Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/83 E. 2022/664 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/83 Esas
KARAR NO : 2022/664

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2022
KARAR TARİHİ : 05/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle “….Müvekkil şirket, inşaat işi ile iştigal etmekte olup bu suretle davalı borçluya malzeme vermiş ve aralarında bu şekilde ticari ilişki olmuştur. Taraflar arasında ki anlaşmaya göre davalı yan müvekkil şirketten … malzemesi teminini talep etmiş ve buna göre de müvekkil şirket bahse konu malzemeleri temin etmiş ve temin edilen mal karşılığında toplam 48.790,40 TL fatura kesilmiş ve fatura davalı yana gönderilmiştir. Ancak ne var ki fatura tutarı müvekkil şirkete ödenmemiş bu sebeple davalı borçlu hakkında … 26. İcra Müdürlüğü’ nün … E sayılı dosyası ile icra takibi yapılmış ve davalı borçlu tarafından haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz edilmiş ve netice de takip durmuştur. İş bu dava konusu bundan mütevellit olup davanın kabulü ile davalı/borçlu hakkında % 20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Şöyle ki; Davalı/borçlu, takibe itirazında müvekkile herhangi borcu olmadığını iddia etmiş olup davalı borçlunun bu iddiası tamamen asılsız ve hayatın olağan akışına aykırıdır. Zira davalının talep ettiği malzemelere karşılık olarak fatura kesilmiş, defterlere işlenmiş ve gönderilen faturaya ilişkin olarak da davalı yan tarafından herhangi bir itiraz olmamıştır. Ancak ne var ki davalı tarafından ödeme yapılmamış ve iş bu sebeple itiraza konu icra takibinin yapılması zorunluluğu hasıl olmuştur. Bahse konu tüm faturalar/cari hesap bakiyesi müvekkil şirketin ticari defterlerinde kayıtlıdır. Yapılacak olan bilirkişi incelemesinde de bu husus açığa çıkacaktır. Anılan sebeplerle davanın kabulü gerekmektedir. Söz konusu itiraz haksız, yersiz ve kötü niyetle yapılmış olan bir itirazdır. Zira davalı yan borçlu olduğunu bilmektedir ve tek amacı itiraz ederek davacı müvekkil şirketin alacağına ulaşmasını engellemek veya sürüncemede bırakmaktır. Davacı müvekkilin haklılığı açık bir şekilde görülmekle beraber davayı sürüncemede bırakma amacı taşıyan bu itirazlar haksız ve kötü niyetli olup davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini gerektirmektedir. Belirtmek gerekir ki iş bu davanın açılmasından önce dava şartı olan arabuluculuk başvurusu tarafımızca yapılmış ancak taraflar arasında bir anlaşmaya varılamamış ve anlaşamama şeklinde arabuluculuk son toplantı tutanağı düzenlenmiştir.fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile davanın kabulü ile; … 26. İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın iptali ile takibin icra takibinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte devamına,
davalı borçlunun %20 den az olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı yandan tahsiline karar verilmesini…”talep ve dava etmiştir.
Davalıya, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmamış , duruşmalara da vekil veya temsilci aracılığıyla katılmamıştır.
Dava; satış sözleşmeden kaynaklı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67. madde uyarınca iptali talebine ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, davacının tacir olması davayı ticari iş haline getirmez.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ve her iki tarafın tacir olması gerekir.
Tüm dosya kapsamı itibariyle ; HMK.nun 114.maddesi gereğince mahkemenin görevli bulunması dava şartı olup, HMK.nun 115.maddesi gereğince de davanın her aşamasında re’sen gözetilebileceğinden, davacı taraf tacir ise de, …Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazısı ve… Vergi Dairesi’nin cevabi yazıları içeriğine göre davalı …’ın tacir olmadığı; eldeki davanın mutlak yada nispi nitelikte ticari bir dava olmadığı; davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine ve davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın görev şartı eksikliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya görevli mahkemenin İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Tarafların yukarıda belirtilen süre içerisinde başvarmamaları halinde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
5-6100 sayılı HMK nın 331/2 maddesi uyarınca harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.05/10/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza