Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/623 E. 2023/611 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/623 Esas
KARAR NO : 2023/611

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2022
KARAR TARİHİ : 28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan biri olan …’nun kardeşi olduğunu, diğer davalı …’in kardeşinden alacaklı olduğunu iddia ettiğini, her iki davalıya da hiçbir borcu olmadığını, … 14.İcra Müdürlüğü’nün …E.sayılı dosyasından gönderilen hiçbir haciz ihbarnamesini kabul etmediğini, sadece gönderilen 3.ihbarnameyi 26/08/2022 tarihinde aldığını, borcun zorla imzalatıldığını buna dair … CBS’de …Sr.sayılı dosyasında soruşturma yürütüldüğünü, davanın kabulünü, zorla imzalatılan senetten dolayı borcun olmadığına, dava konusu senedin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; “Müvekkil …Şirketinin kurucusu olup kargo taşımacılığı hizmeti vererek ticari hayatına devam etmektedir. Müvekkil vermekte olduğu hizmet gereği diğer davalı … ait kargoları… isteği üzerine taşımış ve müvekkil diğer davalı … bu şekilde tanımıştır. Müvekkil ticari işlerini geliştirmek istemiş ve… markası altında tekstil sektöründe faaliyet göstermeye başlamıştır. Bu noktada müvekkilin müşterisi konumunda olan… kargolarını teslim ederken müvekkilin farklı bir marka kurduğunu öğrenmiş ve müvekkile kendisinin danışmanlık şirketi olduğunu, söz konusu web sitesi yapım, tasarım işlemlerini kardeşi olan davacı … ile birlikte yürüttüklerini ve bu marka için web sitesi hazırlayabileceğini ifade etmiştir. Bunun üzerine müvekkil ile diğer davalı ile arasında görüşmeler neticelenmiş ve müvekkil 10.000 $ (OnbinAmerikanbindoları) karşılığında yeni markasına ait web sitesi ve tanıtım işlerinin yapılması konusunda anlaşma sağlamışlardır. Bu noktadan sonra müvekkilim diğer davalı … 15.05.2020 tarihinde 10.350 $ (OnbinÜçyüzElliAmerikanbindoları) ödeme yapmıştır. Bilahare, diğer davalı … ödemeyi aldıktan sonra web sitesini teslim etmesi gereken 14.07.2020 tarihininde web sitesini teslim etmemiştir. Bunun üzerine müvekkilimizin temsilcisi … konu ile ilgili diğer davalı … bilgi almak istemiş ancak ekte sunmuş olduğumuz maillerden de anlaşılacağı üzere diğer davalı … herhangi bir bilgi verememiştir. Müvekkil tüm iyi niyetli çabasına rağmen … ulaşamamış ve konu ile ilgili kendisine herhangi bir geri dönüş alamamıştır. Bunun üzerine müvekkil diğer davalı … ait … adresindeki iş yerine gitmiş ve burada davacının da bulunduğu bir toplantı yapılmıştır. İşbu toplantıda diğer davalı …davacı kardeşi … ile birlikte bu işlemleri yürütmekte geç kaldığını ancak en kısa süre içerisinde web sitesi kurulumunu sağlayıp müvekkile teslim edeceğini ifade etmiştir. Diğer davalı … söz konusu işi yapamadıklarını ancak teslim aldıkları ödeme miktarını ödeme güçlerinin olmadığını ifade ederek kendi rızasıyla söz konusu borcu teminat altına almak için müvekilin lehtarı olduğu 5.500,00.- $ (BeşbinBeşyüzAmerikandoları) tutarlı 29.11.2020 vade tarihli ve 4.850,00- $ (DörtbinSekizyüzElliAmerikandoları) tutarlı 29.02.2021 vade tarihli senetleri düzenlemiştir. Müvekkil söz konusu senedin vade tarihinde ödeme için diğer davalı ve davacı ile iletişime geçse de netice alamamış ve bunun üzerine … 14. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile diğer davalı aleyhinde icra takibine geçmiştir. Müvekkil diğer davalı …’ya karşı icra takibine geçmesinin ardından diğer davalı … müvekkile ait iş yerine gelerek kendisinin tüm işlerini kardeşi olan diğer davacı … devrettiğini ve kendisinin yurt dışına yerleşeceğini ifade etmiştir.Öncelikle davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine,
Müvekkil aleyhine ikame olunan işbu davanın esastan reddine,
Davacı taraf, haksız ve kötü niyetli olarak dava açtığından, davacı aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine,
Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini…” savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK m 89/3 uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve 3568 E., 6425 K. ve 17.12.2015 tarih ve 7065 E., 17162 K., sayılı ilamları da bu yöndedir.
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, davacıya borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istenmektedir.
01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476)
Bu durumda, İİK’nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu anlaşıldığından, HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, HMK’nın 114/1-c. Ve 115/2. Maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-HMK’nın 20/1. Maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık hak düşürücü süre içerisinde taraflarca mahkememize başvurularak talep edilmesi halinde dava dosyasının görevli İSTANBUL NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NE gönderilmesine, aksi takdirde mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3-HMK’nın 331/2. Maddesi uyarınca yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususlarında görevli mahkemece karar verilmesine, mahkememizce ek karar ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti hususunda da karar verilmesine,
Dair; tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/11/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
e-imza