Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/197 E. 2023/178 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/197 Esas
KARAR NO : 2023/178

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/07/2022
KARAR TARİHİ : 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : “…Dava dışı … şirketi tarafından hatalı bilgilerle ve manevi baskı kurularak müvekkilinin aldatılması suretiyle 18/09/2015 tarihli Borç Tasfiye Sözleşmesi imzalatıldığı, bu nedenle de sözleşmeye dayanılarak …’nin tamamı müvekkiline ait olan…A.Ş’nin hisselerinden %52’sini ve fabrika binasını devraldığı ve müvekkilinin tamamına sahip olduğu …’i hile ve manevi baskılarla 37.000.000-TL borçlandırdığı , … fabrika binası ve şirket merkezi olarak kullandığı taşınmazdaki sabit varlıklar ile stok, mal vs. değerlerine … tarafından el konulduğu ve ayrıca bahsedilen değerler … tarafından elden çıkarıldığından bu haksız ve hukuka aykırı eylemler nedeniyle davalıda oluştuğu iddia edilen sebepsiz zenginleşmeye dayalı zarardan kaynaklanan belirsiz tutarlı tazminat alacağının, işleyecek en yüksek yasal faizi ile birlikte hesaplanarak tespiti/tahsili ve tüm yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu aynı talepler bakımından feragat edilmiş, feragat nedeniyle reddedilmiş ve istinaf incelemesinden geçmiş bir mahkeme kararı bulunmakta olduğunu, bu yönüyle hakkında feragat nedeniyle ret hükmü bulunan bir konuda aynı taleplerle yeni bir dava açılamayacağından davanın esasına girilmeden reddini gerektiğini, davacılar vekili tarafından huzurdaki davada ileri sürülen iddialarına dayanarak ve aynı nedenlere bağlı olarak müvekkili ve diğer kişiler aleyhine … 1.Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde …Esas – … k; … 9.Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde … Esas – …k; sayılı dosyalarıyla ikame etmiş olduğu davalardan kendi istekleriyle, hiçbir koşula bağlı olmadan feragat etmiş olduklarını, davacı aynı nedene dayalı olarak ikinci defa … 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasıyla görülen ikinci bir dava daha açması üzerine iş bu davaya; … 9. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde …Esas sayılı dosyasıyla ikame edilen ve … 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasıyla birleşen davada 27/02/2017 tarihinde verilen … K. numaralı kararda yer alan feragat ettiklerine dair cevabı üzerine davacı bu defa özgür ve hür iradesiyle yapmış olduğu “Feragati” nedeniyle reddolan davasını istinaf incelemesiyle bozulmasını talep ettiklerini, istinaf başvurusunun esastan reddedildiği, bu nedenlerle derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davanın esasına girilmeden davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin dava dilekçesinde belirtilen şirketlerin ve taşınmazların dava tarihi itibarıyla hissedarı, maliki ve sözleşmelerin doğrudan tarafı olmadığından dava dilekçesinde yer alan iddia ve talepler bakımından müvekkilinin sıfatı bulunmadığından davanın reddine, davacısı tacir bir kimse olan ve basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğü altındaki davacı tarafından belirsiz. tazminat/alacak davası açılamayacağını bu nedenle davanın reddine, huzurdaki dava, konu bakımından eksik tutarlı olarak belirtilmiş ve eksik harçla dava ikame edilmiş olduğundan, eksik harcın tamamlattırılmasına, talep konusu içerisinde yer verilen 37.000.000 TL üzerinden harç ödenmesine aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına, irade bozukluğuna dayalı iddialarla ikame olunan davanın TBK m. 39 da öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra ikame edilmiş olması nedeniyle reddine, davacının, nedensiz zenginleşmeye dayalı olarak müvekkilinin doğrudan taraf olmadığı sözleşmelerden ve diğer işlemlerden dolayı uğradığını iddia ettiği asılsız zararların giderim talebi, TBK 82’nci maddede öngörülen 2 yıllık hak düşürücü süreler geçtikten sonra ileri sürüldüğünden davanın reddine, davacının irada bozukluğu altında imzalandığı iddia edilen sözleşme ve eklerinde …A.Ş’ni sorumluluk altına sokan ya da sadece taraf kılan davacı …’nün bizzat kendisi olması, bir kimsenin kendi kusuruna bağlı olarak hak talep edemeyeceği kuralı gereğince, davanın reddine,…A.Ş nin dava tarihi itibarıyla hissedarı veya temsilcisi dahi olmayan davacının anılan şirket lehine bir hak talep edemeyeceği, … A.Ş yi zarara uğratan … Ltd. Şti’ nin huzurdaki davada davacı olarak yer almadığı dikkate alınarak davacının husumet yöneltme ve taraf olma sıfatı bulunmadı dan davanın taraf ehliyeti yönünden reddine; TMK’NUN 1010’uncu maddesinde belirtilen, tasarruf yetkisine şerh kapsamında “davalıdır şerhi” nin ancak davaya konu edilen taşınmazların tapu kayıtlarına konulabileceği, bunun da ön koşulunun taşınmazların müvekkili adına kayıtlı olması gerektiği; tapu kayıtlarına davalı şerhi verilmesi istenen taşınmazlar müvekkili adına kayıtlı olmadığı, taşınmazların davaya konu edilmediği, davanın yalnızca tazminat talebine ilişkin olduğu dikkate alınarak dilekçede bahsi geçen taşınmazlar üzerine davalıdır şerhi işlenmesi isteminin reddine; esas bakımından ise cevap ve delillerinin kabulüne, yalnızca müvekkili ile bir mülkiyet bağı bulunmayan taşınmazların tapu kaydına davalı şerhi verdirilmesi gayesi güden, kötü niyetle açılan davanın reddine, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, asliye hukuk mahkemesinden görevsizlik kararı verilerek mahkememize gönderilmiştir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, davacının tacir olması davayı ticari iş haline getirmez.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ve her iki tarafın tacir olması gerekir. Somut olayda, gerçek kişi olan tarafların aralarındaki hissedarlık ilişkisinden kaynaklı sebepsiz zenginleşmeye dayalı tazminat isteminin ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği kanaatine varılmış ve bu itibarla asliye hukuk mahkemesince verilen görevsizlik kararının yerinde olmadığı değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle davanın usulden reddine,
2-Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-Daha önce aynı konuda … 9. Asliye Hukuk tarafından verilmiş ve kesinleşmiş görevsizlik kararı bulunduğundan mahkememiz kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.22/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır