Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/85 E. 2023/239 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/85 Esas
KARAR NO : 2023/239

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2022
KARAR TARİHİ : 11/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : “…Müvekkil ile davalı arasında ticari ilişki bulunmaktadır. Davalı/borçlu, servis işini müvekkilime yaptırmakta ve müvekkilim bunun karşılığında fatura kesmekte ve bedelini almaktadır. Ancak, aşağıda belirttiğimiz ve icra takibine konu faturalardan anlaşılacağı üzere müvekkilimin alacağı bulunmaktadır-31.07.2021 tarih … nolu 1.644,72 TL tutarlı e-fatura-31.08.2021 tarih … nolu 7.488,00 TL tutarlı e-fatura-30.09.2021 tarih … nolu 7.488,00 TL tutarlı e-fatura Müvekkilimin verdiği hizmete karşılık, davalı/borçlunun borcunu ödememesi sebebiyle tarafımızca, bu alacağın tahsili için davalı şirket aleyhine … 18. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış; ancak davalı icra takibine, borca ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. Ancak takibe yapılan itiraz haksız ve mesnetsiz olup iptali gerekmektedir. Öncelikle belirtmek gerekir ki; davalı taraf her ne kadar müvekkilimin yabancı olduğunu belirterek teminat göstermek zorunda olduğunu belirtmiş ise de, müvekkilim Türk vatandaşı olduğundan bu yönde bir zorunluluk bulunmamaktadır.
Davalı tarafın müvekkilime borcu bulunmaktadır. Bu husus gerek müvekkil gerekse de davalının defter ve kayıtları incelendiğinde ortaya çıkacaktır. Davalı şirket, hizmeti almış ve faturaları da kabul etmiştir. Davalı, kabulünde bulunan söz konusu bakiye fatura bedelleri tutarında müvekkile borçludur. Ayrıca, TTK 1530/4 madde gereğince de işletilen faiz yasaya uygundur.
Yapılan itiraz üzerine tarafımızca arabuluculuk bürosuna başvuru yapılmış; ancak bir anlaşma sağlanamamıştır. Buna ilişkin e-imza ile imzalanan anlaşmama tutanağını arz ediyoruzDavalı tarafın haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. İİK md. 67’ye göre; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkûm edilir.” Buna göre ve yukarıda açıkladığımız sebeplerle, likit ve miktarı borçlu tarafından açıkça bilinebilir nitelikte olan alacak takibine haksız itirazı ile icra takibinin durdurulmasına ve müvekkilimin mağduriyetine sebep olan borçlu davalı tarafın %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ediyoruz. Yukarıda arz ve izahına çalıştığımız sebeplerle; davalı tarafın … 18. İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takibine yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin devamına; davalı taraf haksız ve kötü niyetli itirazı sebebiyle, aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle;”…Davada Ticaret Mahkemesi görevsiz, Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir. Zira 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Buna göre işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Davalının kayıtlı olduğu vergi dairesine yazılacak müzekkereyle de sabit olacağı üzere davacı, VUK 177/1 de belirlenen esnaf işletme sınırlarını aşmadığından esnaf vasfındadır. Dolayısıyla eldeki davada her iki taraf tacir olmadığı gibi dava mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığından mahkeme görevsizdir. Bu sebeple HMK 114/1 c ve 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmekteyiz. Müvekkilimiz kurumsal firmalara personel taşıma hizmeti vermektedir. Müvekkilimiz bazen taşıma hizmetini üçüncü şahıslar üzerinden de gerçekleştirebilmektedir. Davacıdan da sınırlı süre ile araçla taşıma hizmeti alınınmış olup bu kapsamda müvekkilimizin aldığı hizmete karşı davacı tarafından düzenlenen 31/072021 tarihli 3.294,72 TL, bedelli fatura bedeli müvekkilimiz tarafından davacıya ödenmiştir. Bu fatura dışında müvekkilimiz davacıdan herhangi bir taşıma hizmeti almamıştı. Dolayısıyla aldığı hizmet bedeli için düzenlenen fatura bedelini davacıya ödediğinden müvekkilimizin davacıya borcu yoktur. Takip dayanağı herhangi bir belge müvekkilimize tebliğ edilmemiş olmakla birlikte davacının takip ve dava dosyasına sunduğu, davacı tarafından müvekkilimize karşı düzenlenen 31/08/2021 tarihli 7.488,00 TL bedelli, 30/09/2021 tarihli 7.488,00 TL bedelli faturalarla ilgili müvekkilimize herhangi bir mal ve hizmet teslimi/ifası yapılmamıştır. Mal ve hizmet teslimi/ifası olmadan düzenlenen faturaları kabul etmiyoruz. Davacının, öncelikle bu maddede yazılı faturaları hangi mal ve hizmet teslimi/ifası sebebiyle düzenlediğini beyan ederek dava dilekçesinde delil olarak sevk irsaliyesini de dayandığından mal ve hizmet teslimi/ifasını sevk irsaliyeleriyle ispat etmesi gerekmektedir. Bu sebeple de davanın reddini talep etmekteyiz. Kabul anlamına gelmemek üzere; müvekkilimiz temerrüde düşürülmediği halde takip tarihine kadar faiz talebinde bulunulması hukuka aykırıdır. Buna ilaveten davacı tanık deliline dayanmışsa da ihtilafın hukuki hukuki niteliği gereği davacının tanık dinletmesine muvafakatimiz bulunmamaktadır.
Yine kabul anlamına gelmemek üzere takip talebinde mal ve hizmet alınmayan faturalara dayanıldığından, ödeme emri ekinde hiçbir belge tebliğ edilmediğinden ve ayrıca mal ve hizmet teslimin olmayan faturalarla ilgili teslim ve ifayı ispat eden müvekkilimizden sadır herhangi bir yazılı delil de sunulmadığından müvekkilimizin itirazında kötü niyet bulunmamaktadır. Bu sebeple koşulları bulunmadığından inkar tazminatı talebinin de reddini talep etmekteyiz. Dava dilekçesinin tebliği üzerine yasal cevap verme süresi içinde süre uzatım talebinde bulunulmuş olmakla işbu cevap dilekçemiz süresinde arz edilmektedir. davanın reddine, davacının %20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini…”talep etmiştir.
GEREKÇE:
Hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vakii itirazın İİK.m.67 hükmü doğrultusunda iptali talebidir.
İcra dosyası celp edilip özetle şöyledir:”… Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul 18. İcra Müdürlüğü’nce 08.11.2021 tarihinde 1.644,72.-TL fatura alacağı, 7.488.-TL fatura alacağı, 7.488.-TL fatura alacağı, 43,02.- TL işlemiş faiz, 92,78.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 16.756,52.-TL alacak bakiyesi için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yıllık & 16,75 Ticari Temerrüt Faizi (TTK.m.1530/7) ve değişen oranlardaki faizi ile, icra giderleri , avukatlık ücreti ile birlikte Borçlar Kanununun 100.maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla tahsili istemi ile takip başlatılmış, söz konusu takibin davalının 10.11.2021 tarihli itirazı ile durmuştur…”
10/10/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:”…Davacı şirket, 18.270,72.-TL değerinde olan 3 adet fatura alacağının 16.620,72.-TL’si için takip başlatmıştır. Davacı, işletme defteri tutuyor olması sebebi ile davalıya ait bir cari hesap ekstresi sunamamıştır. Huzurdaki davaya konu olan faturalardan 2 tanesinin beyan sınırı olan 5.000.-TL’nin üzerinde olması sebebi ile BA formuna konu olabileceği ve fakat 1 adet faturanın ise tespit edilmesinin mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.Ayrıca, davacı yanca keşide edilen faturaların kendi yasal defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalı adına düzenlediği bu faturaları da e-arşiv fatura portalından davalıya elektronik olarak tebliğ ettiği anlaşılmaktadır. Davalı ise yasal süresi ya da sonrasında faturalara itiraz etmediği gibi, şayet ödeme yaptı ise ödeme dekontlarını da ibraz etmemiştir. Davacı, davalı adına başlattığı takipte, her ne kadar faiz talep etmişse de davalının temerrüde düşürüldüğüne dair belge bulunmadığından faiz talep edemeyeceği değerlendirilmektedir. Davacının asıl alacak bakiyesinin; -davalı tarafından sunulan ödeme dekontları dikkate alındığında- (18.270,72-1.650-583-) 16.037,72.-TL olabileceği ve takip tarihinden itibaren faiz talep edebileceği…”dair görüş sunmuştur.
09/02/2023 Tarihli bilirkişi ek raporu özetle şöyledir;
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İtirazın iptali” başlıklı 67. maddesi şöyledir:
“Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.”
Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacının takip tarihi itibarıyla takip bedeli kadar alacaklı olduğuna ilişkin iddiasını alacağa dayanak olarak gösterdiği fatura, vergi beyannamesi, ticari kayıtları ile ortaya koyduğu, bilirkişi raporlarının davacının iddiasını destekler mahiyette olduğu, faiz talebinin alacağın türü ve dosya kapsamına uygun düştüğü, takip talebine konu edilen alacağın miktar itibarıyla hesaplanabilir olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, davaya konu edilen icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu, icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair koşullarının somut dosya bağlamında mevcut bulunduğu değerlendirilmiş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜNE,
… 18. İcra Dairesinin …esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına,
Alacağın %20 si olan 3.324,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 1.135,31-TL harçtan peşin alınan 202,38-TL ve icraya yatan 83,78-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 849,15-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereği takdir ve tayin olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacı yargılama gideri 294,58-TL ilk harç ve masraflar ile 1.821,50-TL (posta/tebligat/bilirkişi) olmak üzere toplam 2.116,08 -TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Davacının yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda miktar itibarıyla kesin olarak karar verildi. 11/04/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır