Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/490 E. 2023/79 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/490 Esas
KARAR NO : 2023/79

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/07/ 2022
KARAR TARİHİ : 08/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili 04/07/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle : “…Davacı müvekkil İle davalı … arasında ticari ilişkileri kapsamında müvekkil, davalı …’ne 08/03/2022 Tarih, … Fatura No’lu toplam 162.928,50 TL bedelli faturayı yapmış olduğu iş karşılığında fatura etmiş ve söz konusu faturaya yasal süresi içerisinde itiraz edilmediği gibi … tarafından bir kısım ödemeler de müvekkil hesabına yapılmıştır. Davalı şirketin, müvekkilin düzenlediği, kendisine gönderdiği ve beyan ettiği faturalara ilişkin itirazı olmamıştır. Davalı taraf, malların kendilerine teslim edilmesine rağmen bedellerini ödememiş ve işbu davanın açılması zaruriyeti doğmuştur. Söz konusu faturaya karşılık müvekkil hesabına takip tarihinden önce 95.118,50 TL kısmi ödeme yapılmış ve bakiye kalan 67.810,00 TL asıl alacak üzerinden söz konusu icra takibi başlatılmıştır. 07.06.2022 tarihli takip talebinden sonra müvekkile toplamda 30.000,00 TL haricen ödenmiştir. Ancak 37.810,00 TL’lik bakiye kısım …’ne defalarca iletilmesine rağmen ödeme yapılmamış ve bakiye kalan borç ödenmemiştir. Davalı taraf, tanzim edilen faturalarla da sabit olan, bakiye kalan toplamda 37.810,00 TL asıl alacak ve işlemiş ve işleyecek faize ilişkin açılan icra takibine alacağımızı sürüncemede bırakmak amacıyla haksız olarak itiraz etmiştir. Davalının kötü niyetli olarak yapmış olduğu itiraz sebebiyle, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekmektedir. Bu aşamada bakiye kalan 37.810,00 TL asıl alacak ve 2.916,29 TL işlemiş faiz üzerinden ve takibin açıldığı tarihteki toplam 70.729,29 TL alacaktan hesaplanacak nispi vekalet ücreti üzerinden takibin kaldığı yerden devam etmesi için işbu davayı açmak gereği hasıl olmuştur. Davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin bakiye kalan 37.810,00 TL asıl alacak ve 2.916,29 TL işlemiş faiz ve TTK md.1530’a göre işleyecek faiz ve takibin açıldığı tarihteki toplam 70.729,29 TL alacaktan hesaplanacak nispi vekalet ücreti üzerinden devamına, borçlunun bu itiraz başvurusu bakımından kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’ sinden az olmamak üzere hakkında icra inkâr tazminatına/kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, vekâlet ücreti ve sâir yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi…” Talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 27/09/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; “… Mahkemelerin yetkilerinin ancak özel kanunlarla belirlenebileceği nazara alındığında icra takibinin yapıldığı yer mahkemesi HMK hükümlerine göre yetkili mahkeme değil ise icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde itirazın iptali davası açılamayacaktır. Davada yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep ederiz. Müvekkilimiz davaya konu edilen … 22. İcra Dairesi …Esas Sayılı dosyaya haklı şekilde itiraz etmiştir. Çünkü müvekkilin davacı alacaklı tarafa böyle bir borcu bulunmamaktadır. Takip haksız şekilde 67.810,00 TL bedelli olarak başlatılmıştır. Davanın reddini talep etmekle beraber, haksız şekilde, haksız miktarla İcra tehdidinden kurtulmak isteyen müvekkilimizin borca itirazı kötü niyetli olarak değerlendirilemeyeceğini müvekkilimiz yönünden icra inkar tazminatına hükmedilmemesini talep ederiz. Aksine, davacı tarafın olmayan bir bedel yönünden başlatmış olduğu icra takibi karşısında kötü niyetli olması sebebiyle dava değerinin %20’sinden aşağıda olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ederiz. Davacının kötü niyeti, aynı bedel ve aynı dayanak ile müvekkil şirket sahibinin bir diğer şirketi olan … şirketine de takip başlatmış olmasıyla apaçık ortadadır. Davanın yetkisiz mahkemede açılmış olması sebebiyle öncelikle usulden reddi ile yetkili … Mahkemelerine gönderilmesine, davanın reddine, davacı tarafın, müvekkil davalıya dava değerinin %20’sinden aşağıda olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini…” talep etmiştir.
Dava; İİK 67. Madde uyarınca itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davacının tacir olup olmadığına ilişkin olarak … Vergi Dairesine, … Ticaret Sicil Müdürlüğüne, … Esnaf ve sanatkarlar Odasına müzekkereler yazılarak, deliller toplanmıştır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın sırf dava konusunun TTK’da düzenlenmesi nedeniyle ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu gruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, davacının tacir olması davayı ticari iş haline getirmez.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili ve her iki tarafın tacir olması gerekir.
HMK.nun 114.maddesi gereğince mahkemenin görevli bulunması dava şartı olup, HMK.nun 115.maddesi gereğince de davanın her aşamasında re’sen gözetilebileceğinden, mahkememizce yapılan araştırma neticesinde İkitelli Vergi Dairesi’nin, … Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün ve … Esnaf ve Sanatkarlar Odası’nın cevabi yazıları doğrultusunda davacının tacir olmadığı, bu sebeple davanın tacirler arasında görülen ticari bir dava niteliğinde olmadığı, TTK kapsamında münhasıran ticaret mahkemesinde görülmesi gereken ticari davalardan da olmadığı gözetilerek mahkememizin görevsizliğine, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli bulunduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-Davanın görev şartı eksikliği nedeniyle 6100 sayılı HMK.’nın 114/1(c) ve 115//2. Maddelerine göre usulden REDDİNE,
2-Davaya bakmaya görevli mahkemenin İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğunun tespitine,
3-6100 sayılı HMK nın 20. maddesi uyarınca, görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde davacılar tarafından yapılacak müracat halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
4-Tarafların yukarıda belirtilen süre içerisinde başvarmamaları halinde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak, 6100 Sayılı HMK’nın 20/1. maddesi gereğince davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin ihtarına,
5-6100 sayılı HMK nın 331/2 maddesi uyarınca harç, yargılama gideri, vekalet ücreti ve gider avansı gibi hususların görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08/02/2023

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza