Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/711 E. 2023/56 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/711 Esas
KARAR NO : 2023/56

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2022
KARAR TARİHİ : 24/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle :
“…Müvekkil ile … Tic. A.ş.arasında akdedilen 03.04.2010 tarihli sözleşmenin 11. maddesi gereğince müvekkilce üstlenilen işin teminatı niteliğindeki 120.000,00 tl bedelli, keşide /vade tarihi ile şirket kaşesi ihtiva etmeyen, arka yüzüne “teminattır/devir ciro edilemez” şerhi düşülen bir adet teminat senedi, 10.04.2010’da davalı binaş muhasebe md muharrem ambarlıoğlu’na teslim edilmiş olduğunu, teminat senedinin ön ve arka yüzüyle teslim olunduğu hali ıslak imzayı havi teslim/tesellüm belgesiyle sabitlendiğini, taraflar arası anlaşmazlık vukuunda müvekkil özgün ltd şti, 518.929,97.-tl’ı alacağının tahsili zımnında … 16. icra müdürlüğünün … e. sy’lı takip dosyası ikame etmiş, kötüniyetli itirazla takip durduğundan; borçlu binaş aleyhine 15/03/2012 tarihinde … 5 Asliye Ticaret mahkemesi nezdinde ve alacağın tahsili zımnında ve … e. sy’lı dava dosyası ile ” itirazın iptali, takibin devamı ve kötüniyet tazminatı vd ” talepleri havi davasını ikame etmiş ve yıllar yıllar boyu süren muhakeme neticesinde dava…’de … k. sy’lı ilamla müvekkil şirket özgün ltd şti leyhine sonuçlanmış; binaş a.ş.’nin haksız itirazı iptal edilmiş olduğunu, takibin 518.929,97-tl asıl alacak üzerinden devamına karar verildiğini, … a.ş.’nin müvekkil şirket aleyhine açtığı birleşen dava külliyen red edildiğini, 6.09.2013 tarihli savcılık ifadesinden dönerek 17.04.2018’de değişen mahkeme ifadesinden (… 20. asliye ceza …. ağır ceza mahkemesinin … e) anlaşıldığı üzere; neredeyse avukatını da kendi avukatı vasıtasıyla belirleyip yetkilendirip yani sadece elinden bir vekaletname alarak davalıların ticari defter kayıtlarında gözükmeyen , sözde (!) borcuna karşılık olarak muvaazalı/ kötüniyetli devir /ciro işlemini gerçekleştirdiğini, böylece; görevli mahkeme hakimlikleri ile icra dairelerini de bu şekilde yanıltılarak; iyiniyetli 3. şahıs / ciranta görünümüne bürünen diğer davalı sulhattin güngör adıyla ve ihtiyati haciz ( … 49 asl tic mhk … d.iş) yoluyla müvekkil şirket aleyhine icra takibini (… 36. icra md … e ) başlattığını ilk ciranta olması sıfatıyla 1. dereceden alacaklısı olduğu ve borcuna karşılık söze konu sözde senedi cirolayarak kendisine teslim eden binaş a.ş./sıddık ayazoğlu aleyhine her nedense alacak iddiasında bulunmadığını, ne ihtiyat-i haciz ne de icra takip başvurusu yapmadığını. söze konu senet karşılığı 1 krş dahi borçu bulunmayan müvekkil şirket, haciz saatinde bankalar da kapanmış bulunduğundan; muhafazayı engeleyerek ticari itibarını bir nebze kurtarabilmek adına 40.000.-tl’ı bedelli bir adet çeki sözde (!) alacaklı vekiline keşide ve teslim etmiş, icrayı durdurabilmek adına ertesi günü söze konu çekin nakdi tutarını takip alacaklısı vekiline, bakiye icra dosyası bedeli olan 150.137,61.-tl’ını istanbul 36. icra md’nün … e sy’lı takip dosyasına ödemek zorunda kaldığını, müvekkil şirket, söze konu ” resmi evrakda sahtecilik” suçunun ikasıyla ağır derecede madden ve manen mağdur edilmiş olduğunu, davalı şirkete 1 krş dahi yokken; borçlu sıfatını haiz hale getirilmiş, kendisinden yüklüce bedel talebinde bulunulmuş, icra takiplerine maruz bırakılmış, çalışanları, komşu işyeri sahipleri, müşterileri, çalıştığı bankalar vb nezdinde ticari itibariyle oynanmış, haksız icra takibini durdurabilmek adına 2013 değerleriyle takip dosya bedelinin tamamı ile dava bedelinin %10’u gibi son derece yüksek bir meblağı bir meblağı mahkeme yazı işleri müdürlüğü ve icra dairesi müdürlüklerine tediye etmek zorunda kalmış, yıllar yıllar boyu mahkeme koridorlarında hak aramış, tüm ödeme tablosu alt-üst edilmiş, çalışanlarının maaşları dahi ödenemez olduğundan çok kıymetli elemanlarının işlerine son vermek / küçülmek – işyerini ve iş hacmini küçültmek zorunda kalmış, o gün bu gündür eski iş hacmine ve ekonomik seviyesine ulaşamam olduğunu, 50.000,00.-TL’ı Manevi Tazminat ve ehil /uzman kişilerce belirlenmesi gereken ve İstinaf başvurular neticesine göre değişebilecek olan zarar-ziyanımız henüz belirsiz bulunduğundan fazlaya dair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 150.000,00.-TL’ı Maddi Tazminat’ın haksız fiilin vukuu bulduğu 25.03.2013’den bu yana işlemiş ve tahsile değin işleyecek ticari avans faiziyle beraber davalıdan TAHSİLİ, muhakeme masrafları ile vekalet ücretinin davalıya ödetilmesini …”talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“…Müvekkil şirketin adresi … ilçesi olup huzurdaki dava yetkisiz mahkemede açılmıştır. … ilçesinin bağlı olduğu asliye ticaret mahkemeleri … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan davaya bakmaya Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri yetkilidir. İşbu sebeple sayın mahkemenin yetkisine itiraz ediyoruz. mahkemece oluşturulan tensip zaptının 17.maddesi ile davacı tarafa arabuluculuk son tutanağının sunulması adına 1 haftalık kesin süre verilmiş olup, davadan önce davacı tarafça herhangi bir arabuluculuk başvurusu yapılmamış olduğundan anlaşamama tutanağı da dosyaya sunulamamıştır. İşbu sebeple öncelikle sayın mahkemenin ihtaratlı tebliğine rağmen sunulmayan arabuluculuk son tutanağı ile yukarıda belirlenen kanun maddeleri uyarınca dava şartı olan zorunlu arabulucluk müessesesine başvurulmadan açılan davanın usul yönünden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Diğer bakımdan davacının talepte bulunduğu tazminat talepleri yönünden açtığı dava zamanaşımına uğramıştır. Öyle ki davacının ikrarı ile sabit olan dava konusu eylemin tarihi 2013 olup kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an müvekkilin eyleminin haksız fiil kapsamında olduğu düşünüldüğünde dahi dava zamanaşımı süresi geçmiş olup davacının talep ettiği alacağı zamanaşımına uğramıştır. İşbu itibarla da davanın usulden reddi gerekmektedir.
Davacı davasına konu hususu … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin… E. Sayılı dosyasına dayandırmakta olup söz konusu dosyanın celbi halinde davanın henüz kesinleşmediği ve halen yargılamanın sürdüğü açıkça görülecektir. Davacının işbu davadan çıkacak karar ile doğmuş bir alacağından bahsedebilmesi için öncelikle davanın kesin bir hükme bağlanmış olması gerekmektedir. Dolayısıyla davacının işbu davayı açmakta herhangi bir hukuki yararı olmamakla birlikte dava mesnetsiz kalmıştır. Bir an davacının talep hakkının varlığını düşünecek olursak dahi davacı davasında haksızdır. Öyle ki … 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile açılan davada da belirttiğimiz üzere davacı ile müvekkil şirket arasında imzalanmış olan taşeron sözleşmesindeki yükümlülüklerini davacı haksız olarak yerine getirmemiş ve üstlendiği işi “ANAHTAR TESLİM” olarak tamamlamamış ve işi eksik bırakmıştır. İlgili dosyada yer alan bilirkişi raporundan da görüleceği üzere davacı üstlendiği işte 19 kalem işi eksik yapmış ve müvekkilin DSİ’den eksik hakediş almasına sebebiyet vermişken, üstüne bir de kesinlikle müvekkil tarafından talep edilmemiş olan ilave işler uydurarak bu işleri fahiş rakamlar ile faturalandırmış ve bunu sayın mahkemece verilmiş olan eksik ve yetersiz karar neticesinde müvekkilden tahsil etmiştir. Görüleceği üzere müvekkil halen davacıdan alacaklı olup üzerine bir de davacının işbu davayı açması alenen hukuka ve HMK’nın temel ilkesi olan dürüstlük kuralına aykırıdır davacı tarafın işi gereği gibi ifa etmemesi neticesinde müvekkil haksız zararlara uğratılmış ve halen daha uğratılmak istenmektedir. Davacı eğer mahkeme veznesine yatırdığı teminatların zarara uğradığını düşünüyor ise bu meblağların nemalandırılmasını talep ederek mahkeme veznesinde bekleyen paraların değer kaybetmemesini sağlayabilecek iken işbu davayı açmasında herhangi bir hukuki yararı bulunmamaktadır. Öyle ki davacının nemalandırma hususunu bilmediğini öne sürmesi de hukuka ve basiretli tacir kavramına uymayacaktır. Bu sebeple teminat yatırdığı paranın değer kaybetmemesini isteyen basiretli bir tacirin ödediği meblağı nemalandırmayı talep etmemesi sonucu oluşacak zarar ve ziyana tacir sıfatındaki davacının katlanması gerekmektedir…”talep etmiştir
GEREKÇE:
Dava, haksız fiil nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davalı, yasal süresi içinde yetki ilk itirazında bulunmuştur. Davaya konu haksız fiilin gerçekleştiği yerin ve davalının adresinin “…” Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetki alanında kaldığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, mahkememizin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-ç. ve 115/2. maddeleri uyarınca yetkisizliğine, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, HMK’nın 114/1-ç, ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK’nın 20/1. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda hükmün tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı..24/01/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır