Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/773 E. 2023/171 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/773 Esas
KARAR NO : 2023/171

DAVA : Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz
DAVA TARİHİ : 02/11/2022
KARAR TARİHİ : 15/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticaret Sicil Memurunun Kararına İtiraz davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : “…Müvekkillerim … sicil nosu ile müdürlüğünüze kayıtlı … A.Ş.’nin Yönetim Kurulu üyeleridir. … A.Ş. Yönetim Kurulu kararıyla, şirketin 2021 yılı Olağan Genel Kurul toplantısının 18.08.2022 tarihinde yapılması kararlaştırılmış ve aynı kararla belirlenen gündem ve toplantı çağrısı ortaklara tebliğ edilmiştir. Bu kararda 2021 yılı Olağan Genel Kurul toplantısı gündeminde ‘’Yeni yönetim kurulu üyelerinin sayılarının ve sürelerinin tespiti ile seçimi’’nin de yer aldığı duyurulmuştur.18.08.2022 tarihinde gerçekleştirilen 2021 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında yapılan yönetim kurulu seçimine dayanılarak; Genel Kurulda alınan kararlar tescil ve ilan edilmeksizin, 06.09.2022 tarihinde yeni yönetim kurulu toplanmış ve 2022/04 sayılı yönetim kurulu kararı ile sınırsız temsil ve ilzama ilişkin kararlar alınarak görev dağılımı yapılmış, imza yetkileri belirlenmiş ve 06.09.2022 tarihli 2022/01 sayılı Yönetim İç Yönergesi kabul edilmiştir. Söz konusu Yönetim İç Yönergesi; 20.09.2022 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanmıştır. 18.08.2022 tarihli olağan genel kurul toplantısında belirlenen … A.Ş.’nin “yönetimi kurulu üyeleri” 20.09.2022 tarihinde tescil ve ilan edildiğinden, 06.09.2022 tarihinde tescil ve ilan edilmiş bir “yönetim” bulunmadığından, 06.09.2022 tarihinde bir kısım yönetim kurulu üyelerinin aldığı karar ile kabul edilen yönetim iç yönergesinin davalı … sicil memurluğunca tescili türk ticaret kanunu’nun emredici hükümlerine aykırıdır: 18.08.2022 tarihli Olağan Genel Kurul toplantı tutanağı, yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimi de dahil olmak üzere, tescil ve ilana tabi bir çok konuyu içinde barındırmaktadır. Yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin 18.08.2022 tarihli Olağan Genel Kurul toplantı tutanağı tescil edilmeksizin, Yönetim Kurulunun göreve başlaması hukuken mümkün değildir. Henüz yeni yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin 18.08.2022 tarihli Olağan Genel Kurul toplantı tutanağı Ticaret Sicil Müdürlüğünde tescil edilmeksizin, …. A.Ş. Yönetim Kurulu’nun 06.09.2022 tarihinde … sayılı Yönetim Kurulu kararı ile kabul ettiği 06.09.2022 tarihli … sayılı Yönetim İç Yönergesi müvekkillerimin muhalefet şerhine rağmen kabul edilmiştir. … A.Ş.’nin henüz tescil ve ilan edilmeyen Yönetim Kurulu üyelerinin yetkisi olmaksızın aldığı 06.09.2022 tarih ve 2022/04 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile kabul ettiği 06.09.2022 tarihli 2022/01 sayılı Yönetim İç Yönergesi, davalı … Sicil Memurluğu tarafından 20.09.2022 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil ve ilan edilmiştir. … A.Ş.’nin “Yönetimi” 20.09.2022 tarihinde tescil ve ilan edildiğinden, 06.09.2022 tarihi itibariyle henüz tescil ve ilan edilmemiş Yönetim Kurulu üyelerinin aldığı 06.09.2022 tarihli 2022/04 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile 06.09.2022 tarihli 2022/01 sayılı Yönetim İç Yönergesinin tescil işlemi mahkemenizce iptal edilerek, sicilden terkinine karar verilmelidir. … A.Ş.’nin 06.09.2022 tarihli 2022/04 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile 06.09.2022 tarihli 2022/01 sayılı Şirket Yönetim İç Yönergesinin emredici hükümlere aykırı olarak davalı … Sicil Müdürlüğü tarafından tescil edilerek, 20.09.2022 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmesi nedeniyle, TTK’nun 32. ve 34. maddelerine dayalı olarak, işin ehemmiyetine binaen ve duruşmasız olarak dosya üzerinden yapılacak incelemeyle; yaptığımız itirazlarımız neticesinde, söz konusu Yönetim Kurulu kararı ve Yönetim İç Yönergesi’ne ilişkin davalı … Sicil Müdürlüğü’nün tescil işleminin iptal edilerek sicilden terkinine karar verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini… ” talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 05/12/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “…Huzurdaki davada, müvekkil müdürlükçe verilmiş bir red kararı bulunmadığı hâlde, davacıların 29.09.2022 tarihli başvurusuna anayasal bilgi edinme hakkı kapsamında müvekkil müdürlük tarafından verilen cevabı hatalı bir biçimde red kararı gibi değerlendirmiş ve huzurdaki dava ikame edilmiş olup; huzurdaki dava mahiyeti gereği müvekkil müdürlüğe karşı, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 34 m. kapsamında açılabilecek bir dava değildir; tescil işlemi tamamlandıktan sonra açılan huzurdaki dava, şirkete karşı açılması gereken bir iptal davasıdır. Öncelikle, dava konusu şirketin sicil dosyasında yapılan incelemede, herhangi bir red kararı yazılmadığının anlaşıldığı ve davacılar vekilinin dava dilekçesinde bahsettiği 29.09.2022 tarihli başvurusuna verilen cevabi yazının ise, bilgilendirici mahiyette ve bilgi edinme kanunu kapsamında verilmiş bir cevaptan ibaret olduğu ve özü itibariyle de red kararına konu edilemeyeceği belirtilmelidir. Davacılar tarafından tescil işlemi gerçekleştirildikten sonra, yani 29.09.2022 tarihinde, müvekkil müdürlüğe bir başvuruda bulunularak dava konusu yönetim kurulu kararının (iç yönergenin) tescil ve ilanının terkin edilmesi talep edilmişse de; müvekkil müdürlüğün 24.10.2022 tarihli yazısı, cevabi ve bilgilendirici mahiyette olup, ticaret sicili yönetmeliği m. 35 gereğince ve bu hükümde belirtildiği şekilde bir red kararı değildir. Davacıların, yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin genel kurul kararı 15 gün içerisinde tescil edilmediğinden yönetim kurulu üyelerinin göreve başlamasının mümkün olmadığı iddiası da mesnetsizdir; bu husus, hukuki dayanaktan yoksundur. Yönetim kurulunun genel kurulun seçimine ilişkin kararla birlikte göreve başladığı hususunda ve yine 15 gün içinde yönetim kurulunun tescili tamamlanmadığından yönetim kurulunun ve aldığı karaların yok hükmünde olduğu yönündeki davacı iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğu noktasında tereddüt bulunmadığından; davacıların dava konusu şirketin … tarih ve … sayılı iç yönergenin terkinine yönelik olarak kararı alan yönetim kurulunun hukuken göreve başlamadığı veyahut da hukuka uygun şekilde tescil edilmediği, yetkisiz olduğu iddiası dayanağını yitirmektedir. İş bu davada, müvekkil müdürlükçe red kararı verilmediğinden, huzurdaki dava niteliği gereği bir iptal davası hüviyetinde bulunduğundan; müvekkil müdürlüğe husumet yöneltilemeyeceği için davanın reddine karar verilmesini, davacıların şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesi nezdinde dava ikame etmiş olması nedeniyle, işbu bu davada hukuki yararı bulunmamasına istinaden davanın reddine karar verilmesini, son olarak, esasa ilişkin iş bu dilekçede yer alan ayrınıtılı açıklamalarımız kapsamında ve bölge adliye mahkemesi kararları gereğince davanın reddine karar verilmesini, haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini ….” talep etmiştir.
Dava; dava dışı … A.Ş.’nin, şirketin 06.09.2022 tarihli … sayılı Yönetim Kurulu kararı ile 06.09.2022 tarihli … sayılı Şirket Yönetim İç Yönergesinin, 20.09.2022 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil işleminin iptal edilerek sicilden terkinine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Ticaret sicil müdürlüğünün tescil taleplerindeki inceleme görevi TTK’nun 32. maddesinde düzenlenilmekle, maddenin birinci fıkrasında sicil müdürüne tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını inceleme yükümlülüğü getirilmiş, üçüncü fıkrasında da tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımamaları ve kamu düzenine aykırı olmamaları şartlarının irdelenmesi gerektiği düzenlenmiş, Ticaret Sicil Yönetmeliğinin 34. maddesinde tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığının incelemesinde hangi hususlara dikkat edilmesi gerektiği ayrıntılı olarak gösterilmiş, Yönetmeliğin 35. maddesinde de müdür ve müdür yardımcılarına tescile ait bir istemde tamamlanması gerekli eksikler görüldüğü veya istemin kısmen veya tamamen reddi gerekli bulunduğu takdirde, istemin konusu ile reddedilme sebepleri gösterilmek suretiyle karar verme ve dilekçeyi veren ilgiliye tebliğ etme görevi yüklenmiştir.
TTK’nun itiraz başlıklı 34/1. maddesinde “İlgililer, tescil, değişiklik veya silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı, tebliğlerinden itibaren sekiz gün içinde, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile itiraz edebilirler.” denilmiştir.
Bu ilgililerin kimler olacağı ise Ticaret Sicil Yönetmeliği’nin 22. maddesinde ve TTK’nun 28. maddesinde açıklanmıştır. Anılan maddelere göre, İlgililer; tacirin gerçek kişi olması halinde kendisi veya vekili ya da sözleşme ile kendisine yetki verilmiş temsilcisi, tacirin tüzel kişi olması halinde ise onun yetkili organları veya yetkili temsilcileridir.
Davalı Sicil müdürlüğünün cevap dilekçesindeki usuli itirazlarının incelenmesinde; anılan hükümden anlaşılacağı üzere, TTK m.34 gereği silinme istemleri ile ilgili olarak, sicil müdürlüğünce verilecek kararlara karşı da itiraz hakkının bulunduğu, sicilin bulunduğu yerde ticari davalara bakmakla görevli asliye ticaret mahkemesince itirazların karara bağlanacağı; ayrıca iptal davasının görülüyor olmasının sicil müdürlüğü kararlarının hukuka uygunluk denetimine tabi kılınmasına engel teşkil etmediği, şeklen de olsa müdürlük yazısının red kararı olarak nitelendirilmesi gerektiğinden, davalının diğer usuli itirazlarına itibar edilmemiştir.
Somut ihtilafta önem arz eden yönetim kurulu seçimine ilişkin genel kurulu kararının tescili, üyelik sıfatının kazanılması için şart değildir. Buradaki tescil açıklayıcı etkiye sahiptir. Öyle ki yönetim kurulu üyeleri ile şirket arasındaki ilişki seçim veya atama kararları ile doğmaktadır. Tescilin etkisi ise TTK m.373/2 hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere üçüncü kişiler yönünden tescil ile sonuç doğuracaktır.
Tüm dosya kapsamı itibariyle 18.08.2022 tarihinde gerçekleştirilen 2021 yılı Olağan Genel Kurul toplantısında yapılan yönetim kurulu seçimi ile yeni yönetim kurulu göreve başlamış olup, göreve başlanması için sicile tescil gerekmemektedir. Olayda ticaret sicil kararına itiraz eden davacılar yeni yönetim kurulunda yer almalarına rağmen işbu davayı şirket adına değil, kendi adlarına yönetim kurulu üyesi sıfatıyla açmıştır. Tacir tüzel kişilerde yalnızca yetkili organlar veya yetkili temsilcilerin ilgili sıfatı bulunmaktadır. Şirket ortağının ise ilgili sıfatı bulunmamaktadır. Şirketi tek başına temsil yetkisi kalmayan yönetim kurulu üyelerinin şirket adına ilgili sıfatıyla huzurdaki iptal davasını açmaları TTK m.34 uyarınca mümkün değildir. Mevzuatımızda şirket ortaklarına ya da temsil yetkisi olamayan yönetim kurulu üyelerine ticaret sicile tescili talep etme veya tescil ve ilan edilmiş bir hususun silinmesini isteme olanağı tanınmamıştır. Şirket ortakları veya ilgililer ticaret sicilde tescil ve ilan edilen hususun batıl olduğunu veya iptali gerektiğini ancak ilgili şirket aleyhine açacakları bir davada ileri sürebilirler. Böyle bir dava sonucunda alacakları karar üzerine sicilde olan bir kaydın iptali, silinmesi söz konusu olabilecektir. Bu nedenle şirket ortaklarının Ticaret Sicili hasım göstererek sicilde yapılmış bir kaydın iptalini talep etmelerine yasal olanak bulunmamaktır. Aynı durum temsil yetki kaldırılan eski veya yeni yönetim kurulu üyeleri içinde geçerlidir. Zira yönetim kurulu üyeleri, yönetim kurulundan ayrı bir organ niteliğinde değildir. Bu sebeplerle mahkememizce davacıların TTK’nun 34. maddesi uyarınca ilgili sıfatına sahip olmadığından işbu davayı açamayacağı anlaşılmakla aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın, aktif husumet ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-d maddesi uyarınca REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 179,90 TL harçtan başlangıçta alınan 80,70 -TL harcın mahsubu ile bakiye 99,2 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 9.200,00 -TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15/03/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza