Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/686 E. 2023/337 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/686 Esas
KARAR NO : 2023/337
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2022
KARAR TARİHİ : 06/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında, mevcut olan ticari ilişki çerçevesinde davalı, müvekkil şirketten muhtelif zamanlarda muhtelif miktarlarda mal almıştır. Ekte sunulan cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere davalının bakiye borcu 14.141,81-TL dir. Müvekkil şirketin cari hesaptan kaynaklanan bakiye kalan alacağı olan 14.141,81-TL, davalı tarafından ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü 2022/… Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapılmıştır. Davalı taraf, 29.08.2022 tarihinde sunduğu dilekçe ile takibe, ana para tutarına, faize, faiz oranına, temerrüt faiz oranına, başlangıç tarihine, asıl alacağa ve tüm ferilerine itiraz etmiştir. İtiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
Davalı şirket müvekkile cari hesaptan dolayı 14.141,81-TL borçlu olduğunu bilmekte, ancak takibi sürüncemede bırakmak niyetiyle sadece borcu bulunmadığını beyan ederek takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmiştir. Bunun üzerine takip durmuştur. Alacağın likit olduğu tartışmasızdır. Davalının …. İcra Müdürlüğü 2022/… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazlarının iptaline, takibin devamına, alacak likit olmasına rağmen haksız bir şekilde itiraz eden davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra-inkar tazminatına mahkumiyetine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Taraflar arasında cari hesap dışında başkaca bir sözleşme hükümlerine tabi ticari ilişki bulunmamaktadır. Ticari ilişki bu şekilde cari hesap sözleşmesine uygun devam etmekte iken, davacı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… esas sayılı dosyası ile yapılan takibe itiraz edilmiştir. Davacı bu kez de, itirazın kaldırılması için Mahkemenize başvurmuş olup, yukarıda yazılı nedenlerle davalı müvekkil şirketin kendilerine borcu bulunmamaktadır. Taraf defterleri incelendiğinde bu durum net olarak ortaya çıkacaktır.Alacak likit değildir, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilemez. Davacı icra takibine kötüniyetli olarak itiraz edildiğini iddia etmekteyse de, öncelikle davacının şüpheden ari biçimde alacaklı olduğunun ve bu tutarın da muayyen olduğunun tespiti şarttır. Likit alacaktan bahsedilmek için, alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması bu sayede de borçlunun ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda bulunması gerekmektedir. davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesi” savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; fatura ve cari hesaptan kaynaklı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67. madde uyarınca iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce ….İcra Dairesi’nin 2022/… takip sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklısı … Limited Şirketi tarafından, borçlu … A.Ş.aleyhine 14.141,81TL asıl alacağa yıllık %15,75 oranında faiz işletilmek kaydı ile tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, yasal süresinde borçlu vekilinin borca ve fer’ilerine itiraz ettiği, itiraz sonucunda icra takibinin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının mahkememize İİK.m.67 hükmü uyarınca 1 yıllık yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişiden alınan 12/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “Davacı tarafından düzenlenen faturaların Davacı tarafın Yasal Defterlerinde yer aldığı,
defterlerin yasaların emrettiği şekilde tutulduğu, Faturalarla ilgili Mali idareye
yapılması gereken bildirimlerin süresinde yapıldığı, Açılış ve kapanış kayıtlarının
Kanun öngördüğü süreler içinde yapıldığı, Davacı lehine delil olma kuvvetine sahip
olduğu,
Davalı taraf, MAİL ve Sayın Mahkemece İHTAR düzenlenerek bilgi ve belge talep
edilmiş olmasına rağmen Davalı tarafından belg ve bilgi paylaşımı yapmadığından tüm
değerlendirmeler Davacı tarafından paylaşılan bilgi ve belgelere göre yapılmıştır.
Davacı tarafından paylaşılan ve bizzati Davalı tarafından gönderildiği paylaşılan (EK
2) 30.09.2021 tarihi itibari ile Davacının 14.048,36 TL Alacağı tutarda tarafların
MUTABIK oldukları,
Davacı tarafından paylaşılan Cari hesap ekstresine göre Takip Tarihi 23.08.2022 itibari
ile Davacı taraf 14.141,83 TL Davalı taraftan ALACAKLIDIR.
Takip tarihinden sonra Davalı taraf, Banka kanalı ile Davacı hesaplarına 3.000.- TL
ödemiş olup 07.10.2022 tarihi itibari ile Davacının 11.141,38 TL’a Davalı taraftan
Alacağı bulunduğu…” rapor edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Kanunun 219. maddesi uyarınca taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmi bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkar eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Ticari davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir ancak sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri mezkur kanunda belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunun kabul edilmesi gerekir. Bu açıklamalar doğrultusunda, davalı taraf usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defterlerini sunmadığından Mahkememizce davacının usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtlara itibar edilerek, aralarındaki ticari alışveriş nedeniyle takip tarihi itibariyle davalıdan 14.141,83 TL alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın tam kabulüne, davalı taraf dava açıldıktan sonra ödeme yaptığından bu durumun infaz aşamasında değerlendirilmesine takibin aynı şartlarla devamına, itiraz haksız ve alacak likit olduğundan davacı lehine hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davalı vekili her ne kadar son celse mazeret sunmuşsa da vekaletin süreli olması, vekalet süresinin duruşmadan 2 ay önce dolması ve bu süre içerisinde yeni tarihli vekalet sunmamış olması, dosyada vekil sıfatının son bulmuş olması nedeniyle mazeretinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne, davalının …. İcra Müdürlüğü’nün 2022/… esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebindeki şartlar üzerinden devamına,
Alacağın %20’si olan 2.836,362TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Dava sonrası davalı tarafından yapılmış olan ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasına,
2-Karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 966,02TL harçtan peşin alınan 170,80TL’nin ve davacı tarafça icra dosyasına yatırılan 70,71TL harçların toplamı olan 241,51TL’nin mahsup edilerek bakiye 724,50TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin m.26 hükmüne göre Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yatırılan 241,51TL peşin harç, 80,70TL başvuru harcı gideri toplamı olan 322,21TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte olan AAÜT gereğince dava değeri olan 14.141,81TL üzerinden hesaplanan 9.200,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 11,50TL vekalet harcı gideri, 72,00TL tebligat, posta gideri ile 2.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.083,50TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK.m.333 hükmü uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair davacının yüzüne karşı kesin olarak karar verildi. 06/06/2023

Katip

¸e-imza

Hakim

¸e-imza