Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/343 E. 2023/402 K. 06.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2023/343 Esas
KARAR NO :2023/402

DAVA:Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ:22/05/2023
KARAR TARİHİ:06/09/2023

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalı şirketin müvekkili ve dava dışı … tarafından %50’şer oranda eşit sermaye paylarına sahip olmak üzere 14.09.1988 tarihinde tescil edilerek tüzel kişilik kazandığını, müvekkilinin sermaye payının kanuni zorunluluk gereği %25’ini (18.750.000 TL) nakden kuruluştan önce, %75’ine tekabül eden 56.250.000-TL’sini ise aynı yıl 25.12.1988 tarihinde yine nakden şirkete diğer ortak … ile birlikte ödediğini, sermayenin taahhüt halinde kalan kısmı ile birlikte tamamının 25.12.1988 tarihinde ödendiğinin ve ortakların sermaye taahhüt borcunun bulunmadığının yasal defterlere dayalı olarak düzenlenen raporla tespit edildiğini, anılan raporun şirketin diğer ortağı ve temsile yetkili müdürü olan … tarafından hazırlatılıp ilgili makamlara sunulduğunu, müvekkilinin şirketle herhangi bir ortaklık ilişkisi olmadığını, yönetim ve temsil yetkisi de bulunmadığını, rapor ve raporda yer verilen tespitlerin tamamen objektif gerçeği yansıttığını, müvekkilinin şirket kuruluşundan itibaren yaklaşık 4 yıl 40 gün geçtikten sonra bir takım ticari gereklerle şirketteki paylarını mevcut ortaklardan … ve …’in eşi …’e 04.02.1993 tarihinde satış yoluyla devrederek ayrıldığını, söz konusu hisse devrine ilişkin sözleşmenin noterde yapıldığını, genel kurulda oybirliği ile kabul edilerek karar defterine yazıldığını, usulünce ilan edildiğini, müvekkilinin hisselerini devredip şirketle tüm bağlarını kopardığı 04.02.1993 tarihinden 13.06.2016 tarihine kadar davalı şirketin tüm hisseleri/ortaklık statüsü … ve … üzerinde olup söz konusu 23 yıllık sürede davalı şirketin tek müdür ve temsil yetkilisi sıfatıyla … tarafından idare ve temsil olunduğunu, 13.05.2016 tarihinden itibaren yeni ticaret unvanı ile faaliyetine devam eden davalı … Limited Şirketi’nin anılan tarihten itibaren tek ortak ve tek müdür sıfatıyla … tarafından yönetildiğini, müvekkilinin yaklaşık 30 yıldan beri böyle bir şirketin varlığından, ortaklarının ve yöneticisi/yöneticilerinin kimler olduğundan haberdar olmadığını, …. İcra Ceza Mahkemesince … E. sayılı dosya kapsamında sanık sıfatıyla kendisine gönderilen tebligatın araştırılması sonucu haberdar olduğunu, ceza davası vesilesi ile gerek önceki müdür … gerekse şimdiki müdür …’in görevlerini yerine getirmedikleri için ayrıca Ticaret Sicil Müdürlüğü yetkililerinin TTK m. 32 ve m. 33 gereği özensiz davranmak suretiyle gerek re’sen gerekse davet üzerine terkin/tescil işlemini gerçekleştirme görev ve yetkileri olmasına rağmen yerine getirmediklerini, müvekkilinin 04.02.1993-13.05.2016 tarihleri arasında sicil kayıtlarında şirket müdürü olarak göründüğünü belirterek müvekkili …’ın davalı şirketteki müdürlük görevinin bulunmadığı, şirketi münferiden temsil ve ilzam yetki ve görevinin ise hisse devri dolayısıyla ortaklık sıfatının sona ermesi ile birlikte ve her halukarda 09.02.1993 tarihi itibariyle fiilen ve hukuken sona erdiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davanın usul ve yasa gereği ilgili şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerekmektedir. Bu tür davalarda merkezin bulunduğu yer mahkemesinin yetkisi kesindir. Somut olayda ilgili şirketin ticaret sicil kaydında adresinin “… Mah. … Yolu No:9 …” olduğu, ihyası talep edilen şirketin adresinin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri yargı çevresi içerisinde kaldığı anlaşılmıştır. HMK’nun 114. maddesi uyarınca kesin yetki dava şartları arasında sayılmıştır. HMK 115. maddesinde dava şartlarının yargılamasının her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gerektiği ifade edilmiştir. HMK 138. maddesinde ise dava şartları ile ilgili olarak dosya üzerinden karar verilebileceği açıklanmış olmakla, davanın kesin yetki dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, HMK 114/1-ç ve HMK 115/2 md. uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK 20/1 md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2 md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında yetkili mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 06/09/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza