Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/18 E. 2023/694 K. 27.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/18 Esas
KARAR NO : 2023/694

DAVA : Manevi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/ 2023
KARAR TARİHİ : 27/12/2023

Mahkememizde görülmekte olan Manevi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili 06/01/2023 tarihli dava dilekçesinde özetle : “…Müvekkilim ….’nin yayın sahibidir. Davalı … A.Ş., müvekkil aleyhine yayın yapan … ve … isimli internet haber sitelerinin yayın sahibi, davalı …A.Ş., … isimli internet haber sitelerinin yayın sahibi, diğer davalı … Ltd. Şti. ise … isimli internet haber sitelerinin yayın sahibidir. 07.09.2015 tarihinde; … “…” …” başlığıyla …’de “…” başlığııyla yayınlanmıştır. Söz konusu haber hakkında tarafımızca alınan Erişimin engellenmesi kararı kapsamında içerik yayından çıkarılmıştır. Bu sebeple haber linki eklenememiştir. Ancak, görevsizlik kararı öncesi yargılamayı yürüten mahkeme dosyasında ilgili bilgiler bulunmaktadır. …;”… başlıklarıyla sistemli, bilinçli ve algı yönetimi hedefleyen ve bu yolla müvekkillerimin kişilik haklarını ihlal eder nitelikte ve basın ahlak etiğine aykırı olarak haberler yapılmıştır. Söz konusu haberlerde … doğrudan hedef göstererek ve itham ederek “…” şeklinde tahammül sınırlarını zorlayan başlıklar atılmıştır. Bu nedenle tarafımızca; davalılara karşı … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Esas, dosyası ile, manevi tazminat talepli dava ikame edilmiştir. Yargılama neticesinde, … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Esas, …Karar, 08.11.2018 tarihli kararı ile davanın tam kabulüne ile 20.000-TL manevi tazminatın davalılardan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmiştir. … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin… Esas, … Karar, 08.11.2018 tarihli kararı Karar davalılar tarafından istinaf edilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin … Esas,… Karar, 04.04.2022 tarihli kararı ile davanın mahiyeti gereği Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Görevsizlik kararı üzerine ilk derece mahkemesi bu karara uyarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermiştir. Davalı gazetelerde yayınlanmış olan haber içeriğinde, habercilik ve kamuyu bilgilendirme maksadı bulunmamaktadır. Haber içeriğinde … bilgi alarak yalan haberler yaptığını, bunun TSK’nın moralini bozduğunu ve halkın infiale uğradığını iddia etmişlerdir. Bu hayal ürünü senaryonun gerçekle hiçbir alakası bulunmamaktadır. Basın özgürlüğünün özel hukuk açısından en önemli sınırını ise kişilik hakkı oluşturur. Basın yaptığı yayınlarda; gerek Anayasa’nın temel hak ve özgürlükler kısmında yer alan gerekse Medeni Kanun ve ayrıca özel kanunlarda düzenlenerek güvence altına alınmış olan kişilik haklarına saygı göstermek ve bunlara saldırı niteliği taşıyabilecek tutum ve davranışlardan kaçınmalıdır. Davalıların yayınlamış olduğu haberler, müvekkilimin itibarını zedelemiş ve kişilik haklarını ihlal etmiştir. Dava konusu manevi haklara tecavüz teşkil eden yayın dolayısıyla, toplam 30.000 TL manevi tazminatın yayın tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalılardan tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAPLAR: Davalı … A.Ş. Vekili 24/01/2023 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “….Davacı tarafından müvekkil şirket aleyhine ikame edilen manevi tazminat davası haksız ve hukuka aykırı olup reddi gerekmektedir. İşbu davaya konu haberin kişilik haklarına saldırıda bulunduğu iddiası asılsız olduğundan haber basın özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilmelidir. Müvekkil şirket tarafından paylaşılan haber, Anayasa ile güvence altına alınan basın özgürlüğü sınırları içerisinde değerlendirilmelidir. Sayın Mahkemenizin de bildiği üzere basın bir olayı haber yaparken; haberin güncelliği, haberin paylaşılmasında kamu yararı bulunması ve haberin gerçek olması ilkelerini göz önünde bulundurmalıdır. 2015 yılında … açıklanmıştır. Fakat davacı yan tarafından kendi gazetesinde ve haber sitesinde şehit sayısının 31 olduğu yönünde açıklamalar yapılmış ve bu haberde … dayandırdığı haberi kaynak göstererek paylaşım yapılmıştır. Müvekkil şirket tarafından paylaşılan haberde tam olarak bu durum belirtilmiştir. Zaten davacı yan da yaptığı haberi yalanlamamaktadır. Ülkenin Genelkurmay Başkanının açıklaması varken neden İngiliz menşei olan …’ın kaynak olarak … gösterdiği haberi alıp yayınlama ihtiyacı duyulmuştur. …’nın haber ajansını kaynak gösterdiğini belirtmek bu durumda haksız ve mesnetsiz sayılamayacaktır. Kaldı ki …’in paylaştığı haber sadece bundan ibarettir. Haberin gerçeklik ilkesine uygun olduğu ise zaten haberin içeriğinden anlaşılmaktadır çünkü davacı yan tarafından paylaşılan bir haber tarafımızca “…” şeklinde paylaşılmıştır. İşin temelinde bahsedilen haberi davacı yanın yaptığı bilindiğine göre tarafımızca paylaşılan haber de bu durumda gerçektir. Terör ülkemizin kanayan yarasıdır bu sebeple toplumu sonuna kadar ilgilendirir ve kamuyu bilgilendirme görevi de medyaya düşmektedir. Bu sebeple haberin paylaşılmasında kamu yararı bulunmaktadır.Dava konusu habere müvekkil şirketin sitesinden erişim bile mümkün değilken istenilen tazminat miktarı aşırıdır. Erişim engellemesi kararına uymayan taraflarla, müvekkil şirketin aynı şekilde değerlendirilmemesi gerekmektedir. İşbu davaya konu haberin basın özgürlüğü kapsamında kaldığı ve davacının kişilik haklarına saldırıda bulunmadığı aşikar olup, müvekkil şirket tarafından erişim engellemesi kararına uyularak müvekkil şirketin sitesinden habere ulaşılamadığının bilinmesi ve mesleğin doğası gereği çarpıcı başlık kullanılması sebebiyle dava konusu haberin hukuka aykırılık teşkil etmediği açıktır. Arz ve izah olunan nedenlerle; Her halükarda, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini…” talep etmiştir.
Davalı … Şti. Vekili 25/01/2023 tarihli dilekçesinde özetle; “….Taraflar arasındaki … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen …esas sayılı dava ile işbu dava aynıdır. Davaların, tarafları, konusu ve sebebi aynıdır. … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi 08/11/2018 tarih ve … sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; işbu karara karşı yaptığımız istinaf başvurusu sonunda İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 04/04/2022 tarih ve 2020/1311-2022/954 sayılı kararı ile Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesi ile asliye hukuk mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermiştir. … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi … tarih ve … sayılı kararı ile görevsizlik kararı vererek dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir. Davacı taraf, ilk açtığı davada verilen karar kesinleşmeden ikinci davayı açmıştır. Derdestlik itirazımız dikkate alınarak öncelikle ve esasa girilmezden evvel dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini talep ederiz. Davacının, ilk açtığı davada verilen görevsizlik kararı üzerine asliye ticaret mahkemesince işin esasına girilmeden arabuluculuk işlemlerini tamamlaması gerekirdi. Davacı tarafın bunu yapmak yerine, ilk açılan dava sonunda verilen kararı kesinleştirmeden işbu davaya açmasında hukuki yararı da yoktur. Davaya konu haberin yayın tarihi 07.09.2015’tir. İşbu davanın açıldığı tarih 06.01.2023’tür. Dava açılmadan önce yürütülen zorunlu arabuluculuk süreci boyunca zamanaşımının durduğu kabul edilse bile bu durum sonuca etkili değildir. Dava konusu hak zamanaşımına uğramıştır. Dava, zamanaşımı def’i sebebi ile reddedilmelidir. Dava konusu yazının basın özgürlüğü kapsamında, düşünce açıklama, haber verme ve eleştiri sınırları içinde kaldığı, biçim yönünden konu ile arasında bir bağ bulunduğu ve eleştirilerin nesnel bir olayla desteklendiği, eleştiri ve değer yargılarının sert ve çarpıcı bir üslupla kaleme alınmış olsa bile hukuka aykırı kabul edilmelerinin mümkün olmadığı nedenleri ile haksız davaların tümüyle reddine, ilk davada, 5 bin lira manevi tazminat talebinde bulunan davacının bu davada talep ettiği tazminat miktarının (ve faiz talebinin) fazla olmasının manevi tazminatın bölünmezliği ilkesine aykırı olduğundan davanın bu yönüyle de reddine, Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davalıların bu dava sebebi ile yapacağı tüm giderlerin, davacıya tahmiline karar verilmesini…” talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; basın ve yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı iddiası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Manevi tazminat 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 58.maddesinde; “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir” şeklinde düzenlenmiştir.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse BK 58. maddesinde belirtildiği üzere; manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yerleşik Yargıtay uygulamalarına göre; manevi tazminatın tutarı belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatı, işgal ettikleri makam, sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmalıdır. Takdir edilecek miktar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır
T.C Anayasası 28.maddesi “Basın hürdür, sansür edilemez.” hükmü ile basın hürriyetini düzenlemiştir. Ancak Anayasamızda belirtilen basın hürriyeti sonucu ortaya çıkan haber verme ve eleştiri hakkı kötüye kullanılarak kişilerin tahkir edilmesi hukuka aykırıdır. Nitekim Anayasamızın 26. ve 27.maddelerinde basın hürriyetinin kullanılmasının sınırlanabileceği haller açıkça gösterilmiştir. Anayasanın 26/2 fırkası “Basın hürriyetlerinin kullanılmasının, başkalarının şöhret veya haklarının özel aile hayatlarının korunması amaçlarıyla sınırlandırılabileceği” öngörülmüştür. Değişik fikir ve düşünceler, değer ve inançlar yasal sınırları içinde eleştirilebilir, hatta kınanabilir ancak eleştiri ve kınama yasa ve toplumca doğru yönde kabul edilen ahlak kuralları içinde uygar bir tutum içinde yapılabilmeli ancak hukuki uygunluk hallerini de gözetmelidir.
TMK. un 24. maddesine göre de, kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerindenbiriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.
AİHM’si birçok kararında “…sözleşmenin 10/1 md.de güvence altına alınan ifade özgürlüğünün, demokratik toplumun temellerinden birini ve yine bu toplumun gelişmesi ve her bireyin kendini geliştirmesi için esaslı şartlarından birini oluşturduğunu hatırlatarak ifade özgürlüğünün sözleşmenin 10/2 md.kapsamında sadece lehte olan veya muhalif sayılmaya veya ilgilenmeye değmez görülen haber veya fikirler için değil, aynı zamanda muhalif olan, çarpıcı gelen veya rahatsız eden haberler veya fikirler için de uygulandığını, bunun çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin gereklerinden olduğu…” belirtilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu internet haberlerinin 07/07/2015 tarihinde yayınlandığı, davacı tarafça 24/02/2017 tarihinde … 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açıldığı ve TBK 154. madde uyarınca TBK 72. madde de ön görülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin kesilmiş olduğu, 24/02/2017 tarihinden sonraki süreçte iş bu davaya ilişkin olarak arabuluculuk sürecinin başlatıldığı 23/06/2022 tarihine kadar zamanaşımı kesen her hangi bir durumun meydana gelmediği, arabuluculuk süreci öncesinde TBK’ nun 72/1 maddesinde düzenleme 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, davalı … ltd. Şti’nin yasal cevap süresi içerisinde zamanaşımı itirazı ileri sürmüş olduğu anlaşılmakla iş bu davalı açısından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine
-Diğer davalılar açısından yapılan değerlendirme sonucunda ise; davaya konu internet yayınlarının içeriği ve anlatım tarzına göre, davacı yanın tüzelkişiliği aleyhine küçültücü değer yargısında bulunulduğu, okuyucu da ve toplumda davacı şirket aleyhine kuşku yaratıldığı, kamuoyunda kişilik değerlerinin ve saygınlığının zedelendiği, yapılan yayınlarda ifade özgürlüğü ve eleştiri sınırlarının aşıldığı, saldırı oluşturan sözlerin ağırlığı, olayın özelliği, meydana gelen zarar, manevi tazminatın bir ceza yada zenginleşme aracı olmadığı gibi malvarlığına yönelik bir zararı karşılanmayı da amaç edinmediği dikkate alınarak davalılar …A.Ş ve …A.Ş aleyhine açılan davanın kabulü ile her iki davalıdan 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davalı …Ltd. Şti aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE
2-Davalılar … A.Ş ve …A.Ş aleyhine açılan davanın KABULÜ İLE her bir davalıdan 10.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 1.366,2 TL harçtan peşin alınan 512,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 853,87 TL karar ve ilam harcının davalılar …A.Ş ve …A.Ş dan alınıp hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 17.900,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalılar … A.Ş ve …A.Ş dan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davalı … Ltd. Şti kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 10.000,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan 143,00 TL yargılama gideri( posta ve tebligat gideri) ile 512,33 TL Peşin olarak ödenen harç olmak üzere toplam 655,33 TL yargılama giderinin davalılar …A.Ş ve … A.Ş’den alınıp davacıya verilmesine,
7-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.600,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılar …A.Ş ve …A.Ş’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalıların yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/12/2023

Katip
E-imza

Hakim
E-imza