Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/218 E. 2023/433 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/218 Esas
KARAR NO : 2023/433

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/03/2023
KARAR TARİHİ : 26/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : “Davalı Şirket … Şirketi, İnternet üzerinden hizmet veren ve müşterilerle markalar arasında köprü görevi üstlenen bir çözüm platformudur. Bu platformun kuruluş amacı şikayet eden tüketici ile ve şikayet edilen kurumu bir araya getirmektir. Bilindiği üzere, sağlık verilerinin özel nitelikli kişisel veri olması sebebiyle hassasiyetle korunması gerekmektedir. Kamuya açık olan bu platform üzerinden özel kişisel verilerin paylaşılması müvekkilimiz Şirket adına hukuken mümkün değildir. Söz konusu yoruma ilişkin müvekkil Şirket tarafından verilecek yanıt hastaya ait ile ilgili kişisel sağlık verilerinin herkese açık bir platformda paylaşılması anlamına gelmektedir. Hasta tarafından başlatılacak olası hukuki işlemler bakımından hem müvekkil Şirket hem de davalı Şirket için ağır yaptırımlar ile karşı karşıya kalmaları muhtemeldir.Müvekkilimiz Şirket tüketicilerin platform üzerinden yazmış olduğu yorumlara karşı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu gereğince kişilerin sağlık verilerinin özel nitelikli kişisel veri olması, müvekkil Şirket’in hukuka aykırı iddialara karşı kendini savunma imkanının önüne geçmektedir. Yapılan tek taraflı olumsuz yorumlardan dolayı cevap verilememesi haksız rekabet halinin doğmasına sebebiyet vermektedir. Her ne kadar davalı Şirket tarafları bir araya getiren platform olduğunu ve bu platformda yazılan yorumlardan dolayı kendisinin bir sorumluluğunun bulunmadığını iddia edecek olsa da sağlık hakkındaki iddialara müvekkil Şirket tarafından cevap verilemeyeceğini bilmesine rağmen söz konusu içeriği kaldırmaması haksız rekabet halini teşkil etmektedir. Davaya konu uyuşmazlığa ilişkin tarafımızca 25.01.2023 tarihinde zorunlu arabuluculuk başvurusu gerçekleştirilmiş olup, taraflar arasında anlaşma sağlanamamıştır. Bu kapsamda tarafımızca işbu davayı ikame etme zorunluluğu hasıl olmuştur. Tüm bu hususlar doğrultusunda; müvekkil Şirket’te gördüğü tedaviye ilişkin … kullanıcı ismiyle müvekkil Şirket’i hukuka aykırı şekilde kötüleyerek hedef alması ve KVKK nedeniyle müvekkil Şirket tarafından cevap verilememesi nedeniyle haksız rekabet doğmaktadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında yer alan içeriğin, davalı Şirket tarafından kaldırılmasını…”talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle: “Davacı taraf, yer sağlayıcı sitelerin görev ve sorumluluklarını tam olarak bilmeden bu davayı ikame ederek ne yazık ki büyük bir yanılgıya düşmüşlerdir. Ancak dilekçelerinin devamında kendilerinin de ücret karşılığı hizmet veren bir firma olduklarını göz ardı ederek kendilerini diğer firmalardan farklı bir yere konumlandırmaya çalışmışlardır. Şikayetvar gibi platformlar, yazılanların gerçekliğini değil ancak şikayetçinin gerçekliğini teyit edebilir. Elbette hiç bir ürün ve hizmet almadığı halde sırf firmayı karalamak ve ticari itibarını zedelemek için masa başında hazırlanmış muhtemel şikayetler için, itiraz üzerine müşteri teyidi yapar ve şikayet yazandan, şikayet konusu olayın bir tarafı olduğunu göstermesi istenir. Ancak şikayeti yazan hastanın gerçekliğine dair davacı firmanın bir itirazı olmamıştır. Haksız rekabetten söz edebilmek için müvekkil firmanın sağlık sektöründe faaliyet göstermesi veyahut sağlık sektöründe faaliyet gösteren diğer gerçek ya da tüzel kişi şikayetlerini yayınlamazken yalnızca davacı firmanın şikayetlerini yayınlıyor olması gerekmektedir. Oysa …’da sağlık sektöründe hizmet veren yüzlerce gerçek ya da tüzel kişinin şikayeti yayınlanmaktadır. … hiç bir firmanın kasten karalanmasına müsaade ve aracılık etmez. Sırf bu nedenle tüm firmalara çeşitli gerekçeler ile itiraz iletme imkanı tanınmıştır. Müvekkil …’a ait sistemde, tüm firmalara internet sitesi üzerinden “Sorun Bildir” seçeneği kullanımlarına sunulmuştur. Orada yer alan pek çok seçenekten biri de “…” ‘dir. Bu seçenek ile bildirilen tüm itirazlarda istisnasız, şikayet yazandan hakkında şikayet yazdığı firmanın müşterisi olduğunu kanıtlaması istenir. Buna ilişkin herhangi bir belge ibraz edemeyen şikayetçinin şikayeti de kaldırılır. Tüketici mağduriyetlerinin şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmasının, firmaları çözüme zorlaması nedeniyle maalesef bazı firmaları rahatsız ettiği inkar edilemez bir gerçektir. Davacı tarafın asılsız iddialarının sebebi de; … nedeniyle şikayetleri çözüme kavuşturmak zorunda kalmalarından ötürü duydukları rahatsızlığa bir bahane bulma gayesinden ve söz konusu mağduriyetlerin başkaları tarafından görülmesine engel olma çabasından başka bir şey değildir. Ortada manevi bir zarar bulunmadığı gibi Şikayetvar manevi zarara yol açabilecek bir konumda bulunmamaktadır.
Müvekil Şirket aleyhine açılmış hukuki dayanaktan yoksun davanın reddini; Yargılama harç ve giderleri ile birlikte vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasını…” talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE:
Dava konusu olaydaki uyuşmazlık, davalı şirketin internet sitesinde bulunan şikayet platformunda davacı şirkete ait yer alan olumsuz yorumun kaldırılmaması nedeniyle haksız rekabet hükümlerinin ihlal edildiğine ilişkindir.
Türk Ticaret Kanunu’nun haksız rekabete ilişkin 54. maddesinin ilgili hükmü şu şekildedir:
“Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.”
Anayasa’nın “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” başlıklı 26. maddesi şöyledir:
“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet Resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.
Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.”
Davalıya ait “…” platformunda tüketicilere ait eleştiri, yorum ve şikayetlere yer verilmesi yukarıda belirtildiği üzere anayasal bir hak olup tüketicilerin almış oldukları ürün ve hizmetler ile ilgili karşılaştıkları olumsuzlukları ve sorunları belirttikleri, bu durumun ifade özgürlüğü kapsamında olduğu ve internet sitesinde yer alan yorumun kaldırılmamasının tek başına TTK’nın 54. ve devamı maddeleri kapsamında haksız rekabet oluşturmayacağı değerlendirilmekle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
Davanın Reddine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 269,85-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 179,90-TL harçtan düşümü ile bakiye 89,90-TL’nin davacıdan alınıp maliyeye verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca gereği hesap ve takdir olunan 10.000,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere tarafların yüzüne karşı karar verildi. 26/09/2023

Katip
E-imzalıdır

Hakim
E-imzalıdır