Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/354 E. 2023/505 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/354 Esas
KARAR NO : 2023/505

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/ 2023
KARAR TARİHİ : 25/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 25/05/2023 vekili dava dilekçesinde özetle : “…Davalı taraf, müvekkil aleyhine … 6.. İcra Müdürlüğü -… Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu takip başlatmıştır. İş bu takip müvekkilin, davalıya karşı herhangi bir borcunun olmaması nedeniyle hukuka aykırıdır. Davalı, oto kiralama işiyle iştigal eden bir şirkettir. Davacı müvekkil, davalı oto kiralama şirketinden 2019 yılında bir araç kiralamıştır. Araç kiralama işlemlerinde sıklıkla teminat amaçlı olarak araç kiralayandan güvence oluşturmak adına senet alınmaktadır. Davalı da, araç kiralama borcunun ödenmemesi ve/ veya araca bir hasar verilmesi halinde bu durumu güvence altına almak için müvekkile boş bir senet imzalatmışlardır. Davalılar araç kiralama bedelinin ödenmesi ve araca bir zarar ve hasar verilmemesi halinde senedi yok edeceklerini müvekkile bildirmişlerdir. Müvekkil de davalı araç kiralama şirketinin çevrede tanınan bir işletme olmasından, acil araç ihtiyacı olmasından ve nasıl olsa araç kiralama bedelini ödediğinde senedin imha edileceğine güvenerek davalı tarafından dayatılan boş senedi imzalamıştır. Müvekkil kiralamış olduğu aracı, davalı araç kiralama şirketinden aldığı şekilde araca herhangi bir zarar veya hasar vermeden teslim etmiş ve tüm araç kiralama bedelini davalı şirkete ödemiştir. Müvekkil ile davalı arasındaki temel ilişkiden kaynaklı bir alacak-borç ilişkisi kalmamıştır. Müvekkil araç kiralama bedelini kredi kartı ile davalıya ödemiştir. İşbu ödeme dekontları ile de müvekkilin herhangi bir borcunun olmadığı hususu sabit olacaktır. Aradan geçen 3 senenin ardından davalı şirketçe doldurulan boş senet yine davalı şirket tarafından kötü niyetli olarak ve hukuka aykırı biçimde icraya konulmuştur. İcra takibinden sonra kendilerine her türlü bilgi verilmesine rağmen icra takibine devam olunmuştur. haklı davamızın kabulü ile müvekkilimin davalıya 57.882,47 TL borcunun olmadığının tespiti ile … 6. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı Esas numaralı icra takibinin iptaline, davalının kötü niyetli olarak icra takibi başlatması sebebiyle %20 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 04/09/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “….Davacı taraf, müvekkil şirketten … marka model araç kiralamış ve kiraladığı aracı hasarlı olarak müvekkile teslim etmiş ancak müvekkil nezdinde doğan zararı nakden tazmin etmemiş, müvekkil lehine bono düzenleyerek müvekkile teslim etmiştir. Ancak vade tarihi itibariyle davacı tarafından düzenlenen bono ödenmemiş olup, işbu davaya konu icra takibinin başlatılması zaruri hale gelmiştir. Ancak davacı takibe konu borcu inkar etmiştir. Bu durum gerçeği yansıtmamaktadır. Davacı taraf müvekkil şirketten şahsı adına araç kiralama işleminde bulunmuş olup, kiraladığı aracı hasarlı olarak müvekkil şirkete teslim etmiş ve araca verdiği hasarı, aracın serviste kaldığı süre boyunca oluşan kazanç kaybı ve araçta oluşan değer kaybını tazmin etmek adına davacı tarafından davaya konu bono düzenlenmiş ve müvekkil şirkete verilmiştir. Taraflar arasındaki ihtilafın kaynağı araç kiralama sözleşmesi olduğu için bu ihtilafın çözümünde görevli mahkemeler HMK’nin ilgili maddeleri gereği Sulh Hukuk Mahkemesidir. Sayın mahkeme işbu ihtilafın çözümünde görevsizdir. Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar Sulh HukuK Mahkemesi’nindir. Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu ileri süren tarafa aittir. Eğer yanlardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir. Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme (ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır.. Bu açıklamalar ışığında haksız davanın reddi gerekmektedir. Davacı müvekkil şirketten kiraladığı aracı hasarlı olarak teslim etmiş ve müvekkil şirket nezdinde verdiği zararı gidermek için müvekkil şirkete dava konusu bonoyu vermiştir. Bu açıklamalar ışığında haksız davanın reddi gerekmektedir. Fazlasını talep ve dava etme hakkımız saklı kalmak kaydıyla; İşbu davanın görevsizlik nedeniyle usul yönünden reddine, işbu talebimiz uygun görülmezse ekte sunmuş olduğumuz deliller ve ispat vasıtalarımız neticesinde esasa girilerek, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu davanın reddine, işbu davanın açılmasında ve borcun ödenmemesinde tamamen kötüniyetli olan davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ve İ.İ.K. md 72/4 uyarınca alacağın %20’ sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini ….” talep etmiştir.
Dava araç kira sözleşmesi nedeniyle düzenlenen kambiyo senedinden kaynaklı olarak menfi tespit talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK 4/a maddesi gereğince “kiralanan taşınmazların İcra İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu olan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde” görüleceğinin düzenlenmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re’sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
Tüm dosya kapsamı itibariyle; davacı tarafça araç kiralama sözleşmesi kapsamında verilmiş olan senetten kaynaklı olarak menfi tespit talebiyle iş bu davanın açıldığı, uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklanıyor olması nedeniyle davaya bakmaya görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu, mahkememizin görevsiz olduğu, benzer mahiyetteki uyuşmazlıklara ilişkin olarak verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında da davada görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğunun belirtildiği, ( İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 54. Hukuk Dairesi’nin 2023/975 Esas 2023/599 karar sayılı kararı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36. Hukuk Dairesi’nin 2021/305 Esas, 2021/446 karar sayılı kararı ) anlaşılmakla görev dava şartı eksikliği nedeniyle davanın usulden reddine, davaya bakmaya görevli mahkemenin İstanbul Sulh Hukuk Mahkemeleri olduğu dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın, görev dava şartı eksikliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya görevli mahkemenin İSTANBUL SULH HUKUK MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Tarafların yukarıda belirtilen süre içerisinde başvarmamaları halinde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
5-6100 sayılı HMK nın 331/2 maddesi uyarınca harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda karşı verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/10/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza