Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/596 E. 2023/497 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/596 Esas
KARAR NO:2023/497

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:25/08/2022
KARAR TARİHİ:24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Dava dilekçesinde özetle; “İşbu kaza 01.09.2012 tarihinde meydana gelmiş olup, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarındaki hesap ilkelerinin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Kaldı ki; Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonra verilen Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 2019/…. E sayılı son kararında özetle; “…Bu durumda mahkemece, ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellere göre (devre başı ödemeli belirli rant yöntemi, *6 1,8 teknik faizle) tazminat hesabının yapılmasına ilişkin olarak KTK’nun 90. maddesinde yapılan değişikliğin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, Dairemiz Yargıtay’da uygulama birliğinin sağlanması yönünde tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınması için içtihat geliştirdiği ancak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için 96 10 artırılıp 96 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir…” demekte olup, buna göre de 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren poliçe genel şartlarında ki hesap ilkelerinin uygulanma imkanı ortadan kalkmıştır. Her ne kadar 7327 sayı ve 09.06.2021 tarihli Kanunun 18.maddesi ile Karayolları Trafik Kanunun 90.maddesinde: “..b) Destekten yoksun kalma tazminatı, ulusal doğum ve ölüm istatistikleri kullanılarak hazırlanan hayat tablosu ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarında yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı esas alınarak hayat anüiteleri ile genel kabul görmüş aktüerya kurallarına uygun olarak, … Hesaplanır..” şeklinde düzenleme yapılmış ise de; Anılan yasal düzenlemeden sonra verilen Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/…. E, 2021/… K ve 14.06.2021 tarihli kararında özetle; “…. Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/….-…/40 sayılı iptal kararı da gözetilerek, tazminat hesaplamalarında 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’ndaki düzenlemelerin değil Borçlar Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu düzenlemelerinin esas alınması, hesaplamaların TRH 2010 Tablosuna göre ve progresif rant yöntemiyle yapılması ilkeleri Dairemizce benimsendiğinden, tazminat hesap biçimine ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmemesine göre, davalı vekilinin diğer tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir….” demektedir. Bu durumda; Nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere işbu kazanın 09.06.2021 tarihli yasal düzenlemeden önce meydana gelmiş olması ve yasal düzenlemeden sonra verilen Yargıtay kararı dikkate alınarak; Hak sahiplerinin bakiye ömür süreleri TRH 2010 yaşam tablosuna göre, bilinmeyen dönem kazançlar ise Yargıtay kararlarındaki gibi 9610 artış ve 9610 iskonto esasına l progresif rant yöntemine) göre belirlenerek hesaplama yapılacaktır…” talep ve dava edilmiştir.
CEVAP:
Cevap dilekçesinde özetle; “Kaza müteveffanın kusuru ile meydana gelmiş olup, 3. Kişinin cezayı gerektiren bir fiili de bulunmadığından, ceza zamanaşımı süresinin uygulanması söz konusu değildir. Bu nedenle zamanaşımı süresi dolduktan sonra açılan davanın reddi gerekmektedir.Kimsenin kendi kusurundan yararlanamayacağı ilkesi gereği müteveffa …’ın tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği kaza neticesinde müteveffanın mirasçılarının destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmeli ve huzurdaki dava reddedilmelidir. huzurdaki dava neticesinde tazminat ödenmesi halinde davacı aleyhine icrai işlem yapılması gerektirecektir.Ancak, trafik kazaları esas itibariyle haksız eylem sayılan hallerden olmakla birlikte ZMSS’nı yapan sigortacı bakımından temerrüdün bu tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Zira, sigortacının tazminat giderim yükümlülüğünü düzenleyen KTK.nun 98/1. maddesi hükmü uyarınca sigortacı maddede belirtilen belgelerin iletildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonrasında temerrüde düşer. ödenen bu tazminatın, zorunlu sigortasını yaptırmakla sorumlu olan araç maliki ve sürücüsünün yasal mirasçılarından tahsili gerekecektir…” savunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma istemine ilişkindir.
Bilirkişiden alınan 13/01/2023 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; “Hukuki durumların ve delillerin takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; 01.09.2012 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının 46100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre belirlenen destek zararlarından 9020 müterafik kusur indirimi sonucu; …’ın vefatı nedeniyle; Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının 5 297.072,00 TL, Hak sahibi Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının Z 24.318,19 TL. Olduğu, Tüm hak sahiplerinin destek zararı toplamı davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinader Kaza tarihi itibariyle sorumlu olduğu 225.000,00 TL.lık limiti aşması nedeniyle davalının limit ile sınırlı olarak sorumlu olacağı ve bu tutarın her bir hak sahibinin payına isabet eden tutarlarının aşağıdaki gibi olduğu, Poliçe Limiti İle Sınırlı Olarak Hak sahipleri Talep Edilebilir Zarar Tutarı Davacı anne … 207.975,23 TL Hak sahibi müteveffa baba … 1702477TL toplam 225.000,00 TL Davacı …’ın poliçe limiti ile sınırlı olarak kendisi payına isabet eden 207.975,23 TL destek tazminatının tamamını talep hakkının bulunacağı, Eşi … için poliçe limiti ile sınırlı olarak belirlenen 17.024,77 TL. Destek tazminatının ise kendi miras payına isabet eden (17.024,77 x1/4)- 4.256,19 TL.sınırlı talep hakkının bulunacağı, …’ın vefatı nedeniyle; Davacı Anne …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının ” 301.588,09 TL, Hak sahibi Baba …’ın destekten yoksun kalma sebebiyle maddi zararının £ 26.152,37 TL. Olduğu, Tüm hak sahiplerinin destek zararı toplamı davalının zorunlu trafik sigorta poliçesine istinaden kaza tarihi itibariyle sorumlu olduğu 225.000,00 TL.lık limiti aşması nedeniyle davalının limit ile sınırlı olarak sorumlu olacağı ve bu tutarın her bir hak sahibinin payına isabet eden tutarlarının aşağıdaki gibi olduğunu…” rapor edilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve toplanan delillere göre, 01.09.2012 tarihinde … sevk ve idaresindeki … plakalı motosikletin … plakalı otobüse çarpması sonucu davacının 16 ve 18 yaşındaki çocukları hayatını kaybetmiştir. … Ağır Ceza Mahkemesinin … E. sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılama neticesinde, motosiklet sürücüsü müteveffa …’ın asli tam kusurlu olduğu belirlenmiştir. Bahsi geçen motosikletin sigorta poliçesinin bulunmaması nedeniyle davacı tarafından her iki çocuğu bakımından destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmuştur. Davacı ayrıca, anılan trafik kazasından bir süre sonra vefat eden eşi ve müteveffaların babası … yönünden de mirasçı sıfatıyla tazminat talebinde bulunmuştur. Yukarıda numarası belirtilen ceza yargılaması kapsamında, … plakalı motosiklet sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki kabulden ayrılmayı gerektirir bir durum olmaması nedeniyle aktüerya uzmanından hesaplama yapması talep edilmiştir. Mahkememizce benimsenen ve hükme esas alınan 11.04.2023 tarihli ek rapor uyarınca, davacının müteveffa iki çocuğundan kendisine isabet eden ve mirasçısı olduğu eşine isabet eden destekten yoksun kalma tazminatları toplamı olan 423.765,85TL’nin 01/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kabulüne, toplam 423.765,85TL destekten yoksun kalma tazminatının 01/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 28.947,40TL karar harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesi uyarınca gereği takdir ve tayin olunan 65.327,22-TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 11,50TL vekalet harcı, 26,50TL tebligat ve posta ücreti olmak üzere toplam 38,00TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.000,00TL bilirkişi ücretinindavalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacının yüzüne karşı karar verildi. 24/10/2023

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır