Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/121 E. 2023/54 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/121
KARAR NO : 2023/54

DAVA : FSEK-TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 02/04/2018
KARAR TARİHİ : 23/03/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK – Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin global ölçekli bilgisayar programı üreticisi olduğunu ve müvekkili tarafından üretilen bilgisayar programlarının dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de çok sayıda kullanıcı tarafından tercih edildiğini, müvekkili tarafından üretilen bilgisayar programlarına güçlü resim tasarım paylaşımı ve reklamcılık araçları ile Dünya da ve Türkiye de en çok kullanılan mimari tasarım, çizim, görselleştirme, görüntüleme ve düzenleme programı olan “…” olarak örnek verilebileceğini, müvekkili şirketin “…” isimli bilgisayar programı üzerinde telif hakkına sahibi olduğunu, müvekkili şirketin talebi doğrultusunda … 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine …D.İş sayılı dosyası ile tespit talebinde bulunduklarını, bu dosyaya istinaden 19/01/2018 tarihinde uzman bilirkişi ile yapılan keşifte, davalı şirkete ait 4 (dört) adet bilgisayarlar üzerinde müvekkili şirkete ait 3 adet … ve 1 adet … yazılımlarının kurulu ve çalışır vaziyette, 1 adet … yazılımının sadece kurulu vaziyette olmak üzere 5 adet bilgisayarda yazılımın lisanssız olarak kullanıldığı tespit edildiğini, davalıya tespit işlemi sonrasında sulh için teklifte bulunulduğunu, ancak uzlaşmanın sağlanamadığını, fazlaya dair her türlü haklarının saklı kalması şartıyla; şimdilik 58.440 TL olarak açılan belirsiz alacak davalarının kabulünü, FSEK uyarınca belirsiz alacak davasında istenebilecek bedelin alt ve üst sınırlarının bilirkişi marifetiyle belirlenmesini, FSEK 68. maddesi uyarınca tanzim edilecek bilirkişi incelemesi sonrasında belirli hale gelecek olan belirsiz alacak davası tutarlarının davalıdan tahsilini, yargılama sırasında HMK 107. maddesi uyarınca kati olarak belirlenip bildirecekleri tutarların, haksız fiil tespit tarihi olan 19/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin, tasarım gücü, vizyonu ve birikimi yüksek, gelişen ve sürekli devinim içinde olan toplumun büyük ölçekte ihtiyaçlarını en doğru ve etkili biçimde anlayıp mevcut kaynakları en verimli biçimde kullanacak üretim yapan İstanbul’un belli başlı mimarlık şirketlerinden biri olduğunu, bundan dolayı birçok stajyer ve mimarlık bölümü öğrencilerinin de müvekkili şirkete gelerek şirket bilgisayarlarını kullandıklarını, davacı tarafın iddia ettiği suçlamaları kabul etmelerinin hiçbir şekilde mümkün olmadığı gibi aksi halde dahi müvekkili şirketin yetkililerin bilgisi dâhilinde olmaksızın gelen giden öğrenciler, stajyerler ve bilgisayarları kullanan kişi/kişilerden herhangi birisinin de dava konusu iddia edilen ihlale neden olabileceğini, bu sebeple hiçbir şekilde araştırma ya da inceleme yoluna gidilmeksizin yalnızca bilgisayarlar üzerinde yapılan teknik bir bilirkişi incelemesi neticesinde müvekkili şirket ve yetkililerinin suçlanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, toplum içerisinde iş hacmi yüksek ve geniş portföye sahip olan müvekkili şirketin, bile isteye marka değerinin düşmesine veyahut adını kötülemesine yol açacak herhangi bir hususun gerçekleşmesine zemin sağlamasının mümkün olmadığını, söz konusu yazılımların lisanssız kullanılması ve bu durumdan şirketin kazanç elde etmesi iddiasının kabul edilemez olduğunu, davacı şirket tarafından dava dilekçesinde bahsedilen “…” adlı programların müvekkili şirket bilgisayarlarında bulunduğunu belirtir bilirkişi tespit tutanağının eksik araştırmaya ve incelemeye dayalı olup taraflarınca hiçbir şekilde kabulünün mümkün olmadığını, 19/01/2018 tarihinde müvekkili şirket adresinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda, kullanıcı ismi “…” olan bilgisayarda … programının kurulu ve çalışır, …’ın ise çalışmıyor vaziyette kurulu olduğunu, “…”, “…” ve “…” kullanıcı isimli bilgisayarlarda …’ın kurulu ve çalışıyor olduğunun tespit edildiği ve tutanağa da bu şekliyle geçirildiğini, bilirkişi incelemesi ile de açıkça belirtildiği üzere mevzu bahis programların eski sürüm olup, güncel olduğu belirtilen programın da zaten çalışmadığını, hiçbir surette davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; bu program ve yazılımların, davacı şirketin mali hakklarına tecavüz ve eser çoğaltma fiiline ihlal niteliğinde olsa ve müvekkili şirketin bu yönde bir kastı da olsaydı programın kullanıp fayda sağlayabileceği tür olan en son güncel hallerinin indirilmiş olacağını, müvekkili şirketin, güncel sürümü… olan, … gibi oldukça eski sürümünün kullanılması ve bu programdan fayda sağlayarak iş yapmasının mümkün olmadığını, cevap dilekçeleri ekinde de görüleceği üzere müvekkili şirketin işlerinde kullanılmak üzere 5 adet lisanslı … isimli programları satın aldığını ve hali hazırda bu programları kullandığını, araştırılacağı üzere maliyeti ….’dan daha maliyetli olan … adlı programı kullanan birinin, lisanssız olarak daha ucuz ve eski başka programları kullanmasının gerçeklikten uzak olduğunu, açıkladıklarını sebeplerle haksız ve hukuka aykırı ikame edilen davanın reddi ile yargılama giderlerinin karşı taraf yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN … 1.FSHMM’NİN … E. SAYILI DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin eser sahibi olduğu bilgisayar programlarının 5846 sayılı FSEK’na aykırı olarak izin alınmadan çoğaltılması ve kullanılması yoluyla telif hakkı ihlallerinin gerçekleştirilmesi neticesinde eser sahibinin zarar ve ziyanının tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 130.000 TL telif haklarından doğan alacağın, … 1. FSHHM’de görülmekte olan … E. sayılı aynı konu ve alacak talebinin belirli hale getirilmiş olduğu dava ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla tensiben birleştirilerek görülmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle: Hukuki dayanağı bulunmayan haksız, kötü niyetli ve mesnetsiz olarak açılan davanın öncelikle usulden reddini, mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddini talep etmiştir.
… 1.FSHCM’nin … E. … K. ve 20/10/2020 tarihli kararı incelendiğinde: Davacının K.H., katılanın … sanığın …, suçun Manevi ve Mali Haklara Tecavüz olduğu, sanığın cezalandırılmasına ve hakkında … verildiği, kararın 11/12/2020 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
… 2. FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyası istenmiş, HMK’nın 266. maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
25/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacı tarafın, … D. İş numaralı dosya ile tespit talebi doğrultusunda alınan karara istinaden, uzman bilirkişi aracılığı ile davalı firmanın adresinde keşif yapılma ve keşif neticesinde davalının bilgisayarlarında yazılımının tespit edilme tarihi olan 19.01.2018 tarihli TCMB kurları 1 Euro = 4.6520 TL olduğu esas alınarak hesaplama yapıldığı, buna göre; 1 bilgisayar için “…” yazılım lisansı, piyasa satış fiyatının 1,499 Euro + KDV = 6,973,35 TL + KDV olduğu, “…” yazılım lisansı piyasa satış fiyatının 2,999 Euro + KDV = 13,951.35 TL + KDV olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
05/08/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle: 25.12.2018 tarihli bilirkişi raporu sonuç bölümünde yer alan “…” ve “…” yazılımı lisans bedeli, 1 adet bilgisayar için “…” yazılım lisans bedeli 6,973.35 TL + KDV, 1 adet bilgisayar için “…” yazılım lisans bedeli 13,951.35 TL + KDV olarak 1 (bir) bilgisayar başına 1 (bir) “…” ya da “…” programı rayiç bedeli (her bir bilgisayar programı için ayrı) hesaplanması sonucuna ulaşıldığı, toplam rayiç bedelin hesaplanması anında,… D.İş numaralı 19.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilen programlar listesinde, tespit edilen programların “Yüklü ve Çalışır” durumunda olanların haricinde “Yüklü” durumda olanların, toplam rayiç bedeline dahil edilip edilmeyeceğinin mahkemenin takdirine bırakıldığı bildirilmiştir.
02/11/2020 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalının … – … yazılımlarını işyerinde bulunan bilgisayarlarda izinsiz çoğaltmış olmasının FSEK 68.maddesi açısından mali hakka tecavüz teşkil ettiği, … yazılımı açısından ise ihlal tespit edilmediği, sonuç olarak, davacı tarafın, … D. İş numaralı dosya ile tespit talebi doğrultusunda alınan karara istinaden, uzman bilirkişi aracılığı ile davalı firmanın adresinde keşif yapılma ve keşif neticesinde davalının bilgisayarlarında yazılımının tespit edilme tarihi olan 19.01.2018 tarihli TCMB kurları 1 Euro = 4.6520 TL olduğu esas alınarak hesaplama yapıldığı, buna göre; 1 bilgisayar için “…” yazılım lisansı, piyasa satış fiyatının 1,499 Euro + KDV = 6,973.35 TL + KDV olduğu, “…” yazılım lisansı piyasa satış fiyatının 2,999 Euro + KDV = 13,951.35 TL + KDV olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
30/05/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: FSEK 68 maddesine göre dava konusu ürünler için 197.551,08 TL tazminat hesap edildiği, davacının talebinin 130.000 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirimiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl ve birleşen davada: Davacının eser sahibi olduğu bilgisayar programının, davalı …’ın yetkilisi olduğu davalı … LTD. ŞTİ. ait işyerindeki bilgisayarlarda lisanssız kurulu ve yüklenmiş olduğu iddiasına dayalı, belirsiz alacak davası hükümlerine göre fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla FSEK 68. maddesi kapsamında belirlenecek bedelin 3 katı maddi tazminatın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Asıl davada davacı vekili 10/10/2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 130.000,00 TL olarak ıslah etmiş, ıslah harcını yatırmıştır.
FSEK hükümleri, mevzuat, bilirkişi kök/ek raporları ve bütün dosya kapsamından: FSEK kapsamındaki uyuşmazlıkta dava konusu fikri ürünün “eser” niteliği taşıyıp taşımadığı re’sen araştırılmalıdır. FSEK’in 1/B maddesinde öngörülen tanım dikkate alındığında bir fikir ve sanat ürününün eser olarak nitelendirilebilmesi için iki unsuru haiz olması gerekir. Bunlardan ilki, fikir ve sanat ürününün “sahibinin hususiyetini taşıması”, ikincisi ise “kanunda sayılan eser kategorilerinden birine dahil olması”dır. Doktrinde bu unsurlardan ilkine “sübjektif unsur” veya “esasa ilişkin şart”, ikincisine ise “objektif unsur” veya “şekle ilişkin şart” denilmektedir. Subjektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün, eser olarak kabul edilebilmesi için, bu ürünün onu meydana getiren kişinin “hususiyetini” taşıması gerekmektedir. Başka bir deyişle eser onu yaratan zihnin bireyselliğini gösteren özellikler taşımalıdır. Objektif unsur gereğince, bir fikir ve sanat ürününün hukuk alanında korunmayı hak edebilmesi için sahibinin hususiyet arz eden fikri çabasının somut neticesi olması gerekir. Başka bir deyişle bu fikri çaba gözle görülebilir, elle tutulabilir, kulakla duyulabilir, kısaca algılanabilir olmalıdır. Fikir ve düşünceler, ancak bir şekle büründüğünde yani eser formunda açıklığında fikri hukuk kapsamına girer. Diğer taraftan eserde algılanabilir olma dışında düşüncenin açıklanış formatı da önemlidir. Yani fikir ve sanat ürününün FSEK’te öngörülmüş olan düşünceyi ifade formatlarından birine dahil olması gerekir. FSEK’te eser formatları olarak; İlim ve edebiyat eserleri, musiki eserleri, güzel sanat eserleri, sinema eserleri ve bağlı eser olarak kabul edilen işlenme eserler gösterilmiştir. Dolayısıyla bir fikir ve sanat ürününü bu formatlardan birine sokmak mümkün değilse, onu kanuna göre eser saymak ve korumak da mümkün olmayacaktır.
5846 sayılı kanunun 1/B maddesinde; sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikir ve sanat mahsulleri ve yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşuluyla bunların hazırlık tasarımlarının ilim ve edebiyat eseri olduğu bilinmektedir.
FSEK 2/1.maddesinde: İlim ve edebiyat eserleri çeşitleri arasında yer alan “herhangi bir şekilde dil, yazı ile ifade olunan eserler ve her biçim altında ifade edilen bilgisayarlar programları ve bir sonraki aşamada program sonucu doğurması koşulu ile bunların hazırlık tasarımları” koruma kapsamındadır.
Açıklanan nedenlerle: Davacıya ait bilgisayar programının, ilim ve edebiyat eseri çeşitleri arasında eser niteliğinde olduğu ve koruma kapsamında bulunduğu kanaatine varılmıştır.
FSEK kapsamındaki uyuşmazlıklarda; “eser sahipliği” ya da “hak sahipliği” sıfatının resen gözetilmesi gerekmektedir. Huzurdaki davada da uyuşmazlık konusu fikri ürünlere ilişkin “eser sahipliği” ya da “hak sahipliği” sıfatının resen irdelenmesi gerekmektedir.
FSEK 11.maddeye göre ; “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo – tv aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, muhtaç şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır, meğer ki, birinci fıkradaki karine yolu ile diğer bir kimse eser sahibi sayılsın.”
Sunulan bilgi ve belgeler ile alınan bilirkişi raporlarından: Dava konusu eser niteliğindeki yazılımın hak sahibinin davacı olduğu anlaşılmıştır.
Çoğaltma; bir eserin aynen tekrarlanması suretiyle aslına ihtiyaç duyulmaksızın ondan yararlanmayı sağlayacak kopyalarının oluşturulmasıdır. Kopyalamanın hangi araçlar ile yapıldığı veya sayısı farklılık yaratmaz. Bir adet kopyanın oluşturulması dahi çoğaltmadır. FSEK 22/1.maddesi gereği bir eserin aslını veya kopyalarını, herhangi bir şekil veya yöntemle tamamen veya kısmen, doğrudan veya dolaylı geçici veya sürekli olarak çoğaltma hakkı münhasıran eser sahibine aittir. FSEK 22/3.maddesi gereğince çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi, depolanması fiillerini de kapsar.
… 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında yapılan tespit neticesinde düzenlenen 19/01/2018 tarihli bilirkişi raporunda: Davalı şirketin adresinde yapılan keşif sonucunda; davaya konu “…” isimli bilgisayar programının 4 adet deneme sürümü olmayan kurulu ve çalışır, 1 adet deneme sürümü olmayan kurulu ancak çalışmayan olmak üzere toplamda 5 adet bilgisayar programının kullanıldığının tespit edildiği görülmüştür.
Davalı …’ın yetkilisi olduğu, davalı … LTD. ŞTİ.’nin; lisans almaksızın davacının eser ve hak sahibi olduğu yazılım programını, işyerindeki bilgisayarına izinsiz yüklemesinin mali haklardan çoğaltma hakkının ihlali anlamına geldiği kanaatine varılmıştır.
Davacı FSEK 68. maddesi çerçevesinde maddi tazminat talep etmiştir.
FSEK 68. maddesi hükmüne göre: (Değişik: 23/1/200S-5728/137 md.) “Eseri, İcrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.”
FSEK 68. maddesi kapsamında bu taleplerin ileri sürülebilmesi için mütecavizin kusurunun olması ya da zararın gerçekleşmiş bulunması şart değildir. Yargıtay İçtihatlarına göre; “…Eser sahibinin mali hakları korunurken sadece bu tecavüzün haksız fiil olduğu varsayımından hareket edilmeyecektir. Somut olayın özelliğine göre varsayımsal sözleşme bedeli tayin edilirken eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi gibi sübjektif nitelikleri, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi,,ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlesine ulaşımı gibi objektif kriterler dikkate alınarak eser sahibi izinsiz yayın yapanla sözleşme yapması halinde, bu sözleşme uyarınca isteyebileceği bedel, bunun faizi 68. madde uyarınca açılacak davada dikkate alınacaktır.” Ayrıca rayiç bedelin tespitine ilişkin taraflar arasında daha önceden yapılmış bir sözleşme, teklif var ise başka bir deyişle rayiç bedel somuta indirgenmiş ise rayiç bedelin tespiti taraflar arasındaki sözleşme, teklif vs. ile tespit edilecektir.
Mahkememizce itibar edilen 30/05/2022 tarihli bilirkişi kurulu raporunda belirildiği üzere: FSEK 68. maddesine göre dava konusu ürünler için 197.551,08 TL tazminat hesap edildiği, davacının talebinin tespit olunan miktarın altında kaldığı anlaşıldığından, taleple bağlı kalınarak asıl ve birleşen davanın kabulüne, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 130.000 TL telif tazminatının; tespit tarihi olan 19/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-ASIL VE BİRLEŞEN DAVANIN KABULÜNE
2-Fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 130.000 TL telif tazminatının; tespit tarihi olan 19/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-8.880,30 TL ilam harcından peşin harç ve ıslah harcının mahsubu ile eksik 5.401,32 TL harcın davalılardan tahsiline,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 20.500 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafın yaptığı 90,30 TL başvuru harcı, 2.255,90 TL peşin harç ve 1.223,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.569,20 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafın yaptığı 402,20 TL tebligat ve müzekkere masrafı ile 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.402,20 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/03/2023
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır