Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/786 E. 2022/803 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/786 Esas
KARAR NO : 2022/803

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 08/11/2022

Mahkememizin 2021/683 esas sırasında davacı …Ş. tarafından davalı … aleyhine itirazın iptali talebi ile dava açılmış, davalı … tarafından da … A.Ş. aleyhine karşı dava açılmıştır. 2021/683 esas sayılı davanın 03/11/2022 tarihli oturumunda alınan ara karar ile karşı dava tefrik edilmiş olup mahkememizin yukarıda yazılı 2022/786 esas sırasına kayıt edilmiştir. Dava dosyasının incelenmesi neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı … vekili tarafından davalı … aleyhine açılan davanın dava dilekçesinde özetle; …’nin SPK’nın özel şartlar ve kurallar koyduğu kredili hisse senedi alımı için sözleşme imzalatma dışında hiçbir zorunlu şartı yerine getirmemek sureti ile müvekkilini zarara uğrattığını, müvekkiline 6502 Sayılı TKHK’nun 13. maddesi anlamında ayıplı hizmet sunduğunu belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin dava konusu 11.05.2021 – 26.05.2021 tarihleri arasında gerçekleşmiş kredisiz ve kredili tüm işlemlerden kaynaklanmış zararının tespitine, şimdilik 5.000,00-₺ zararının dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalı aracı kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın işlemleri kendi iradesi ile internet üzerinden gerçekleştirdiğini, davacının 2011 yılından bu yana müvekkili şirketin müşterisi olduğunu, bu süreçte hisse senedi alım satımı yaptıklarını, davacının yüksek hacimle işlemler yapan, kredi kullanan bir hisse senedi yatırımcısı olduğunu, karşı tarafın bilgisi dışında işlem yapıldığı veya deneyimsizliğinden faydalanılmış olduğunu iddia etmesinin mümkün olmadığını, belirterek karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
7155 sayılı Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkında Kanun’un 20. maddesi ile 6102 sayılı TTK’na 5/A maddesi eklenmiş ve anılan kanun hükmü ile 01/01/2019 tarihi itibari ile ticari davalarda “Arabuluculuk” dava şartı olarak kabul edilmiştir. 6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. (2) Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” şeklinde düzenlenmiş olup, anılan hükme göre ticari davalardan; konusu paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Diğer yandan 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-2 maddesindeki “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.” hükmü gereğince arabuluculuğa tabi davalarda dava açılırken, arabulucuya başvurulması ve sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekir. Somut olayda dava akdi ilişkiden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir. Davacı tarafça dosyaya arabuluculuk son tutanağı sunulmamıştır. 03/11/2022 tarihli duruşmada taraf vekilleri iş bu dava yönünden arabuluculuk görüşmesi yapılmadığını belirtmişlerdir. Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 22/3 maddesinde “…(3) Dava dilekçesi içeriğinden açıkça arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde derhal herhangi bir usuli işlem yapılmadan ve duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmü yer almaktadır. Somut olayda arabuluculuk görüşmesinin yapılmadığı sabittir. HMK 115 maddesinde dava şartlarının yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği ifade edilmiştir. HMK 138 maddesinde ise dava şartları ile ilgili olarak dosya üzerinden karar verilebileceği düzenlenmiş olmakla dava dilekçesinin ve eklerinin incelenmesi sonucunda 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanununun 18/A maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı yokluğu nedeni ile davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-₺ maktu karar ve ilam harcının davacı …’dan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Taraflarca yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince davalı …Ş. vekili lehine takdir olunan 9.200,00-₺ maktu vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalı …ye verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda hükmün tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/11/2022

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza