Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/549 E. 2023/584 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/549 Esas
KARAR NO : 2023/584

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/08/2022
KARAR TARİHİ : 15/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA:Davacı vekili 08/01/2022 dava dilekçesinde özetle : “…Müvekkil Şirketin … pazarlama ve satışı işi ile iştigal ettiği, Davalının ise … isimli restoran işletmeciliğinin olduğu, çeşitli dönemlerde faturalı olarak şarap ürünlerinin satışının yapıldığı, cari hesaptan kaynaklanan ödenmeyen 10.162,82 TL anapara borcunun olduğu, borcun ödenmediği, yapılan takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiği, tüm faturaların müvekkil tarafından tutulan defterlere kaydedildiği, arabulucuya başvurulduğunu ancak sonucun alınamadığını, sonuç olarak davanın kabul edilmesini, itirazın iptali ve takibe devam edilmesini, davalı borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini….” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı asil 07.09.2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “….Davacı tarafından açılan davada HMK nın 200 madde gereğince senetle ispat zorunluluğunun geçerli olduğu, Davacı tarafın Sayın Mahkemeye malzemelerin tarafımızca alındığına dair sunmuş olduğu her hangi bir delilin olmadığı, davacı tarafa her hangi bir borcunun olmadığı, şirket ticari kayıtlarının celbinin talep edildiği, şirket tarafından iddia edildiği şekilde taraflarına her hangi bir mal tesliminin yapılmadığı, sonuç olarak hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, … 4. İcra Müdürlüğü’nce yapılan icra takibinin iptaline, kötü niyetli olduğu açık olan davacının %20’den az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesini…” talep edilmiştir.
DELİLLER:
… Arabuluculuk Bürosu’nun … esas sayılı dosyası, … 4. İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyası, cari hareket dökümü, birtakım faturalar, İTO’dan gelen cevabi yazı, …’ndan gelen cevabi yazı, … Vergi Dairesi’nden gelen cevabi yazı, … Vergi Dairesi’nden gelen cevabi yazı, 07/06/2023 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; fatura ve cari hesaptan kaynaklı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK 67. madde uyarınca iptali talebine ilişkindir.
… 4. İcra Dairesinde … Esas Sayılı dosyasının incelenmesinde ; toplam 10.162,82 TL alacak için 25.12.2021 tarihinde takip talebine başladığı, Borçlu … Vekili tarafından, borcun tamamına faize, faiz oranına itiraz ettiği, yapılan itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmaktadır. Davacı Alacaklı tarafından itirazın iptali ile takibin devam etmesi için iş bu davanın açıldığı görülmektedir.
Mahkememizin 15/03/2023 tarihli duruşma ara kararı gereğince; dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi 07/06/2023 tarihli raporunda özetle; “….Davacı-Alacaklı’nın E-Defter Mükellefi olduğu, defterlerin beratlarının süresinde alındığüı, defterlerin muhasebe ilke ve standartlarına göre süresinde usulüne uygun olarak işlendiği ve delil niteliği taşıdığı, Davacı ile Davalı arasında uzun süre ticari ilişkinin olduğu, cari hesap şeklinde çalışıldığı, Davacı tarafından düzenlenen e-arşiv faturaların teslim alındığının görüldüğü, davalı tarafından bazen banka havalesi ile bazen de kredi kartı ile ödemeler yaptığının göründüğü, davalı İşletmeye ait defter ve belgelere ulaşılamadığından dosyada yere alan bilgiler ve davacı defter ve belgeleri incelenmek suretiyle raporun hazırlandığı, yukarıda detaylı olarak gösterilen muavin hesap dökümünde Davalı …’ın 10.162,82 TL borçlu olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır. Nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere ….” yönünde görüş bildirmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222.maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK m.222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK m.222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
22/7/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 23 üncü maddesiyle, HMK m.222/3’de yer alan “ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi” ibaresi “DİĞER TARAFIN TİCARİ DEFTERLERİNİ İBRAZ ETMEMESİ” şeklinde değiştirilmiş, tarafların ticari defterlerini sunmaması hali de usulüne uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için yeterli görülmüştür.
Nitekim, … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi 2020/1170 Esas, 2020/1325 Karar sayılı ilamı ile şu şekilde değerlendirmelerde bulunulmuştur: “…Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.” demiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı arasında süregelen ticari bir ilişki bulunduğu, davacı tarafça fatura ve cari hesaptan kaynaklı olarak davalı aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali talebiyle iş bu davanın açılmış olduğu, mahkememizce ticari defterlerin ibraz edilmesi veya mazeret bildirerek yerinde inceleme talep edilmesi, aksi takdirde davacı tarafın ticari defterlerine itibar edileceği hususunda ihtaratıda içerir duruşma zaptının davalı tarafa tebliğ edildiği ancak davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği, mazerette bildirmediği; tacir olup, defter tutmak zorunda olan tarafın , resmi defterlerin bulunmadığını ileri sürmesinin mümkün olmadığı, yine HMK 222/3 maddesi uyarınca taraflarca ticari defterlerin ibraz edilmemesi halinde karşı tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş defter ve kayıtlarının kendi lehine delil olacağının düzenlendiği, bu durumda davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulmuş ticari defter ve kayıtlarının esas alınması gerektiği, davacı tarafın ticari defter v kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 10.162,82 TL alacağının bulunduğu, davalı tarafça borcun ödendiğinin iddia ve ispat edilemediği, bu sebeple icra takibine yapılan itirazın yerinde olmadığı olmadığı anlaşılmakla icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın likit ve hesaplanabilir olması nedeniyle davacı lehine % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın KABULÜ ile davalının … 4. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin takip talebindeki hal ve şartlar üzerinden devamına
2- 10.162,82 TL alacağın % 20’si oranında hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 694,22 TL harçtan peşin alınan 122,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 571,47 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 10.162,82 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.153,50 TL yargılama gideri( bilirkişi ücreti, posta ve tebligat gideri) ile 122,75 TL Peşin olarak ödenen harç olmak üzere toplam 2.276,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalının yokluğunda miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 15/11/2023

Katip
E-imza

Hakim
E-imza