Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/544 E. 2023/263 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/544 Esas
KARAR NO : 2023/263

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/04/2022
KARAR TARİHİ : 25/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : “…Müvekkil şirket tarafından davalı aleyhine Merkezi Takip Sistemi … Sayılı Dosyası ile ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibi başlatılmış olup, davalı tüm fer’ileri ile birlikte borca itiraz etmiş ve icra dairesi davalının itirazı üzerine söz konusu takibi durdurmuştur. Borçlu/Davalı tarafından yapılan itiraz sonrası ilgili yasal düzenleme gereği dava konusu alacağın taraflar arasındaki ticari ilişkiden/tarafların tacir olmasından kaynaklanması ve bir miktar alacağın ödenmesine ilişkin olması sebebiyle tarafımızca … Arabuluculuk Bürosuna … nolu dosya ile başvurulmuş ise de davalı şirket ile anlaşma sağlanamamış olup bunun üzerine arabuluculuk son tutanağı düzenlenmiştir. Söz konusu arabuluculuk son tutanağının karekodlu ve e-imzalı aslını ekte Sayın Mahkemenize sunuyoruz. Merkezi takip sistemi … sayılı dosyasına yapılan haksız ve mesnetsiz olan borç itirazının iptali gerekmektedir.Huzurdaki itirazın iptali davasına konu takibin dayanağı para alacağı olduğundan somut olayda HMK 6. maddesinde düzenlenen genel yetki kuralı değil TBK 89. Maddesindeki özel yetki kuralını nazara alarak para borçlarında borcun ifa yerinin yetkili olacağı değerlendirmesini yapmak gerekir.Alacaklı olan müvekkil şirketin ödeme zamanındaki yerleşim yeri … olduğundan ötürü, yetkili mahkemeler İstanbul Mahkemeleri’ dir. Dolayısıyla işbu dava yetkili yerde açılmıştır. borçlunun yukarıda sayılan icra takibine itirazı haksız ve hukuki dayanaktan yoksundur.Borçlu/davalı şirket elektrik saati bağlatmış ve aylık fatura tüketim bedellerini ödememiştir. 06.08.2021 tarihli itirazda hiçbir gerekçe göstermeden Müvekkile hiçbir borcunun olmadığı iddiasında bulunarak borca, faize, yetkiye (mts dosyalarında yetkiye itiraz edilmesinin -borca itiraz ile birlikte- bir hükmü yoktur zira borca itiraz da mevcut olduğundan dosya alacaklılar tarafından kabul edilse dahi yetkili olduğu iddia edilen yerlere gönderilememektedir.) ve diğer tüm fer’ilere itiraz etmiştir.
Davalı ile Müvekkil arasında aboneliğe ilişkin imzalanmış sözleşme mevcuttur. İşbu sözleşme dilekçemiz ekinde sunulmuştur. (EK-2) Borçlu ilamsız takibe niteliğinden ötürü bir itiraz dilekçesi sunarak alacaklının alacağına kavuşmasını engellemekte ve bu sayede zaman kazanmaya çalışmaktadır. Borçlu tamamen haksız ve kötüniyetli işbu icra takibine itirazıyla kullandığı elektrik borcundan kurtulmaya çalışmakta, bu doğrultuda hukuki hakları kötüniyetli ve haksız yönde kullanmaktadır. Hal böyle iken haksız ve kötüniyetli itirazın hükümden düşürülmesi hukukun ve hakkaniyetin bir gereğidir.
Açıklanan tüm nedenler ve toplanacak deliller, borçlunun itirazının yerinde olmadığını gösterecektir. Bu sebeple borçlunun yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile davalının icra inkâr tazminatına, AAÜT 16/2. Maddesinin C bendi uyarınca arabuluculuk avukatlık vekalet ücreti de dahil olmak üzere tüm yargılama gideri ve vekalet ücretine mahkum edilmesi için işbu davanın açılması zarureti hasıl olmuştur.Davalının Merkezi Takip Sistemi …Sayılı Dosyası ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaliyle takibin takip talebindeki şartlarla devamına, davalı yanın %20’den aşağı olamamak kaydı ile icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, AAÜT 16/2. Maddesinin C bendi uyarınca arabuluculuk avukatlık vekalet ücreti de dahil olmak üzere tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini…” dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; “… Davacı taraf dava konusu MTS icra takibini her ne kadar … Adliyesinde açmışsa da 22.08.2021 tarihinde dava konusu … icra takibine karşı sunmuş olduğumuz borca itiraz dilekçemizde de belirttiğimiz üzere müvekkil firmaya ait İTO kayıtları incelendiğinde de görüleceği üzere müvekkil firma “…” adresinde faaliyet göstermekteyse de davacı/alacaklı taraf haksız ve kötüniyetli olarak icra takibini Bakırköy Adliyesinde başlatmıştır. Müvekkil firma hakkında icra takibinin başlatılabilmesi için yetkili icra müdürlüğü İstanbul İcra Müdürlükleridir. Davacı taraf işbu davayı her ne kadar yetkili mahkemenizde açmışsa da icra takibi yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığı için sayın mahkemeniz tarafından işbu davanın usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir. Zira öncelikle dava konusu icra takibinin İstanbul Adliyesinde tekrar açılması ve müvekkil firmaya yeniden icra takibi ve ödeme emri gönderilmesi gerekmektedir.Davacı/alacaklı taraf, dava konusu icra takibinde her ne kadar müvekkil şirketten alacağı olduğunu iddia etmişse de alacağın neyden kaynaklandığına ilişkin müsnet/müspet belgeler ödeme emri ekinde olmadığından (tebliğ zarfında matbu hali ile yazılı olsa bile) iddia edilen alacağın neyden kaynaklandığı tarafımızca anlaşılamadığından, dava konusu icra dosyası ile alakalı olarak, müvekkil şirketin davacı/alacaklı yana bir borcunun olup olmadığını belirleyebilme/tespit edebilme olanağı tarafımıza sunulmuş değildir. Bu nedenle İlamsız takibe itiraz etmek zorunda kaldığımız sayın mahkemeniz tarafından bilinmelidir. Müvekkil firma herhangi manada kötü niyetli olmadığı gibi, ilamsız bir takip ile borcun sebebinin dayanağını gösterir senet veya belgenin müvekkil şirkete gönderilmemiş olması sebebi ile müvekkil şirketin ödemesine cebredilmeye çalışılması karşısında anayasal haklarımızın himayesi için iş bu itirazın yapılması tarafımızca elzem olduğundan mütevellit dava konusu icra takibine davacı/alacaklı tarafın alacağı gösterir evrakları ödeme emri ekinde tarafımıza göndermemesinden dolayı itiraz etmek zorunda kalınmıştır. İİK’nun 58. Ve 60. Maddeleri gereğince takip talebi ve ödeme emrinde takip dayanağı senedin, senet yoksa borcun sebebinin yazılması zorunludur. Halbuki bu gereğe riayet edilmemiştir.
Kaldı ki ödeme emrini incelediğimizde asıl alacak adı altında müvekkil şirketten ENERJİ BEDELİ adı altında talep edilen 12.230,57 TL ’nin hangi tespit ve verilere göre hesaplanarak talep edildiği açıklanmamıştır.
Ayrıca ödeme emrinde yazılı toplam 13.326,02 TL asıl alacak adı altında talep edilen borç ile ilgili takip alacaklısı tarafından müvekkil şirket temerrüte düşürülmediği için işlemiş gecikmiş gün faizine ve gecikmiş gün faizinin KDV’sine de dava konusu icra takibine sunmuş olduğumuz borca itiraz dilekçemizde de itiraz etmiştik. İşbu itirazımızı yineliyoruz. Yukarıda arz ve izah ettiğimiz gerekçeler doğrultusunda davacı/alacaklı tarafın haksız ve kötüniyetli olduğu ortada olduğundan işbu davanın sayın mahkemeniz tarafından reddi gerekmektedir. Dava konusu icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığı için sayın mahkemeniz tarafından işbu davanın usulden reddine karar verilmesini sayın mahkeme aksi kanaatte ise itirazlarımız doğrultusunda usul ve yasaya aykırı kötü niyetli huzurdaki davanın reddine karar verilmesini ve davacı aleyhinde %20 oranında kötüniyet tazminat hükmedilmesini, Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesi…”talep etmiştir.
GEREKÇE:
23/12/2022 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:”… Davacının toplam 12.230.57 TL asıl alacak tutarı üzerinden %19,8 den (928,35+167,10 )TL olmak üzere toplam KDV dahil, 1.095,45 TL işlemiş faiz talebinde bulunduğu, işlemiş faiz tutarının hesaplanmasında uygulanan faiz oranının, davalı ile dava dışı … arasında yapılan 24.11.2006 tarihli sözleşmede belirlenen 6183 Sayılı Amme Alacaklarına göre hesaplanması gereken yıllık gecikme faiz oranına uygun olduğu, davacının 16.06.2021 tarihli MTS takip ödeme emrindeki asıl alacak tutarına ilişkin işlemler olarak belirttiği,ödeme tarihi 04.01.2020 tarihine kadar olan fatura alacağını kapsaması gerektiği yönünde karar verilmesi halinde 04.01.2021 tarihine kadar ödenmeyen 2 fatura toplam tutarının, 10.857,89 TL olacağı, işlemiş faiz tutarının da 1.195,05 TL olacağı, bu halde de hesaplanan işlemiş faiz tutarının, davacının asıl alacak için talep etmiş olduğu toplam 1.095,45 TL nin üzerinde olduğu, Dava konusu faturaların, takip ve dava konusu faturaların davalıya tebliğine ve davalının temerrüte düştüğüne dair fatura üzerinde yer alan geçmiş borç tutarının belirtilmesi dışında ayrıca her hangi bir bildirim yapılıp, yapılmadığı hususlarında, dava dosyasından hangi bir bilgi ya da belge tespit edilemediğini…”dair görüş sunmuştur.
30/01/2023 tarihli bilirkişi raporu özetle şöyledir:”…Takip talebine konu olan ve huzurdaki davanın konusunu oluşturan faturaların takip öncesinde davalı yana tebliğ edilip edilmediğinin dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılamadığı, takdiri Yüce Mahkemeye ait olmak kaydıyla, bu hususun ispata muhtaç kaldığı, ispat yükünün davacının üzerinde olduğu, Takibin konusunun 04.01.2021 tarihine kadar olan faturaları içerdiği, huzurdaki davaya konu faturalardan ikisinin bu tarih aralığına uygun olduğu, birisinin ise dışarıda kaldığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yukarıda anılan kararı uyarınca itirazın iptali davalarında alacaklının, takipte dayanmadığı belgeler dışındaki başka belgelere dayanamayacağı, Bu bilgiler ışığında, MTS ödeme emrinde talep edilen alacak tutarının 04.01.2021 tarihine kadar olan faturalara dayandığı belirtilmiş olduğundan, yukarıda anılan Yargıtay Hukuk Genel Kararı’nda da belirtildiği üzere, huzurdaki davada, Takdiri Yüce Mahkemeye ait olmak üzere, davacının bu tarihe kadar olan iki adet faturaya dayalı olarak dava açabileceğinin kabulünün isabetli olacağı, bu faturaların toplam karşılığının toplam 10.857,89-TL olduğu, Önceden bir tebliğ yapılıp yapılmadığı dava dosyasındaki bilgi ve belgeler ışığında tespit edilemediğinden, faizin başlangıç tarihi olarak, takdiri Yüce Mahkemeye ait olmak üzere, takip tarihinin esas alınmasının yerinde olacağı…”dair görüş sunmuştur.
İtirazın iptali davaları, icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. İtirazın iptali davasında, icra dairesinin yetkisine itiraz halinde, yetkili icra dairesinden ödeme emri gönderilmiş olması, HMK’nın 114/2. maddesi anlamında özel bir dava şartıdır. İcra dairesinin yetkisine itiraz bulunduğundan öncelikle İİK’nın 50. maddesi uyarınca icra dairesinin yetkisi konusunda bir karar verilmeli, ardından mahkemenin yetkisi incelenmelidir. (İstanbul BAM 14. HD 2020/1067E., 2022/625K. 26.05.2022) Somut olayda, davalı şirketin merkezinin ‘Şişli/İstanbul” adresinde bulunduğu, ödeme emrinin Bakırköy İcra Daireleri üzerinden gönderildiği, borçlu tarafından yetki itirazında bulunulduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, yetkili İstanbul İcra Müdürlüğünden ödeme emri gönderilmeden dava açıldığı anlaşıldığından, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden ret kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
Davanın usulden REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin olarak alınan 208,87-TL harçtan düşümü ile bakiye 28,97-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği hesap ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
4–6325 Sayılı Yasa’nın 18/A-14 maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26. Maddesine göre; Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacının yüzüne karşı davalının yokluğunda karar verildi.25/04/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır