür fikir ve sanat ürünlerinin ilim ve edebiyat eseri sayılabilmesi için, onların mutlaka yazı ile tespit edilmiş olmaları gerekmez, başka bir ifade ile duygu ve düşünceleri ifade için kullanılan araç veya olanağın hiçbir önemi yoktur. Bu araç veya olanak yazı, çizgi, rakam, formül veya söz olabilir. Örneğin şifahen söylenmiş bir şiir, hikaye, masal da hususiyet taşıyorsa, kamuya sunulduğu andan itibaren eser olarak korunur. Yine dil ve yazı ile ifade olunan eserlerde konunun mutlaka bilimsel veya edebi olması da şart değildir. Siyasal, sosyal ve dinsel düşünce ve fikirler de, ilim ve edebiyat eseri sayılırlar. Yine kullanılan dilin yabancı veya ölü bir dil oluşu da önem taşımaz. Ayrıca bunların yapıldığı mekanın önemi de yoktur. Dil ve yazı ile ifade olunan eserlerin korunabilmesi için, hususiyet taşımaları gerekir.
Dava konusu; davacının eser sahibi olduğunu iddia ettiği senaryodur. Bilindiği üzere Senaryo, bir filmin çevrilmesine temel olan metindir”. Senaryo, bir filmin neyi konu olduğunu, filmde varsa karakterinin kimler olduğunu, bunlar arasında-eğer varsa- geçen diyalogları içeren bir anlamda çekilecek olan filmin iskeletini oluşturan yapıdır ve filmin çıkış noktalarından biridir”. Senaryo hususiyet taşımak koşuluyla FSEK 2/1.maddesi anlamında dil ve yazı ile ifade olunan ilim ve edebiyat eseri sayılmaktadır”. Davaya konu olayda; davacının ve davalının da kabulünde olduğu üzere senaryo …yapımı “…” isimli belgeselden yararlanılarak oluşturulduğundan; davaya konu senaryonun FSEK 6.maddesi gereğince işlenme eser olduğu, davacının davaya konu senaryonun FSEK 11.maddesindeki karine çerçevesinde işlenme eser sahibi olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki ilişkinin bir sözleşmeye dayandığı, bu sözleşmeye istinaden davalı şirket tarafından; “…” filminin çekildiği, filmin senaristinin davacı … olduğu, davacıya 150.000 TL ödeme yapıldığı hususları taraflar arasında ihtilaflı değildir. 18/07/2017 tarihli Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Eserlerine İlişkin Kayıt Tescil Belgesi’nde ve başvuru formunda sanaryo yazarı olarak davacı … gösterilmiştir.
Taraflar arasındaki ihtilaflı iki temel konunun: Davacı tarafından imzalanan ancak davalı tarafça imzalanmamış olan 24/07/2017 tarihli sözleşmenin 4.4, 4.5 ve 4.6 maddelerine istinaden izleyici sayısına göre terditli olarak kararlaştırılan ek ücretlerin talep edilip edilmeyeceği ve davacının usulüne uygun şekilde senarist olarak gösterilmemesinden kaynaklı olarak manevi tazminat talep edilip edilemeyeceğidir.
FSEK 52. madde hükümüne göre mali haklara dair sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve konuları olan hakların ayrı ayrı gösterilmesi şarttır.
Taraflarca müştereken imzalanmış olan tarihsiz, tek sayfalık “Sözleşme” başlıklı metnin; FSEK 52. ve TBK 1-2. maddesi anlamında sözleşmenin esaslı noktalarını, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarını içeren yazılı sözleşme niteliğinde olduğu, bu sözleşmede ve davalı şirketin, davacıya gönderdiği … tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamede; taraflar arasında mali haklara ilişkin başka bir sözleşmenin bulunduğunun iki tarafın kabulünde olduğu, taraflar arasında, davacı tarafça imzalanıp davalıya teslim edilen sözleşme taslağının, dava konusu olan gişe sayılarına göre ek ödemelere ilişkin 4.4, 4.5 ve 4.6 maddelerinin sözleşmeye davalı tarafça eklenerek davacıya gönderildiği, davacı tarafından da açıkça kabul edildiği ve taraflar arasında müzakere edilerek kabul edildiği, eser sahibinin mali haklarına dair sözleşmelerin yazılı şekle tabi olduğu ve taraflar arasında eser sahibinin mali haklarını içeren müştereken imzalanmış bir yazılı sözleşmenin bulunmadığının kabulü halinde dahi, dava konusu filmin gişe/izlenme sayılarına göre davacıya ödenecek ek ücretlere dair konuların, sözleşmenin “ikinci derecedeki” noktalarına ilişkin olup, sonradan tamamlanabileceği, davalı tarafın da kabulünde olan, yalnızca davacının imzaladığı sözleşme metninin ve dava konusu edilen 4.4, 4.5, 4.6 maddelerinin taraflarca müzakere edilerek benimsendiği, böylece tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade açıklamalarının örtüştüğü kanaatine varıldığından; yazılı sözleşme metni sonuçta davalı tarafça hiç imzalanmamış olsa dahi, tarafların sözleşmeden doğan ana edimlerinin karşılıklı olarak ifa edilmiş olması, senaristi davacı olan filmin davalı şirket tarafından çekilmesi, davacıya esas telif ücretinin ödenmiş olması, filmin vizyona girmesi ve beş milyonu aşan gişe sayısına ulaşması ve nihayet gişe/izlenme sayılarına bağlı ücretlere ilişkin sözleşme maddelerinin taraflar arasında yeniden müzakere edildiğine veya bunlara dair bir irade bozukluğuna dair iddianın bulunmaması karşısında, güven teorisi ve dürüstlük kuralı çarçevesinde, davacı tarafın sözleşmenin 4.4, 4.5, 4.6 maddeleri konusunda taraflar arasında anlaşma sağlandığı varsaymasının beklenebileceği, 01/07/2021 tarihli teknik bilirkişi raporundaki tespitler çerçevesinde; davacı tarafça imzalanan ve davalı şirket tarafından e-posta yoluyla davacıya gönderilmiş olan sözleşmenin 4.4, 4.5, 4.6 maddelerindeki gişe sayısına oranla ödenecek ek ücretlere dair sözlaşme hükümlerinin davalı şirket tarafından davacıya önerildiği ve davacı tarafça kabul edildiği tespit edildiğinden, söz konusu ek ödemelere dair taraflar arasında bir sözleşmenin maydana geldiği, tarafların gerçek ve ortak iradelerinin bu yönde olduğu kanaatine varılmıştır.
Teknik bilirkişi raporuna göre taraflar arasında müzakere edildiği, hatta bizatihi davalı tarafça sözleşmeye eklenerek davacıya gönderilen ve davacı tarafından da açıkça kabul edilen sözleşmenin 4.4, 4.5 ve 4.6 maddelerinde filmin toplam izleyici sayısının sırasıyla 750.001, – 1.000.000 arasında olması halinde ilave 15.000 TL, 1.500.000’e kadar olması halinde ilave 25.000 TL, 1.500,000’ü aşması halinde ilave 35.000 TL daha ödeneceğinin belirtildiği, söz konusu gişe sayılarının ve kademeli ek ödemelerin somut olayın özelliklerine ve işin nliteliğine uygun düştüğü, zira film maliyetlerinin sabit kalmasına karşılık, izleyici sayısı arttıkça sağlanacak net kazancın hem miktar hem oransal yönden artacağından, senariste de başarıya bağlı ek ödemelerinin yapılmasının makul olduğu, filmin gişe/zlenme sayılarına göre eser sahibi davacıya ödenecek ek ücretler konusunda taraflar arasında bir sözleşmenin oluştuğu, taraflarca müştereken imzalanan kısa sözleşmenin, dava konusu ek ücretlere yönelik ikinci derecedeki hususların, sözleşme müzakerelerindeki yazılı/taslak metinlere göre yorum yoluyla tamamlanabileceği kanaatine varıldığından; “…” filminin, boxofficeturkiye.com isimli sitesindeki seyirci sayısının 5.589.037 olduğundan, sözleşmenin 4.4 maddesi gereğince 15.000 TL, sözleşmenin 4.5 maddesi gereğince 25.000 TL ve sözleşmenin 4.6 maddesi gereğince 35.000 TL olmak üzere toplam 75.000 TL ek telif bedelinin davacıya ödenmesi gerekeceği, manevi tazminat talebi yönünden: Davacı, umuma arz hakkının davalıya devredilmemesine rağmen davalının filmi yayınlaması nedeni ile FSEK 14.madde hükme aykırı davranıldığını iddia etmiştir. Davacının senaryosunun filme alınması konusunda davalı ile anlaşıp telif bedeli alması ve bu konuda yazılı muvafakatname vermesi dikkate alındığında, işleme eserinin umuma arzı için davalı şirkete yetki verdiği bu nedenle FSEK 14.maddesi çerçevesinde ihlal edilen bir manevi hakkın söz konusu olmadığı anlaşılmıştır. Davacı, senaryo yazarı olduğu halde gereği eser sahibi olarak adına yer verilmemesi nedeniyle manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Sinema eserlerinde; eser sahibinin adı filmin jeneriğinde, afişlerinde, tanıtımlarında belirtilir. “…” isimli sinema filminin FSEK 8/son maddesi hükmü gereğince yönetmen ve özgün müzik bestecisi ile birlikte ortak eser sahiplerinden olmakla isminin filmin jeneriğinde, afişlerinde, tanıtımlarında öncelikli olarak belirtilmesi şarttır. “…” isimli sinema filminin ön jeneriğine oyuncuların ve yazarın adların konmadığı, aynı şekilde … de oyuncuların ve yazarın adı sabit olarak çıkan büyük harfli yazıların arasına konmadığı, küçük boyutlu kayan yazılar ile yetinildiği, jeneriklerin estetik olması, filmin bütününe uygun olmasının mümkün ve gerekli olduğu, bu anlamda çeşitliliklerin olabileceği, buna karşılık jeneriklerin hukuki delil niteliğinin tartışmasız olduğu ve eser sahibi olarak muvafakat verenlerin mümkün ölçüde eşit büyüklük ve sürede ekranda görüntülenmesinin gerektiği, “…” isimli sinema filminde; davacının ve oyuncuların isimlerinin hak ettiği şekilde yer almadığı; yapımcı, müzisyen, görüntü yönetmeni, yönetmen dışında kalan isimlerin ihmal edildiği, ana kast oyuncularının ve senaristin kendi isimlerinin diğer isimler gibi okunmasını, bilinirliklerinin artmasını istemelerinin doğal olduğu, davacının eser sahibi olduğuna dair yeterli belirtmenin yapılmaması nedeniyle FSEK 15. maddesi hükmü gereği manevi hakkının ihlal edildiği, manevi tazminat talebinin FSEK 70. maddesi dikkate alındığında yerinde olduğu, bu nedenle takdiren 15.000 TL manevi tazminata hükmedilmiştir.
Davacı, çekimlere katılmasının engellendiği, filmin son halinin izletilmemesinin, törenlere davet edilmemesinin, filmin kendi sosyal hesaplarının kapatılması ve proje sahibi olarak kendi yerine davalı şirket yetkilisinin gösterilmesi nedeniyle genel hükümler çerçevesinde manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Senaryo yazarının, haklarını devir ettikten sonra filme alınma aşamasında çekimlere katılması, törenlere katılması, sosyal medya hesaplarına ilişkin şifrelerin sürekli açık olması, eğer taraflar arasında yazılı sözleşme yoksa şart değildir. Bu nedenle davacının TBK genel hükümleri çerçevesinde kişilik hakkının ihlal edilmediği kanaatine varılmıştır.
Davacının proje sahibi olduğu filme ilişkin Türkçe teaser afişlerde, filme ilişkin katalogta ve filmin Facebook hesabında belirtilmiştir. Davacının proje sahibi olmasına rağmen, davalı şirket yetkilisinin yaptığı gazete röportajlarında; proje sahibi olarak davacıyı değil kendisini belirtmesi nedeniyle kişilik hakkının ihlal edildiği bu nedenle B.K’nın 58. maddesi gereğince takdiren 10.000 TL manevi tazminata hükmolunmasına, davada talep edilen ve hüküm altına alınan hususlar dikkate alındığında hükmün ilanına ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
1-75.000 TL ek telif bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının eser sahibi olduğuna dair yeterli belirtmenin yapılmaması nedeniyle FSEK 15.maddesi gereğince takdiren 15.000 TL manevi tazminatın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davalı şirket yetkilisinin yaptığı gazete röportajlarında; proje sahibi olarak davacıyı belirtmemesi nedeniyle B.K’nun 58.maddesi gereğince takdiren 10.000 TL manevi tazminatın, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Diğer taleplerin reddine,
5-Davada talep edilen ve hüküm altına alınan hususlar dikkate alındığında; hükmün ilanına ilişkin talebin reddine,
6-6.831,00 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 4.269,37 TL harcın davalıdan tahsiline,
7-Ek Telif Bedeli için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 16.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-FSEK 15. maddesi kapsamında talep edilen Manevi Tazminat için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-B.K. 58. maddesi kapsamında talep edilen Manevi Tazminat için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-FSEK 14. maddesi kapsamında talep edilen Manevi Tazminat red edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-B.K. 58. maddesi kapsamında talep edilen Manevi Tazminat red edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 10.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-Davacı tarafın yaptığı 35,90 TL başvuru harcı, 2.561,63 TL peşin harç, 635 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 5.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 8.232,53 TL yargılama giderinden; davanın kabul/red oranına göre 5,488,36 TL ‘nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
13-Davalı tarafça yapılan 57,20 TL yargılama giderinden davanın kabul/red oranına göre 19,07 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
14-Taraflarca fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır