Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/466 E. 2022/524 K. 24.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/465 Esas
KARAR NO : 2022/523

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 19/02/2022
KARAR TARİHİ : 24/06/2022

Davacılar …, …, …, …, …, …, …, … vekili tarafından davalı … Anonim Şirketi aleyhine mahkememizin 2022/136 esas sırasında İİK 177 maddesine dayalı olarak açılan iflas talepli davanın 02/06/2022 tarihli duruşmasında alınan 1 nolu ara karar ile “Davacılar …, …, …, …, …, …, … tarafından açılan davanın iş bu davadan tefriki ile mahkememizin en son esas sırasına kayıt edilmesine” karar verilmiştir. Mahkememizin 2022/136 esas sırasında birlikte dava açan davacılar arasında mecburî dava arkadaşlığı olmaması, davacıların her birinin ayrı talepte bulunması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması nedeni ile davalarının tefrikine karar verilmiş olup, iş bu karar uyarınca davacı … tarafından açılan dava mahkememizin yukarıda yazılı esas sırasına kayıt edilmiştir. Dava dosyasının incelenmesi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı …, …, …, …, …, …, …, … vekili tarafından davalı … A.Ş. aleyhine mahkememizin 2022/136 esas sırasında açılan iflas talepli davanın dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirkete ait iş yerinde uzun yıllar çalıştıklarını, çalıştıkları süreçte ücret, sosyal hak ve alacaklarının işveren tarafından sözleşme şartlarına uygun ödenmemesi nedeni ile iş akitlerinin müvekkilleri tarafından haklı sebeple feshedildiğini, bu alacaklarının tahsili için yargıya başvurulduğunu, yargılamanın her birinin lehine sonuçlandığını, müvekkillerinin işbu ilamların dayanak olduğu kesinleşmiş ilamlı icra takiplerine istinaden davalı şirketten alacaklı bulunduğunu, icra dosyalarında yapılan işlemlerin aslen ödeme gücü bulunan davalı şirketin çalışmalarını kayıt dışı tutmasından ötürü herhangi bir sonuç vermediğini, müvekkillerinin emeklerinin karşılığını alamadıklarını, davalı şirketin ancak iflas tehdidi altında iken ödeme yaptığını, daha önce de davalı şirket aleyhine İİK 177 maddesi uyarınca iflas davaları açıldığını, yargılama sürerken davalının ödeme yaptığını ve davaların konusuz kaldığını, İİK’nun 177 maddesinde alacaklının doğrudan doğruya iflas isteyebileceği hallerin düzenlendiğini, İ.İ.K.’nun 177/4. madde hükmü gereğince davalı şirket yetkilileri …, …Ve …’nın duruşmaya davet edilmesi gerektiğini belirterek tüm bu sebeplerden dolayı İ.İ.K.nun 177. madde hükmü gereğince davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olup, her bir davacının iflas avansı ve ilan giderini ayrı ayrı yatırması gerektiğini, mahkemenin 22/02/2022 tarihli tensip tutanağının 10 nolu kararının bu yönde olup her bir davacı yönünden iflas avansı ve ilan giderinin yatırılması hususunda 2 haftalık kesin süre verildiğini, davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde sadece tek bir davacı yönünden iflas avansının yatırıldığını, tüm davacılar yönünden ise ayrı ayrı ilan giderinin yatırıldığını, iflas avansının da ilan gideri gibi her bir davacı yönünden yatırılması gerekirken tek bir davacı yönünden yatırılmasının mahkemece belirlenen ara kararın gereği gibi yerine getirilmediği sonucunu doğurduğunu, kesin süre içerisinde iflas avansının yatırılmamış olması nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, iflas avansı tutarının mahkemece 19.500,00-₺ olarak belirlendiğini, müvekkili şirket ölçeğinde bir firma için bu tutarın düşük olduğunu, güncel iflas avansı tutarının 30.000,00-₺ olup, eksik kısım ile ilgili yeniden ara karar oluşturulması gerektiğini, dava dilekçesindeki iddiaların subjektif olup, gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirketin uzun bir süredir finansal zorluklar içerisinde olduğunu, operasyonel sahadan çekildiğini, sadece üretim sektöründe çalışma gösterdiğini, aktifinin pasifinden fazla olduğunu, iflas etmesine neden olacak bir bilançoya sahip olmadığını, uhdesinde yaklaşık 120’ye yakın ilaç ruhsatı bulunduğunu, her birinin davacı alacaklarını fazlasıyla karşılayacak ekonomik değeri bulunduğunu, ilaç sektörünün içerisinde bulunduğu zor koşullar nedeniyle dönemsel bir finans sorunu yaşadığını, müvekkili şirketin iflas etmesinin davacıların da alacağını tahsil etme imkanını tehlikeye sokabileceğini belirterek davanın öncelikle usulden reddine, aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, 2004 sayılı İİK’nun 177 maddesine dayalı olarak alacaklı tarafından açılmış iflas davasıdır. Yukarıda açıklandığı üzere mahkememizin 2022/136 esas sırasında birlikte dava açan davacılar arasında mecburî dava arkadaşlığı olmaması, davacıların her birinin ayrı talepte bulunması, her birinin davasının diğerinden bağımsız olması nedeni ile davalarının tefrikine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 120 maddesi gereğince her bir davacının yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığı’nca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırması zorunludur. Bu nedenle mahkememizin 2022/136 esas sayılı davasında davacılar vekiline her bir davacı yönünden Harçlar Kanunu 32. maddesi uyarınca başvurma harcı ve maktu karar harcını ayrı ayrı yatırmak üzere kesin süre verilmiş olup, kesin süre içerisinde her bir davacı yönünden maktu başvuru harcı ve maktu karar harcı yatırılmıştır. Yine mahkememizin 2022/136 esas sayılı davasında İ.İ.K’nun 181 maddesi delaleti ile aynı yasanın 160. maddesi gereğince ilk alacaklılar toplantısına kadar yapılacak harcamalara karşılık 2021 yılına göre belirlenen iflas avansı tutarı olan 19.500,00-₺ iflas avansı ile 1.500,00-₺ ilan giderini her bir davacı yönünden ayrı ayrı yatırmak üzere kesin süre verilmiş olup, kesin süre içerisinde her bir davacı yönünden 1.500-₺ ilan giderinin yatırılmış olduğu, sadece 1 iflas avansı tutarı olan 19.500,00-₺’nin yatırılmamış olduğu görülmüştür. Davacılar vekili mahkememizin 2022/136 esas sayılı dosyasında 02/06/2022 tarihli duruşmada “…Tüm müvekkiller tensip ara karar uyarınca başvuru harcı ve karar harcını ve ilan giderini yatırmıştır. Müvekkil … iflas avansını yatırmıştır. Diğer müvekkiller ekonomik durumları elverişli olmadığı için iflas avansını yatıramamışlardır. Müvekkiller arasında dava arkadaşlığı vardır. Davacıların davasının birlikte görülmesi usul ekonomisine uygundur. Bu nedenle her bir müvekkilin iflas avansı yatırmasına dair tensip ara kararından vazgeçilmesini talep ediyoruz, aksi halde iflas avansını yatırmamış olan müvekkillerin hak arama hürriyetleri kısıtlanmış olacaktır. Dava dilekçemizi tekrar ederiz…” şeklinde beyanda bulunmuştur. İflas davasında iflas avansının yatırılmış olması bir dava şartı olup, bu husus 6100 sayılı HMK’nun 114/2 maddesinde düzenlenen “Diğer kanunlarda yer alan dava şartları”ndan olup HMK’nun 115/2 maddesi uyarınca mahkemece dava şartı noksanlığı tespit edilirse davanın usulden reddine karar verilir. Somut olayda davacı …’nın davası yönünden iflas avansının yatırılmamış olması nedeni ile HMK 114/2 ve 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-Harç peşin alındığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı … tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili lehine takdir olunan 5.100,00-₺ maktu vekalet ücretinin davacı …’dan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK 333 maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 günlük süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/06/2022

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza