Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/729 E. 2023/221 K. 05.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/729 Esas
KARAR NO : 2023/221

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2016
KARAR TARİHİ : 05/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/08/2011 tarihinde müvekkilinin desteğinden yoksun kaldığı müteveffa …’ın yolcu konumunda olduğu … plakalı traktörün geçirdiği tek taraflı kaza nedeniyle olay yerinde hayatını kaybettiğini, müteveffanın kazanın oluşunda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, kazaya karışan başkaca araç bulunmadığını, kusur incelemesine ihtiyaç bulunmadığını, müteveffanın gelirinin asgari ücretin üzerinde olduğunu, geride kalan müvekkilinin vefat eden oğlunun desteğinden yoksun kaldığını, Yargıtay kararları ile baba ve çocukların ölene kadar birbirlerine destek olacağının kabul edildiğini, müvekkilinin müteveffanın cenazesi için ölüm günü ortalama 200 kişiye, 7 sinde 50 kadar kişiye, 40 ında yine 50 kadar kişiye ve 52 sinde 50 kadar kişiye yemek verdiğini, Yargıtay Kararları ile müteveffa için yapılan defin giderlerinin talep edilebileceğinin kabul edildiğini, kazaya karışan aracın ticari faaliyetlerde kullanılan bir traktör olması nedeniyle davada kaza tarihinden itibaren avans-ticari faiz uygulanması gerektiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere destekten yoksun kalma tazminatı yönünden şimdilik 800,00 TL, cenaze ve defin gideri olmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalının maddi tazminattan poliçe teminatı ile sınırlı sorumlu olmak üzere davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 15/11/2018 tarihli bedel artırım dilekçesinde özetle; “…Tarafımıza tebliğ edilmiş olan bilirkişi raporuna, aleyhte olan hususları hiçbir surette kabul etmediğimizi ve lehe olan hususlara bir diyeceğimiz olmadığını beliririz. Fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarımız saklıdır. Her ne kadar talebimiz belirsiz alacak niteliğinde olsa da …’ ın uğradığı zararın tazmini amacıyla 200 TL cenaze ve defin gideri, 800 TL destekten yoksun kalma olmak üzere toplamda 1.000TL maddi tazminat, talep sadece değer belirtme zorunluluğundan yazılmış olup HMK 107/2 maddesine göre talep değerimizi arttırma hakkımız saklıdır. Davamızın HMK. 107’de belirtilen belirsiz alacak davası niteliği taşımasının nedeni kaza sonucu zararın mahkemenin dosyayı incelemesi ile belirlenebilecek olmasından kaynaklanmaktadır. Davacı baba … için 1000 TL üzerinden açtığımız davamızda 800 TL destekten yoksun kalma tazminat talebimizi 49.367,96 artırarak 50.167,96 TL’ye; 200 TL olan cenaze ve defin gideri talebimizi ise 1600 TL arttırarak 1.800 TL’ye olmak üzere toplamda 1000 TL olan talebimizi 50.967,96 TL artırarak 51.967,96 TL bedel üzerinden kabul edilmesini talep etme zorunluluğumuz hasıl olmuştur. haklı davamızın maddi tazminat açısından 51.967,96 TL üzerinden kabulü ile temerrüt tarihinden itibaren işletilecek olan ticari – temerrüt avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesini, eksik harcın tarafımıza bildirilerek yatırılması için süre verilmesini, her türlü yargılama gideri ve harç giderleri ile karşı vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini…” talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6704 sayılı Yasa gereği dava açılmadan önce sigorta şirketlerine başvuru şartı yapılması gerektiğini, somut olayda müvekkili sigorta şirketine herhangi bir başvuru yapılmaksızın dava açıldığını, yasa gereği başvuru şartı yerine getirilmeksizin açılan davanın dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafın delillerinin kendilerine tebliğ edilmediğini, kaza tespit tutanağı tebliğ edilmediğinden olayın nasıl gerçekleştiğinin anlaşılamadığını, müvekkilinin savunma hakkının kısıtlandığını, dava dilekçesinde açıklık bulunmadığını, bir yerde davacının baba olduğunu, başka bir yerde eş olduğunun beyan edildiğini, kim/kimlerin destekten yoksun kaldığının aydınlatılması gerektiğini, müvekkilinin maddi zarardan poliçe limitleri ve sigortalının kusuru oranında sorumlu olduğunu, öncelikle aracın kusur durumunun belirlenmesi gerektiğini, davaya konu destekten yoksun kalma tazminatının uzman bilirkişilerce hesaplanması gerektiğini, hesaplamalarda TRH 2010 tablosunun, teknik faiz oranının 1,8 olarak dikkate alınması, poliçe Genel Şartları ekindeki hesaplama hükümlerinin uygulanması gerektiğini, müvekkili sigorta şirketinin cenaze ve defin giderlerinden sorumlu olmadığını, Devlet Memurlarının Tedavi Yardımı ve Cenaze Giderleri Yönetmeliği kapsamında cenaze giderlerinin karşılanacağının düzenlendiğini, ülkemizde cenaze taşıma, yıkama, kefenleme ve dini vecibelerin yerine getirilmesi gibi tüm cenaze hizmetlerinin belediyeler tarafından ücretsiz karşılandığını, herhangi bir belgeyle ispatlanamayan cenaze giderlerinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, müteveffanın müterafik kusuru olup olmadığının araştırılması, var ise tazminattan indirim yapılması gerektiğini, yolcu konumunda olan müteveffanın zararın doğmasında müterafik kusurunu bulunup bulunmadığının, emniyet kemeri takıp takmadığının tespit edilmesi ve indirim yapılması gerektiğini, hesaplanacak tazminat üzerinden ayrıca hatır taşıması indirimine gidilmesi gerektiğini, SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenecek rücuya tabi tazminat miktarının tespit edilerek, müvekkili sigorta şirketi tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiğini, 29/08/2011 tarihinde meydana geldiği belirtilen kazaya ilişkin teminat limitinin kişi başına 175.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, davalı şirekete bir başvuru bulunmadığından temerrüdünden söz edilemeyeceğini, tazminata hükmedilmesi halinde dava tarihinden itibaren ve yasal faiz talep edilebileceğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
186/07/2018 tarihli bilirkişi raporu, 30/10/2018 tarihli bilirkişi ek raporu, 10/01/2023 tarihli bilirkişi ek raporu, SGK’dan gelen cevabi yazılar, … 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, trafik kazasında ölenin desteğinden yoksun kalındığı iddiası ile destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze gideri talebine ilişkindir.
Mahkememizin 2016/1243 Esas, 2019/181 karar sayılı karar sayılı dosyasında yapılan yargılama neticesinde; davacının destekten yoksun kalma tazminatı talebinin reddine, cenaze ve defin masraflarına ilişkin talebinin ise kabulüne karar verilmiş, verilen karara karşı davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 29/09/2022 tarih ve 2019/4583 Esas 2022/1189 Karar sayılı kararında ” davada talebin dayanağını oluşturan kaza, 29/08/2011 tarihinde meydana gelmiş olup; kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve HGK kararları ile Yargıtay özel dairesinin yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; sürücü-işleten destek ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile ölmüş olsun, ölüm, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir sonuç olduğundan; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı, araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişilerin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu hususunda (-Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 16/04/2019 gün 2016/10995 Esas-2019/4807 Karar sayılı emsal içtihadından görüleceği üzere-) duraksamamak gerekir. Bu durumda, mahkemece, talebin sigorta şirketinin sorumluluğu kapsamında kaldığının gözardı edilmesi sonucunda, başka bir olay, durum ve hukuki ilişkiye ait bulunan HGK’nın 01/11/2017 gün 2017/1315 Esas-2017/1239 Karar sayılı ilamındaki belirlemelere yanlış anlam verilmesi ve eldeki davada kaza ve poliçe tarihi itibariyle uygulanması yasal olarak olanaklı olmayan 14/05/2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının teminat dışında kalan halleri düzenleyen 6. maddesi kapsamında destekten yoksun kalma maddi tazminatına hükmedilmesine ilişkin koşulların mevcut olmadığının değerlendirilmesi sonucunda, yazılı biçim ve şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bu durum HMK.m.353/1-a/6 kapsamındaki hali oluşturacağından, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde yargılama yapılarak yeniden esas hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi..” karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı öncesinde yapılan yargılama sırasında alınan 18/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “.. dava konusu olayda davalı şirkete ZMM sigortalı … plakalı traktörün sürücüsü davacıların murisi …’ın %100 (Yüzdeyüz) oranında asli ve tamamen kusurlu olduğu, müteveffanın annesinin hayatta olması halinde, davacı babasının 50.167.96 TL destekten yoksun kalma zararı oluştuğu, Müteveffanın annesinin hayatta olmaması halinde, davacı babasının 69.774.71 TL destekten yoksun kalma zararı oluştuğu; her iki ihtimal yönünden de, tazminat ile mükerrerlik teşkil eden indirim nedeni varlığının oluşmadığı, 2011 yılının ekonomik koşullarına göre cenaze ve defin giderleri için 1.800,00 TL’nin kadri marufunda bulunduğu..” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi 30/10/2018 tarihli ek raporunda özetle “..müteveffanın annesinin hayatta olduğu ve davacı kocasından yaşının küçük olmasına göre, kök raporda bu örgörüye göre hesap yapıldığından yeniden hesap yapılmasına gerek kalmadığı;…’ın ölümü sebebiyle, davacı babasının 50.167,96 TL destekten yoksun kalma zararı oluştuğu..” yönünde görüş bildirilmiştir.
Bilirkişi 10/01/2023 tarihli raporunda özetle “… 28.08.2011 günü meydana gelen trafik kazasında vefat eden küçük …’in ölümü sebebiyle babasının 248.422,32 TL destekten yoksun kalma zararı oluştuğu; Kaza tarihinde cari teminat limiti olan 200,000,00 TL ile sınırlı olarak davalının dava tarihinden itibaren işleyecek faizden sorumlu olduğu;. Teminat limiti aşılmış olmakla, kök raporda hesaplanan defin ve cenaze giderinin artık dikkate alınamayacağı, kök rapordan farklı sanuca varılma nedeninin, asgari ücrette yaşaman değişikliğin 2018 yılından bugüne kadar 5 kat olmasından kaynaklandığı..” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davacı vekili 25/01/2023 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; “..İş bu davada bilirkişi raporu tarafımıza tebliğ edildiğinden beyanda bulunma ve ıslah dilekçemizi sunma zaruretimiz hasıl olmuştur. Aleyhte hususları kabul etmemekle birlikte lehe olan hususlara bir diyeceğimiz bulunmamaktadır. Öncelikle dosya … E. Dosyası iken dosyada bedel artırımı yapılmıştır. Ancak ilk derece mahkemesi hatalı karar vererek davayı reddetmiş, ancak üst derece mahkemesinde karar kaldırılarak ilk dereceye iade edilmiştir. HMK md. 107 gereği toplamda 1.000,00.-TL olan talebimizi öncelikle;-800,00.-TL destekten yoksun kalma temelli maddi tazminat,-200,00.-TL cenaze ve defin giderine ilişkin tazminat olarak ayrıştırmıştık.-800,00.-TL olan destekten yoksun kalma temelli maddi tazminat talebimizi 50.167,96.-TL’ye artırmıştık.-200,00.-TL olan cenaze ve defin giderine ilişkin tazminat talebimizi ise 1.800,00.-TL’ye artırmıştık. Toplamda 1.000,00.-TL olan talebimizi 51.967,96.-TL’ye artırmıştık. Şu an ise ıslah hakkımızı kullanmakta olduğumuzu belirtiriz. Gelen bilirkişi raporu ışığında poliçe limitiyle bağlı kalmak zarureti hasıl olduğundan, Toplamda 51.967,96.-TL’ye artırdığımız bedeli ıslah ederek 201.800,00.-TL olarak talep etmekteyiz. (200.00,00.-TL destekten yoksun kalma temelli maddi tazminat, 1.800,00.-TL cenaze ve defin giderine ilişkin tazminat) Islah harcı dosyaya ödenmiş olup, varsa eksik harcın bakiye harç muhtırasıyla tarafımıza bildirilmesini talep ederiz. fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla, işbu ıslah dilekçemizin kabulü toplam 201.800,00.-TL’nin işleyecek ticari-temerrüt avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkilimize ödenmesine, her türlü harç ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini…” talep etmiştir.
Davanın, HMK 107. Madde uyarınca belirsiz alacak davası olarak açıldığı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 29/09/2022 tarih ve 2019/4583 Esas 2022/1189 Karar sayılı kararı öncesinde yapılan yargılama sırasında alınmış olan bilirkişi raporu doğrultusunda davacı tarafça 15/11/2018 tarihli bedel artırım dilekçesi dosyaya sunulmuş olduğu, davacı tarafça Bölge Adliye Mahkemesinin kararı sonrasında güncel asgari ücret bilgileri doğrultusunda alınan ek rapor doğrultusunda bu kez 25/01/2023 tarihinde ıslah dilekçesi sunulmuş olduğu, belirsiz alacak talebiyle açılan davada bir kez bedel artırım dilekçesi sunulmasının ardından yargılamanın devamında belirlenen yeni bedel üzerinden ıslah dilekçesi sunulmasının mümkün olduğu değerlendirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 29/08/2011 tarihinde davacının oğlu …’un yolcu olarak bulunduğu… plakalı traktörün tek taraflı yaptığı kaza neticesinde …’nun vefat ettiği, davacının müteveffa oğlunun desteğinden yoksun kalmış olması ve cenaze ve defin masrafları talebiyle iş bu davanın açılmış olduğu, her ne kadar kazanın meydana gelmesinde müteveffa … % 100 oranında kusurlu ise de, kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yasal mevzuat ve HGK kararları ile Yargıtay özel dairesinin yerleşmiş uygulamaları dikkate alındığında; desteğin kusurunun destekten yoksun kalanlara yansıtılamayacağı, araç sürücüsünün veya işleteninin tam kusurlu olması halinde dahi 3.kişi konumunda olan destekten yoksun kalan kişilerin sigorta şirketinden tazminat isteme hakkına sahip olduğu, mahkememizce hükme esas alınan 10/01/2023 tarihli bilirkişi ek raporuna göre davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı miktarının 248.422,32 TL olduğu ancak davalı şirketin poliçe teminat limiti doğrultusunda iş bu davada toplam 200.000,00 TL’nin davalıdan talep edilebileceği, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 29/09/2022 tarih ve 2019/4583 Esas 2022/1189 Karar sayılı kararı öncesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafça cenaze ve defin giderleri açısından başlangıçta 200,00 TL olan talep 15/11/2018 tarihli bedel artırım dilekçesi ile 1.800,00 TL’ye artırılmış sa da, mahkememizce verilen hükümde 1.000,00 TL cenaze ve defin masrafı açısından davanın kabulüne karar verildiği, davacı tarafça ve davalı tarafça kabul edilen bu miktar yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmadığı, dolayısıyla kabul edilen 1.000,00 TL cenaze ve defin masrafı yönünden usuli kazanılmış hak meydana geldiği ve cenaze defin masrafı olarak 1.000,00 TL’nin kabulünün gerektiği, davalı şirketten bakiye teminat limiti doğrultusunda talep edilebilecek destekten yoksun kalma tazminatının ise 1.99.000,00 TL olduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KISMEN KABULÜ İle 1.000,00 TL cenaze ve defin masrafı ile 199.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının 03/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 13.662,00TL harçtan peşin alınan 31,40 TL peşin harç 175,00 TL tamamlama harcı ve 690,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 12.765,6 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 31.000,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 1.800,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.386,50 TL yargılama gideri ( bilirkişi ücreti-posta gideri ) ile ( 31,40+ 175 + 690) 896,4 TL harç masrafı olmak üzere toplam 3.282,9 TL yargılama giderden 2.250,07 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/04/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza