Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/115 E. 2022/172 K. 02.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/115
KARAR NO : 2022/172

DAVA : MARKAYA TECAVÜZÜN TESPİTİ, DURDURULMASI, ÖNLENMESİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 08/03/2018
KARAR TARİHİ : 01/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi ve Manevi Tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin Dünyaca tanınmış ve herkesçe bilinen … markasının sahibi olduğunu, ilgili markaların …, …, …, …,…, … marka numarası ile Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde müvekkili şirketirn adına tescilli olduğunu, müvekkili şirketin yazıcı toneri ve kartuşu ithal edileceği duyumları alınmış olunması nedeni ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve bağlı Gümrük Müdürlükleri nezdinde Fikri ve Sınai Haklarının korunması amacıyla başvuruda bulunduğunu, başvuru kapsamında taraflarına 20/02/2018 tarihinde tebellüğ edilen … Tır Gümrük Müdürlüğünün Fikri Sınai … konulu… sayılı yazısında, … tarihinde ülkeden çıkış yapmak üzere … Gümrük Müdürlüğü çıkış peronlarına gelen, … numaralı TIR Karnesi muhteviyatı eşya taşıyan … firmasına ait … plakalı araçta yapılan arama sonucunda … marka 60 adet toner cinsi eşyanın taklit olduğunun tespit edildiğini, 4458 sayılı Gümrük Kanunun 57. maddesi uyarınca 20.02.2018 tarihli … sayılı Durdurma Kararı ile gümrük işlemlerinin durdurulduğunu ve 10 iş günü gün içerisinde ihtiyati tedbir kararı getirilmez ise eşya hakkında beyan sahibinin talepte bulunduğu gümrük rejimi hükümlerine göre işlem yapılacağı hususunun bildirildiğini, söz konusu … ibareli eşyaların numunelerinin fotoğrafları üzerinde yapılan incelemelerde de müvekkili şirketin söz konusu ürünlerin sahteliğini tespit ettiğini, bu nedenle Kapıkule Tır Gümrüğünün söz konusu ürünleri tasfiye etmesi (satışa çıkarması) halinde müvekkil şirketin 6769 Sayılı Kanun ile ihlal edileceğini ve piyasaya sahte ürün sürüleceğini, marka hakkı tecavüze uğrayan hak sahibinin maddi ve manevi tazminat, taklit mallara tedbiren el konulması ve dava neticesinde imhasını talep etme haklarının 6769 Sayılı yasa ile olduğunu, Gümrük Kanunun 57. maddesi ve Gümrük Yönetmeliğinin 104.maddesi uyarınca esasa ilişkin dava açılmasını gerektiğini, tüm bu hususlar muvacehesinde bu davayı ikame etmek zorunluluğunun hasıl olduğunu, dilekçeleri kapsamında sunulan ürün uzman raporu kapsamında söz konusu ürünlerin sahteliğinin şüpheye mahal vermediğini, … numaralı Tır Karnesi sahibinin de malların sahteliğine karşı herhangi bir itirazı bulunmadığını, davalı tarafından müvekkili şirketin marka haklarına vaki tecavüzün durdurulmasına ve giderilmesine, durdurma kararı verilen eşyaların sahteliğinin tespitine, maddi tazminat hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,-TL manevi zararın tazminine, marka hakkına tecavüz teşkil eden eşyaya el konulması ile dava sonunda imhasına, dava sonunda davalı aleyhine karar verilmesi halinde bu kararın masrafının davalıdan alınarak ilgililere tebliği ile tirajı yüksek ulusal bir yayın organında yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya yurtdışı tebligatı yapılmış, davaya cevap verilmemiştir.
TPMK kayıtları istenmiş, HMK’nın 266.maddesi kapsamında bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
20/04/2022 havale tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle: Davalıya ait tescilli bir marka bulunmamakla birlikte, davalının kullandığı “…” ibaresinin davacıya ait markalardaki “…” ibaresiyle birebir aynı olduğu ve yazım tarzı itibariyle ayniyet derecesinde benzer oldukları, görsel, işitsel ve kavramsal olarak aynı oldukları, davalı kullanımının, tarafların emtialarının, faaliyet alanlarının ve müşteri kitlesinin benzerliği hususu da dikkate alındığında, davacı markalarıyla karıştırılma riski doğuracağı ve bu açıdan genel anlamda iltibasın oluşacağı, gümrükte yakalanan “…” markalı tonerin, orijinalliğine dair herhangi bir belge, lisans sözleşmesi ya da bu markalı malların satışına ilişkin kendilerine verilen herhangi bir izne dair evrağın değerlendirme için davalı tarafından dosyaya sunulmadığı, keza davacının, dava dilekçesinde “gerçekleştirilmeye çalışılan iş ve işlemlerin davacı şirketin bilgisi dahilinde olmayıp; davacının sahip olduğu marka hakkının açıkça ihlal edildiğini” belirttiği ve konuya ilişkin uzmanlarınca yapılan incelemede “davaya konu ürünlerin “orijinal ürünler olmadıklarının tespit edildiği” dolayısıyla, söz konusu davalı kullanımın hukuki dayanağının bulunmadığı ve marka sahibinin iznine dayanmadığı, davalının, gümrükte yakalanan ve üzerinde davacıya ait “…” markasının kullanıldığı dava konusu ürünlerin (toner), davacının tescil kapsamı içinde yer alan ürünler olduğu, davacı markalarının ayniyet derecesinde benzerlerinin dava konusu ürünler üzerinde kullanıldığı tespit edildiği, dolayısıyla davalı tarafın bu eylemlerinin, SMK’nın 7 ve 29. maddeleri gereğince davacının marka hakkına tecavüz oluşturacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava: Davacının marka tescillinden doğan haklarına tecavüzün tespiti, durdurulması, giderilmesi, tecavüze konu eşyaların sahteliğin tespiti, tecavüze konu eşyaya el konulması ve dava sonunda imhası, 1.000 TL manevi tazminat ile hükmün ilanına ilişkindir.
Davanın açıldığı tarih itibarıyla 6769 sayılı SINAİ MÜLKİYET KANUNU uygulanacaktar.
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK’nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.madde de düzenlenmiştir.
Madde 7 – (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları)
“(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir.
(2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır:
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b) Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c) Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
(3) Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir:
a) İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması.
b) İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi.
c) İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi.
ç) İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması.
d) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması.
e) İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması.
f) İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması.
(4) Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez.
(5) Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez:
a) Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi.
b) Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması.
c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.”
Madde 29 – (1) Aşağıdaki fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:
a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.
b) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek.
c) Markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak.
ç) Marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek.
Madde 149/1 de Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi mahkemeden;
“Tecavüzün tespiti, önlenmesi, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini , Araçlara elkonulması, Elkonulan araçlarda kendisine mülkiyet hakkının tanınması, araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya imhası, kararın ilanı “şeklinde talepte bulunabilir.
Marka:Bir teşebbüsün mal ve hizmetlerini bir başka teşebbüsün mal veya hizmetlerinden ayırt etmeye sağlar, markalar işletmelerin üretmiş olduğu emtia veya sunmuş oldukları hizmetlerin birbirinden ayrılmasını sağlamaktadır.
Karıştırılma ihtimali: Bir tescilsiz işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önce tescil edilmiş bir marka ile şekil, görünüş, ses, genel izlenim vs. sebeple ya aynı ya da benzer olduğu için önce tescil edilmiş marka olduğu zannını uyandırması tehlikesidir. Karıştırılma (iltibas) ihtimalinin araştırılmasına ilk önce markalar arasında ayniyet ya da benzerlik bulunup bulunmadığından başlanması gerekmektedir. Markaların esas unsurlarının ve vurgu sözcüklerinin aynı veya benzer olması, markanın genel görünümüne etkisi az olan diğer unsurlardaki farklılığa rağmen iltibasa yol açabilir. Sözcük markalarında, sözcüklerin başlangıç ve kökleri bütünsel benzerliğin tayininde önemlidir. İki marka arasındaki iltibasın varlığının saptanmasında, markaların yan yana konularak karşılaştırma yapılmaması gereklidir. İltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığının saptanmasında ilgili mal ya da hizmetin orta yetenekteki alıcılarının dikkat ve özeni esas tutulur. Bu alıcıların markaları, aynı anda göz önünde bulunduramayacakları da dikkate alınarak ayrıntılara ilişkin farklar ve bütüne ilişkin benzerlikler üzerinde durulur.
SMK, TPMK kayıtları, bilirkişi kurulu raporu ve bütün dosya kapsamından: TPMK nezdinde … numaralı “…” , … numaralı “…” , … numaralı “…”, … numaralı “…”, … numaralı “…” ve …numaralı “…” ibareli markaların, davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce itibar edilen bilirkişi kurulu raporunda da belirtildiği üzere: Davalıya ait tescilli bir marka bulunmamakla birlikte, davalının kullandığı “…” ibaresinin davacıya ait markalardaki “…” ibaresiyle birebir aynı olduğu ve yazım tarzı itibariyle ayniyet derecesinde benzer oldukları, görsel, işitsel ve kavramsal olarak aynı oldukları, davalı kullanımının, tarafların emtialarının, faaliyet alanlarının ve müşteri kitlesinin benzerliği hususu da dikkate alındığında, davacı markalarıyla karıştırılma riski doğuracağı ve bu açıdan genel anlamda iltibasın oluşacağı, gümrükte yakalanan “…” markalı tonerin, orijinalliğine dair herhangi bir belge, lisans sözleşmesi ya da bu markalı malların satışına ilişkin verilen izne dair herhangi bir bilgi/belge sunulmadığı, ayrıca davacı tarafça; gerçekleştirilmeye çalışılan iş ve işlemlerin davacının bilgisi dahilinde olmayıp, davacının sahip olduğu marka hakkının açıkça ihlal edildiğinin beyan edildiği ve uzmanlarca yapılan incelemede davaya konu ürünlerin orijinal ürünler olmadıklarının tespit edildiği, dolayısıyla söz konusu davalı kullanımın hukuki dayanağının bulunmadığı ve marka sahibi davacının iznine dayanmadığı, gümrükte yakalanan ve üzerinde davacıya ait “…” markasının kullanıldığı dava konusu ürünlerin (toner), davacının tescil kapsamı içinde yer alan ürünler olduğu, davacı markalarının ayniyet derecesinde benzerlerinin dava konusu ürünler üzerinde kullanıldığı tespit edildiğinden, davalının eyleminin; davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, davaya konu durdurma kararı verilen ürünlerin sahte olduğunun tespitine, mütecaviz ve el konulan ürünlerin karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak sureti ile imhasına karar verilmiştir.
Marka tescilinden doğan haklara tecavüz sayılan fiiller aynı zamanda haksız fiil niteliğinde olduğu için Türk Borçlar Kanunun 58. maddesinde yer alan haksız fiilin kişilik hakkını zedelemesi halinde manevi tazminata hükmedileceği hükmü SMK bakımından da kabul edilmiştir. SMK kapsamında manevi tazminatın amacı markanın haksız kullanımı veya itibarının zedelenmesi sonucu marka hakkı sahibinin ticari ve kişisel varlığında meydana gelen olumsuz sonuçların ortadan kaldırılmasıdır. Yargıtay kararlarında, markaya tecavüz fiilinin varlığında mutlaka uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinin belirtildiği, manevi tazminat miktarının tayininde bu tazminatın bir zenginleşme aracı olması ve hukuka aykırı eylemin yapılmasını istenir hale getirecek aşırı miktarlarda olması kabul edilmemekte, zarara uğrayanda manevi huzuru sağlayacak oranda, tecavüzü yapanda da caydırıcı bir etki bırakacak miktarlarda olmasına özen gösterilmesi gerektiği bilinmekle manevi tazminat talebinin kabulüne, davalı aleyhine 1.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
Hükmün ilanında davacının menfaati olduğu gözetilerek, masrafın davalılardan alınmak suretiyle hüküm özetinin Türkiye’de yayın yapan tirajı en yüksek 1 gazetede 1 kez ilanına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalının eyleminin, davacının marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine,
2-Davaya konu, durdurma kararı verilen ürünlerin sahte olduğunun tespitine,
3-Manevi tazminat talebinin kabulüne; 1000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Maddi tazminat talebinin saklı tutulmasına,
5-Mütecaviz ve el konulan ürünlerin karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak sureti ile imhasına,
6- Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin Türkiye’de tirajı yüksek bir gazetede bir kez ilanına masrafın davalıdan tahsiline,
7-80,70 TL ilam harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 44,80 TL harcın davalıdan tahsiline,
8-Marka Tescilinden Doğan Haklara Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi talebi yönünden; Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Manevi Tazminat talebi yönünden Avukatlık Asgari Ücret tarifesi uyarınca 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davacının yaptığı 35,90 TL başvuru harcı, 35,90 TL peşin harç, 638,75 TL tebligat ve müzekkere masrafı, 7.000 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.710,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından fazla yatırılan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, HMK 345/1.maddesi gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek sureti ile, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İSTİNAF YOLU AÇIK olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır