Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/652 E. 2022/760 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/652 Esas
KARAR NO : 2022/760

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesi özetle şöyledir:
“…mevkinde ve 12.03.2022 tarihinde 2 No’lu davalının maliki olduğu, 1 No’lu davalının sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın; Müvekkile ait … plaka sayılı araca çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş olup işbu kaza neticesinde tanzim edilen Maddi Hasarlı Trafik Kazası Tespit Tutanağına göre davalının aracı, tam ve asli kusurlu olarak tespit edilmiştir. Mezkur kaza dolayısıyla Müvekkile ait … plaka sayılı araçta reel değer kaybı, hasar kaybı ve hak mahrumiyeti kaybı meydana gelmiştir.
Huzurdaki davaya konu 12.03.2022 tarihli trafik kazası neticesinde Müvekkile ait … plaka sayılı araçtaki hasar bedeli, reel değer kaybı ve hak mahrumiyet kaybı bedellerinin kesin olarak belirlenmesi mümkün olmayıp Müvekkilden aksi de beklenemez. Kusur oranına göre reel değer kaybı, hasar kaybı ve hak mahrumiyet kaybı hesaplamasında; hasar gören aracın bilirkişilerce araçtaki hasarın durumu, resim, fatura ve dosyada mevcut diğer belgelerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde ilgili aracın hasar miktarı belirlenerek tespiti gerekmektedir. Hasar sonucunda aracın reel değer kaybı hesaplanırken aracın markası, yaşı modeli, hasar gördüğü yerin tespitleri yapılarak bir bütün olarak değerlendirilmesi zaruridir. Öte yandan trafik kazasında hasar gören davacı aracının onarımı için geçecek makul sürenin belirlenmesi, özel ve teknik bilgi gerektiren bir husustur. Müvekkilin uğradığı zarar değer kaybı ve hak mahrumiyet kaybı miktarı uzman bilirkişilerce yapılacak inceleme sonucu tam ve kesin olarak belirlenebilecektir.Kaza sonucunda Müvekkilin aracı hasara uğramış olup söz konusu hasar sonucunda ortaya çıkan reel değer kaybı bedeli ve müvekkilin işbu kaza sebebiyle aracını kullanamadığı gün sayısınca uğramış olduğu hak mahrumiyet bedeli ortaya çıkmıştır. Buna göre Anayasa Mahkemesinin 09.10.2020 tarihli 31269 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2019/40 E. ve 2020/40 K. Sayılı kararı uyarınca Müvekkile ait aracının uğradığı reel değer kaybının hesaplanması ve neticede davalıdan tazmini gerekmektedir. HMK 107. Maddesi uyarınca fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla; Fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla HMK madde 107 uyarınca şimdilik 100-TL hak mahrumiyeti kaybının, 100-TL hasar bedelinin ve 100-TL reel değer kaybının kaza tarihinden itibaren işleyen en yüksek banka mevduat faiziyle davalılardan tahsiline, davalılarla sulh olma imkanımız bulunmadığından ve usul ekonomisi uyarınca işbu dosyanın re’sen belirlenecek bir bilirkişiye tensip zaptıyla tevdiine, Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline …”
CEVAP:
Davalılar vekilinin sunduğu cevap dilekçesi özetle şöyledir:
“….Öncelikle belirtmek gerekir ki, Mahkemeniz dosyasında mübrez bilgi ve belgelerin hiçbiri tarafların kusur oranlarını tespit etmeye elverişli bulunmamaktadır. Sayın Mahkemeniz’ce Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bir bilirkişi ve ayrıca Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi marifetiyle kusur durumu tespitinin yapılmasının hukuki bir zorunluluk olduğu aşikardır.
Müvekkillerin sürücüsü ve işleteni olduğu kazaya karışan … plakalı araç kaza tarihinde … Sigorta A.Ş.’nin .. poliçe numaralı ZMMS Trafik Sigorta Poliçesi ve … Sigorta A.Ş.’nin… poliçe numaralı … Sigorta Poliçesi koruma örtüsü altındadır.
Görüleceği üzere, müvekkilin aracının sigorta şirketi poliçesinin kaza başına trafik limiti 50.000-TL olup, bu limit henüz dolmadığından, davacı varsa maddi hasar, mahrumiyet bedeli ve değer kaybına ilişkin fazla taleplerini sigorta şirketine yöneltebilecek iken iş bu davayı ikame etmekte dürüstlük kuralına aykırı hareket etmiştir. Müvekkilimin kaza tarihinde geçerli olan müvekkilimin aracının ZMMS poliçesinin 50.000,00 TL olan limitinden karşılanması gerekmektedir. Müvekkillerimden … ŞTİ. ‘ın adresi …; …’IN ‘ın adresi ise …’dur. Her iki müvekkilim de yargı çevresi bakımından İSTANBUL MAHKEMELERİ sınırları dışındadır. Bu bakımdan, yetki itirazında bulunuyoruz. Zira, iş bu davaya bakmakla yetkili mahkemeler BAKIRKÖY ASLİYE TİCARET MAHKEMELERİDİR.
Müvekkiller …ŞTİ.’ NE ait … plakalı aracının sigortalısı olduğu … Sigorta A.Ş. … poliçe numaralı … POLİÇESİ ve … Sigorta A.Ş.’nin … poliçe numaralı … Sigorta Poliçesi
‘nden karşılanması gerekmektedir.
Bu bakımdan, iş bu davanın … adresindeki müvekkilin aracının ZORUNLU MALİ SORUMLULUK POLİÇESİ ve …Sigorta Poliçesi ‘nden sorumlu … Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesini talep ediyoruz.
İş bu davanın kısmi dava koşullarını taşımadığı açıktır. Zira davacı tarafından başvuru öncesinde hasar tespiti yapılmış ve açık ve net olarak bir tutar belirlenmiştir. Başvuran tarafından kesin olarak belirlenmiş bir rakam mevcutken kısmi dava açılması kabul edilemez. Bu nedenle, davanın reddi gerekmektedir.
Uyuşmazlık konusu alacak haksız fiilden kaynaklanmaktadır ve haksız fiillerden doğan alacaklara yasal faiz işletilmelidir. Başvuran taraf ile müvekkil arasında herhangi bir ticari iş ilişkisi de bulunmadığından ticari faiz işletilmesi mesnetsizdir.KTK’nın tazminatın biçimi ile ilgili borçlar kanunun haksız fiil hükümlerine gönderme yaptığı ve borçlar kanununda düzenlenen haksız fiil sorumluluğunda uygulanacak faizin yasal faiz olduğu, ayrıca müvekkil şirketin işleten olarak hukuki sorumluluğu üstlenmiş olduğu dikkate faizin yasal faiz olması gerektiği açıktır.
fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile,
Davacı tarafından açılan davanın reddini,
İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olmamasından dolayı yetkisizlik kararı verilmesini,
Davanın … Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesini,
Yargılama ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini…”
GEREKÇE:
Davacı vekilinin 03/10/2022 tarihli davadan feragat ettiklerine dair UYAP üzerinden dilekçe sunmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307 ve devamı maddelerinde düzenlenen davadan feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak kayıtsız ve şartsız olarak yapılabilen, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı olmayan, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesine dair bir taraf usuli işlemidir. Davacı vekilinin feragati sayılan şartları haiz olduğundan Mahkememizce davanın feragat nedeniyle reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Vaki feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının yeterli olduğundan yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden 300 TL vekalet ücretin davacıdan tahsili ile davalılara müştereken ve müteselsilen verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.600,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; Tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.25/10/2022

Katip
E-imza

Hakim
E-imza