Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/645 E. 2023/298 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/645 Esas
KARAR NO : 2023/298

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2022
KARAR TARİHİ : 11/05/2023

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili ile davalı arasında güvenlik hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, davaya konu faturanın yüksek hakem kurulu kararı netincesinde ortaya çıkan fiyat farkı sebebiyle düzenlendiğini, yüksek hakem kurulu kararı neticesinde ortaya çıkan fiyat farkının davalı idarece karşılanması gerektiğini, davalının aleyhine ikame edilen icra takibine itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline ve davalı aleyhine takip konusu alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde “…davanın savunmasına dayalı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetlerinin, savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen her bir vakıanım hangi delillerle ispat edileceğinin, dayanılan hukuki sebeplerin, açık bir şekilde talep sonucunun, bulunması gerektiği” belirtilmekte; davacı tarafın dava dilekçesinde de “Müvekkil şirketin, davalı tarafa … hizmet alım ihaleleri kapsamında hizmet verdiği. ihale dönemine ilişkin toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin yapıldığı, Yüksek Hakem Kurulunun … tarih … E. … K. Sayılı kararıyla sonuçlandırıldığı, Yüksek Hakem Kurulu kararlarının müvekkil şirkete tebliği neticesinde sendika fiyat farkları için 31.07.2019 tarih ve … numaralı 1.360.943,36-TL tutarlı fatura keşide edilerek davalı tarafa tebliğ edildiği, ancak fatura bedellerinin ödenmediği, Yüksek Hakem Kurulu karanı neticesinde fatura keşide edilen faturaların ticari defterlere işlenerek davalı tarafa teslim edildiği” iddia edilmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Fatura ve Teyit Mektubu” başlıklı 2l’inci maddesinin 2’nci fikrasında “… (2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde. faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır…” hükmü bulunmaktadır. Davacının dilekçesinde bu hususa da değinilerek bunun “ikrar” mahiyetinde olduğu da belirtilmiştir. Konuyla ilgili Birimlerimizden, Merkez Müdürlüğümüzün mezkür davaya ilişkin cevaplarına ve savunmasına esas teșkil edebilecek bilgi ve belgeler istenmiş olup. cevap yazılarında özetle: güvenlik görevlisi olarak çalışan işçilerin Toplu İş Sözleşmesi Ücret Farkı ile ilgili olarak: “696 sayılı KHK ile kadroya alınan giivenlik personellerinin kadroya geçirilmeden önceki dönemlerde yaptıkları çalışmalarından kaynaklanan tüm hak ve alacaklarından feragat beyan niteliğinde olan “Sulh Sözleşmesi”ni imzalayarak Bakanlığımıza teslim etmiş olmalarının, 2019 yılı Nisan ayında alınan ve 01.05.2017-31.12.2017 tarihlerini kapsayan Yüksek Hakem Kurulu kararı ile belirlenen Toplu iş Sözleşmesi hükümlerinden kaynaklanan hak ve alacaklarından da feragat anlamına gelip gelmeyeceği ve bu kapsamda ortaya çıkan hak ve alacaklarına Merkez Müdürlüğümüzce bir ödeme yapılıp yapılmayacağı hususunda tereddüt oluştuğu”; yaşanan tereddütle ilgili Müşavirliğimizden görüş sorulduğu; cevaben “Toplu İş Sözleşmesi, işçilerin sulh beyanında bulunduğu ve kadroya geçirildiği tarihten sonra, 16.04.2019 tarihinde imzalanmış olsa da işçiler o döneme ilişkin tüm hak ve alacaklarından feragat ettiğinden, KHK’nın geçici 23. maddesi gereği kadroya geçirilen işçilerin, bahsi geçen Toplu İş Sözleşmesinden yararlanamayacaklarının değerlendirildiği”nin belirtildiği: bununla birlikte, sürekli işçi kadrosuna geçirilen güvenlik personelinin herhangi bir hak kaybına uğramaması ve hukuki bakımdan yanlış bir işlem tesis edilmemesini teminen, aynı konu ile ilgili olarak Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Bakanlığımız Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne de görüşleri sorulduğu; Bakanlığımız Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görüşlerinde özetle; “Bahse konu işçilerin 375 sayılı kanun Hükmünde Kararnamenin 23 üncü maddesi gereğince tanınan haklardan yararlanabilmesinin, kadroya geçirilmeden önceki dönemlere ait hak ve alacaklarından feragat etmelerine koşuluna bağlanmış olduğu, hak ve alacakların içeriğine iliskin bir ayrım yapılmanmş olduğu, Toplu İş Sözleşmeleri için de bir istisna bulunmadığı, bu bağlamda yapılan Sulh Sözleşmelerinin sözü edilen hak ve alacaklardan feragat edildiği anlamını taşıdığı, söz konusu işçilerin yapmış oldukları hak ve alacak taleplerinin 01/04/2017-31/12/2017 tarihleri arasını kapsadığı. bu tarihlerde işçilerin henüz taşeron işçi olarak çalıştıkları, kamu işçisi olmadıkları bu nedenle alacaklarının, sözleşmeli olarak çalıştıkları …Ltd. Şti. ile aralarında çözümlenmesi gereken bir sorun olduğunun belirtildiği; ayrıca … Müdürlüğünün, Müşavirliğimiz … tarihli ve … sayılı yazısına cevaben gönderilen … tarihli ve … sayılı yazısıyla, Başkanlığımızın … tarihli ve … sayılı yazısında, Hukuk Hizmetleri Genel Müdürlüğünün görüş yazısına yer verildiğinden yapılacak bir işlem bulunmadığının, … Ltd.Şti,ne bildirildiği; ancak, ödeme birimi olmayan … yaklaşık 2 yıl önceki bildiriminin hukuki işleme esas alınamayacağı hususları bildirilmiştir. Davacının idaremizden talep ettiği tutarın işçilere ödenip ödenmediğine ilişkin sübut belgesinin bulunmadığı da açık olduğundan bu hususun da değerlendirilmeye esas alınması gerektiği düşünülmektedir.” şeklinde yazılı beyanlarını belirtmiştir.
… Müdürlüğü, kamu tüzel kişisi olup (Bkz. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 17/3/2016 tarihli, 2016/549 esas, 2016/3482 karar sayılı ilamı) tacir olmadığından, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre olayda mutlak ya da nispi nitelikte bir ticari dava bulunmamaktadır. Bu nedenle görevli mahkeme, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olup, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. ve devamı maddeleri uyarınca mahkememizin görevsizliğine dair aşağodaki şekilde karar verilmiştir. (Benzer yönde karar için bkz. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2022/313E., 2022/576K.)
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK 114/1-c ve HMK 115/2. md. uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK 20/1. md. uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde talep halinde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğine,
3-HMK 331/2. md. uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/05/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza