Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/161 E. 2023/219 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/161 Esas
KARAR NO : 2023/219

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/ 2018
KARAR TARİHİ : 05/04/2023

Mahkememizde görülmekte olanAlacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, … Belediyesi tarafından 24/04/2008 tarihinde yapılan … sayılı ihale dosyası ile, … yapılması işini üstlendiğini, müvekkili şirketin üstlendiği bu iş karşılığında … Belediyesi’yle 179.141,80 TL + KDV sözleşme bedelinde anlaştığını, …tarafından … ihale evraklarının, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfetişliği tarafından 08/09/2009 tarihli raporuyla incelendiğini ve raporda: “Yüklenici firma olan …Tic. Ltd. Şti.ne verilecek hakediş tutarının 132.979,80 TL + KDV olarak öngörülmesine karşın, gerçekte yapılan işlerin hakediş toplamının 101.679,51 TL + KDV tutarında olduğu, bu çerçevede ihale konusu işe ait imalat ve yapım işi gerçekleşmediği halde 31.300,29 TL + KDV tutarında fazla hakediş düzenlenerek şartname ve sözleşmede belirtilen şartlara, metraj ve niteliklere uygun olamayan imalatlar yapılmış gibi hakediş düzenlendiğiénin belirtildiğini, bu sebepten ötürü müvekkili şirket yetkilisi … hakkında edimin ifasına fesad karıştırma suçundan … Cumhuriyet Başsavcılığı’nca … tarih ve … esas sayılı iddianamenin düzenlendiğini, müvekkili şirket yetkilisinin, savcılığın iddianamesinden sonra … 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyasıyla yargılandığını, yargılandığı süreçte mahkemede hakim değişikliği sonucu … 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas, … Karar sayılı dosyasıyla yargılamaya devam edildiğini ve hakkında 2 yıl 6 ay hapis cezası hükmü verildiğini, müvekkili şirket yetkilisi hakkında verilen hüküm sonrası istinaf kanun yoluna başvurulduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Ceza Dairesi’nin … Esas, …Karar sayılı ilamı ile hakkında “edimin ifasına fesat karıştırma suçundan cezalandırılması istemiyle açılan davada suçun unsurları oluşmadığından beraatine” karar verildiğini, izah edilen bu süreçte Haraççı Belediyesi …si dahil edildiği için taraf sıfatını …si’nin kazandığını, …si tarafından yapılan iç yazışmada, ” … 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyası ile … sayılı ihale dosyası için … Belediye Başkanlığı tarafından taraflarına 136.574,90 TL + KDV devredildiğinin ve belirtilen tutardan hiçbir ödeme yapılmayarak 23/03/2013 tarihinde 46.129,01 TL ceza kesintisi yapıldıktan sonra müvekkilinin 90.445,89 TL +KDV alacağının bulunduğunun bildirildiğini ve alacağın ikrar edildiğini, müvekkilinin işin tamamlanması ile ilgili hiçbir kusurunun olmadığını, davalı tarafından yapılan ceza kesintisinin hukuksuz olduğunu, ceza mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda, işin büyük bir kısmının tamamlanmış olduğunun ve eksikliklerden dolayı 19.137,40 TL+KDV kesinti yapılması gerektiğinin tespit edildiğini beyanla müvekkilin yapmış olduğu iş karşılığında İç Işleri Bakanlığı Mülkiye Müfetişliği’nce belirlenen hakediş 101.679,51 TL + KDV miktarı olan bedelin, iş başlangıç tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte taraflarınına iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olması sebebiyle zamanaşımına uğradığını, davacının dava konusu olarak belirtiği bedel olarak gösterilen bedelin, mülga belediye döneminde tahakkuku yapılan hakkediş tutarı İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişlerince yapılan teftiş sonucu gerçek hakkediş miktarı olduğunu, bu bedel üzerinde yapım işlerine dair mevzuat ve vergi mevzuatı gereğince eklenecek ve tenzil edilecek bedeller bulunduğunu, dava konusu işin eksik yapıldığının Mülkiye Müfettişlerince belediyeye sunulan teftiş raporu ile sabit hale geldiğini, müvekkili belediyenin ise mülga belediyenin kapanması ve kendisine katılmasını takiben teftiş raporunu da dikkate alarak davacı firma hakkında işin eksik bırakılması sebebiyle sözleşme ve şartname hükümleri doğrultusunda cezai işlem tesis ettiğini, bu işlem ile davacı hakkında uygulanan cezai bedelin 46.129,01 TL olduğunu, davacı tarafın belediyece yapılan bu cezai işlem hakkında bir itirazda bulunmadığını ve yapılan işlemin kesinleştiğini, … 12.Asliye Ceza Mahkemesine sunulan bilirkişi raporunda davacı tarafın dava konusu iş ile ilgili olarak 19.137,40 TL iş eksiğinin bulunduğu ifade edilerek aslında hakkediş bedellerinin daha fazla olduğunun da iddia etdildiği, ancak bu raporun yeni tarihli olduğunu, bu nedenle teftiş raporunun dikkate alınması gerektiğini, davacının yapım işinin eksik olduğunu kabul ettiğini, yarım kalan işin ikmal edilmesi talebinin müvekkili belediyece dikkate alınmasının da mümkün olmadığını, zira gerçeğe aykırı olarak hakediş belgeleri tanzim edildiğini, davacı tarafın hiçbir surette alacağını müvekkili belediyeden talep etmediğini beyanla davanın reddine, tüm masrafların ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Mahkememizin 2018/137 Esas 2019/658 karar sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53. Hukuk Dairesi’nin 2022/127 Esas ve 2023/104 Karar sayılı kararı ile “… Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici, davalı … ile imzaladıkları eser sözleşmesi kapsamında edimini yerine getirdiğini, iş bedelini tahsil edemediğini belirterek iş bedelinin tahsili için iş bu davayı açmıştır.Davalı …, uyuşmazlık konusu sözleşmeyi, ticari işletmesiyle ilgili olarak değil, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla yapmıştır. Kaldı ki, TTK’nın 16/2. maddesi uyarınca devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya kamu hukuku hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzel kişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılamayacağından davalı belediyenin tacir olarak kabulü de mümkün bulunmamaktadır.Davalı … tacir olmayıp uyuşmazlık konusu da eser sözleşmesinden kaynaklandığından mutlak veya nisbi ticari dava niteliğinde olmayan davaya ticaret mahkemesinde bakılması ve karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece ticari dava niteliğinde olmayan davada asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasının incelenerek istinafa konu kararın verilmesi hatalı olmuştur…” gerekçesi ile mahkememiz kararı gönderilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, davacının tacir olması davayı ticari iş haline getirmez.
Tüm dosya kapsamı itibariyle; eser sözleşmesinden kaynaklı olarak alacak talebiyle açılan iş bu davada davalı belediyenin tacir sıfatının bulunmadığı, uyuşmazlık konusu sözleşmeyi, ticari işletmesiyle ilgili olarak değil, kamu hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla yapmış olduğu, davanın TTK kapsamında mutlak veya nispi bir ticari dava niteliğinde olmadığı, davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, davanın görev şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın, görev dava şartı eksikliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya görevli mahkemenin İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Tarafların yukarıda belirtilen süre içerisinde başvarmamaları halinde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
5-6100 sayılı HMK nın 331/2 maddesi uyarınca harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/04/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza