Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/818 E. 2023/114 K. 21.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/818 Esas
KARAR NO : 2023/114

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/11/2022
KARAR TARİHİ : 21/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “…imza sahteliğine dayalı açılan menfii tespit davasında ispat davalı yana ait olduğundan mahkeme yargılama gideri olan bilirkişi ve diğer ücretlerin yargıalama safhasında davalı yanca karşılanması lazımdır. müvekkilin mersis adresi ve icra takibinin yapıldığı yer itibarı ile mahkememiz yetkilidir. yargıtay ve istinaf kararları gereği menfii tespit davamız arabuluculuğa tabi değildir. takip devam ettiği süre boyunca müvekkilim dava açmakta hak sahibidir. yukarıda açıklamaya çalıştığım nedenler ile müvekkilimin adınaborç takibi açılan … 19. icra müd. … esas dosyasından imzanın kendisine ait olmadığının tesspiti ile borçlu olmadığının tesbitine , davalı yan lehtar olarak usulüne uygun düzenlenmesi gereken ticari defter ve kayıtlarında müvekkilimin borcunun olup olmadığını bilmekle yükümlü olmasından dolayı davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine , yargılama giderleri ve ücreti vekilin davalı tarafa yükletilmesine…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “…Arabuluculuk şartı gereği davanın usulden reddi gerekmektedir. Dava, bonodan kaynaklı icra takibinde takibinde borçlu olmadığının tespiti olup bono, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. 18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) eklenen 5/A maddesinde; “(1) Bu kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması davası şartıdır.
olduğundan ticari arabulucuğa tabidir. Davacı tarafından söz konusu şart yerine getirilmemiş olup bu yönüyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddi gerekmektedir.10.11.2022 tarihli Yargıtay’ın güncel kararında da görüldüğü üzere ticari nitelikli menfi tespit isteminde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvuru dava şartıdır. Bu nedenle davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Yapmış olduğumuz incelemede davacı, hakkında sehven icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı … hakkında, başka bir müvekkile olan borçları sebebiyle … 19. İcra Müdürlüğü’nün …Esas ve … 34. İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlatılmıştır. Davacının, bu nedenle büroda kullanmış olduğumuz takip programında borçlu olarak kaydı bulunmaktadır. Huzurdaki davaya konu bonoda, keşideci …, lehtarı ise …’dır. Bono üzerinde, keşideci …’ın adres ve kimlik bilgileri bulunurken …’ın ise herhangi bir adres ve kimlik bilgisi bulunmamaktadır. Büroda takip programında borçlu bilgileri girilirken, borçlu bölümüne … yazıldığında eski kayıtlar içerisinde yer alan davacının adı çıkmış ve sehven borçlu olarak eklenmiştir. Bono üzerinde borçlu, …’ın herhangi bir kimlik bilgisi olmadığından, yapılan hata farkedilememiş, ancak dava açıldıktan sonra yapılan incelemede bono keşidecisinin adresinin … olması, bono keşidecisi … ile bono borçlusu … arasında akrabalık ilişkisinin olabileceği bu nedenle de dava …’ın isim benzerliği sebebiyle takip dosyasına borçlu olarak eklendiği tespit edilmiştir.
Davacı, huzurdaki davayı açmadan da takibi iptali ettirebilirdi.Dava konusu takip dosyasından borçluya gönderilen ödeme emri 04.06.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak davacı tarafından dosyaya herhangi bir beyanda bulunulmadığı gibi imza inkarına yönelik bir dava da açılmamıştır. Davacı tarafından İcra Hukuk Mahkemesi’nde açılacak bir dava ile kendisi yönünden takibi iptal ettirme imkanı var iken dava açılmamış keza tarafımızla iletişime geçip durumu belirtmesi halinde tarafımızca söz konusu hata giderebilecek iken tarafımızla iletişim de kurulmamıştır. Bu hususlar değerlendirildiğinde iş bu davanın açılmasında müvekkilin bir kusuru bulunmamaktadır. Öncelikli olarak dava şartı yokluğundan davanın reddine Aksi halde davacı, takip dosyasında sehven borçlu gösterildiğinden ve bu husus tarafımızca icra dosyasına beyan edileceğinden ve bu sebeple dava açılmasında hukuki yarar olmadığından davanın reddine yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini…” savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava konusu bir adet bono nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebidir.
Davalı vekili 04.01.2023 havale tarihli dilekçesi ile takip konusu senetteki borçlunun davacı olmadığını, davacının kimlik bilgisinin ofislerinde kullandıkları icra takip programından sehven seçildiğini beyan etmiş, davaya sebebiyet vermedikleri için vekalet ve yargılama giderinin taraflarına yükletilmemesine karar verilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir.
Tüm izah edilen nedenler çerçevesinde; Kabul, 6100 sayılı kanununun 308,309,310,311 ve 312. maddelerinde düzenlenmiştir. HMK’nın 308. Maddesine göre davadan kabul “Davacının talep sonucuna kısmen veya tamamen davalının muvafakat etmesidir.”, HMK’nın 311. Maddesine göre “Kabul, kesin hükmün sonuçlarını doğurur” Bu hükümler gözetildiğinde davayı kabulün davayı kendiliğinden son veren bir taraf işlemi olduğuna kuşku bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca davalı tarafın 04.01.2023 havale tarihli dilekçesindeki kabul beyanı doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve ayrıca dava açılmasına sebebiyet verdiği, davacı hakkında icra takip dosyasında icra usul işlemi yapmış olması, davalı tarafın kendi kusuru ile dava açılmasına sebebiyet verilmiş olması nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davalı vekilince öninceleme duruşması yapılmadan ve öninceleme tutanağı imzalanmadan davayı kabul beyanında bulunulmuş olması nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. Maddesine göre vekalet ücretinin yarısına hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ ile … 19. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasına konu 24/04/2014 düzenleme tarihli keşide tarihli, 30/09/2014 vade tarihli, 5.000- TL bedelli bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Hüküm altına alınan değerin %20’si olan 1.374,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 469,29-TL harçtan peşin alınan 117,33-TL’nin mahsup edilerek bakiye 351,96-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 117,33-TL peşin harç, 80,70-TL başvuru harcı gideri toplamı olan 198,03-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince dava değeri olan 6.870,00-TL üzerinden hesaplanan (öninceleme tutanağı imzalanana kadar karara çıkan davalarda 1/2) 3.435-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 11,50-TL vekalet harcı gideri, 75,00-TL tebligat ücreti olmak üzere toplam 86,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK.m.333 hükmü uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren miktar bakımından KESİN olmak üzere karar verildi. 21/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır