Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/860 E. 2023/455 K. 10.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/860 Esas
KARAR NO : 2023/455

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/11/2022
KARAR TARİHİ : 10/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir;
“Tarafların 17.07.2017 tarihinde sarf malzemeleri alım sözleşmesi imzalandığını, davalının işbu sözleşme kapsamında tedarik ettiği sarf malzemeleri için davacıya kesilen cezalar dolayısı ile alacağın mevcut olduğunu ve sözleşmenin 5. maddesinin 12. bendindeki “Satılan malzemenin veya satılan muadil malzemenin SUT eşleştirmelerinin doğru yapılmış olmasından, SUT eşleştirmesi yapılmayan ya da doğru yapılmayan bir malzemeden dolayı oluşacak kesinti cezası ile malzemenin … ile ilgili tüm kayıt işlemleri ve onaylarından kaynaklanan, SGK kesintileri ve satın alma birimine malzeme kullanım durumunda bilgi verilememesinden kaynaklanacak olan kaçak malzeme kullanımından doğacak kayıplar nedeni ile SGK’nın kuruma uyguladığı ceza tutarının tümü malzemeyi verene yansıtma faturası ile fatura edilecek ya da malzemeyi verenin …’ın malzemesini kullanan ilgili hastanesi uhdesindeki alacaklarından mahsup edilecektir.” şeklindeki düzenleme ile SGK tarafından uygulanacak cezaların davalıya yansıtma faturası ile yansıtılacağı kararlaştırılmış olduğunu ve SGK’nın 16.03.2022 tarih, … sayılı ve kurum mevzuatına aykırı faturalandırmalar konulu yazısı ile müvekkili şirkete SUT kodları ile malzeme kodlarındaki eşleşmelerin yanlış olması nedeni ile tespit edilen miktarlar faizleri ile birlikte kesilmiş ve Müvekkili şirket bu kesintiden sonra davalı şirket ile aralarında olan sözleşmeye istinaden davalıya yansıtma faturası kesmiş, ancak davalının ödeme yapmaması nedeni ile icra takibine girişildiğini, SGK’nın yapmış olduğu kesintilerin nedeni bizzat davalıdan kaynaklandığını, zarara neden olan davalıdan, davacı şirketin bu zararı tazmin etme hakkının olduğunu beyan etmiş ve davalının haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, davalı aleyhine 9620 kötüniyet tazminatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini..”
CEVAP:
Cevap dilekçesi özetle şöyledir:
” müvekkil şirket aleyhine… 6. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyasından Cari Hesap Alacağına dayalı olarak başlatılmış olan icra takibine yapmış olduğumuz itirazın akabinde açılmıştır. Söz konusu icra takibi Cari Hesap Alacağına dayanmaktadır. Müvekkil şirketin davacıya karşı herhangi bir cari hesap borcu olmadığından tarafımızca takibe itiraz edilmiştir. Oysa ki huzurdaki davada, dava dilekçesine bakıldığında davacı taraf; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, …Müdürlüğü, … Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından …Hastanesine yazılan, tespit edilen hatalı eşleştirmelere yönelik yersiz ödeme konulu yazıyı ve taraflar arasındaki sözleşmeyi iddialarına dayanak olarak sunmuş,Önemle belirtmek gerekir ki, dava dilekçesi ve içeriğindeki hususlar işbu İtirazın İptali davasının konusu oluşturabilecek bir nitelik taşımamaktadır. Zira İtirazın İptali davaları, borçlunun icra takibine yaptığı itiraza istinaden açılan, icra takip dosyasındaki alacağın, alacaklı-borçlu ilişkisinin mahkemece tespit edilmesini sağlayan davalardır. Dolayısıyla bu davanın konusunu da icra takip dosyasındaki alacak belirlemektedir. Davacı taraf, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı, …Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü, … Sağlık Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından Özel Silivri Anadolu Hastanesine yazılan, tespit edilen hatalı eşleştirmelere yönelik yersiz ödeme konulu yazıyı ve taraflar arasındaki sözleşmeyi iddialarına dayanak olarak sunmuşsa da bu yazının söz konusu davaya dayanak oluşturamayacağı açıktır. Zira belirlenen kesinti bedelinin müvekkilimizi ilgilendirip ilgilendirmediği, ilgilendiriyor ise ne şekilde ve ne kadarının ilişkilendirildiği, davacı tarafça alınan başkaca ürünlerden ya da yapılan başkaca sözleşmelerden kaynaklı bir kesinti olup olmadığı hususlarında açıklık bulunmamaktadır. Böyle bir durumda, somutlaştırma yükü ve dolayısıyla ispat yükü yerine getirmediğinden, ispat edilemeyen davanın reddi sonucu doğacaktır ki, bu da davanın esastan reddi olup işin esası bakımından kesin hüküm oluşturacaktır.Açıklanan nedenlerle ve mahkemenizce gözetilecek hususlar dahilinde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini…”
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davalı hakkında genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK.m.67 hükmü uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
04/07/2023 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:
“Eğer Sayın Mahkemece borçilişkisinin kaynaklarından birisi olan “haksız fiil” hükümleri uygulanır ise bu halde TBK m. 49/1 hükmünce davacının, haksız fiile dayalı olarak zararın tazmini yönünde talepte bulunabilmesi için davalının kusurlu ve hukuka aykırı bir fiilinin olması ve bu nedenle davacının zarara uğramasının gerekeceği kanaatine varılabileceği, Eğer Sayın Mahkemece borç ilişkisinin kaynaklarından birisi olan “sözleşme” hükümleri uygulanır ise bu halde TBK m. 112? hükmünce davalının, borcun hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi dolayısıyla kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının/davacının bundan doğan zararını gidermekle yükümlü olacağı; böylece davacının olumlu (müspet) zararını talep edebileceği kanaatine varılabileceği, “Sebeplerin yarışması” kenar başlıklı TBK m. 60 hükmünün “Bir kişinin sorumluluğu, birden çok sebebe dayandırılabiliyorsa hâkim, zarar gören aksini istemiş olmadıkça veya kanunda aksi öngörülmedikçe, zarar görene en iyi giderim imkânı sağlayan sorumluluk sebebine göre karar verir…”
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İtirazın iptali” başlıklı 67. maddesi şöyledir:
“Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının takip tarihi itibarıyla takip bedeli kadar alacaklı olduğuna ilişkin iddiasını alacağa dayanak olarak gösterdiği e-arşiv faturası, vergi beyannamesi, ticari defter kayıtları ile ortaya koyduğu, bilirkişi raporunun davacının iddiasını destekler mahiyette olduğu, faiz talebinin alacağın türü ve dosya kapsamına uygun düştüğü, davacının icra takibine konu ettiği yansıtma faturanın taraflar arasındaki sözleşme ile uyumlu olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, davaya konu edilen icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu, icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair koşullarının somut dosya bağlamında mevcut bulunmadığı, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği değerlendirilmiş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulüne,
2-… 6. İcra Müdürlüğünün…E. Sayılı dosyasında yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamı,
3- İcra inkar talebinin reddine,
4-Karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 14.129,40 TL.karar ilam harcından, peşin ve ıslah harcı toplamı 3.532,30 TL’nin mahsubu ile geriye kalan 10.597,10 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 3.532,30TL peşin harç ve ıslah harcı toplamı, 80,70 TL.başvuru harcı, 11,50 TL.vekalet harcı, 10.500,00 TL.bilirkişi ücreti ve 73,00 TL.tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 14.197,50 TL.nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6–6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin m.26 hükmüne göre Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınıp hazineye irat kaydına,
7-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT 13/2 maddesi uyarınca 33.026,37 TL.nin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK.m.333 hükmü uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacının/davalının yüzüne karşı karar verildi. 12/10/2023

Katip
E-imzalıdır

Hakim
E-imzalıdır