Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/605 E. 2023/78 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/605 Esas
KARAR NO : 2023/78

DAVA : İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/ 2022
KARAR TARİHİ : 08/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 01/09/2022 dava dilekçesinde özetle : “…Davalı borçlu, Dava dışı …’dan devir aldığı işyeri ile ilgili olarak imzalanan 01.08.2018 tarihli Alt Franchise sözleşmesine aykırı davranışlarda bulunmuş, işyerini izinsiz başkasına devir etmiş, bu aykırılıkların giderilmesi ve işyerinin sözleşmeye uygun olarak işletilmesi hususlarında hem ihtarname ham de şifahi olarak bildirimde bulunulmuş ancak görüşmelerin sonuçsuz kalması üzerine katkı bedeli ile cezai şart bedelinin tahsili için ilamsız icra yoluyla icra takibi başlatılmıştır. davalı tarafın itiraz dilekçesinde yer alan hukuki dayanaktan yoksun tüm iddia ve beyanları kabul etmediğimizi beyanla haksız ve hukuka aykırı olarak yapılan itirazın iptaline karar verilmesini talep etmekteyiz. Öncelikle Davalı (borçlu) takibe itiraz dilekçesinde yetkiye itiraz etmiş, icra takibimizin yetkisiz icra dairesinden açıldığını iddia etmiştir. İşbu yetki itirazının hukuken geçerliliği bulunmamaktadır. 01.08.2018 tarihli Alt Franchise Sözleşmesinin 21. Maddesinde yetkili mahkeme ve icra dairesinin İstanbul Mahkeme ve İcra daireleri olduğu taraflarca kabul edilmiştir. Bu sebeple icra takibi yetkili icra dairesinde açılmış olduğundan davalı borçlunun yetki itirazının reddine karar verilmesini talep etmekteyiz. Davalı (borçlu) sözleşmenin 7.24 ve 7.25 maddelerine aykırı olarak müvekkil şirketin yazılı onayını almaksızın sözleşme devam ederken iş yerini tek taraflı olarak üçüncü bir şahsa devretmiştir. İş bu durum … 19. Noterliği’nin … tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı (borçluya) ihtar edilmiş, ihtarname ile kendisine verilen mehil zarfında sözleşmeye aykırılığı gidermesi istenmiştir. Davalı (borçlu) ihtarname ile işyerinin başkasına devri tespit edilmiş olup işyeri sözleşmeye uygun hale getirilmemiş ve aykırılık giderilmemiştir. Davalı (borçlunun) taraflar arasında imza edilen sözleşmeye aykırı bu davranışının sonlandırılması ve işyerinin sözleşmeye uygun şekilde işletilmesi hususu hem işyeri adresine hem de ikamet adresine … 19.Noterliği … tarih ve … yevmiye nolu ihtaname ile ihtar edilmiştir. Davamızın kabulü ile itirazın iptali ve takibin devamına, itiraz haksız ve kötüniyetli olduğundan davalı %20’inden az olmamak şartıyla tazminat ile cezalandırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini …” talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 19/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “….Davacı şirket alt franchise sözleşmesini dava dışı Necla Nalbat ile akdetmiştir. Dava dışı … ile Franchise veren arasında 01.08.2018 tarihinde akdedilen alt franchise sözleşmesi bulunmaktadır. Müvekkilim …, “Ekomini” franchise sisteminin sürdürüldüğü işyerini ilk franchise alan kişi olan dava dışı Necla Nalbat’tan devir alan kişi olup franchise sözleşmesinin tarafı değildir. İş bu sebeple davacı tarafın franchise sözleşmesinde yer alan 7.24 ve 7.25 maddelerinin müvekkilim tarafından ihlal edildiğini ileri sürmesi ve akabinde yine müvekkilimin taraf olmadığı bir sözleşmede yer alan 11.1.2. ve 13. maddelerindeki katkı bedelini ve cezai şartı müvekkilimden talep etmesi mümkün değildir. Sözleşme içerisindeki haklar ve borçlar ancak sözleşmenin taraflarını ilgilendirir. Müvekkilim süreçte kendi yükümlülüklerini yerine getirmiş olup “Ekomini” sisteminin gelişmesine katkı sağlamış ve sözleşme konusu malların sürümünü yapmak ve arttırmak için faaliyette bulunmak borcunu yerine getirmiştir. Müvekkilim ile davacı arasında imzalanmış olan sözleşme davada dayanılan ve müvekkilimi bağlamayan 01.08.2018 tarihli sözleşme değil davacıda olan 01.01.2020 tarihli Kapalı Nokta Satış Sözleşmesi ve aynı tarihli Ariyet Sözleşmesidir. Kapalı Nokta Satış Sözleşmesi’nde hiç bir biçimde destek vb. belirlenmediği gibi cezai şart da belirlenmiş değildir. Davacı, tarafımızı bağlamayan 01.08.2018 tarihli Franchise Sözleşmesi’nin 11.1.2 maddesinde Necla Nalbat ile belirlenmiş olan; dekorasyon harcamaları 18.000-TL, alt yapı harcamaları 7.000-TL, nakit bazlı katkı adı altında 5.347-TL. olmak üzere toplam 30.347-TL. müvekkilimden istemektedir. Bu harcamaların hiç biri müvekkilime yapılmadığı gibi bu harcamaların boya-badana-dekor vb. kalemleri de hiç bir biçimde istenemez.
Müvekkilim, 25 Bin TL. ödeyip devralırken verilen muvafakatin pandemi gibi bir dönemde müvekkilime verilmemiş olması davacının kötüniyetini ve sözleşmeye aykırılığı kendisinin oluşturduğunu ortaya koyar. Davacı tarafın haksız davasının reddine, takibin % 20’si oranında Kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini” talep etmiştir.
Dava; İİK 67. Madde uyarınca itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davalının tacir olup olmadığına ilişkin olarak Bolu Vergi Dairesine, … Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkereler yazılarak, deliller toplanmıştır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, davacının tacir olması davayı ticari iş haline getirmez.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ve her iki tarafın tacir olması gerekir.
HMK.nun 114.maddesi gereğince mahkemenin görevli bulunması dava şartı olup, HMK.nun 115.maddesi gereğince de davanın her aşamasında re’sen gözetilebileceğinden, mahkememizce yapılan araştırma neticesinde … Vergi Dairesi’nin ve … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün cevabi yazıları doğrultusunda davalının tacir olmadığı, bu sebeple davanın tacirler arasında görülen ticari bir dava niteliğinde olmadığı, TTK kapsamında münhasıran ticaret mahkemesinde görülmesi gereken ticari davalardan da olmadığı gözetilerek mahkememizin görevsizliğine, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli bulunduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın görev şartı eksikliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya görevli mahkemenin İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Tarafların yukarıda belirtilen süre içerisinde başvarmamaları halinde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
5-6100 sayılı HMK nın 331/2 maddesi uyarınca harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/02/2023

Katip
E-imza

Hakim
E-imza