Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/22 E. 2023/303 K. 16.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/22 Esas
KARAR NO : 2023/303

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 22/04/2014
KARAR TARİHİ : 16/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı bankanın (… A.Ş.) cazip reklam kampanyalarının da etkisi ile 1999 yılında … A.Ş. Şubesine gittiğini, tasarruflarını bu bankanın Şubesinde değerlendirmek istediğini, davalı bankanın personelinin “…” diye çok kârlı bir hesap çeşitlerinin olduğunu, bu hesabın getirisinin diğer hesaplardan daha yüksek olduğunu, diğer hesaplar gibi bankalarının garantisi altında bulunduğunu, bu sebeple bu hesabı tercih etmesinin menfaatine olacağını belirttiklerini, 1999 yılının son aylarında parasını …hesaba yatırdığını, Davalı bankanın yaptığı işlemlerden dolayı davalı bankanın yönetimine tasarruf mevduatı sigorta fonu tarafından 21.12.1999 tarihinde el konulduğunu, davalı bankanın taahhüt ve güvencelerine rağmen müvekkilinin alacaklarının ödenmediğini ve basına … hesapların ödenmeyeceğinin yansıdığını, Bu arada, … 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … E. … K.sayılı dosyası ile davalı banka yetkilileri hakkında kamu davasının açıldığını, açılan bu davada hakim hissedarlardan …, yöneticilerinden …, yönetim kurulu üyesi …, …, …, … ve …’nun çeşitli cezalar aldığını, Yargıtay 7.nci Ceza Dairesinin 2006/71600 E., 2006/16537 K. Sayılı ilamı ile ONANMIŞ olduğunu, yine, Yargıtay ll.nci HD.’nin 2008 /1360 E., 2009/13122 K. Sayılı son kararında, bankaya dava açabilmek için ön şart olan … bankaya müracaat ve hukuki sürecin tüketilmesi (aciz belgesi) şartının kaldırıldığını, davalı banka’nın sorumlu olduğunu, belirterek sonuç olarak açıklanan nedenlerle ve fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; Müvekkili tarafından davalı bankaya yatırılmış olan toplam 19.707 USD (41.922.-TL.) mevduat alacağının, davalı bankadan hükmen tahsiline, yatırılan 19.707 USD. (41.922.-TL) mevduat alacağınm vade sonuna kadar akdi faiz vade sonundan ve vade sonundan itibaren en yüksek ticari avans faizi (fazlaya ilişkin her türlü hak ve alacak talepleri saklı kalmak koşulu ile) davalıdan hükmen tahsiline, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …S.vekili cevap dilekçesinde özetle; Hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek her türlü borcun … tarafından üstlenmesi sebebi ile ve 5411 sayılı kanun m,107/5b-5 m.107/6 m. 140 mucibince ve … taraf olduğu sözleşmeler uyarınca, Bankanın sorumlu olmadığını davada Müvekkili Bankanın değil hisse devir sözleşmesinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek borçları …’ nin üstlendiğini ve hisse devir sözleşmesinden önceki işlemlere ilişkin borçların yasa gereği … üzerine nakil edilmiş olduğundan sadece …’nin davalı sıfatı olması gerektiğinden, bu sebeple öncelikle Husumet ve derdestlik itirazlarının kabulüne karar verilmesini, »Hisse Devir Sözleşmesinin 6.13.ncü maddesi ve yürürlükte olan 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 107. maddesinin 6. fıkrası ve eski 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 14. maddesinin 6. fıkrasının c bendi uyarınca Alacaklı (Davacı) rızası aranmayacağından HMK 124/2 kapsamında mahkemenin res’en taraf değişikliğine hükmetmesi; banka açısından davanın husumetten reddine karar verilmesini, bu itirazlarının reddi halinde dava, süresi içinde açılmadığından zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddine karar verilmesini, aksi halde davanın esas yönünden reddi ile yargılama masrafları ve vekalet ücretini davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava ihbar olunan … vekili beyan dilekçesinde özetle; öncelikle usul yönünden müvekkilinin davanın husumet ve zaman aşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddinin gerektiğini, Esas ile ilgili olarak da davacının serbest iradesiyle daha fazla faiz getirisi sağlayan bir yatırım alternatifi olarak Kıyı Bankacılığını tercih etmiş olup, müvekkili banka tarafından bilgisi dışında işlem yapılması ve iradesinin yanıltılması söz konusu olmadığını, davacının parasını yatıracağı Finans Kuruluşu hakkında gerekli araştırmayı yapmak suretiyle tedbirli bir tutum içerisine girmesi gerekirken ,kendisinden beklenen bu özeni göstermemiş olmasından ya da riske girmesinden müvekkili bankanın sorumlu tutulamayacağını, ayrı tüzel kişiliğe sahip banka hakkında olumsuz beyanlarda bulunmak bankalar kanununa göre cezai müeyyideyi gerektiren bir eylem olup, Müvekkili Bankanın vekalet görevini yerine getirdiğini, Davacı, … hesap Cüzdanını aldıktan sonra hiçbir itirazda bulunmadığını, Bu durum beraberinde bir takım sonuçlar doğurduğunu, .bundan başka ” ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez” hükmünün amir olduğunu, Huzurdaki davada dava konusu miktarın, … Ltd. Şti.ne havale edilmeden önce, müvekkili banka nezdinde vadesiz bir hesapta olduğundan mahkemenin davacının iddialarını haklı bulması halinde uygulanması gereken faiz oranının vadesiz hesaplara uygulanan faiz oranı olması gerektiğini, davacının fazlaya ilişkin faiz talebinin fahiş ve haksız olduğunu, sonuç olarak öncelikle usuli itirazları çerçevesinde davanın usulden reddine, aksi halde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava İhbar olunan, … vekili beyan dilekçesinde özetle, Müvekkili kurumun Davalı Bankanın Borçlarını Üstlenmediğini, . Öncelikle davalı yanın atıfta bulunduğu 18.06.2007 tarihli, Hisse Devir Sözleşmesi … A.Ş. ile değil, şirket merkezi yurt dışında bulunan … BANK N.V. ile imzalandığını, açıkladıkları beyanları saklı kalmak kaydıyla, 18.06.2007 tarihli sözleşmenin hükümleri müvekkili kurum’u davalı yanın belirttiği şekilde bir taahhüt altına sokmamakta olduğunu, ancak sözleşmenin hükümleri çerçevesinde, tarafların karşılıklı hak ve borçlarının devam ettiği, bu bakımdan davalı yanın bu yöndeki iddialarını kabul etmediklerini, huzurda bulunan uyuşmazlık …’ye devrolunan bankaların … hesapları nedeniyle zarara uğrayan mudilerin açmış olduğu tazminat davası olduğu, bu konuda davalı banka aleyhine açılan onlarca davada karar verilmiş ve temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, bu davalarda … borcu üstlendiğini açıkça beyan ettiğini, hükümler borcu üstlenen sıfatıyla … aleyhine kurulduğunu, huzurda görülen dava ile aynı nitelikte olan … 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. sayılı dosyasına kayden açılan, … hesap mudisinin davalı … Bank aleyhine açmış olduğu davada … avukatları tarafından sunulan 21.03.2011 tarihli dilekçe Fon’un borcu üstlendiği beyan edilmiş, yine … 33.ncü Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. Sayılı dosyasına sunulan dilekçe ile borç … tarafından üstlenildiği, bu ve benzeri onlarca davada hüküm borcu üstlenen … aleyhine kurulduğunu, açıklanan nedenle ve …’nin mahkemeler önünde yapmış olduğu yazılı ikrarla davanın, uyuşmazlığın asıl muhatabı olan …’e aleyhine kurulduğunu, davada husumetin yukarıda arz olunan gerekçelerle asıl muhatap olan …’ye tevcih edilmesini, bu taleplerinin kabul edilmemesi halinde müvekkili Kurumun ileride herhangi bir olumsuz durumla karşı karşıya kalmasına engel olabilmek için davalı yan yanında fer’i müdahil olarak davalara kabul edilmelerii talep ettiklerini, bununla beraber huzurdaki iş bu dosya le ilgili olarak husumet ve zamanaşımına yönelik itirazlarının bulunduğunu, sonuç olarak davanın asıl muhatap olan …’ye tevcih edilmesini, usul ve yasaya aykırı işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava : Davacı tarafından … tarihinde … Bank şubesi offshore hesabınayatırılan 19.707,83 USD ‘nin iadesi talebine ilişkindir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 22.04.2022 tarihli ve 2021/7 Esas, 2022/2 Karar sayılı kararı gereğince, mudilerin off shore alacaklarının tahsiline yönelik açtıkları davalarda zamanaşımının başlangıcının tespitinde … hesabına aktarma tarihi esas alınarak, daha önceden temyiz incelemesinden geçmiş dosyalar bakımından içtihadı birleştirme kararının, usuli kazanılmış hakkın istisnalarından biri olduğu gözetilerek, zamanaşımına ilişen temyiz itirazları konusunda bir değerlendirme yapılması ve davalı tarafça zamanaşımı hususunda bir temyiz sebebi ileri sürülmemiş olsa dahi, fer’i müdahil tarafından temyiz nedeni olarak getirilmek kaydıyla davalı yönünden zamanaşımı incelemesinin yapılması, dava konusu olay bakımından ceza mahkemesince banka yöneticilerinin eyleminin dolandırıcılık olarak nitelendirildiği gözetilerek uzamış ceza zamanaşımı süresinin bu suça göre belirlenmesi ve uzamış ceza zamanaşımı süresinin 10 yıllık zamanaşımı süresinden kısa olması halinde her halükarda 10 yıllık zamanaşımı süresinin esas alınması, zamanaşımı durduran ve kesen sebeplerden davacı tarafça daha önce açılmış olan bir dava bulunması halinde zamanaşımı süresinin, o davanın kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl olarak kabul edilmesi gerekmektedir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut uyuşmazlığa gelindiğinde, davacının bankaya 1999 yılında para yatırdığı ve aynı yıl paranın … hesabına aktarıldığı, işbu davanın ise 2014 yılında 10 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı, bu itibarla davanın zamanaşımı sebebiyle reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine.
2-Karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90TL harcın peşin alınan 715,95TL harçtan mahsup edilerek 536,05TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinden bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan 190,00TL tebligat-posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-İhbar olunan … tarafından yapılan 98,00TL tebligat-posta giderinin davacıdan alınarak ihbar olunana verilmesine,
6-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince hesaplanan 9.200,00TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK.m.333 hükmü uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere vekillerin huzurunda karar verildi. 16/05/2023

Katip

¸e-imza

Hakim

¸e-imza